SORU: Mezhepler oluşum ve gelişim süreçlerinde insan kavramı nasıl değerlendirilmektedir?
CEVAP: İnsan tek başına bir varlık değildir; aksine toplumla ilişkisi çerçevesinde kendisini inşa eden sosyal bir varlıktır. Bu durum onun algılama biçimine de doğrudan yansır. İçinde bulunduğu toplumsal gerçeklik, hakikat algısının şekillenmesinde birincil derecede işlev görür. Mezhepler açısından bakıldığında bu durum son derece anlamlıdır. Zira mezhepler, her ne kadar belirli bir insanın ve kurucunun görüşleri etrafında şekillense de, bir topluluk tarafından sahiplenildiği ölçüde var olabilmektedirler. Mezhepler bu sayede hayat bulur ve tarihsel gerçekliğe kavuşur. Taraftarı olmadığı takdirde ise tarih sahnesinden silinir. Dolayısıyla mezheplerin oluşum ve gelişim süreçlerinde insan hem bireysel hem de toplumsal olarak aktif rol üstlenmektedir.