SORU: Mülkiyet yapısı ve rekabet kurumu radyo-televizyonlar açısından hangi açıdan önemlidir?
CEVAP: Radyo ve televizyonlar ABD dışında hemen tüm ülkeler tarafından kamu mülkiyeti olarak düzenlenmiştir. Ancak, 1970’lerden başlayarak, önce Avrupa’da ve 1990’lı yıllardan itibaren de, Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde küreselleşmeye bağlı olarak deregülasyon politikaları (kuralsızlaştırma) sonucunda, radyo ve televizyon sektörü de özel sektöre yatırım alanı olarak açılmıştır. Deregülasyon politikasına göre, pazar mekanizması, kâr arayışında olan ve kendi çıkarı peşinde koşan herkese açık olmalıdır. Bugün, dünyanın pek çok ülkesinde radyo ve televizyon yayıncılığı, kamu ve özel mülkiyet olarak ikili bir yapıda düzenlenmiştir. Radyo ve özellikle televizyon alanına yatırım yapmak, çok büyük sermaye gerektirdiği için, bu alana ancak, büyük sermayeye sahip sınırlı sayıdaki şirket yatırım yapabilir. Dolayısıyla, dünyanın pek çok ülkesinde, radyo ve televizyon sektörü, sınırlı sayıda şirketin birbirleriyle rekabet ettiği oligopolistik bir yapıdadır. Ancak, mülkiyet yapısı açısından bakıldığında, sektörde tekelleşme eğilimleri ağır basmaktadır.