SORU: Neopozitişzmin tarih görüşünü açıklayınız?
CEVAP: 20. yüzyılda Mantıkçı Deneycilik olarak da bilinen neopozitivizm birleştirilmiş bilim ideali ile ortaya çıkıp tüm bilimlerin birliğini savunarak 19. yüzyıl pozitivist düşüncesini takip etmiş ama bazı bakımlardan ondan ayrılmıştır. Bununla birlikte neopozitivizmin genel eğilimi de olgulara ve deneye yönelmek ve olguların yasaları nı keşfetmek yollu bilim anlayışı olmuştur. Neopozitivist bilim anlayışı bilim kavramını doğa bilimi kavramına indirgeyerek birleştirilmiş bilim (unişed science) ideali ile bütün bilimler için yöntem birliği anlayışını öne sürmüştür. Viyana Çevresi adıyla bilinen bir grup düşünürün geliştirdiği öğreti bilimsellik için de deneyle doğrulanabilir olma ölçütünü ortaya koymuştur. Bu düşünürler içinde Carl Gustav Hempel (1908-1997) tarihteki yasaların da doğa yasalarına benzediği görüşüyle öne çıkar. Hempel’e göre bir olayı açıklamak demek o olayı özel bir durumu olduğu genel bir yasanın altına koymak ya da bu olayı genel bir yasadan türetmek demektir. Bu açıklama anlayışı doğa bilimlerinden çıkarılmış bir açıklama anlayışıdır. Hempel doğa bilimlerinin ve tarih bilimlerinin açıklamaları arası nda yapı bakımından hiçbir fark görmez. Her iki tür bilimde de açıklamaların yapısı bakımından yasaların kullandığı görülebilir; aradaki tek fark tarih bilimlerinin açıklamalarındaki yasaların örtük yasalar olmasıdır. Böylece neopozitivist düşünürler tarihi de bilim hâline getirmek için bir takım yöntem ölçütleri önermiş oldular. Karl Raimund Popper’e (1902-1994) göre ise tarih yasa bulmaz, kuramsal bilimlerin bulduğu yasaları kullanarak açıklamalar yapar. Popper bilimleri kuramsal bilimler ve uygulamalı bilimler olarak ikiye ayırır. Kuramsal bilimler yasa önermeleri kurarlar oysa uygulamalı bilimler kuramsal bilimlerin yasa önermelerini kullanırlar. İşte bu anlamda tarih kuramsal bir bilim değildir. Bu yüzden kuramsal fizik gibi bir kuramsal tarih bilimi söz konusu değildir. Tarih olsa olsa kuramsal bilimlerin yasalarını kullanarak geçmiş olguları açıklayan bir bilim olabilir ama kuramsal fizik gibi geleceğe yönelik öndeyide bulunan kuramsal bir bilim olamaz. Bu yüzden de Hegel ya da Marx’ın yaptığı anlamda bir genel dünya tarihi olanaksızdır. Çünkü insanlık tarihinin gidişi insanların amaçlı eylemlerinden ve insan bilgisinin artışıyla sürekli değişir ve etkilenir. Böyle bir süreci önceden görmek ya da bu sürecin bütününü görmek olanaksızdır.