OSMANLI TARİHİ (1876-1918) Dersi Osmanlı-Yunan Savaşı ve Balkanlarda Sorunlar soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Osmanlı Devleti hariç üçüncü taraf dediğimiz devletlerin durumu ve bölgeye bakış açıları bu iken, bölgedeki ulusların ve devletlerin durumuna kısaca bakmak gerekirse nasıl ifade edilebilir?


CEVAP:

Bulgaristan kurulduğu günden itibaren din ve ulus kozunu en çok kullanan devletlerden biriydi. Sınırları içerisinde Panslavizm politikasının ürünü bir devlet olma gereğini hep dikkate alıyordu. Makedonya sorununda ise en etkin devlet konumunda idi. Sırbistan ise Osmanlı Devleti’nden koptuktan sonra, knezler aracılığı› ile daima Avusturya-Macaristan’ın desteğini görmüştü. Bulgaristan, Rusya ile din-mezhep hususunda sık sık ittifak edip bunu bölgesel güç olma yolunda kullandı. Bölgedeki her savaşta ve olayda bulunmaktan kaçınmadı. Milliyetçilik hareketiyle Osmanlı’dan ayrılıp sonra da diğer milliyetçilik akımlarıyla zaman zaman işbirliği yaparak, Osmanlı Devleti’ne en fazla zarar veren devletlerden biri oldu. Yunanistan ise, Avrupa’nın hem ideolojik/dini nedenlerle, hem de Osmanlı Devleti ile Akdeniz’de çatışan çıkarları nedeniyle en çok desteklediği ülkelerden birisiydi. Hatta, Avrupa’nın yarattığı bir devlet idi. Sahiplenme o derecede idi ki 1897 savaşını kaybeden Yunanistan, antlaşma masasında büyük devletlerden aldığı destek sayesinde kazançlı bile çıktı. Kısacası Makedonya sorunu bir anlamda Panslavizm ve Enosis politikalarının sonucunda doğmuştu. 

Diğer taraftan, Makedonya’da çeşitli örgütler de faaliyet gösteriyorlardı. Bu ayrılıkçı örgütler, yukarıda bahsedilen soruna taraf unsurların tamamından destek görüyordu. Kendi aralarında iktidar mücadelesi olsa bile Makedonya bölgesi konusunda birleşiyorlardı. Öğrenciler, aydınlar askeri okullar ve kent burjuvası içinden çıkan örgütlerin liderleri etkin tepkiler geliştirdi. Bölgede yapılan her ıslahat, ayrılıkçı çalışmaların alt yapısını oluşturuyordu. 1890’lı yıllardan itibaren silahlı mücadeleye başladılar. Doğu Rumeli, Ermeni ve Girit olayları Makedonya’yı doğrudan etkiledi. Özerklik isteği ile çete savaşlarına başladılar. Aslında bu çete savaşları, Yunanistan’a (bazılarının da Bulgaristan’a) katılma arzusunun bir parçasıydı. Makedonya’da gelişen hadiselerden dolayı aldığı tedbirler üzerine Osmanlı Devleti Avrupalı devletler tarafından uyarıldı. Kaçınılmaz olarak bu uyarı, bölgedeki ayrılıkçı çete ve isyancıları körükleyen bir etki yapmaktaydı.

Esas olarak bu ve benzeri maddeleri içeren söz konusu antla?ma, aslında Viyana ıslahatının genişletilmiş haliydi. Bununla birlikte bölgenin Osmanlı Devleti’nden ayrılması için bütün gayretlerin ortaya konduğu bir antlaşmadır. Antlaşma, daha doğrusu dikte edilen bu maddeler ayrılıkçılar› memnun etmişti. Diğer taraftan Batılı devletlerin desteklerini sağlayan Bulgar, Yunan ve Sırplar aynı antlaşmanın sınırları belirleyen maddesine ise itiraz ettiler.