SORU: Osmanlı İstanbul’unda kahve tüketimi nasıldır?
CEVAP: 16. yüzyılın ilk yarısında başkentte tüketilmeye
başlanan ve hızla yaygınlaşan kahvenin serüvenine dair
çok sayıda araştırma yer almaktadır. İstanbul açısından
belki en önemli iki nokta, ilk kahvehanelerin burada
açılması ve devletin uzunca bir süre kahveyi yasaklama
girişimlerine rağmen 16. yüzyılın sonlarında kahveden
alınan vergi gelirlerini mukataa haline dönüştürerek bu
maddenin tüketimine onay vermesidir. Özellikle hızla
yaygınlaşan kahvehanelerin, gerek halkın yeme-içme
alışkanlıklarındaki değişimi göstermesi gerekse yeni bir
içeceğin halkın gündelik hayatını ne kadar derinden
etkilediğini göstermesi bakımından oldukça mühim
kurumlar olduğu belirtilmelidir. 16. yüzyıldan 19. yüzyıla
kadar Osmanlı toplumu kahveyi genellikle toplu olarak
içmeyi tercih etmiştir. Bu nedenle bu süreçte kahveyi
oldukça büyük kaplar olan ibriklerde/güğümlerde
pişirmekteydiler. Benzer şekilde ilk kahve fincanları da
neredeyse çorba kâsesi kadar büyük ebatlardaydı. Bu
fincanlar 18. yüzyıldan itibaren küçülecek ve önce zar arla
kullanılmaya başlanacak daha sonra da kulplu hale
gelecektir. Kahve pişirme kaplarındaki değişim de aynı
yüzyılda, 18. yüzyılda gerçekleşmiş, cezveler devreye
girmiş; önceleri ibriklerle birlikte kullanılmış sonra da
yegâne kahve pişirme aracı haline gelmiştir. Özetle, gerek
pişirme gerekse servis kaplarının küçülmesi, kahve içme
alışkanlığının zamanla bireysel ortamlara taşındığını
göstermesi açısından önemli bir gelişme sayılmalıdır.
İstanbul halkı kahveyi, kahve dükkânlarından değil kahve
satış tekeline sahip attârlardan satın almıştır.