VERGİ TEORİSİ Dersi Verginin Tanımı, Amaçları, Tarihsel ve Teorik Gelişimi soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Paranın yaygın olmadığı dönemlerde vergilendirme
nasıl olmaktaydı?


CEVAP:

Paranın kullanımının yaygın olmadığı
dönemlerde vergilerin büyük çoğunluğu ayni olarak, diğer
bir söylemle mal ve hizmet şeklinde ödenmiştir. Böylece
nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan köylüler,
ürünlerinin sabit bir yüzdesini (Mısırda beşte birini,
Sümerlerde onda birini) krala vermek zorunda
kalmışlardır. Dönemin koşulları nedeniyle ödenen ayni
vergiler genellikle mülttezim adı verilen kişiler tarafından
toplanmıştır. Mültezimlerin aşırı kâr elde edebilmek için
krala borçlandıkları vergi miktarının iki katını toplamaya
başladıkları bu yöntem, on dokuzuncu yüzyıla kadar
devam etmiştir.
Köylüler vergi ödemenin dışında ayrıca devlet işlerinde,
piramit ve tapınakların inşasında ve kralın özel arazisinde
çalıştırılmışlardır. Böylece köylüler aslında parasal
olmayan bir vergi ödemiş, bir anlamda kölelik
yapmışlardır. Atina ve Roma döneminde çok daha ileri
gidilmiş; arazi ve köle satışları vergilendirilmiş, ithalat
vergileri artırılmış ayrıca başarısızlıkla sonuçlanmakla
birlikte, sermaye ve mülk gelirlerinin vergilendirilmesi
teşebbüsünde bulunulmuştur. Feodal sistemin ortaya
çıkması ile birlikte köylülerden soylulara kadar herkesin,
toprağa sahip olmanın bir karşılığı olarak, askerî
hizmetlerde ya da çalışma yoluyla devlete katkıda
bulunması prensibi geliştirilmiştir. Ancak günümüzde
verginin parasal olması gerektiği, kişilerin vergi yerine
çalışmaya zorlanamayacağı görüşü hakimdir.
Feodal dönemde ayni vergilerin ve çalışmanın dışında,
ayrıca malların el değiştirmesi üzerinden de vergiler
alınmaya başlanmıştır. Vergi ayrıcalıklarından
yararlanmak için kral ile müzakereler başlamış ve bazı
ülkelerde “her yeni verginin halk tarafından kabul
edilebilir olması” ilkesi geliştirilmiştir. Bunun ilk örneği
İngiliz Kralı John tarafından 1215 yılında kabul edilen
Magna Carta’dır.