TÜRKİYE CUMHURİYETİ İKTİSAT TARİHİ Dersi Dışa Bağımlı Gelişme Dönemi (1961-1980) soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Petrol krizinin Dünya ekonomisi ve Türkiye açısından sonuçları nelerdir? 


CEVAP:

Petrol krizinin önemli sonuçları olmuştur. Bunlar şöyle özetlenebilir: 
• İlki hemen hemen her şeyin temel girdisi olan petrolün fiyatının artmasından kaynaklanan bütün ürün fiyatları için fiyat artışıdır ki maliyet enflasyonu olarak isimlendirilebilir. Türkiye’de de enflasyon çift haneli rakamlara çıkmıştır. Bütün Dünyada aynı zamanda ortaya çıkan bu fiyat artışı Dünya ekonomisinin daralmasına neden olmuştur. 
• Fiyatlar tarımsal ürünlere daha zor, sanayi ürünlerine daha kolay yansıtılabildiği için ve gelişmekte olan ülkeler daha çok tarımsal ürün sattıkları için gelişmekte olan ülkeler aleyhine bir sonuç ortaya çıkmıştır. gelişmiş ülkelerde bir durgunluk yaşadıkları için satın alma kabiliyetleri azalmış, diğer ülkelerden yaptıkları ticaret de düşmüştür. Özetle gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkelere göre daha zor durumda kalmışlardır. 
• Tüm dünyada dış ticaret harcamalarında petrol lehine bir dönüşüm olmuştur. Petrol satın alan ülkeler, yurt dışından aldıkları her şeyi azaltarak, ülkelerinin enerji ihtiyacını sağlamaya çalışmışlardır. Hatta petrol ihtiyacının tamamını karşılamak konusunda da yeterli olamayan, bu nedenle de ülke de petrol kıtlığı görülen, ulaştırması kısıtlı hale gelen ülkeler olduğu gibi, alternatif enerji kaynaklarına kayan (nükleer enerji gibi) Fransa gibi ülkeler de olmuştur. 
• Petrol üreten ülkelerin ellerinde ise, ciddi büyüklükte, kendi ülkelerinde kullanabileceklerinden çok fazla kaynak (petrodolar) oluşmuştur. Onlarda bir süre sonra elde edilen bu geliri uluslararası finans kurumlarına aktarmışlardır. 
• Uluslararası finans kurumları da zaten hem ülke içinde hem de ülke dışında finans sıkıntısı olan gelişmekte olan ülkelere bu fonları uygun faiz oranları ile borç vermişlerdir. Fakat bu fonlar ticari bankaların elinde olduğu için, normalde ülkelere finansal kaynak öneren uluslararası kurumların önerdiği vadelerden daha düşük vade ile (kısa vadeli) borçlanmak mümkün olmuştur. 
• Türkiye gibi tüm gelişmekte olan ülkeler, bu kısa vadeli borçlarla petrolden kaynaklanan ödemeler dengesi açıklarını ve kalkınmalarını fonlamışlardır. 70lerin sonralarına gelindiğinde de bu ülkelerde ilk borç ödeme sorunları ortaya çıkmaya başlamıştır. Türkiye, Arjantin, Zaire, Peru’nun ardından Meksika, Brezilya, Arjantin zor durumlarını ilan etmişlerdir. Gelişmekte olan ülkelerin hepsinin benzer pozisyonları nedeniyle “Dünya borç krizi” olarak adlandırılan bu durum, zor durumdaki bu ülkeleri yeniden IMF ve Dünya Bankası ile masaya oturmaya zorlamıştır. 
• Petrol silahı, gelişmiş ülkelere kendi kurallarını kabul ettirmeye çalışan petrol ihracatçısı ülkelerin eliyle ve parasıyla, gelişmekte olanları zor duruma düşürmüştür. Petrol krizi ve borç krizi ayrıca kapitalist dünya sisteminin yeniden şekillenişine de yol açmıştır. Gelişmekte olan ülkelerin krizden etkilenme farkları aralarındaki hiyerarşik yapıyı değiştirmiştir. Japonya ya da Avrupa ile ABD arasındaki gelişme farkları kapanmaya başlamıştır.