KAMU EKONOMİSİ I Dersi Devletin Mali Alandaki Rol ve Fonksiyonlarındaki Değişim soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Piyasa başarısızlıklarıyla mücadelede devletin değişen rolünü anlatınız.


CEVAP:

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Keynesyen politikaların da etkisiyle piyasa başarısızlıklarıyla mücadelede devlet aktif bir rol oynamıştır. Fakat zaman göstermiştir ki, piyasada aksaklıkların devlet eliyle çözümü her alanda beklenilen başarıyı gösterememiştir.
Tam rekabet idealinin bir ütopya olması, devleti bu alanda müdahaleye gerekli kılmıştır. Nitekim yaklaşık olarak 1980’li yıllara kadar devletin eksik rekabetin geçerli olduğu piyasalara kapsamlı müdahaleleri geçerli olmuştur. Bu tür alanlarda devlet ya kendi de özel sektörle birlikte üretime girişmiş ya da bu alanları kendi tekeline almıştır. Fakat bu
alanların birçoğunda özel sektörle birlikte devlet üretimi özel sektörü tamamen dışlamış veya özel sektör devletle rekabet edemez hale gelmiştir. Devlet tekelinin olduğu bazı mal ve hizmet üretimi ise düşük kalite, yüksek maliyet ve devlet bütçesi üzerinde ağır yük ile sonuçlanmıştır. 1970’li yılların sonlarına doğru, eksik rekabeti gidermede devletin rolü sorgulanmaya başlanmış ve piyasa ağırlıklı bir ekonomik sistem görüşleri çerçevesinde devletin piyasada rekabet artırıcı (yasal ve kurumsal regülasyonlar aracılığıyla) ve devlet tekelindeki alanları rekabete açıcı bir fonksiyon üstlenmesi benimsenmiştir. Rekabeti sağlayıcı yasaların yapılması gibi. Piyasaların az gelişmiş olması halinde koordinasyon sorunlarını ve bilgi açıklarını devlet azaltabilir ve piyasanın gelişmesini teşvik edebilir (World Bank, 1997:6). Piyasalarda görülen asimetrik enformasyon sorununun giderilmesinde devlet müdahalesinin gerekli olduğu savunulabilir. Fakat tüketicilerin üreticilere göre eksik enformasyona sahip olması nedeniyle göreceği bir zararın, satışı gerçekleşen mal veya hizmetin devlet eliyle üretilmesi anlamına gelmemesi gerekir. Burada devletin görevi, tüketicilerin sahip olduğu eksik enformasyonun telafi edilmesini sağlayacak yasal regülasyonlara gitmek olabilir. Örneğin, satılan malın üzerinde yer alan etikete gerekli bilgilerin konulması zorunluluğu veya mala yönelik garanti belgesi verilmesi zorunluluğu gibi. Nitekim günümüzde bu tür piyasa başarısızlıklarının giderilmesindeki temel eğilim, tüketici haklarını ayrıntılı şekilde düzenleyen yasaların oluşturulması yönündedir.
Bugün piyasalar ve devlet birbirini tamamlamaktadır. Devlet, piyasalar için uygun kurumsal temellerin düzenlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca bu kural ve politikaların içeriği kadar devletlerin güvenilirliği, kuralların ve politikaların tahmin edilebilirliği ve bunların uygulanmasındaki tutarlılık özel yatırımın teşvik edilmesi açısından aynı derecede önemli olabilir. Birçok ülke, piyasaların gelişmesi açısından temel kurumsal altyapıdan yoksundur (World Bank, 1997:41).
Dışsallık argümanı, neredeyse devletin doğuşundan bu yana insanların en temel ihtiyaçlarından olan eğitim ve sağlık hizmetlerinin devlet eliyle sunulmasına gerekçe teşkil etmiştir. Pozitif dışsallık gerekçesiyle devlet eliyle sunulan bu tür mal ve hizmetlerin üretimi konusundaki önemli değişim, bu tür alanlarda özel sektör üretimine izin verilmeye başlanması şeklinde ortaya çıkmıştır. Özel sektörün ve devletin bir arada faaliyet gösterdiği bu alanlarda, bir başka değişim de devletin kendi içerisindeki görev ve sorumluluk paylaşımında gerçekleşmiştir.
Örneğin eğitim hizmetlerinde birçok ülkede ilköğretim seviyesindeki eğitim hizmetleri yerel yönetimlere devredilirken, yükseköğretim her iki sektör eliyle sunulmaktadır.
Küreselleşmenin yaygınlaştırdığı bir sorun olan çevre kirliliğiyle mücadelede devletin rolü ise son yıllarda literatürde yaygın olarak tartışılan bir konu haline gelmiştir. Çevre korunmasına ilişkin kamusal çözümler geçerli olabileceği gibi piyasaya dayalı çözümler de mümkün olabilmektedir. Devlet yapacağı yasal düzenlemelerle bu alanda etkili olabilir.