SORU: Safiye Erol’un Ciğerdelen romanını Sema Uğurcan nasıl değerlendirmiştir?
CEVAP: Sema Uğurcan’a göre; hikayeler, Osmanlı’nın toprak olarak en genişlediği, o genişliği muhafaza etmek için kendini en zorladığı dönemi anlatmaktadır. Kahraman olmayana hayat hakkı tanınmadığı devir ve yerde, bütün erkekler kaleyi korurken şehit düşer. Sosyal sorumluluğun ciğeri deldiği zamanlarda, aşk geri plâna itilir. Bu kadar kan ve canın bedeli olan kalenin elden çıkması, kahramanların da, okuyucunun da ciğerini deler. Kale kaybedildikten yaklaşık 250 sene sonra kader, Cangüzel ile Turhan’ı birleştirir. Onlar için ‘ciğerdelen’; dün ile bugünü birleştirmek, millî kültürün kendilerine kattığı değerli mayayı keşfetmek, o mayayla artık sınırları daralmış vatana hizmet etmektir.