SAĞLIK EKONOMİSİ Dersi SAĞLIK HİZMETLERİNDE KAMUNUN VE PAZARIN ROLÜ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Sağlık hizmetleri finansman ve sunumunun tamamen devlet tarafından gerçekleştirildiği durumlarda ortaya çıkan başlıca sakıncalar nelerdir? 


CEVAP:

-Kamunun yararını gözetmesi beklenen devlet kuruluşları, genellikle toplumun güçlü kesimlerinin kontrolünde olduğundan toplumu temsil etme özellikleri azalmaktadır. Politik gücü daha fazla olan varlıklı kesimlerin kamu sağlık hizmetlerinden yararlanma konusunda yoksul kesimlere göre her zaman üstünlüğü olmaktadır. Örneğin, demokratik ülkelerde bile, bir yerleşim yerindeki devlet hastanesinin imkânlarından o yerin iktidar partisi temsilcileri veya ileri gelenlerinin yoksullardan daha fazla yararlanması söz konusu olabilmektedir.
-Gerek politik gücü fazla olan varlıklı kesimlerin, gerekse sağlık bakanlıklarında etkili olan uzman grupların taleplerine bağlı olarak basit ve ucuz olan koruyucu hizmetler yerine, karmaşık ve pahalı olan tedavi edici hizmetlere ağırlık verilmesi riski vardır. Örneğin, bir yerleşim yerinde hastane yapılması, koroner yoğun bakım üniteleri ya da organ nakil merkezleri kurulması, bağışıklama hizmetleri için iyi bir soğuk zincir kurulmasından daha önemli hizmetler olarak görülebilmektedir. Bu tür yatırımlardan çıkar sağlayacak olan varlıklı kesimler ile buralarda görev yapacak uzman hekimlerin devlet kuruluşları üzerindeki baskısı ve ikna gücü, bağışıklama hizmetlerinden yarar sağlayacak sıradan insanlar ile bu hizmeti sunacak ebe-hemşire ve pratisyen hekimlerden daha etkili olmaktadır. Bu da kaynakların doğru kullanılmamasına, harcamaların artmasına, toplumun genelinin sağlığı için gerekli olan temel sağlık hizmetlerinin aksamasına yol açmaktadır.
-Devlet işleyişindeki yoğun bürokrasi nedeniyle acil durumlar için çözüm bulunması, hızlı karar alınması, kararların hızla uygulanması veya yeni düzenlemelere gidilmesi zor olmaktadır. Oysa sağlık hizmetleri, nitelikleri nedeniyle pek çok durumda hızlı karar alınmasını gerektiren ve gecikmelere tahammülü olmayan hizmetlerdir. Özellikle bizim ülkemiz gibi devletçi ve merkeziyetçi geleneğin kökleşmiş olduğu ülkelerde, bürokratların gücü bazen politikacılardan fazla olabilmekte, politikacılar hızlı karar almış olsalar bile bürokratların direncini aşmak mümkün olmayabilmektedir.
-Sağlık konusu uzun vadeli yatırım gerektirdiğinden ve sonuçları diğer ekonomik alanlarda olduğu gibi hemen görülmediğinden, sürekli seçime hazırlanan politikacılar açısından uzun vadeli planlar yapılması pek gerçekci olamamaktadır. Politik olarak tercih edilen yatırımlar genellikle bir sonraki seçimde oy arttırmayı sağlama amaçlı hastane inşaatı, personel tayini, ambulans alınması gibi seçmenin gözüne görünecek alanlarda olmakta; doğumda yaşam beklentisini uzatmak, bebek ve anne ölümlerini azaltmak, hizmet kalitesini arttırmak amaçlı yatırımlar ihmal edilebilmektedir.
-Sağlık hizmetlerinin genel bütçeden ayrılan paylarla finanse edilmesi planlandığında, özellikle her sektör için kaynak ihtiyacının had safhada olduğu yoksul ya da gelişmekte olan ülkelerde sağlık sektörünün bütçe içerisinde diğer sektörlerle rekabete girerek aslan payını alması pek mümkün olamamaktadır. Ülkelerin ekonomisi, büyümesi ve geleceği açısından önemli olan savunma, eğitim, sanayi, tarım, gibi genel bütçe içerisinde her zaman sağlıktan daha öncelikli olabilmektedir. Sağlık sektörü geleneksel olarak devlet bütçesi içerisinde tüketen, “harcamalara” neden olan bir sektör olarak görülmekte, gelir getirici ve istihdam sağlayıcı bir anlayışla yaklaşılmadığı için politik açıdan geri plana kolaylıkla itilebilmektedir.