SİYASET BİLİMİ Dersi SİYASET VE BİREY: SİYASAL KATILMA soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Siyasal toplumsallaşma faktörleri nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP: Çocukluk çağından başlayıp hayatın sonuna kadar devam eden siyasal toplumsallaşma sürecinde etkili olan pek çok faktörden söz edilebilir. Genelde toplumsallaşmanın ajanları olarak nitelenen bu faktörleri iki grupta toplamak mümkündür. Biri aile ve arkadaş grubu gibi birincil gruplar; diğeri de okul, meslek grubu, dernekler ve medya organları gibi ikincil gruplardır Ailede otoriter, sert ve disipline aşırı önem veren bir babanın yanında yetişen bir kişinin siyasal otoriteye karşı boyun eğici, itaatkâr ve muhalefetten çekinen bir tutum içinde olacağı; kendisinin otorite konumunda olması durumunda alttakilere karşı sert, otoriter, disiplinli bir tavır sergileyeceği kabul edilebilir. Bir kişinin anarşist, sosyalist, tutucu veya suikastçı; iyimser, kuşkucu veya güvensiz oluşunda ailedeki ilişkileri ve yetişme biçiminin önemli rol oynadığı belirlenmiştir. Bireyin siyasal toplumsallaşması sürecinde etken olan birincil gruplardan bir diğeri de yüz yüze ilişkilerin ve biz duygusunun egemen olduğu arkadaş gruplarıdır. İnsan hayatının büyük bölümü ailenin yanı sıra bu türdeki gruplar içerisinde geçmekte ve bunları n toplumsallaşma üzerinde önemli etkisi bulunmaktadır. Toplumsal kültürün, değerlerin, inançların, kuralların ve tutumların topluma yeni katılacak bireylere aktarılmasında arkadaş grupları belli işlevler görmektedir. Bir aile içinde doğan birey ilk değerleri, kuralları ve eğilimleri burada alırken hayatın erken dönemlerinden itibaren ailenin yanı sıra içinde yer aldığı değişik arkadaş gruplarından da bu yönde etkilenir. Arkadaş gruplarının çocuğun davranışları üzerinde belli bir etkiye sahip olduğu halk arasında da kabul edilen bir görüştür. Bilimsel araştırmalar da bu görüşü doğrulamaktadır. Toplumsal sistemin varlığını koruması ve devam ettirmesinin zorunlu şartı olan siyasal toplumsallaşma sürecinde etken olan ikincil nitelikteki grup ve kurumların başında okul ve eğitim kurumları gelmektedir. Her siyasal sistem yönettiği toplum üyelerine belirli tutumlar, değerler, inançlar, davranış kalıpları ve eğilimleri aktarmaya gayret göstermektedir. Bu amaçla eğitim kurumundan yararlanılmakta ve eğitim sürecinde bireylere belli değerler, tutumlar ve davranış kalıpları aktarılmaktadır. Eğitim süreci bilinçli şekilde siyasal kültürün yeni kuşaklara, siyasal sisteme katılacak yeni bireylere ve kesimlere aktarıldığı bir etkinlik olarak anlaşılabilir. Birey okulda, aile dışında bir başka otorite ile tanışmakta ve otorite ilişkisi içerisinde yaşamayı öğrenmektedir. Bir yandan okulda bireylere siyasal sistemle ilgili çeşitli bilgiler verilirken diğer yandan toplumsal hayatın otorite ilişkisi içerisinde sürmesiyle ilgili bir çerçeve sunulmaktadır. Okulda çocuk için otoriteyi ifade eden öğretmen ve okul yönetiminin konumu, verdiği emirlere uyulmasının gerekli oluşu, uyulmaması durumunda cezalandırılma, siyasal alanda yansımaları olacak bir model oluşturmaktadır. Okuldaki eğitim sürecinde bireylere hangi siyasal tutum ve değerlerin verileceği, ne tür bilgilerin kazandırılacağı müfredat programlarında belirlenmiştir. Okulların müfredat programları, siyasal toplumsallaşma açısından değerlendirilebilir. Aslında eğitim kurumuyla “iyi vatandaş” yetiştirilmek istenmektedir. ‹yi vatandaş, siyasal sistemin bir ideal olarak tanımladığı temel tutum ve değerlere sahip, kendisinden beklenen davranışları gösterebilen bir kişidir. Bu bakımdan müfredat programları iyi vatandaş imgesi üzerinde kuruludur. Bireyin siyasal toplumsallaşması sürecinde etkili rol oynayan kurumlardan biri de farklı amaçları bulunan çeşitli toplumsal/siyasal dernek ve örgütlerdir. Bireyin hayatı birbirinden farklı dernek ve örgütlerde değişik roller oynayarak geçer. Özellikle hayatın olgunluk, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde bu tür örgüt ve dernek üyelikleri öne çıkar. Meslek birlikleri, sendikalar, dinî örgütler, siyasal örgütler, hemşehrilik dernekleri, spor ve eğlence birlikleri gibi çeşitli dernek ve örgütler birey hayatında önemli yer tutar. Bu tür dernek ve örgütlerin, siyasal toplumsallaşma sürecinde belli etkileri olduğu kabul edilmektedir. Meslek birlikleri veya grupları, temelde siyasal bir örgüt olmamakla birlikte siyasal sistemin kararlarından olumlu veya olumsuz şekilde etkileneceğinden siyasal hayatla ilgilidirler. Mesela bir işçi sendikası hükümetin asgari ücretle ilgili kararından etkilenir, yüksek öğrenim gençliği öğrenci harçlarının artırılmasından veya yurt ücretlerinden etkilenir. Dolayısıyla meslek grubu siyaset dışı bir alanda gözükse de siyasal hayattan bağımsız ve ilgisiz değildir. Belli siyasal tutum, değer, kural ve davranışın geliştirilmesi, üyeleri tarafından benimsenmesi, ortak hareket edilmesi gibi eylemlerde etkili olabilmektedir. Kitap, dergi ve gazete gibi yazılı; radyo ve müzik araçları gibi sözlü; sinema, tiyatro, bale, opera, televizyon ve video gibi hem sesli hem de görüntülü ve İnternet gibi çok yönlü kitle haberleşme araçları da siyasal toplumsallaşma sürecinde önemli rol oynamaktadırlar. Söz konusu kitle haberleşme araçları, öncelikle okuyucusuna veya dinleyicisine bilgi aktaran, olaylar ve gelişmeler konusunda haber veren araçlardır. Fakat bu araçların temel işlevi sadece bilgi vermekle sınırlı olmayıp aynı zamanda okuyucu, dinleyici veya seyircilerine belli tutum ve değerleri de aktarma ve bunların benimsenmesine yardımcı olma gibi işlevleri de bulunmaktadır. Bilgi ve haberin yanı sıra aktardığı tutum ve değerlerin benimsenmesini ve bu yolla bireylerin yönlendirilmesini sağladıkları bilinmektedir. Kitle haberleşme araçlarını okuması, dinlemesi veya izlemesi bireyin kendi isteğine ve çabasına bağlı bir davranıştır. Bundan dolayı bu tür araçların bireyler üzerindeki etkisi farklı düzeylerde gerçekleşmektedir. Bireyler genellikle gazete, dergi veya kitap okurken; yahut radyo ve müzik dinlerken; televizyon, sinema, tiyatro, bale, opera seyrederken belli tercihlerden hareket eder ve seçici davranırlar. Herkes ne her şeyi okumakta ne de her şeyi dinlemekte veya seyretmektedir. Evinin oturma odasında elinde televizyon kumandasıyla koltuğa oturmuş olan kişi televizyon kanalları arasında rahatlıkla gezinti yapabilmekte ve mevcut program seçenekleri arasından ilgisini çekeni tercih etmektedir. Bu tercihinde genellikle kendi tutum, değer ve inançlarına uygunluğun etkili olduğu söylenebilir. Kitle haberleşme araçlarının siyasal tutum ve davranışların değişmesinde fazla etkili olmadığı, bireylerin tutum ve davranışlarını değiştirmekten çok mevcut tutum ve inançlar güçlendirme yönünde etkili oldukları belirlenmiştir.