SORU: Siyasal toplumsallaşma nedir? Açıklayınız.
CEVAP: : Toplumsallaşmanın bir boyutunu ifade eden siyasal toplumsallaşma toplumdaki siyasal değerlerin, inançların, kuralların, eğilimlerin ve davranış kalıplarının toplum üyelerine aktarılması ve benimsetilmesi süreci olarak tanımlanabilir. Kısaca “siyasal toplumsallaşma, toplumsal-siyasal çevre ile birey arasında yaşam boyu süren dolaylı ve doğrudan etkileşim sonucunda, bireyin siyasal sistemle ilgili görüş, düşünüş, tutum ve değerlerinin gelişmesi” olarak görülebilir. Topluma yeni katılan bireylerin siyasal sistemde rol oynayabilecek birer aktör hâline gelmeleri siyasal insan olarak yetişmeleriyle mümkündür. Siyasal toplumsallaşma ile bireyler, siyasal sistemde rol oynamaya hazır birer siyasal insan hâline gelirler. Bu süreçle bireyler siyasal sistemin değerlerini, kurallarını, inançlarını, eğilimlerini ve davranışlarını öğrenir, neler yapmaları gerektiğini kavrar ve ne tür roller oynayacaklarını bilirler. Temelde siyasal kültürü bireylere ve yeni kuşaklara benimsetme, sisteme uyumlu kişiler yetiştirme, sistem içinde oynayacakları rolleri öğretme süreci olan siyasal toplumsallaşma, sistemin devamı için hayati bir öneme sahiptir. Bundan dolayı hiçbir toplum ve siyasal sistem siyasal toplumsallaşmaya karşı kayıtsız kalamaz ve ilgisizlik gösteremez. Bunun için siyasal toplumsallaşmanın resmî bir boyutu bulunmaktadır. Fakat bu süreç sadece resmî kurumların eylem ve davranışlarından ibaret olmayıp aynı zamanda sivil ve bireysel faaliyetler de toplumsallaşmada önemli rol oynamaktadır. Az önce belirttiğimiz gibi siyasal toplumsallaşmanın temel amacı, sistemin devamını sağlayacak nitelikte davranışları gösterecek “eylemci” bireyler (aktörler) yetiştirmektir. Doğduğunda siyasal sistemle ilgili hiçbir şey bilmeyen bireyler zamanla içinde yaşadıkları toplumun siyasal değerlerini, inanç ve kurallarını öğrenirler. Belli bir aşamadan sonra birey, sistem içinde nasıl rol oynayacağından ve ne tür eylemlerde bulunacağından haberdar olur. Toplum yapısında çeşitli pozisyonlar (statüler, mevkiler) işgal eden bireylerin bu pozisyonlara uygun rollerin ne olduğunu bilmeleri, kendilerinden beklenen eylemleri yapmaları için zorunludur. Bu ancak toplum üyelerinin bir siyasal insan olarak yetişmeleriyle mümkün olabilir. Siyasal toplumsallaşma, işte sözünü ettiğimiz siyasal insan olabilmek veya siyasal benlik kazanabilmek imkânı sağlayan bir süreçtir. Siyasal toplumsallaşma çocukluktan başlayarak hayatın sonuna kadar devam eden bir süreç olmakla birlikte her dönemde eşit şekilde işleyen bir süreç değildir. Bireyin siyasal değerleri, inanç ve tutumları alması, içinde yaşadığı siyasal sistemin farkına varması, kendisinden beklenen rolleri kavraması ve buna uygun eylemlerde bulunması çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde farklı süreçler hâlinde işlemektedir. Çocukluk dönemi, toplumsallaşmanın başlangıç dönemidir. Genellikle çocukların siyasetten anlamadıkları sanılır ve çocukların siyasetle ilgilenmemeleri gerektiği belirtilir. Oysaki araştırmalar çocukların erken denebilecek yıllarda siyasetle ilgi kurdukları ve bazı siyasal tutumlar geliştirdiklerini ortaya çıkarmıştır. Çocuk ilk siyasal bilgileri, sembol ve kimlikleri okul öncesindeki yıllarda öğrenir. Okul çağına gelince öğretmen ve polisin şahsında devleti, devlet başkanını ve diğer siyasal kurumları algılar.