SORU: Soğuk savaş sonrası dönemde Avrupa Birliği (AB) nasıl bir politika izlemiştir?
CEVAP: Soğuk Savaş sonrası dönemde Avrupa Birliği (AB) siyasal bütünleşme ve genişleme politikasına ağırlık vermiştir. Bu temelde birlik, üyeleri içinde entegrasyonu arttırmaya çabalarken özellikle Orta ve Doğu Avrupa (ODA) ülkelerini topluluk içine alarak genişleme sürecini hızlandırmıştır. AB’nin Soğuk Savaş sonrasındaki ilk genişlemesi 1990 yılında birleşen Almanya sayesinde gerçekleşmiştir. Demokratik Almanya Cumhuriyeti (Doğu Almanya) 16 milyon nüfusu ile AB’nin âdeta gizli genişlemesi içinde yer alırken, ne ön bir hazırlık, ne AB müktesebat uyumu, ne de müzakere süreci yaşamıştır. 1990 sonrasında AB bakımından son derece önemli diğer gelişme 7 Şubat 1992 tarihinde imzalanan Maastricht Antlaşması olmuştur. Bu anlaşmayla Avrupa Ekonomik Topluluğu, birliğe dönüşmüş ve resmen Avrupa Birliği olarak adlandırılmıştır. Maastricht Antlaşması ile birlik üç sütun üzerine inşa edilmek istenmiştir. Bunlar, ekonomik ve parasal, adalet ve içişleri ile ortak dış politika ve güvenlik sütunlarıdır. Ayrıca, Maastricht Antlaşması’nın 49. maddesi ile Orta ve Doğu Avrupa’daki eski Doğu Bloku ülkelerinin AB’ye üye olma süreci başlamıştır. Bunun yanında, 1993 yılında Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi’ne (EFTA) üye ülkelerle Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) kurulması kararlaştırılmıştır. AB Konseyi Kopenhag Zirvesi (Haziran 1993) ve ardından yapılan Essen Zirvelerinde (Aralık 1994) ise bu ülkelerin birliğe katılım öncesi stratejisi belirlenmiş, iyi komşuluk ilişkilerine vurgu yapılmış ve bu tarz ilişkilerin katılımın ön koşulu olduğu belirtilmiştir.