DÜNYA EKONOMİSİ Dersi Yeni Dünya Düzeni soru detayı:
SORU: SSCB’nin dağılmasıyla son bulan soğuk savaş sonrası dünyadaki siyasi düzen nasıl değişim göstermiştir?
SSCB’nin dağılmasıyla son bulan soğuk savaş sonrası dünyadaki siyasi düzen nasıl değişim göstermiştir?
CEVAP: SSCB’nin dağılmasıyla son bulan soğuk savaş sonrası dünyadaki siyasi düzeni değiş- tirme zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Batı Bloku’nda soğuk savaşın son yıllarında ortaya çıkan ABD’nin liderliğini sorgulama eğilimleri zaten güç kazanmış bulunuyordu.
ABD kamuoyunun dış yükümlülükleri en aza indirgemek ya da en azından yeni dış yükümlülük almama konusundaki ısrarı askerî alandaki politikaları sınırlamaktadır. Bu tür yükümlülüklerin getirdiği düşünülen işsizlik ve enflasyonun yaratacağı külfete katlan- mak giderek zorlaşmaktadır (Ülman, 1992, s.43). Ancak Amerika’nın çıkarları globaldir ve dünyanın herhangi bir yerindeki düzensizlik ABD’yi de etkileyeceğinden elindeki ipleri bırakmamak için mücadele verir ve bunun için tüm olanaklardan yararlanır. Askerî imkânları Irak’ta doğrudan iki kez ve Afganistan’da kullandığını zaten gördük. Bunun dışında fosil yakıt kaynaklarına yakın olan OrtaDoğu, Orta ve Doğu Asya’da dolaylı koalis- yonlarla askerî planlamalar yaptığı da bilinen bir durumdur. Her ne kadar 2015’li yıllara gelindiğinde ABD dünyaya direkt askerî müdahalede bulunmuyorum dese de çok geniş coğrafyada askeri üst ve askerî bulundurmaktadır. ABD’yi bu alanda tek güç olarak bırakmak istemeyen Rusya, Avrupa ve Çin de dünyadaki savaş süreçlerine kapalı kapılar ardında ellerinden gelen desteği vermektedir.
Ekonomik yönden bakıldığında ise ABD’nin egemen ülke olmasına olanak tanıyan gelişmişlik farkı ortadan kalkmış durumdadır ve en azından Almanya ve Japonya, Amerika’nın gücüne yakın ekonomik güce sahip olma konumuna yaklaşmışlardır. Bu iki ülkenin arkasında kendilerine destek sağlayacak blokların yer almaları bağımsız uluslararası politika izlemelerine olanak tanımaktadır.
SSCB’nin dağılmasıyla son bulan soğuk savaş sonrası dünyadaki siyasi düzeni değiş- tirme zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Batı Bloku’nda soğuk savaşın son yıllarında ortaya çıkan ABD’nin liderliğini sorgulama eğilimleri zaten güç kazanmış bulunuyordu.
ABD kamuoyunun dış yükümlülükleri en aza indirgemek ya da en azından yeni dış yükümlülük almama konusundaki ısrarı askerî alandaki politikaları sınırlamaktadır. Bu tür yükümlülüklerin getirdiği düşünülen işsizlik ve enflasyonun yaratacağı külfete katlan- mak giderek zorlaşmaktadır (Ülman, 1992, s.43). Ancak Amerika’nın çıkarları globaldir ve dünyanın herhangi bir yerindeki düzensizlik ABD’yi de etkileyeceğinden elindeki ipleri bırakmamak için mücadele verir ve bunun için tüm olanaklardan yararlanır. Askerî imkânları Irak’ta doğrudan iki kez ve Afganistan’da kullandığını zaten gördük. Bunun dışında fosil yakıt kaynaklarına yakın olan OrtaDoğu, Orta ve Doğu Asya’da dolaylı koalis- yonlarla askerî planlamalar yaptığı da bilinen bir durumdur. Her ne kadar 2015’li yıllara gelindiğinde ABD dünyaya direkt askerî müdahalede bulunmuyorum dese de çok geniş coğrafyada askeri üst ve askerî bulundurmaktadır. ABD’yi bu alanda tek güç olarak bırakmak istemeyen Rusya, Avrupa ve Çin de dünyadaki savaş süreçlerine kapalı kapılar ardında ellerinden gelen desteği vermektedir.
Ekonomik yönden bakıldığında ise ABD’nin egemen ülke olmasına olanak tanıyan gelişmişlik farkı ortadan kalkmış durumdadır ve en azından Almanya ve Japonya, Amerika’nın gücüne yakın ekonomik güce sahip olma konumuna yaklaşmışlardır. Bu iki ülkenin arkasında kendilerine destek sağlayacak blokların yer almaları bağımsız uluslararası politika izlemelerine olanak tanımaktadır.