SORU: Sürdürülebilir Kalkınmanın Tarihçesini Anlatınız?
CEVAP: 1950’lerdeki GSYH büyümesi temel amaç iken 1960’larda ve 1970’lerde temel amaç bu kez kişi başına düşen GSYH büyümesine dönüşmüştür. 1980’lerde ise ekonomik büyüme sürecini temsil eden parasal olmayan göstergelerin yükselişi ortaya çıkmıştır. Başta insani Gelişme Endeksi (HDI) olmak üzere özellikle eğitim, sağlık ve uzun yaşam unsurlarını içeren endeksler toplumsal refahın artışını temsil etmeye başlamıştır. Dolayısıyla artık sadece ekonomik büyümenin ve millî gelir artışının refah artışı anlamına gelmediği anlaşılmış ve sosyal unsurlardaki iyileşmeleri de kapsayan bir kavram olan kalkınma dünya ekonomi literatürüne girmiştir. 1970’li yılların başından itibaren dünya gündemini meşgul etmeye başlayan bir diğer önemli konu son yüzyılda gerçekleşen inanılmaz ekonomik büyüme hamlelerinin tabiata verdiği zararlardır. İnsanoğlunun tabiatın kendi içindeki dengesine verdiği tahribat hissedilir dereceye ulaşmış ve çevre kirlenmesi ekosistemin dengesini bozarak canlı ve cansız tüm varlıkları tehdit eden çok ciddi bir sorun hâline gelmiştir. İşte bu nedenlerle dünyanın geleceği hakkında 1970’li yıllarda başlayan endişeler, ekonomik kalkınma stratejilerinde ve süreçlerinde sürdürülebilirlik olgusunu en temel unsur hâline getirmiştir. 1980’li, 1990’lı ve 2000’li yılların kalkınma tartışmalarında ve uygulanacak politikalarda sürdürülebilir kalkınma konusu vazgeçilmez temel bir unsur hâline gelmiştir. Artık ülkelerin nihai amacı sadece büyümek ve kalkınmak değil bu sürecin sürdürülebilir olmasıdır.