SORU: Turgut Özal’ın ölümü, Türk siyaseti ve dış politikasında ne gibi etkiler doğurmuştur?
CEVAP: Sorul Özal’ın ölümü ardından Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olmuş, başkanı olduğu DYP’nin başına Tansu Çiller geçmiş ve hükümeti kurma görevi kendisine verilerek DYP-SHP koalisyonunun başında başbakan olmuştur. Bu olay ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir kadın siyasetçinin başbakanlığının da başlangıcı olmuştur. Aynı dönemde, SHP genel başkanlığından ayrılan Erdal İnönü’nün yerine de Murat Karayalçın gelmiştir. 1993 sonrasında Türk dış politikasının ilgisinin Orta Asya-Kafkaslardan büyük ölçüde Avrupa’ya yöneldiği gözlenmiştir. Tansu Çiller, hükümetinin hedefini yeni dünya düzenine eklemlenen, Gümrük Birliğine girmiş ve AB’ye üye bir Türkiye olarak açıklamıştır (Ateş, 2004:55). Bütün bunların yanı sıra, özellikle Gümrük Birliği süreci ve Türk dış politikasının iç politika ile iç içe geçmesi ve ülkedeki siyasi istikrarsızlığın dış politikaya yoğun şekilde yansıması açısından 1993-1996 yılları Türkiye dış politikasının en belirgin özelliği olarak göze çarpmaktadır. Ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda yaşanan bu istikrarsızlığın, ülkenin etkin ve konjonktüre uygun bir politika uygulamasına oldukça olumsuz etki yaptığını da söylemek yanlış olmayacaktır.