ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II Dersi ATATÜRKTEN SONRA TÜRKİYE soru detayı:
SORU:
Turgut Özal’ın vefatı ile başlayan süreçte Türk siyaseti nasıl ilerlemiştir?
CEVAP:
Özal’ın vefatıyla başlayan Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde de koalisyonlar, seçim barajları tartışmaları öne çıktı. Doğu Anadolu’da etkin yerel siyasi partilerin meclise girememelerinin de katkısıyla bölge halkından destek almaya başlayan terör örgütüne karşı mücadele gündemin ana başlıklarından birini oluşturmuştur.
5 Nisan 1994 kararları olarak tarihe geçen ekonomik önlemler, getirilen yeni vergiler ve paranın değer kaybı toplumun büyük kesimlerinin daha da fakirleşmesini simgeliyordu. Bu dönem de terör faaliyetlerinin engellenerek bölgeye yatırım götürme çabalarına sahne olmuştur. 1995 seçimlerinden sonra hiçbir partinin milletten hükûmet kuracak kadar destek alamadığı ortamda Bülent Ecevit’in dışarıdan desteklediği çok kısa süreli Doğru Yol/Anavatan Koalisyonundan sonra 28 Haziran 1996’da Refah Partisi Doğru Yol Koalisyon Hükûmeti kuruldu.
Refah Partisi, Doğru Yol Partisi Koalisyonunda Necmettin Erbakan’ın başbakanlığı sırasında basına yansıtılan uç dinî söylemler üzerine Milli Güvenlik Kurulu 28 Şubat 1997’de hükûmeti uyardı. Laiklik karşıtı eylemlerin engellenmesi, eğitimde 8 yıllık kesintisiz sisteme geçilmesi gibi istekler hükûmet tarafından da kabul edildi. MGK’nın bu uyarısı darbeden önceki son hamle olarak post-modern bir darbe şeklinde vasıflandırıldı. Başbakan Necmeddin Erbakan’ın aralarındaki koalisyon protokolü gereği başbakanlığı koalisyon ortağına devretmek için istifa etti. Ancak Cumhurbaşkanı Demirel yeni hükûmeti kurma görevini koalisyonun diğer ortağı yerine Anavatan Partisi Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi.
Siyasi ortamın gerginliğini dikkate alarak farklı kombinezonlarla kurulan ANAP/ DSP/DTP Koalisyonu sırasında terör örgütüne yardım eden Suriye ile savaşın eşiğine gelindi. Koalisyon, politik hesaplaşmalar dolayısıyla bozulunca bu defa DYP ve ANAP desteğiyle Bülent Ecevit’in başkanlığında DSP azınlık hükûmeti kuruldu. İki sağ partinin desteğiyle sol bir partinin azınlık hükûmeti kurması Türk demokrasi hayatında önemli bir gelişme olarak nitelendirilebilir. Bu süreçte Ecevit’in dinî değerlere saygılı laiklik söylemi ve samimiyeti geniş toplum kesimlerine ulaşmayı başardı. 18 Nisan 1999 seçimlerinde DSP birinci parti oldu. Cumhuriyet döneminin ilk partisi olan Cumhuriyet Halk Partisinin ilk defa Meclis dışında kaldığı bu dönemde Ecevit’in başbakanlığında ANAP ve MHP ile koalisyon kuruldu.
Merkez sol, merkez sağ ve daha sağda üç partiden oluşan hükûmetin, aşırılıkları törpülenmiş farklı eğilimlerin bir arada buluşarak ülke yönetebileceklerini gösteren önemli bir deneyim olduğunu söyleyebiliriz. Bu gelişme Türk siyasetinin farklılıkları hazmedebilen bir noktaya geldiğini göstermesi bakımından da ayrıca önemlidir.
Ekonomik sıkıntıların halli bu hükûmetin de en önemli gündem maddesi olmuştur. 2000 yılındaki ekonomik kriz üzerine hükûmet, Dünya Bankasında üst düzey görevde bulunan Kemal Derviş’i ekonomiden sorumlu devlet bakanlığına getirerek onun hazırladığı ekonomik programı hayata geçirdi. Ekonomik göstergelerin düzelmeye başladığı sırada koalisyon üyeleri arasında politik çıkarların öne çıkarılmasından kaynaklanan sorunlar ve başbakan ile cumhurbaşkanı arasında yaşanan tartışmalar vesilesiyle sonlanan DSP, ANAP ve MHP koalisyonundan sonra 3 Kasım 2002’de yapılan seçimlerden sonra Adalet ve Kalkınma Partisi dönemi başlamıştır.