HAYVAN YETİŞTİRME Dersi Giriş soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Türkiye'de hayvansal ürünler üretimini arttırmada tehditler nelerdir?


CEVAP:

• “Kentlere göçün yoğunluğunu koruması, en azından küçükbaş hayvan yetiştiriciliğindeki küçülmenin son yıllardakine benzer şekilde sürmesi sonucunu doğuracaktır. • “Kentlere göçün yoğunluğunu koruması, en azından küçükbaş hayvan yetiştiriciliğindeki küçülmenin son yıllardakine benzer şekilde sürmesi sonucunu doğuracaktır. Ülke kaynaklarının bir bölümünün daha değerlendirme dışı kalmasına neden olacak bu durum, kırmızı et açığının daha da büyümesi anlamına gelmektedir. • Et açığının kapatılamaması durumunda Türkiye’ye kaçak hayvan girişi veya besilikkesimlik hayvan, karkas ve lop et ithalatı artan bir seyir izleyecek ve ülkemizin önemli ve sürekli et ithalatçısı konumu daha da belirginleşecektir. • Ekonomik gelişme dışındaki nedenlerle kentlere yoğun göç, sosyal sorunların artması ve çalkantıların oluşmasına neden olacaktır. • Büyükbaş hayvancılık sektöründe alınması gerekli önlemlerin daha da geciktirilmesi, Türkiye’nin Batı ve Orta Avrupa ülkelerinin damızlık, süt, et ve ürünleri pazarı haline gelmesine neden olabilir. • Hayvancılık sektörünün çeşitli alanlarındaki yapısal bozuklukların giderilmemesi halinde özellikle küçük işletmelerin hayvancılığı terk etme süreci en azından devam edecek, daha da kötüsü hızlanacaktır. • Sermaye yetersizliği ve diğer olumsuzluklar nedeniyle büyük işletmelerin kurulamaması ve mevcutların büyüyememesi sektördeki küçülmeyi hızlandıracaktır. • Tarıma dayalı sanayinin, en azından hammaddelerini temin aşamasında tekelleşme eğiliminde olduğu bazı girişim ve uygulamalarından sezinlenmektedir. Bu konuda önlem alınmaması hayvancılık sektörünün sorunlarını daha da artıracaktır. • Hayvancılığa dayalı ulusal sanayinin, çok uluslu sermayenin denetimine girmesi ihtimali artmaktadır. Önlem alınmazsa kısa sürede büyük hayvancılık işletmeleri de çok uluslu sermayenin denetimine girecektir. • AB katılım sürecindeki ülkemizin hayvancılık ve buna dayalı sanayi üretiminin her kaleminde birliğe üye diğer ülkelerin pazarı konumuna gelmesi olasılığı ürkütücüdür. Türkiye’ye özgü olarak öne çıkarılan kalıcı kısıtlamalar bu olasılığı artırmaktadır. • AB’nin Türkiye’ye vereceği kotalar ile bunların işletmelere dağıtılmasında yanlı davranılmasının söz konusu olabileceği ve bunun, sektörün gerçek temsilcilerinin sisteminin dışına itilmesine veya kendi işletmesinde işçi olmasına neden olabileceği olasılığı gözden kaçırılmamalıdır. • Küresel ısınmaya bağlı olarak Akdeniz İklim Kuşağında ortaya çıkabileceği ileri sürülen iklimsel değişiklikler; tarımın ve Türkiye nüfusunun beslenmesinin önünde önemli bir tehdit unsuru olarak varlığını korumaktadır” (Ertuğrul ve ark. 2009).