SORU: Ülkemizde sanayileşme ile birlikte kullanılan enerji çeşidinin değişimi tarihsel olarak nasıl gerçekleşmiştir?
CEVAP: Türkiye’de özellikle 1950’lerden sonra sanayileşme, şehirleşme, gelir seviyesinin yükselmesi ve hızlı nüfus artışına paralel olarak gelişen enerji tüketimi yerli kaynak üretimi ile karşılanamayacak boyutlara ulaşmıştır. Oluşan enerji açığını karşılamadaki acil ve en ucuz kaynak ise petrol ve petrol ürünleri ithalatı olmuştur. Ancak 1973 yılında yaşanan petrol krizi sonucu enerji kullanımında büyük kısıtlamalara gidilmiş ve talebin yerli kaynaklarla karşılanmasına büyük önem verilmiştir. Hidrolik enerji ve yerli üretim linyitlerle elektrik üretimi için yeni santrallerin yapılması, ısınmada linyit kullanımının artması bu politikaların bir sonucu olmuştur. Enerji sorununu aşmada kısa ve orta vadede alınan bu önlemler özellikle çevre açısından birçok olumsuz gelişmeye neden olmuştur. Ülkemizde düşük kaliteli linyit kullanımının yarattığı çevre probleminin aşılması için ithal taş kömürü ve doğal gaz 1990’lı yıllarda ülke gündemine girmiştir. Öte yandan petrol ve petrol ürünlerinin tüketiminde bir azalma yaşanmamış aksine tüketimde önemli artışlar meydana gelmiştir. Ayrıca ormanların tahribine kadar uzanan odun üretimi doğal zenginliklerimizin yok olması ile bizi karşı karşıya getirmiştir. Günümüzde ise enerji kaynaklarının giderek azalması ve enerji fiyatlarının artması enerjinin daha da verimli kullanılmasını uygarlık açısından zorunlu hale getirmiştir. Enerjinin doğru ve ekonomik kullanmanın önemli bir aracıda, sosyal ve ekonomik büyüme hedeflerine engel olmayacak şekilde enerji tüketiminin azaltılması diğer bir deyişle enerji kullanımında verimliliğin sağlanmasıyla mümkün olacaktır. Enerjinin verimli kullanılması, enerjinin gereksiz kullanımını engellemek ve enerji israfını minimum düzeye indirmek veya tamamen ortadan kaldırmak için alınan önlemler dizinini içeren bir yönetim biçimidir. Enerji yönetiminde ve verimlilik çalışmalarında yapılacak ilk iş ne tükettiğimizi bilmektir.