ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA Dersi Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Kurallar Düzeni, İçerik, Uygulama ve Denetim soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Uluslararası Çalışma Örgütünün Sosyal Devlet Dönemini anlatınız.


CEVAP:

Bu dönem, 3. Ünitede gördüğümüz FB’nin kabul edilmesiyle başlar ve 1980’li yılların ortalarında (bazı yazarlara göre de Soğuk Savaş döneminin kapandığı 1989’da) sona erer. Anımsanacağı gibi bu dönemde; Soğuk Savaş ve sömürgecilikten çıkış süreci sonucunda, UÇÖ’ye üye devlet sayısı artarak katlandı. 1936’da 62 olan üye devlet sayısı, 1964’te 110’a ve 1989’da 150’ye yükseldi. UÇB görevlilerinin sayısı ve Örgüt’ün yıllık bütçesi de artmaya başladı. Teknik işbirliği, Örgüt’ün etkinliklerinin ayrılmaz parçasını oluşturdu. Yeni gereksinimlere uyarlanan programlar yerelleştirildi, eğitim ve araştırma etkinlikleri atılım kazandı.
Toplam 94 sözleşme ve 105 tavsiyenin kabul edildiği bu dönemde, kural üretme etkinliği sayısal yönden 1919-1944 dönemine oranla görece daha düşüktür: Ortalama olarak, yılda 2,3 sözleşme ve 2,5 tavsiye kabul edildi. Bu dönemde, çalışma ve sosyal politika alanındaki uluslararası yasama etkinliğinde, çok önemli niteliksel dönüşümler oldu. Bunlar, belgelerin amaçladığı kişi ve konulara, düzenlenmesinde benimsenen yaklaşım ve kuralları üretme tekniğine ilişkindir. Sözleşmeler, daha çok uygulanacak bir eylem programı aracılığıyla zaman içinde belirlenen hedef ve amaçlara “aşamalı” biçimde ulaşılmasını öngören “özendirici sözleşmeler” niteliği taşır. Genel amaçları belirlemekle yetinen özendirici sözleşmeler, bu amaçlara ulaşmaya özgü yöntemler konusunda onaylayan devletlere geniş bir serbestlik tanır. Örneğin, Ücret Eşitliği (100), Ayrımcılık (111) ve İstihdam Politikası (122) sözleşmelerinde bu teknik kullanıldı. Bu dönemde de, ivedi çalışma koşullarını iyileştirmeye yönelik koruyucu yasama etkinliği sürdü. Ancak uluslararası sosyal korumanın kapsamı, hem kişiler ve hem de konular yönünden genişledi. Sorunlar, daha geniş bir bakış açısıyla ele alındı. Bazı konularda ilk dönemde kabul edilen bazı sözleşmeler gözden geçirildi. Kimi konularda da, özellikle gelişmekte olan ülkeleri amaçlayan yeni belgeler kabul edildi. Koruyucu yasama etkinliği, çalışma ve hatta yaşam koşullarını düzeltmenin ötesinde, kimi temel insan haklarının korunmasına ve geliştirilmesine de yöneldi. FB’nin içerdiği özgürlük, eşitlik ve insan onuru gibi evrensel değerleri uluslararası kurallara bağlayan sözleşmeler kabul edildi.
Bu yaklaşımın en önemli örneği, dönemin hemen başlarında kabul edilen sendika özgürlüğünü ve toplu pazarlık hakkını güvenceye alan 87 ve 98 sayılı sözleşmelerdir. Yine, erkek ve kadın işgücünün ücretleri arasında eşitlik, zorla çalıştırmanın kaldırılması, istihdam ve meslek alanında her tür ayrımcılığın önlenmesi konularına ilişkin 100, 105 ve 111 sayılı sözleşmeler de, FB’nin yaklaşımını somutlaştıran belgelerdir. 1998’de “temel insan hakları sözleşmeleri” olarak nitelenen 8 sözleşmeden 5’i, 1948-1958 arasında kabul edildi.
Özellikle işgücü ve sosyal güvenlik alanlarında, konular daha geniş bir bakış açısı ve daha genel bir çerçeve içinde ele alındı. Örneğin, ilk dönemde işsizliğe karşı savaşıma öncelik verilirken, bu dönemde ulusal bir istihdam bürosunun kurulması ve tam çalışmanın geliştirilmesini amaçlayan etkin bir politikanın oluşturulması amaçlandı. Örgüt’ün kuruluşunu izleyen dönemde kabul edilen belgelerdeki sosyal sigorta yerine sosyal güvenlik anlayışı, yasama etkinliğine egemen oldu.
Bu dönemde, belirlenen amaçlara zaman içinde aşamalı olarak erişme olanağı sağlamak için, belgeleri belirli bir esneklik anlayışı ile düzenleme kaygısı giderek arttı. Örgüt’ün evrenselliğinin sürdürülmesinden kaynaklanan bu kaygı, bir yandan çok çeşitli formüllerle sözleşmelere yansıtıldı, öte yandan da sözleşmelere oranla daha çok tavsiye kabul edilmesine yol açtı