DİL FELSEFESİ Dersi FREGE'NİN ANLAM VE GÖNDERME KURAMI soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: “Var olma” iki farklı bağlamda nasıl ele alınmıştır?


CEVAP: İkinin kökeni antik felsefeye kadar gider: bir şeyin var olmadığını söylemek nasıl olanaklı oluyor? Antik felsefede bu problem dil felsefesi açısından değil varlık ve yokluk üzerine derin bir metafizik mesele olarak ele alınıyordu. Örneğin o dönemde çoğu Yunan Zeus tanrısının varlığına inanıyordu ama inanmayanlar da vardı. Diyelim ki böyle biri “Zeus tanrısı yoktur” demiş olsun. Bu anlamlı bir yargı ifade ediyor ancak eğer yargı doğruysa karşımıza şöyle bir sorun ortaya çıkıyor. Zeus’un varlığını reddedebilmek için onu öncelikle adlandırmak gerekiyormuş gibi görünüyor ama eğer ki böyle bir tanrı yok ise o halde “Zeus” adı var olmayan bir tanrıya mı gönderme yapıyor? Zeus adlandırabileceğimiz bir şey ise nasıl oluyor da varlığa sahip olamıyor? Var olmayan varlıklar olabilir mi? Var olma üzerine felsefe tarihinde tartışmaların yoğunlaştığı diğer bir bağlam ise tanrının varlığını tanıtlama çabalarında ortaya çıkmıştır. Örneğin Anselm’in tanrı tanıtlamasına bakalım. Anselm tanrıyı “ondan daha yüce bir varlık düşünülemeyen” olarak tanımlar. Bu tanımı tanrının varlığını reddedenler bile kabul edeceklerdir Anselm’e göre. Eğer tanrı var ise tüm mükemmellikleri barındıran bir varlık olmalıdır bu tanıma göre. Ancak eğer tanrının varlığını reddedersek karşımıza şöyle bir çelişki çıkar. Var olmayan bir şey tanrı olamaz, zira var olmak var olmamaktan iyidir. Var olmamak bir eksikliktir yani var olmayan bir şey mükemmel olamaz. Kısaca var olmayan bir şey “ondan daha yüce bir varlığın düşünülemeyeceği” bir şey değildir. İşte böyle bir uslamlama sonucu Anselm tanrının tanım gereği varlık sahibi olduğu sonucuna varır. Çelişkiye düşmeden tanrının varlığını reddedemeyiz. Descartes da Meditasyonlarında benzer bir tanrı tanıtlaması verir: “Tanrı, tanım gereği tüm mükemmelliklere sahiptir. Var olmak bir mükemmelliktir. Dolayısıyla tanrı vardır.” olmayan bir şey mükemmel olamaz.