VERGİ CEZA HUKUKU Dersi Vergi Ceza Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Vergi ceza hukukunun yer bakımından uygulanmasında dikkate alınan ilkeler nelerdir? 


CEVAP:

Devletlerin egemenliği ancak kendi ülkeleriyle sınırlıdır. Bu nedenle, Devletlerin kanunlarının da, ancak kendi ülkeleri içinde uygulanması gerektiği ve ülke dışında uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Ayrıca, Devletlerin kendi ülkesi üzerindeki egemenliğinin mutlak olması nedeniyle, ülke içerisinde başka Devletlerin kanunlarının uygulanmaması da bu egemenliğin tabiî sonucu olarak sayılmaktadır. Ancak, bu anlayışın mutlak bir şekilde benimsenmesi ve bu anlayışa uyulması, günümüz şartlarında mümkün olamamaktadır. Çünkü, gelişen ve değişen şartlar hemen her ülkede başka Devletlerin vatandaşlarının geçici ve/ya da sürekli yaşamalarını mümkün hale getirmektedir. Bu durumda bulunan kişiler üzerinde Devletlerin denetim yetkisine sahip olması, hem yaşanılan ülkenin hem de kişilerin menfaatleri gereğidir. Bu nedenle, Devletler egemenlik yetkilerinden karşılıklı tavizlerde bulunarak, kendi ülkelerinde başka Devletlerin kanunlarının uygulanmasını sınırlı da olsa kabul etmektedir. Bu bağlamda, kanunların mülkîliği ve şahsîliği ilkelerinden söz edilmektedir.

Vergi ceza hukuku bakımından da bu iki ilkenin genel olarak geçerli olması benimsenmektedir. Ancak, ceza kanunlarının uygulanmasında esas itibariyle mülkîlik ilkesine uyulması, fakat yabancı ülkede işlenen suçlardan bazıları hakkında da suçlunun vatandaşı olduğu Devletin kanunlarının uygulanması gerektiği kabul edilmektedir. Böyle bir uygulamayı benimseyen sisteme, karma sistem denilmektedir. Ayrıca, ceza kanunlarının genel olmasının bir gereği ve sonucu olarak, suç nerede işlenmiş olursa olsun ve faili hangi Devletin vatandaşı bulunursa bulunsun, suçu işleyen kişiye bulunduğu ülkenin Devletinin kanununun uygulanması gerekir.

Türk Ceza Kanunu, mülkîlik ilkesini esas almakla birlikte, karma sistemi benimsemektedir (TCK. m. 8 vd)

Vergi ceza hukukunda da esas olarak mülkîlik ilkesi benimsenmektedir. Bu itibarla, vatandaş olsun veya olmasın, bir ülkede yaşayan kişiler, ülkede yürürlükte bulunan kanunların getirdikleri yükümlülüklere (vergi ve vergi kabahati/suçu) uymak zorundadır. Ancak, bazı durumlarda bu ilkenin istisnaları da bulunmaktadır. Diplomat muaflığı bunun bir örneğini oluşturmaktadır. Nitekim, diplomat muaflığı bulunan bir kişinin Türkiye’de bir vergi suçu işlemiş olması halinde, bu kişiyi Türk Vergi Mevzuatına göre vergilendirmek ve cezalandırmak mümkün değildir. Aynı şekilde, Türk Diplomatlara da diğer Devletler kendi vergi ceza hukuku hükümlerini uygulayamazlar. Çünkü, bu kişiler esasen muaflıktan yararlandıkları için onlara uygulanacak kanunlar da kendi Devletlerinin kanunlarıdır. Bu nedenle, vergi ceza hukukunda sınırlı da olsa, şahsîlik ilkesinin de uygulandığını söylemek mümkündür.