TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI Dersi Edebiyatta Kadın ve Toplumsal Cinsiyet soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Woolf, "Kendine Ait Bir Oda"da hangi fikirleri savunur? 


CEVAP:

Woolf, Kendine Ait Bir Oda’da kadına dayatılan geleneksel rollerden kurtuluşun, ancak kadınların ekonomik güce, kendilerine ait bir odaya ve zamana sahip olmaları halinde mümkün olabileceğini ileri sürer. Bu odayı, kadın yazarın deneyimlerini ifade etmekte kendisini rahat ve özgür hissedeceği bir yer metaforu olarak kullanır. Kadının kendine ait bir odasının olması her şeyden önce büyük bir sorumluluk getirir. Bu, zorlukların ötesinde bir kadının rahatsız edilmeden okuyup yazabileceği bir alan demektir ve bu durum ekonomik özgürlükle doğrudan bağlantılıdır. 19. yüzyılın başlarında evlerde ortak kullanıma ait olan bir salon vardır. Salonda nesir ve kurmaca yazmak, şiir ya da oyun yazmaktan çok daha kolaydır. Çünkü kadın sık sık başkaları tarafından bölünecektir. Ya çocuğuna bakmakla yükümlüdür ya da ocakta yemeği vardır. Kendine ait özel bir alan bulamayan kadın, ruhunun bütün zenginliğini kullanarak çok daha nitelikli eserler kaleme alabilecekken, sınırlı olan koşullar buna izin vermez. Halasından kalan mirasa kadınların oy kullanma hakkını kazandığı günde ulaşan Woolf, kendisine ait bir gelirinin olmasının, oy kullanma hakkına sahip olmaktan daha çok özgürlük kazandırdığını düşünür. Ona göre kendine ait bir alana sahip olmak yaratıcılığın önündeki en büyük engeldir. Kadının kendisini erkekten bağımsızlaştırması için ekonomik özgürlüğe sahip olması gerekir. Bu özgürleşme yolunda da kendine ait bir oda elzemdir. Kendine ait bir odaya ve bir gelire sahip olmak, 19. yüzyıla kadar ailenin ekonomik durumu çok iyi değilse kadınlar için imkansızdır. Bu zorlu durumun da üstesinden ancak eğitim ile gelinebilir.