ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ Dersi Endüstri İlişkilerinde Yeni Gelişmeler soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Yalın üretim nedir?


CEVAP:

Yalın üretim Japonya’da Toyota otomobil firmasının geliştirdiği üretim sistemidir. Bu nedenle Japon üretim sistemi de denir. Japon üretim sistemi 1945-50’lerde düşük ücretlerin sağladığı maliyet avantajına dayanıyordu. Ücretlerin yükselmesiyle birlikte bu strateji geçerliliğini yitirdi ve Japonlar büyük ölçekli sermaye yoğun üretim sistemine geçtiler. Bundan sonra ise 1980’lerde ürün çeşitliliğine dayalı, tam zamanında mal teslimini hedefleyen esnek üretim ortaya çıktı. 1950’lerde Toyota’nın başmühendisi Ohno, üretimin yığın ölçeği temelinde örgütlenmesinin maliyetleri azaltacağını keşfetti. Ayrıca kalite ve sıfır hata üzerinde odaklandı. Ancak bunlar için emek gücünün yüksek nitelikli ve motive olması gerekiyordu. Yaşam boyu iş güvencesi garantisi, meslekteki süreye göre ücretlendirme, şirket kârlılığı temelinde prim sistemi, Toyota içerisinde bir aile havasının yaratılmasında ve motivasyonun arttırılmasında etkili olmuştur. Böylece Japon üretim sistemi olarak da isimlendirilen yeni bir üretim anlayışı doğmuştur (Belek, 2010, s.47). Japon üretim sistemi genel olarak kaynakların daha etkin kullanımı anlamında stokların minimize edilmesine yaslanan ve bu doğrultuda talebe göre şekillenen sürekli iyileştirme vurgusu ve takım çalışması mantığı ile işleyen tam zamanlı bir üretim sistemidir. Bu üretim sistemi genel olarak ifadesini “Dünyayı Değiştiren Makine” adlı (Womack ve diğ, 1990) çalışmada bulur. Bu çalışma, mevcut üretim sistemleri arasında en iyi uygulama olarak formüle edilen, yalın üretim yaklaşımının etkileyici üretkenlik artışları gerçekleştirdiğini ve bu üretim örgütlenmesinin yalnızca araç ve makine tarzı imalat alanlarında değil diğer tüm imalat dallarında geçerlilik kazanacağını iddia eder. Bu tarz bir üretim örgütlenmesi ise yine aynı çalışmaya göre ancak vasıflı ve kendini kurumuna adamış bir işgücünün varlığıyla başarılı olabilir. Bu üretim örgütlenmesi çeşitli düzeylerde ele alınmış ve yaygınlaşmasına atfen Japonlaşma adıyla küreselleşme tartışmalarına eklemlenmiştir. Elger ve Smith’e göre (1994) Japonlaşma kavramı bir retorik olarak yaşanmakta olan ekonomik dönüşümlerin ideolojik bir gerekçelendirmesidir. Yalın üretim kaçınılmaz bir dönüşüm olarak sunulmakta ve kendi toplumsal bağlamından kopuk olarak bütün üretim süreçlerine üstün bir uygulama olarak yansıtılmakta ve değişimin sınırlarını çizmektedir. Yeni bir üretim örgütlenmesi olarak müjdelenen post-fordist uygulamaların pratikteki, iş gününün gözeneklerini dolduran, çoklu vasıf kazandırmayla iş rotasyonunu arttıran, görüntüsü yoğunlaştırılmış ve esnekleştirilmiş bir kitle üretimini çağrıştırmaktadır. Yalın üretimin kitle üretiminin unsurlarıyla harmanlaşmış olması, post-fordizm teorilerinin geçerliliğini tartışmalı hâle getirmektedir. Sayer ve Walker’e göre (1992: 221) adı geçen endüstriyel değişimde postfordizm ve esnek uzmanlaşma teorilerinde kendini bulduğu gibi ikili çerçevelerle (fordizm ve post-fordizm, kitle üretimi ve esnek uzmanlaşma) konuya yaklaşmak yanıltıcı olacaktır. Japon endüstri ilişkileri pratiğinin işleyişi, tahmin edilemeyen üretim anlayışı birleşimlerinin varlığıyla asıl bu teorilerin açıklayıcılığının yetersiz derecede esnek olduğunu ironik bir biçimde göstermektedir.