TEMEL İNSAN HAKLARI BİLGİSİ II Dersi İnsan Hakları Kavramının Tarihi Gelişimi soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Yeni Çağ'da insan hakları ile ilgili İngiltere'de ne gibi gelişmeler yaşanmıştır?


CEVAP:

İnsan hakları alanındaki gelişmelerde en önemli mücadeleler devlete karşı verilmiştir. Hak ve özgürlükleri kısıtlayan siyasi iktidar olunca yetkilerinin kısıtlanması yoluna gidilerek insan haklarının tanınması sağlanmaya çalışılmıştır. Bu alandaki 48 İnsan Hakları Kavramının Tarihi Gelişimi önemli mücadelelerin Batı’daki başlangıcı İngiltere kabul edilmektedir. İngiltere’de hak ve özgürlüklerin tanınması yolundaki çabalar krallık ile parlamentonun çatışması ile parlamentoyu oluşturan farklı çıkar grupları arasındaki çatışmalar önemli gelişmelere neden olmuştur. Bilhassa kral ile parlamento arasındaki çatışmalar sonucunda bir kısım hak ve özgürlük belgeleri ortaya çıkmıştır. Bu belgeler, Manga Carta Libertatum, Petition of Rights, Habeas Corpus Act, Bill of Rights olarak sıralanabilir (Akın, s. 280-287; Akad-Vural Dinçkol, s. 187-189; Doehrıng, s. 259-260.) İngiltere’de, 13. yüzyılın başında Kralın güçsüzlüğünden yararlanarak baronlar, haklarının güvence altında olmadığı gerekçesiyle başkaldırmışlar ve Kral 1215’de Manga Carta’yı imzalamak zorunda kalmıştır. Bu belge daha çok soylulara bir kısım haklar sağlamıştır. Kralın yetkileri bakımından, vergi almayı sınırlama, kişi güvenliğinin sağlanmasına yönelik kısıtlamalar, adaletin ve hakların satın alınamayacağı, değiştirilemeyeceği, yürürlüğünün geciktirilemeyeceği ilkesinin sağlanmasına yönelik sınırlamalar, ceza hukukunda oranlılık ilkelerinin sağlanmasına yönelik sınırlamalar getirilmiş ve yasalara aykırı davranan krala karşı soylulara direnme hakkı tanınmıştır (Akad-Vural Dinçkol, s. 190-191). 1679’da Kral II. Charles döneminde kişi güvenliği bakımından önemli bir belge olan Habeas Corpus Act kabul edilmiştir. İngiliz mahkemeleri tarafından da bu ilkelerin çok iyi bir şekilde uygulanması sonucunda Batı Avrupa için bir model olmuştur. Bireylerin hukuka aykırı olarak tutuklanamaması, uzun süre ve keyfi tutuklama yasağı, kefaletle salıverme ve tutuksuz yargılanma, sanık tutuklu ise yargılamanın kısa sürede tamamlanması ilkeleri kabul edilmiştir (Akad-Vural Dinçkol, s. 192). Bill of Rights ile Kralın Parlamentonun yetkilerini kısıtlamaya çalışması, Kral ile Parlamento arasında yeni bir çatışmaya yol açmıştır. Bu çatışma sonucunda 1688’de ihtilal olmuş, Kral Fransa’ya kaçmış ve tahta Kralın kızı ve damadı geçmiştir. Tahta çıkan kişilerle Parlamento arasında 1689’da Bill of Rights kabul edilmiştir. Bu belgede, yasa yapma ve vergi koyma yetkisinin Parlamentoya ait olacağı, yasama dokunulmazlığı ilkesi, dilekçe hakkı kabul edilmiştir.