AFET PSİKOLOJİSİ VE SOSYOLOJİSİ Dersi Afetler, Çocuklar, Gençler ve Yaşlılar soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
"Yetişkin" çocuk ve gençten nasıl ayrılmaktadır?
CEVAP:
Yetişkin ekonomik olarak bağımsız, tek başına yaşayabilme becerisine sahip olan kişidir.
#2
SORU:
Sosyal sermaye kavramını tanımlayınız?
CEVAP:
Sosyal bilimlerde yaygın şekilde kullanılan sosyal sermaye kavramı, sosyal ilişkilerde güven ve ilişkilerde karşılıklılık çerçevesinde tanımlanmaktadır.
#3
SORU:
Güven kavramının önemini tanımlayınız?
CEVAP:
Güven kavramı, ister kişiler, ister grup ya da topluluklar; isterse de kişi ve grup ile farklı formel örgütlenmeler (devlet, partiler, kamu kurum ve kuruluşları, sivil inisiyatif çerçevesince oluşan örgütlenmeler) arasında olsun her türlü etkileşim durumlarında anahtar bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Güvenin varlığı ya da yokluğu söz konusu etkileşim ve ilişkinin oluşumunu, sürdürülmesini ve sonlandırılmasını etkilemektedir.
#4
SORU:
Sosyal destek kavramını tanımlayınız*
CEVAP:
Genellikle kriz anlarında ortaya çıkan ve arkadaş, aile gibi tanıdık ve yakın sosyal çevre ya da hiçbir bağlantısı olmayan farklı sosyal kesimler tarafından sağlanan yardımları ifade eden sosyal destek, afet topluluğunun üyelerini daha dirençli, öz güvenleri yüksek kişiler hâline getirmektedir. Afet topluluklarına yönelik her türlü yardım (ayni ve nakdi yardımların yanı sıra psikolojik destek gibi) bu kapsamda ele alınmaktadır.
#5
SORU:
Afetlerin çocuklar üzerindeki orantısız etkileri nelerdir?
CEVAP:
Daha alt sosyoekonomik seviyede olan; etnik köken ya da ırksal farklılıkları nedeni ile azınlıkta olan, bedensel engeli ya da hastalığı olan, psikolojik olarak “normal” olarak ifade edilen genelin dışında yer alan kesimler için bu etkilerin yıkıcılığı daha fazladır.
#6
SORU:
Afetlerin çocuklar üzerinde etkisi ne kadardır?
CEVAP:
Afetlerin olumsuz etkilerinin ne kadar süreceği sorusunu, her bir çocuğun içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak cevaplamak mümkün olabilir. Diğer bir ifade ile iyileşme için gerekli kaynak ve hizmetlere ulaşma konusunda çocuk ve ebeveynlerinin sahip olduğu bilgi ve imkânlar ile çocukların daha önce bahsedilen bireysel özellikleri iyileşme süresini etkilemektedir.
#7
SORU:
Afetlerin bu zararlarını azaltmak için neler yapılabilir?
CEVAP:
Öncelikli olarak yapılması gereken, tüm sosyal kesimleri dikkate alan afet yönetimi anlayış ve pratiğini oluşturmaktır. Bu sürece katkıda bulunması için ve böylesi bir afet yönetiminin devamlılığının sağlanabilmesi için ise çocukların da dikkate alındığı afet eğitim programları ve pratiklerinin sürekli olarak gerçekleştirilmesi ve koşullara göre yeniden şekillendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
#8
SORU:
Afetlerin çocuklar üzerindeki etkileri çocuklar arasında dağılımı nasıldır?
CEVAP:
Evet, afetler çocuklar üzerinde farklı etkilerde bulunmaktadır ve bu etki ler çocukların sosyal statüleri (alt sınıf, orta sınıf, üst sınıf gibi, etnik köken, ırk), biyolojik özellikleri (bedensel engeli ya da hastalığı olup olmaması, bedensel olarak yaşıtları ile aynı seviyede olup olmaması), zihinsel ve psikolojik (psikolojik rahatsızlıklar, öğrenme güçlüğü, uyum sorunları gibi) özellikleri açısından çeşitlilik göstermektedir.
#9
SORU:
Afetlerde bebek ve çocukların daha fazla etkilenme nedenlerini tartışınız?
CEVAP:
Kendi ihtiyaçlarını giderme konusunda yetişkinlerle kıyaslandığında daha az beceriye sahip olmaları nedeni ile bebek ve çocukların afet kaynaklı olarak biyolojik sağlıklarının bozulması ve hatta yaşam kaybının gözlenmesi söz konusudur. Onların yürüme ve konuşma becerilerinin yeterince gelişmemesi nedeni ile özellikle afet anında yetişkinlerin desteğine ihtiyaç duymaları daha önce belirtildiği gibi bu kırılganlıklarının en önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Bunun yanında, dolaylı olarak ailelerin afetten etkilenme dereceleri de çocuk ve bebeklerin biyolojik sağlıklarını belirleyebilmektedir. Yaşam alanlarının yok olması ya da aşırı zarar görmesi, ebeveynlerin yaralanması ya da hayatlarını kaybetmesi, ekonomik kazanç getiren imkânlardan uzaklaşma, sağlık hizmetlerinden faydalan(ma)ma, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde yaşamak, ailenin sosyal statüleri gibi çeşitli etmenler de çocuk ve bebeklerin yaşam kalitelerini belirlemekte ve afet nedeni ile bu kalite daha da düşebilmektedir. Afet sonrası yeteri kadar beslenememe, temiz su ve hijyenik ortamların bulunmaması da sağlığı olumsuz yönden etkilemektedir.
#10
SORU:
Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen sağlıklı olmanın tanımını yapınız?
CEVAP:
Sağlık, ruhen, bedenen ve sosyal olarak iyi olma hâlidir. Diğer bir ifade ile sağlıklı olmanın üç temel unsuru bulunmaktadır: Bedensel özellikler, psikolojik nitelikler ve sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel koşullar. Tüm bu koşulların kesişiminde ise sağlık olgusu yer almaktadır. Bu nedenle, afet ve çocukların psikolojik ya da biyolojik sağlıklarını tartışırken, bu üç temel etmeni de dikkate almak gerekmektedir.
#11
SORU:
Afet sonrası bebek ve çocuklarda stres bozukluklarını etkileyen etmenler nelerdir?
CEVAP:
Çocuğun yaşı, cinsiyeti, maruz kaldığı travmatik olayın niteliği, kişilik özelliği, bilişsel özellikleri, aile içi ilişkilerinin niteliği gibi etmenler afet sonrası stres bozukluklarının etkilerini belirleyebilmektedir. Diğer bir deyişle, çocuk tarafından afet tehdidinin nasıl algılandığı, sosyal destek mekanizmalarının (aile, akran grubu gibi) varlığı ya da yokluğu, çocuğun kişilik özellikleri (karamsar ya da iyimser olma, endişeli, öfkeli olma gibi) ve cinsiyeti bu stres ile başa çıkma konusunda önemli faktörler arasında yer almaktadır.
#12
SORU:
Afet sonrası psikolojik sorunlar ortaya çıkmasını tetikleyen etmenleri tartışınız?
CEVAP:
Afet nedeni ile normal yaşamın sekteye uğraması (aile üyelerinin ölmesi ya da yaralanması, göç etme durumunda kalma, ebeveynlerden, ailenin diğer üyelerinden ayrılma, arkadaş ve okul çevresinden uzak kalması) ve afet sonrasında güvenliksiz koşullarda yaşamak (çadırlarda, prefabrik evlerde, akrabaların yanında kalma gibi) nedeni ile çocuklarda kısa ve uzun dönemde psikolojik sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Güvenliksiz ortamlarda yaşamanın neden olduğu çocuklara yönelik cinsel istismar, ensest, tecavüz, kaçırma gibi olaylar da afet sonrasında sıklıkla karşılaşılan olumsuz olaylar arasındadır. Tüm bu yaşanılanlar, kısa ya da uzun dönem içinde ortaya çıkan ve psikolojik destek ile azalma ihtimaline sahip olan psikolojik durumlara sinirli olma, endişeli olma, depresyon, kaygı, uyku bozuklukları, konsantrasyon eksikliği, aşırı yeme, kabus görme, umutsuzluk, yalnızlaşma, yetersizlik duygusu, öz güven ve güven kaybı, intihar eğilimi örnek olarak verilebilir.
#13
SORU:
Afet sonrası çocukların eğitim hayatlarının sekteye uğramasına etki eden etmenler nelerdir?
CEVAP:
Afet nedeni ile okulların yapısal olarak zarar görmesi; öğretmenlerin hayatını kaybetmesi ya da yaralanması, göç etmesi; çocukların yaralanması, hayatlarını kaybetmesi ya da aile üyelerinin ölmesi ya da yaralanması, göç etmesi, iş kaybı gibi etmenler afet nedeni ile çocukların eğitim hayatlarının sekteye uğramasına zemin hazırlamaktadır.
#14
SORU:
13 Ekim’de kutlanan Dünya Afet Risk Azaltma Gününün belirlendiği tarih ve amacı nedir?
CEVAP:
Tüm dünyada afetlere yönelik planlama, risk azaltma ve hazırlık kültürünü yaymayı amaçlayan Dünya Afet Risk Azaltma Günü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun kararı ile ilk kez 1989 yılında yapılmıştır. Her yıl 13 Ekim’de kutlanan Dünya Afet Risk Azaltma Günü, afetlere daha dayanıklı bir toplum ve ülke için, tüm vatandaşların ve kamu kurum ve kuruluşlarının iş birliği içinde çalışmasını teşvik etmektedir.
#15
SORU:
Bodstein ve arkadaşları (2014) yaşlı nüfusun kırılganlığını arttıran faktörler nelerdir?
CEVAP:
Bodstein ve arkadaşları (2014) yaşlı nüfusun kırılganlığını arttıran faktörlerle ilgili olarak üç başlıktan bahsetmektedir:
- işlevsel olarak yaşanılan düşüklük,
- kazalar, kentleşme
- yaşlanma.
Yazarlar tarafından belirlenen bu başlıklara ek olarak, kültürel faktörleri de dikkate almak, afet yönetiminin kapsayıcılığı açısından önem taşımaktadır.
#16
SORU:
Afet zararlarının niteliği ve derecesi konusunda belirleyici unsurlar nelerdir?
CEVAP:
Bu süreçte etkili olan diğer etmenlere bakıldığında, ekonomik, siyasal, psikolojik koşul ve özellikler, yaşanılan fiziksel çevrenin niteliği de risk algısı ve önlem alma çabalarının ve afet anında yapılması gereken pratiklerin niteliğini belirleyebilmektedir. Diğer bir deyişle yaşlı nüfusun içinde bulunduğu toplum ya da topluluğun siyasal koşullar ile ilişkisi, ekonomik imkân ve fırsatları, yaşlı kişinin bireysel kişisel özellikleri ve kültürel etmenler (aşırı kadercilik gibi) afet zararlarının niteliği ve derecesi konusunda belirleyici olabilmektedir. Sosyal destek mekanizmalarına ulaşma kapasitesi (aile, siyasal yapı, STK gibi kesimler tarafından sağlanan), kötü fiziksel koşullarda yaşama, sağlık ve beslenme imkânları da risk algısı ve pratiklerini belirleyebilmektedir.
#17
SORU:
Yaşlı kişilerin sosyal alandan izole edilmesine yol açan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen unsurlar nelerdir?
CEVAP:
Kentleşme ve beraberinde getirdiği bireyselleşme, yalnızlaşma ve yabancılaşma gerçeklerini de ortaya çıkarabilmektedir. Bununla birlikte, kentsel alanlardaki altyapı, sağlık ve sosyal hizmetlerin niteliği, kent nüfusu da söz konusu sorunların niteliğini etkileyebilmektedir. Farklı bir ifade ile kalabalık kentsel alanlarda hareket imkânları sınırlı olan sosyal kesim için ulaşım hizmetlerinin olmaması ya da yetersiz olması, yaşlı kişinin sosyal alandan izole edilmesine yol açabilmekte ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir.
#18
SORU:
Yaşlı nüfusun gözü ile kendi yaşadıkları sorunlar nelerdir?
CEVAP: - Gelir
- Sağlık hizmetlerine erişim
- Barınma
- Yaşlılara özelsağlık hizmetlerine ulaşım
- Yiyecek ve beslenme
- Aileden izole olma ya da uzaklaşma
#19
SORU:
Sivil Toplum Kuruluşlarının başlıca faaliyetleri nelerdir?
CEVAP: - Sağlık hizmetleri
- Yiyecek ve beslenme
- Su ve temizlik
- Temel gereksinimlerin (yiyecek dışındaki) sağlanması
- Barınma
- Becerilerin geliştirilmesine yönelik eğitimler
#20
SORU:
Sivil Toplum Kuruluşlarının gözü ile yaşlı nüfusun sorunları nelerdir?