AİLE İÇİ UYUMLU ETKİLEŞİM Dersi Evlilikte Eşler Arasında İletişim soru cevapları:

Toplam 49 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Ebeveyn olmanın temel görevi nedir?


CEVAP:

Ebeveyn olmanın temel görevi; yalnızca
çocukların yaşamını devam ettirmesine yardımcı olmak ya
da uygun disiplin yöntemlerini kullanmak değil, aynı
zamanda aile içi ve dışında çocukların tüm kapasitelerini
geliştirmelerine olanak sağlayan koşulları yaratmaktır.


#2

SORU:

Yakınlık kavramını nasıl açıklarsınız?


CEVAP:

Yakınlık kavramı, ilişkinin, birlikte zaman
geçirme, birbirinin yokluğunda özlem duyma, birbiri için
özel olduğu düşünülen şeyler yapmaktan, birlikte
konuşmaktan, gülmekten, göz teması kurmaktan ve
fiziksel temastan hoşlanmayı içeren bir yönü olarak ele
alınmaktadır.


#3

SORU:

Yakın ilişkileri destekleyen etkenler nelerdir?


CEVAP:

1. Sevgi
2. Güven
3. Bağlılık


#4

SORU:

Yakın ilişkilerde “sevgi” kavramıyla anlatılmak istenen nedir?


CEVAP:

Yakınlık etkileşimi göstermek ile sevgi arasında
doğrudan bir ilişki olduğu görülmektedir. Yakınlık
etkileşimlerinde bireylerin birbirlerine karşı olumlu
duygular beslemeleri gerçeğinin varlığında birbirlerini
sevmeleri de gerekmektedir.


#5

SORU:

Yakın ilişkilerde “güven” kavramıyla anlatılmak istenen nedir?


CEVAP:

Güven yakın ilişkilerde bulunan bireylerin
birbirleri için neyin istenen olduğunu bilmeleri anlamına
gelmektedir. Birbirlerine güvenen bireyler, karşılarındaki
kişilerin onlara zarar vermeyeceklerinin, birbirlerini
aldatmayacaklarının farklındadırlar. Sonuç olarak yakınlık
etkileşimleri, bireylere birbirlerine güven
duyabileceklerinin olanağını sunar.


#6

SORU:

Yakın ilişkilerde “bağlılık” kavramıyla anlatılmak istenen nedir?


CEVAP:

Bağlılık birlikte zaman geçirmeyi ve birlikte aktivitelerde bulunmayı ifade etmektedir.


#7

SORU:

Çift ilişkisinin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

1. Çift ilişkisi isteyerek yürütülen bir ilişkidir. Bu
ilişkinin isteyerek sürdürülmesi ilişkiyi rahat
yaşanır hale getirirken yine de devamı için
karşılıklı çaba harcanması gerekir.
2. Çift ilişkisi belirli ve gelişen olma özelliklerinin
dengeli bir şekilde bulunduğu bir ilişkidir.
İlişkinin sağlıklı devamı için belirli ve önceden
tahmin edilebilir özelliklerin yanı s ıra esnek
olması da önemlidir.
3. Çift ilişkisinde ‘geçmiş’, ‘şimdi’ ve ‘gelecek’
vardır. Çiftler ‘geçmiş’ hikâyeleriyle ‘geleceğe’
bağlanırken ilişkinin ‘şimdi’ ayakta kalması için
geleceğe yönelik planlar yaparlar.
4. Çift olmak, farklı değerler ve dünya görüşünden
oluşan ilk bakış açısının ve geçmişin birbiriyle
birleşmesi demektir. Böylece ilişkide her bir konu
üzerinde konuşulup uzlaşılabilir.
5. Çift ilişkisinde destek alış verişi vardır. Her eş,
kendi gereksinimi kadar diğer kişinin
gereksinimini de göz önüne alır, birbirlerine
destek olur. Başka deyişle ilişki karşılıklıdır; her
iki taraf hem alıcı hem verici konumundadır.
6. Çiftlerden her birinin bireyselliği söz konusudur;
çift ilişkisinde bireylerin bireyselliğine saygı
duyulur ve destek verilir (Velidedeoğlu,
Kavuncu, 2011).


#8

SORU:

Yakın ilişkileri nitelendiren özellikler nelerdir?


CEVAP:

1. Birlikte etkinlikte bulunma
2. Sevgi ve güven
3. Bağlılık
4. Aşk
5. Romantik yakınlık


#9

SORU:

Bağlılık türleri nelerdir açıklayınız?


CEVAP:

1. Güvenli Bağlanma: Güvenli bağlananlar,
genellikle kendileri ve başkaları hakkında olumlu
bir bakış açısına sahiptirler ve bir eşle duygusal
bir yakınlık kurmada ve karşılıklı dayanışmada
rahattırlar.
2. Temkinli Bağlanma: Temkinli bağlananlar, çok
fazla samimiyete ve yakınlığa izin vermede
tereddütlü davranırlar. Bir eşe tamamıyla
güvenmek onlar için çok zordur.
3. Kaygılı Bağlanma: Kaygılı bağlananlar,
eşleriyle mümkün olduğu kadar sıkı bir yakınlık
kurmak isterler. Sürekli olarak aşık oldukları
kişiyi kaybetme korkusuyla yaşarlar.


#10

SORU:

Hotfield’e göre romantik yakınlıkta bulunanlar, bu
ilişkiye özgü olarak ne tür özellikler ortaya koymaktadır?


CEVAP:

1. Bilişsel özellikler: Yakın ilişkide bulunan
bireyler, birbirlerine karşı kendilerini ifade
etmeye karşı isteklidirler. Kendileri hakkında
karşı tarafa bilgi vermek amacıyla kendilerini
açığa vururlar. Sevdiklerini dinlerler.
Kendileriyle ilgili karmaşa ve zıtlıkları
sevgililerine bildirmede rahattırlar. Bu yüzden,
yakın ilişki yaşayan birey, sevgilisinin ümitleri,
korkuları, düşünce şekli, ideolojisi, değerleri,
zayıf ve güçlü yanları hakkında derin bir düzeyde
bilgiye sahip olur.
2. Duygusal özellikler: Yakın ilişki yaşayan
bireyler, birbirlerine özen gösterirler.
Sevgililerine karşı yoğun sevgi duygularına
sahiptirler. Sevgi ve özenin yoğunluğundan
dolayı bireyler, işler kötüye gittiğinde kıskançlık,
kızgınlık, yalnızlık ve depresyon
yaşamaktadırlar. Bu duygusal çatışmalar ilişkinin
bozulmasında önemli etkiye sahiptir.
3. Davranışsal özellikler: Sevgililer birbirlerine
fiziksel olarak yakın olduklarında mutluluk
hissederler. Birbirlerine bakmaktan hoşlanırlar.
Bu nedenlerle birbirlerine yakın olmaya
çalışırlar.


#11

SORU:

Romantik bir ilişkide etkili iletişim için hangi yolların izlenmesi önerilmektedir?


CEVAP:

- Eşinize ona yönelik duygularınız konusunda güvence verin.
- Duygularınız hakkında açık olun.
- Olumlu ve güler yüzlü olun.
- Eşinize önem verin; ilişkinizi önemseyin.
- “Sen” ya da “ben” gibi, bireysel sözcükler yerine “biz” gibi ilişkisel sözcükler düşünün. Açılmayla özel yaşamı dengeleyin.
- Sır saklamamayı bir ilke haline getirin.
- Sözsüz iletişiminizde olumlu olun (örneğin, kötü bakmayın ya da gözlerinizi döndürmeyin).
- Eğer daha fazla yakınlık istiyorsanız göz temasını artırın.
- Kendinizi ortağınızın yerine koyun.
- İyi bir dinleyici olun.
- Ortağınızın sözünü yalnızca aynı fikirde olduğunuzu belirtmek için kesin.


#12

SORU:

Uyum ve dayanışmada yer alan belirleyiciler nelerdir?


CEVAP:

- Ebeveynlerin evlilik uyumu
- Duyarlılık
- Ebeveyn ihtiyaçları
- Ebeveynlerin algıladıkları sosyal destek


#13

SORU:

Ebeveynlerin evlilik uyumu ile anlatılmak istenen nedir?


CEVAP:

Eşler arasındaki uyum, ilişkideki tüm alanları
etkileyebilen önemli etkenlerden biridir. Zamanla eş
ilişkisinde olumlu ve olumsuz faktörlerin birlikte işlerlik
gösterdiği bir denge kurulmakta, bu dengeler evliliği
sürdürücü ya da bozucu rol oynayabilmektedir.


#14

SORU:

Kişilerarası aşırı duyarlılık nasıl bir probleme sebep olabilir?


CEVAP:

Duyarlılık, kişilerarası ilişkilere duyarlılığa sahip
bireylerde kolaylıkla incinme ve kırılma, diğerleri
tarafından önemsenip değer verilmediğine ve buna paralel
kötü davranıldığına inanma, kendini diğerlerinden daha
aşağı görme, diğerlerinin yanında iken yanlış bir şeyler
yapmamaya özen gösterme gibi yaşantılara neden olarak
kişilerarası ilişkilerde problemler yaşanmasına yol açan
bir durumdur.


#15

SORU:

Ebeveyn ihtiyaçları ile anlatılmak istenen nedir?


CEVAP:

Evlilikte eşler, birbirine sahip olma ve birbirine ait
olma duygusu, yakınlık, birçok duygusal ve sosyal
birliktelik ve paylaşım, cinsel doyumla mutlu bir yaşam
sürme, çocuk sahibi olma duygularını yaşamaktadırlar.


#16

SORU:

Ebeveynlerin algıladıkları sosyal destek nedir?


CEVAP:

Destek, birçok ilişki olumsuzluğunu azaltabilir ve
hem arkadaşlıklar hem de ebeveyn ilişkileri için
güçlendirici bir etki sağlayabilir. Ebeveynlerin
ilişkilerinde, kişilik özelliklerinin (depresyon, yalnızlık
vb.), ilişki etmenlerinin (içtenlik, bağlılık vb.) ve durumun
özelliklerinin (bir çatışmanın tartışılması, gerginlik,
yaratıcı yeni bir durum) tümünün ebeveynlerin
destekleyici davranışa ilişkin algılarını etkilemektedir.


#17

SORU:

Fleck’in önerdiği sağlıklı aile fonksiyonları nelerdir?


CEVAP:

Fleck (1980) sağlıklı aile fonksiyonlarını içeren
beş parametre önermektedir:
1. Liderlik: Ebeveynlerin kişilik yapıları, çiftlerin
evlilik birlikteliklerine ait özellikler, tamamlayıcı
ebeveyn rollerine sahip olabilme, ebeveynlerin
güç ve disiplin yöntemlerini kullanmalarının
sonucudur.
2. Aile sınırları: Ego sınırları, nesil sınırları ve aile
toplum sınırlarını içerir.
3. Sevgi: Bireyler arası yakın duygusal ilişkiler, aile
içi denge, aile üyelerinin birbirlerinin
duygularına karşı toleransları ve duygusallık
kavramlarını içerir.
4. İletişim: Aile üyelerinin birbirlerine karşı
sorumlulukları, üyelerin birbirlerine karşı
sergiledikleri sözlü ve sözsüz iletişimin miktarı,
aile üyelerinin kendilerini ifade ediş tarzları,
konuşmalarının sentaksı ve netliği, aile üyelerinin
soyut ve metaforik düşünce yapılarının doğasıdır.
5. Görev/Amaç Performansı: Ailenin üyelerinin
bakımını üstlenmesi, davranış kontrolü ve
rehberlik, akran ilişkileri ve bu konuda ailenin
onlara sağladığı yol göstericilik, boş zaman
aktiviteleri, ailenin krizle başa çıkma yolları ve
aileden ayrılan bireylerin yeni hayatlarına
uymaları konularını içerir (akt: Canel,2007).


#18

SORU:

İletişim hangi ana amaca hizmet eder?


CEVAP:

İletişim yakın ilişkilerin gelişmesi ve sürdürülmesine hizmet eden en temel mekanizma olarak ele alınabilir.


#19

SORU:

İletişim süreci ne şekilde gerçekleşir? Açıklayınız.


CEVAP:

İletişim bir gönderici (kaynak), bir ileti (mesaj), bir alıcı (hedef) ve bir iletişim kanalı gerektirir. Gönderici hedefe iletmek istediği mesajı kodlayarak uygun bir kanal aracılığıyla gönderir, hedef ise gelen mesajın kodunu açar ve mesajı almasının ardından kaynağa geribildirim verir. Ancak bu süreç göründüğünden daha karmaşıktır. Kişiler arası iletişim kaynak ve hedef arasında eşzamanlı ve de tek yönlü olmayan bir süreç olarak tanımlanır. 


#20

SORU:

Gönderici/ Kaynak kimdir ve etkili iletişimde hangi özellikleri rol oynar?


CEVAP:

Gönderici/Kaynak, iletiyi gönderen kişidir. kaynağın Etkili iletişimde rol oynayan  özellikleri: 

• Güvenilirlik
• İletişim becerisi
• Sevilmek
• Saygınlık
• Kaynağın fiziki görünümü
• Tutumlar
• Empati yeteneği
• Eğitim seviyesi
• Çevresel, toplumsal, kültürel öğelerdir.


#21

SORU:

Mesaj nedir ve etkili iletişim sürecinde hangi özellikleri taşıması gerekir?


CEVAP:

Mesaj, kaynak ile alıcı arasında iletişimin kurulmasını sağlayan, sembollerle oluşturulmuş, belirli bir biçimi, anlamlı bir bütünlüğü olan, iletişim sürecinde aktarılmak istenenleri taşıyan bir öğedir. Mesajın iletişim sürecinde beklenen etkiyi yaratması için taşıması gereken özellikler:
• Anlaşılır olma
• Açık olma
• Zamanında iletilme
• Uygun bir yol izleme
• Kaynak ve alıcı arasında kalmadır.


#22

SORU:

Kod nedir?


CEVAP:

Kod, bir kültür ya da alt kültürün üyelerinin paylaştığı bir anlam sistemidir. 


#23

SORU:

Kodlama nedir?


CEVAP:

Kaynağın alıcıya mesajı iletmek üzere belirli simgelere, sembollere, işaretlere dönüştürmesine kodlama denir.


#24

SORU:

Kod açma nedir?


CEVAP:

Alıcının kaynaktan gelen mesajı aldığında anlamlandırmak ya da yorumlamak için simgeleri, sembolleri, işaretleri tekrar dönüştürmesine yani çözümlemesine “kod açma” adı verilmektedir.


#25

SORU:

Kanal nedir ve kaç kategoride incelenir?


CEVAP:

Kanal, kaynak ve hedef arasında mesajın iletilmesini sağlayan yoldur (ışık dalgaları, radyo dalgaları, telefon kabloları vb…) Kanalın kapasitesi, taşıyabileceği sinyal miktarı önemlidir. Kanallar üç kategoride incelenebilir. Bunlar:
• Sunumsal araçlar : kişinin görüntüsü, sesi, yüzü, bedeni..
• Temsili araçlar: kişi, yer ve zamandan bağımsız iletim özelliği, kitap, fotoğraf, resim,heykel…
• Mekanik ve teknolojik araçlar: telefon, radyo, televizyon, internet gibi araçlardır.


#26

SORU:

Alıcı/Hedef nedir ve etkili iletişim açısından alıcının hangi özellikleri önemlidir?


CEVAP:

Alıcı/Hedef, kaynak tarafından gönderilen mesajın hedefidir. Mesajı kendi algı ve anlamlandırma çerçevesinde yorumlar. Alıcının,

• Eşik değeri (duyu organlarının hassasiyeti)
• Kavramsal filtreleri (tutum, değer, dil, deneyim…)
• Bilişsel stili (öğrenme biçimi, bilgi düzeyi…) etkili iletişim açısından önemlidir.


#27

SORU:

Geribildirim nedir ve iletişim sürecindeki işlevi nedir?


CEVAP:

Geribildirim, iletişim süreci içinde kaynaktan alıcıya ulaşan mesaja karşılık olarak alıcının da
kaynağa tepkisini ya da yorumunu belirtmek üzere gönderdiği mesajdır. İletişim sürecinde geri besleme, denetleme ve gözetleme görevi görür.


#28

SORU:

Gürültü nedir?


CEVAP:

Gürültü, iletilmek istenen mesajın iletimine engel olan her türlü uyaran gürültü olarak adlandırılır. İletişimin sağlıklı biçimde sürmesine ve tarafların birbirlerini anlamasına engel olur. 


#29

SORU:

Sözsüz iletişim nedir?


CEVAP:

Sözsüz iletişim, sözcükler yerine semboller yoluyla kurulan iletişim biçimidir. Sözsüz iletişim, kişiler arası mesafe, yüz ifadesi, göz teması, beden ifadesi, postür, jestler, fiziksel dokunuş, ses tonu gibi çeşitli davranışlar yoluyla gerçekleşir.


#30

SORU:

Sözsüz iletişimin temel ilkeleri nelerdir?


CEVAP:

Sözsüz iletişimin temel ilkeleri şu şekilde sıralanabilir:
1. Sözsüz iletişim duyguları iletir. Her ne kadar kesin kanıtlar olarak değerlendirilmeleri
uygun değilse de ilgilendiğimiz kişiye yakın
oturmak, sık sık göz ve ten teması kurmak
genellikle olumlu duyguların göstergesi olarak yorumlanır.
2. Sözsüz iletişim çok kanallıdır. Bilgi aynı zamanda jestler, yüz ifadesi, göz teması ve ses
tonu ile iletilebilir.

3. Sözsüz iletişim belirsizdir. Aynı göstergeler farklı insanlar tarafından farklı biçimde yorumlanabilir.
Bu nedenle sözsüz ipuçları bilgilendiricidirler, ancak sözlü mesajlara eşlik ettiklerinde ve sosyo-kültürel bağlama entegre olduklarında daha güvenilir mesajlar haline gelebilirler.
4. Sözsüz iletişim sözlü mesajlarla çelişebilir. Böyle durumlarda insanların sıklıkla sözsüz ipuçlarına
odaklandıkları bilinmektedir, hatta kişi yalan söylemeye zorlandığında aldatmaca sözsüz işaretler
yoluyla fark edilebilmektedir.
5. Sözsüz iletişim kültüre bağlıdır. Dil gibi sözsüz işaretler de kültürden kültüre farklılık gösterir.


#31

SORU:

İletişimde kadın ve erkek arasındaki farklar nelerdir?


CEVAP:

Araştırmalarda, erkeklerle karşılaştırıldıklarında, kadınların “sohbeti başlatma ve geliştirme” konularında daha iyi oldukları görülmüştür, bu; kadınların sohbet sırasında diğerini konuşmaya davet etme, sorular sorma, kişilerin detaylı anlatımlarda bulunmalarını teşvik etme, ifade edilenlere yanıt verme ve sohbete katıldıklarını ve ilgi duyduklarını gösterecek nitelikte sözsüz davranışlar göstermelerini kapsamaktadır. Erkeklerin sohbeti kendi ilgi alanları ve gündemlerini içeren konulara yönlendirip baskınlık sergileme, diğerlerinin
sözünü kesme, kendilerini coşkuyla ve otoriter biçimde ortaya koyma gibi davranışları kadınlardan daha fazla gösterdikleri, buna karşın kadınların sohbete diğerlerini de dahil ederek eşitliği sağlama, destek sunma (örn, sempati, aynı fikirde olduğunu belirtme) ve yanıtlayıcı tavırlar sergileme (örn; göz kontağı, kafa sallama) türü davranışlar ortaya koymaya erkeklerden daha fazla eğilimli oldukları bulunmuştur.


#32

SORU:

Heteroseksüel romantik ilişkilerde kadın ve erkek arasındaki iletişim farkları nelerdir?


CEVAP:

Yakın ilişkiler söz konusunda olduğunda ise, heteroseksüel romantik ilişkilerde erkeklerle karşılaştırıldıklarında kadınların partnerlerine daha fazla konfor ve yardım desteği sağladıkları ve partnerlerinin değişen destek ihtiyaçlarını giderme konusunda daha yanıt verici oldukları ortaya konmuştur.  İletişim konusundaki farklılıklar romantik ilişkilerdeki etkileşim örüntülerini belirledikleri gibi ilişki doyumunu da etkileyebilirler, dolayısıyla farklılıkları tanımak önemlidir. Söz konusu farklılıklar biyolojik cinsiyetin beraberinde getirdiği farklılıklardan çok sosyalleşme sürecinde edinilen toplumsal cinsiyet rolleri ile ilişkilidir.


#33

SORU:

Evlilik içi iletişimde içerik iletişimi nedir?


CEVAP:

İçerik iletilen mesajın sözel içeriğine odaklanırİçerik iletişiminin kendini açma ve çatışma çözümü olmak üzere iki temel yönü olduğu kabul edilir. Kendini açma kişinin özel duygularını, algılarını, korkularını ve şüphelerini ifade etmesi olarak tanımlanmakta, bu durum sıklık, genişlik ve derinlik bakımından kavramsallaştırılmaktadır.


#34

SORU:

Evlilik içi iletişimde süreç iletişimi nedir?


CEVAP:

Süreç, durum, ses tonu, sözsüz ipuçlarını (örn; sesin niteliği, sessizliğin kullanımı) içeren bir etkileşimin tüm yönlerini kapsar. Süreç iletişimi, çok sayıda sözlü ve sözsüz etkeni bir arada barındırmaktadır. Bu etmenler: 

  • Doğruluk,
  • Empati,
  • Değiş-tokuş,
  • Sıklık,
  • Biçimdir. 

#35

SORU:

İletişimin doğruluğu ya da kesinliği nedir?


CEVAP:

İletişimin doğruluğu/kesinliği kodlamayı (örn; açık bir mesajı iletebilme) ve kodu çözmeyi (örn; ileticinin/kaynağın mesajını ve niyetini doğru biçimde tanıma becerisi) kapsar. Mesajı veren kişi ile alıcının aynı mesajdan aynı şeyi anlamaları ve mesajın doğru biçimde yorumlanması büyük önem taşır, düşük işlevli çiftlerin mesajların iletimi sırasında daha fazla uyuşmazlık yaşadıkları ileri sürülmektedir.


#36

SORU:

Kodlama sürecindeki iletişim hatalarının nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Kodlama sürecindeki iletişim hataları sosyal becerilerin eksikliği, kendini ifade edememe, uygun olmayan sözlü ya da sözsüz kanallar kullanmakla ilişkili olabilir. Mesajı iletirken ortaya konan sözlü ve sözsüz ipuçları arasında uyuşmazlık olması durumunda ise insanların sözsüz ipuçlarına daha fazla anlam atfettikleri bulunmuştur. Evlilik ilişkisinde iletişim açık olmadığında eşler bir diğerinin aklından geçenleri anlamak üzere spekülatif yorumlarda bulunmaya eğilimli olurlar, bu durum da “zihin okuma” olarak isimlendirilir. 


#37

SORU:

Empati nedir?


CEVAP:

Empati, kişinin eşi tarafından verilen iletiyi anlamasına yönelik bir kişiler arası iletişim becerisidir. Empatinin kendini ifade eden kişi için pekiştireç görevi gördüğü ileri
sürülmüştür.


#38

SORU:

Evlilikte iletişimin sıklığı ve biçimi ne ifade eder? Açıklayınız.


CEVAP:

İletişimin sıklığı ve biçimi  çiftler arasındaki iletişim hakkında bilgi vericidir. Yakınlığın yüksek olduğu ya da bazen çatışmanın yüksek olduğu ilişkilerde iletişim sıklığı daha fazla olabilir, iletişim sıklığının azlığı ise ilişkideki kişilerin birbirlerine yönelik duygusal ve fiziksel mesafelerine ilişkin bir gösterge olabilir. İletişimin biçimi ise iletişim için hangi kanalların kullanıldığını, sözlü ve sözsüz ipuçlarının ne şekilde iletildiğini ve bu süreçte mesajı alan ve gönderen kişi arasındaki uyumu temsil eder.


#39

SORU:

Evlilikte eşlerin birbirlerine olan sevgilerini ifade etme yolları nelerdir?


CEVAP:

Evlilikte eşlerin birbirlerine olan sevgilerini ifade etme yolları: :

  • Kendini açmak,
  • Sevginin maddi olmayan kanıtları (örn: olumlu duygu ifadeleri, destek, ortak aktiviteler ve ritüellerde birlikte zaman geçirmek),
  • Sevginin fiziksel olarak ifade edilmesi (örn; sarılmak ve öpüşmek),
  • Eşin hoşa gitmeyen yönlerine hoşgörü göstermek 
  • Sevginin maddi kanıtlarıdır (örn; hediye vermek). 

#40

SORU:

Çiftler çatışmaya yönelik tutumları bakımından ne tür farklılıklar gösterirler?


CEVAP:

Çiftler çatışmaya yönelik tutumları bakımından da farklılık gösterirler. Bazıları yalnızca büyük meseleler konusunda çatışmayı beklerken, bazıları daha sık tartışırlar. Bazıları da ilişkide çatışmadan büyük oranda kaçınmanın yanı sıra, duygu ifadesinden de kaçınmayı beklerler.


#41

SORU:

Evlilikte  ilişkilerin sıcak, fırtınalı, yavan ve düşmanca olmak üzere dört tipte sınıflandırıldığı yaklaşım açısından bu sınıflandırmaları açıklayınız.


CEVAP:

İlişkileri sıcak, fırtınalı, yavan ve düşmanca olmak üzere dört tipte sınıflandıran yaklaşım açısından tanımlar şöyledir:
• Sıcak ilişkilerde sevgi ve yakınlık ifadeleri yoğun biçimde sunulurken, uzlaşmazlık/ düşmanlık düzeyi düşüktür.
• Fırtınalı çiftlerde ise hem yakınlık hem de düşmanlık yüksek düzeydedir.
• Yavan çiftlerde hem yakınlık hem de düşmanlık göstergeleri düşük düzeydedir.
• Düşmanca ilişkilerde ise çiftlerin düşmanlık ve gerginlik düzeyleri yüksek, sevgi ve
yakınlık düzeyleri is düşüktür.


#42

SORU:

Besleyici ilişkiler ile ilgili kurallar nelerdir?


CEVAP:

Besleyici ilişkiler ile ilgili, yedisi tüm aile ilişkilerini, üç tanesi de evli çiftler için geçerli olabilecek  on kural belirlenmiştir. Bu kurallar şu şekilde sıralanabilir:

Tüm aile ilişkilerinde:
1. Sevginizi sözlü olarak ifade edin. “Seni seviyorum” deyin.
2. Fiziksel yakınlık kurun. “Seninle ilgileniyorum”, “Üzgünüm” ya da “Anlıyorum” diyen
dokunma ve sarılmalarda bulunun ve size yapılanları kabul edin.
3. Takdir duygunuzu ifade edin. Sevdiğiniz kişide neyden hoşlandığınızı, onunla ilgili neyden keyif aldığınızı ve birbirinizde neleri takdir ettiğinizi söyleyin. Size söylenenleri ilgiyle dinleyin.
4. İlişkinin ya da ailenin bir duygusal destek sistemi olmasını sağlayın. Hastalık, zorluk ve kriz zamanlarında birbirinizin yanında olun, genel olarak yardımcı ve besleyici olun ve birbirinizin iyi oluşuna katkı sağlayın.
5. İlginizi/yakınlığınızı maddi yollardan da ifade edin. Beklenen durumlar haricinde de
birbirinize kutlama kartları gönderin, hediyeler verin. Paylaşılmış olan ev işleri konusunda bir aile üyesinin yükünü hafifletin ve üzerinize düşenden fazlasını yapın.
6. Aile üyelerinin eksikliklerini kabul edin. Burada fiziksel ya da sözlü istismardan söz edilmemektedir. Zarar verici nitelikte olmayan kişisel yetersizlikler her ilişkide görülebilir.
Aile üyelerinizi sevin, onları sürdürülemez biçimde idealize etmeyin.
7. Diğerlerine size davranılmasını istediğiniz gibi davranın. Bazen bilinçsiz biçimde elimizden olandan azını vermek isteriz ya da aile üyelerine yapmadığımız olumlu muameleleri kendimiz için bekleriz. Olayları diğer aile üyelerinin bakış açısından görmeye çalışın.
Romantik çift ilişkilerinde:
1. Eşinizle herhangi bir başkasıyla paylaştığınızdan daha fazla şey paylaşın. Diğer bir
deyişle birbiriniz için özel olun.
2. Başbaşa zaman geçirin. Bu süre bir çift olarak sadece ikinize ait olsun. Sevginin ilgi ve
zamana ihtiyacı olduğunu anlayın.
3. İlişkinizi garanti olarak görmeyin. İlişkinizi
önceliğiniz yapın ve aktif biçimde birbirinizin gereksinimlerini karşılamaya çalışın.


#43

SORU:

Sözsüz iletişimin evlilikte önemli üç işlevi nedir?


CEVAP:

Sözsüz iletişimin evlilikte önemli üç işlevi şunlardır:

1. Kişiler arası tutumları aktarma: Sözsüz mesajlar tutumları aktarma işlevine sahiptirler. Diğerinin elini tutmak yakınlığı gösterebilir; kanepenin iki ayrı ucuna oturmak mesafe
göstergesi olabilir. Konuşulan kişinin yüzüne bakmamak rahatsızlık ya da yakınlık eksikliğinden kaynaklanabilir. Bir diğerinin sözleri karşısında gözleri devirmek ise söylenenlere yönelik olumsuz bir tepkiyi içerir.
2. Duyguları İfade etme: Duygusal durumumuz bedenimiz aracılığıyla ifade edilebilir. Depresif bir insan başı aşağıya düşmüş biçimde ve yavaş yürüyebilir. Mutlu bir insan ise elastik biçimde yürüyecektir. Gülümsemeler, çatılış kaşlar, hoşnutsuz bakışlar, sıkılmış çeneler, tıklatılan parmaklar-hepsi duyguyu ifade ederler. 

3. Süren etkileşimi yönetme: Sözsüz iletişim sürmekte olan etkileşimi ilgi ve
dikkat sağlama yoluyla yönetmemizi sağlar. Dikkatli bir bakış sohbete olan ilgimizin göstergesi olabilir, sohbet sırasında saate bakmak, telefonla oynamak ya da esnemek ise sıkıntının belirtisi olabilir. Vücut duruşu ve göz teması özel önem taşır. 


#44

SORU:

Olumlu sözsüz davranışlar nelerdir?


CEVAP:

Olumlu sözsüz davranışlar, dokunma, fiziksel yakınlık, gülümseme, diğerine bakmayı
içerir.


#45

SORU:

Evlilik doyumu nedir?


CEVAP:

Evlilik doyumu, eşler arasındaki ilişkinin uyumu, kalitesi, ilişkiden edindikleri mutluluk ve bu yaşantıların oluşturduğu ahenkli dengedir. Evlilik doyumu, evlilik kurumu içinde yer alan çevresel (verilen kararlarda eşitlik, kazanç, çalışma ve problemleri paylaşma) ve kişisel (eşlerin birbirlerine gösterdiği sevgi biçimi, cinsel doyum, iletişim biçimi) boyutlardan eşlerin elde ettiği psikolojik doyum olarak da tanımlanabilir.


#46

SORU:

Eşler arası iletişim olumsuz biçimde etkileyen faktörler nelerdir?


CEVAP:

Eşler arası iletişim olumsuz biçimde etkileyen beş ana faktör:  (1) talep etme-geri çekilme örüntüsü, (2) iletişimin konusundan kaynaklanan güçlükler, (3) toplumsal
cinsiyet normlarının etkileri, (4) kendini açma konusundaki yetersizlikler, (5) geribildirim vermedir. 


#47

SORU:

Talep etme-geri çekilme örüntüsü nedir?


CEVAP:

Bu örüntüde kişi diğerini önemli bir konu üzerinde tartışmaya çekmek ister. Konuyu gündeme getiren kişi bir tür yakınmada bulunuyor olabilir, diğerinde ya da ilişkide değişmesini istediği bir şey bulunabilir. Diğer taraf ise tartışmadan kaçınma, ortamı terk etme ya da konuyu değiştirme gibi tavırlarla kendini geri çekebilir. Araştırmalar talep etme-geri çekilme örüntüsünün toplumsal cinsiyetle yakından ilişkili olduğunu ortaya koymuştur, evli çiftlerle yapılan çalışmalarda çoğunlukla kadının talep eden erkeğin ise geri
çekilen taraf olduğu görülmüştür. 


#48

SORU:

Evlilik ilişkisinde hangi konuları tartışmak diğer konulardan daha zordur?


CEVAP:

Evlilik ilişkisinde tartışılması daha zor olan konular:

- İlişkiye yönelik endişeler/şüpheler (boşanma olasılığı)
- Saygısız davranışlar (yalan söyleme, kabalık)
- Evlilik dışı mahremiyet sınırları (pornografi
kullanımı, kıskançlık)
- Aşırı ve uygunsuz öfke gösterimi (bağırma,
fiziksel saldırı)
- Cinsel etkileşim
- İletişim eksikliği (konuşmayı reddetme)
- Kayınpeder-kayınvalide ve geniş aile
- Kafa karıştırıcı, dengesiz/tutarsız duygusal
davranış
- Eleştiri
- Zayıf iletişim becerisidir (net/anlaşılır olmama)


#49

SORU:

Evlilikte etkili bir geribildirim süreci için önerileri sıralayınız.


CEVAP:

Eşler arası diyalog ve etkili bir geribildirim süreci için şu önerilerde bulunmaktadır:

- “Ben” dilini kullanmak: Örneğin; “Çok sorumsuzsun, kirli bulaşıklarını ortalıkta bırakıyorsun” demek yerine “Kirli bulaşıklarını ortada bırakıp kaldırmadığında çok rahatsızlık duyuyorum” demek.
- Kişiden çok davranış üzerinde odaklanmak: “Çok tembelsin, öyle sorumsuzsun ki sürekli senin yarattığın pisliği ben temizliyorum” yerine “Kirli bulaşıklarını yıkar mısın
lütfen, onları lavaboda yığılmış halde görmek beni rahatsız ediyor” demek
- Yorumlara ya da yargılamalardan çok gözlemlere odaklanmak: “Ortalıkta bıraktığın kirli bulaşıklar dağ gibi olmuş” biz gözlemken “Sürekli kirli bulaşıkları etrafta bırakıyorsun, nasıl hissettiğimi hiç önemsemiyorsun” bir yorum, “Ne tür bir insan bunca
kirli bulaşığı ortalıkta bırakır ki” bir yargı
cümlesidir.
- Süreç içerisinde yapılan gözlemlere odaklanmak: Örneğin “geçen hafta üç kere senin
ortalıkta bıraktığın kirli bulaşıkları kaldırdım” ölçülmüş ve süreci belirten bir ifadeyken “her zaman senin kirli bulaşıklarını ben topluyorum” abartılmış bir ifadedir.
- Bir tavsiyede bulunmak yerine alternatif çözümler içeren fikirler paylaşmak: “Yemeğin
biter bitmez bulaşıkları ortadan kaldırmalısın” bir tavsiye hatta emir cümlesiyken “Ortalıktaki kirli bulaşıklar beni çok rahatsız ediyor, yedikten sonra kaldırsan ya da hiç
değilse ben eve gelmeden önce kaldırsan ya da yemeğini mutfakta yesen nasıl olur? Alternatifleri belirten bir cümledir.
- Alıcının işlemleyebileceği miktara odaklanmak: Tepkilerin yoğunluğu eşinizi yıldırabilir ve yük çok fazla gelebilir.
- Uygun olan zaman ve mekana odaklanmak: Başka uyaranların iletilen mesajı engellemeyeceği zaman ve ortamlarda geribildirim sağlamak. Örn; eşiniz önemli bir iş üzerinde çalışırken ya da yüksek sesle maç izlerken değil.