AİLE SAĞLIĞI Dersi Yenidoğan, Süt Çocuğu ve Adölesan Sağlığı soru cevapları:

Toplam 47 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Bebek ölümlerinde çoğunluk hangi hastalıklardan kaynaklanmaktadır?


CEVAP:

Ölümlerin üçte ikisi ishal, alt solunum yolu enfeksiyonu (ASYE), kızamık, tetanoz, boğmaca gibi aşı ile önlenebilir hastalıklardan kaynaklanmaktadır.


#2

SORU:

Bebek ölümlerini azaltmak için neler yapılabilir?


CEVAP:

Bebek ölüm hızının azaltılması ise öncelikle gebelik öncesi anne sağlığının korunması ve düzenli gebelik takiplerinin yapılması ile önlenebilir. Ayrıca erken doğum ve anomalili doğumların önlenmesi, doğumların sağlık merkezlerinde yapılması ve doğum sonrası yakın takiplerin yapılması da bebek ölümlerini azaltacaktır.


#3

SORU:

Yeni doğan dönemi nedir?


CEVAP:

Doğumdan itibaren ilk 28 günlük döneme “Yeni Doğan Dönemi” adı verilir. Hayata adaptasyonun ilk basamağı yenidoğan dönemi olup değerlendirme anne karnından başlar. Yenidoğan döneminin her anı özel anlam ifade etmektedir. Yenidoğan, hem taburcu olana kadar hem de sonrasında dikkatli ve itinalı değerlendirmeyi gerektirir. Yenidoğan bebeğin beslenmesi, izlemleri ve hastalıklar açısından taranması, bebek sağlığı açısından önemlidir.


#4

SORU:

Yeni doğan döneminde ağırlık gelişimi nasıl seyreder?


CEVAP:

Normal yenidoğan vücut ağırlığı 2.500-4.000 gram arasındadır. İlk 3-5 gün içinde %5-10’luk ağırlık kaybı normal olarak değerlendirilmektedir. Bu kayıp, 7-10. günün sonunda tekrar geri kazanılır. Bundan sonra normal yenidoğan, günde ortalama 20-30 gr ağırlık alır.


#5

SORU:

Yenidoğan boy gelişimi nasıldır?


CEVAP:

Normal yenidoğan boyu, ortalama 48-52cm’dir. İlk ayda boyda yaklaşık 2,5-3,5 cm artış olur.


#6

SORU:

Yeni doğan döneminde vücut ısısı seyri nasıldır?


CEVAP:

Yeni doğan bebeğin ortalama aksiller vücut ısısı, 36,5-37,5°C arasındadır. Vücut ısısı, doğumdan sonra hafif bir düşme gösterir, bu geçicidir ve 48 saatte normale döner. Yeni doğanın vücut ısısını düzenleme kapasitesi; yetersiz, vücut yüzey alanı erişkinden farklı ve cilt altı yağ dokusu azdır. Isı kaybı en çok baş bölgesinden olur.


#7

SORU:

Yeni doğan döneminde uyku nasıldır?


CEVAP:

Normal yeni doğan, 12-18 saat uyur; uyku düzeni değişkenlik gösterir. Bebek yüzüstü yatırılmasa da yan yatırıldığında kendi kendine yüz üstü dönmesi riski söz konusudur. Bu ihtimali sıfırlamak için, bebeğin sırtüstü uyuması sağlanmalıdır. Bebekler, ilk 3-4 aylık dönemde, kusmuklarını kendileri dışarı itme yetisine sahip
olmadıklarından boğulma riski olabilmektedir. Ancak bu risk, 3. aydan itibaren giderek azalır.


#8

SORU:

Yeni doğan döneminde beslenme ne şekilde yapılır?


CEVAP:

Anne sütüyle beslenen bebekler, 24 saatte ortalama 8-12 kez emzirilir. Yeni doğan her istediğinde emzirilmelidir. Yeni doğan 3 saatten fazla emmezse uyandırılıp beslenmesi gerekebilir.


#9

SORU:

Yeni doğan döneminde idrar çıkarma sıklığı nedir?


CEVAP:

Yeni doğanın ilk idrar çıkışı, 12-24 saat içinde olmalıdır. İkinci günde her 8 saatte bir; 3.-4. günde her 24 saatte 4-6; 5. günde 6-8 ıslak bez çıkarmalıdır. 4. günden sonra 5’in altında idrar yapması anne sütünün az olduğunun belirtisidir.


#10

SORU:

Yeni doğan döneminde ilk dışkılama ne zaman olur?


CEVAP:

Yeni doğan ilk dışkılamasını doğumdan sonraki 48 saat içinde yapmalıdır. Rengi, koyu yeşil, siyah ve yapışkandır. Beslenmeye başladıktan 3-4 gün sonra rengi yeşile ve sonrasında sarıya doğru değişir. Anne sütü ile beslenen bebekler, günde 3-4 kez veya daha fazla, mama ile beslenenlerde ise günde ortalama 1-2 kez dışkılar.


#11

SORU:

SIDS nedir?


CEVAP:

Ani Bebek Ölümü.


#12

SORU:

Lanugo nedir?


CEVAP:

Lanugo adı da verilen ipeksi ince vücut tüyleri, özellikle prematürelerde, sırtta, omuzlarda, alında, kulaklarda ve yüzde yaygın bir şekilde bulunur. Bu tüyler ilk birkaç haftada kaybolur.


#13

SORU:

Yeni doğanda doğum sırasında yapılması gereken bakım ve hizmetler nelerdir?


CEVAP:

Bebek, doğar doğmaz hemen radyant ısıtıcı altında, solunum-dolaşım yeterliliği açısından değerlendirilmelidir. Bebek, doğum kanalından çıkarken steril örtü alttan tutularak alınır ve bebek, bu ısıtılmış örtü ile radyant ısıtıcı altına konulur. Başı solunum yolunu açmak için hafif yukarda tutularak varsa ağız içi ve burundaki doğum salgıları temizlenir. Doğumsal sıvılardan bebeğin temizlenmesinden sonra baştan başlayarak tüm vücut hızla ve iyice kurulanır. Kurulama sırasında ıslanan örtü, hemen ısıtılmış diğer bir örtü ile değiştirilerek ısı kaybı önlenmeye çalışılır. Kurulama sonrasında bebek canlandırma gereksinimi olup olmadığına karar vermek için değerlendirilir.


#14

SORU:

APGAR skoru nedir?


CEVAP:

Adını testi geliştiren Dr. Virginia APGAR’dan alan bu test, bebeğin durumunu belirleyen objektif bir değerlendirme yöntemidir. Yeni doğmuş bebeğin doğumdan hemen sonraki durumunu gösterir. Uygun şekilde yapıldığında ceninlikten bebekliğe geçişin standart bir kayıt düzeneğini oluşturur. APGAR skoru doğumdan sonra 1. ve 5. dakikalarda bakılır. APGAR skoru için bebekte solunum, kalp hızı, renk, kasların durumu ve uyarılara verilen cevap olmak üzere beş belirtiye bakılır. Her belirti 0, 1 veya 2 olarak puanlanır. Sonuçta 5 değişkenin puanları toplanarak APGAR skoru bulunur. APGAR skoru 5. dakikada 7’nin üzerinde olan bebekler anne yanına verilebilir, 7 ve altında olanlar izlemeye alınmalıdır.


#15

SORU:

Doğum sırasında ve sonrasında yeni doğan sağlığı için alınan tedbirler nelerdir?


CEVAP:
  • Anne-Bebek Kol Bandı
  • Bebek ayak izleri alma
  • Bebeğin anneye gösterilmesi

#16

SORU:

Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Hastaneler programı nedir?


CEVAP:

Hatalı anne sütü uygulamalarının önlenmesi, emzirmenin korunması, özendirilmesi ve desteklenmesine yönelik olarak, Sağlık Bakanlığı tarafından 1991 yılından beri UNICEF/DSÖ önerileriyle “Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Hastaneler” programı yürütülmektedir. Gebelikten itibaren anne adaylarını anne sütü ve emzirme konusunda bilgilendiren, doğumdan hemen sonra annelerin bebeklerini emzirmesini sağlayan, güncel bilgilerle eğitilmiş sağlık personeli yardımıyla annelere bebeklerini nasıl emzirecekleri konusunda yardımcı olan hastaneler “BEBEK DOSTU HASTANE” unvanını almaktadırlar.                                                


#17

SORU:

Doğru emzirme nasıl yapılır?


CEVAP:

Doğru emzirme için; emzirmeye başlamadan önce evde acil yapılacak işleri tamamlamak gerekir. Bebeğin sağlığı için eller sabunlu su ile yıkanmalıdır. Anne rahat bir pozisyonda oturmalı; oturma için doğru koltuk seçilmelidir. Sandalyelerin emzirmek için yeterince uygun olmadığı dile getirilmektedir. Meme başının dışarıya doğru çıkık olması için anne tarafından meme ucu iki parmakla tutulup, hafifçe meme başına masaj yapılmalıdır. Bebeğin burnunun açık olup olmadığı kontrol edilmelidir. Meme başı hafifçe bastırılarak burnun açık tutulması sağlanmalıdır. Emzirme esnasında bebeğin altı temiz olmalıdır. Bebeğin emmesini engelleyebilecek nedenler ortadan kaldırılmalıdır. Emzirme bittikten sonra bebek dik olarak annenin omuzuna yatırılmalı ve sırtına hafif
masaj yapılarak gazı çıkarılmalıdır.


#18

SORU:

Kolostrum nedir?


CEVAP:

Doğumdan sonra ilk 5 gün içinde anne tarafından salgılanan koyu sarı renkli sıvıya “kolostrum” (ağız sıvısı) adı verilir. Doğumdan hemen sonra bebeğe verilen bu sıvıda enfeksiyonlara karşı koruyucu maddeler, çinko ve vitamin A bol miktarda olduğundan bebeği koruyucudur. Kolostrum ayrıca demir bağlayan ve bakterilerin çoğalmasını önleyen maddeler açısından da zengindir.


#19

SORU:

Anne sütünün bebeğe faydaları nelerdir?


CEVAP:

Anne sütünün bebeğe faydaları aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • İçerdiği besin maddeleri bebeğin ihtiyacına en uygundur.
  • Kolaylıkla sindirilebilir.
  • İçeriğinde % 80 oranında su oluşu; ilk 6 ay boyunca ayrıca su vermeye gerekliliği ortadan kaldırmaktadır.
  • Bebek ile anne arasında duygusal bir bağın kurulmasını sağlar.
  • Her zaman temiz ve sterildir.
  • Bebeği hastalıklardan korur, bebeklerin kemik gelişimini destekler
  • Isısı bebeğin emmesi için idealdir.
  • En ekonomik besindir.
  • Özel bir hazırlık ya da hazırlama gerektirmez.
  • Bebeği alerjiye karşı korur.
  • Anne sütü alan bebeklerin diğer besinlerle beslenen bebeklerden daha zeki olduğunu öne süren bazı bulguları ortaya koyan çalışmalar vardır.

#20

SORU:

Anne sütünün annelere sağladığı faydalar nelerdir?


CEVAP:
  • Anne sütü, rahmin daha hızlı biçimde eski haline dönmesine yardımcı olur. Doğum sonrası kanamayı azaltır.
  • Emzirmenin fizyolojik etkisi sayesinde doğum aralığını arttırmaya yardım eder.
  • Gebelik öncesi kiloya dönmeye yardımcı olur.
  • Meme ve yumurtalık kanseri riskini azaltır.
  • Menopoz sonrası ortaya çıkma olasılığı bulunan kemik erimesi ve kalça kırığı riskini azaltır.
  • Anne ile bebeği arasındaki psikolojik bağı güçlendirir.
  • Annede özel bir sakinlik sağlar.
  • Çalışmalar anne sütü ile beslenmenin sağlık harcamalarını azaltarak ülke ekonomisine de fayda sağladığını göstermiştir.

#21

SORU:

bebekte yapay beslenmenin zararları nelerdi


CEVAP:
  • Daha fazla ishal ve solunum yolu hastalığı İnatçı ishal
  • Malnütrisyon, A vitamini eksikliği
  • Daha yüksek ölüm olasılığı
  • Daha fazla alerji
  • Bazı kronik hastalıkların artma riski
  • Zekâ testlerinde daha düşük puan
  • Anne ile çocuk arasındaki duygusal bağlanmayı önler
  • Anemi, yumurtalık ve meme kanseri riski daha yüksek
  • Anne daha erken hamile kalabilir.

#22

SORU:

Yeni doğan sarılığı nedir?


CEVAP:

Sağlıklı, zamanında doğmuş bebeklerin % 60’ında, erken doğan bebeklerin % 80’inde sarılık görülür. Yeni doğan bebeklerde görülen sarılıkların çoğu fizyolojik sarılıktır; yani belli bir tehlike sınırını aşmaz ve bir iki haftada kendiliğinden geçer.


#23

SORU:

Konjenital Hipotiroidi nedir?


CEVAP:

Yeni doğan döneminde en sık karşılaşılan bu hastalık, doğuştan gelen tiroit yetmezliğidir. Tiroit bezinin hormon yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Sıklığı ırk ve etnik yapıya göre değişmekle birlikte dünya genelinde 3000-4000 canlı doğumda bir görülmektedir. Bu hastalığı olan yeni doğan bebeklerde başlangıçta hastalığa ait herhangi bir belirti ve bulgu yoktur. Erken teşhis edilmez ise kalıcı zekâ geriliği kaçınılmazdır. Hastalığa ne kadar erken tanı konulur ve tedaviye ne kadar erken başlanırsa sonuçlar o kadar etkin olmaktadır. Özellikle ilk bir iki haftada tedaviye başlanırsa sonuçlar olumludur.


#24

SORU:

Fenilketonüri nedir?


CEVAP:

Kalıtsal metabolik bir hastalıktır. Bu hastalıkta bir protein yapı taşı olan Fenilalanin kanda birikir ve geriye dönüşümsüz beyin hasarı yaratır. Erken teşhis edilip tedavi edilmediği takdirde kaçınılmaz sonuç ağır zihinsel geriliktir. Türkiye, bu hastalığın en sık görüldüğü ülkelerden biridir.


#25

SORU:

Biotinidaz Eksikliği nedir?


CEVAP:

Biotin, B vitaminlerinden biridir; enerji sağlar ve büyüme için gereklidir. Biotinidaz eksikliği, yediğimiz yiyeceklerden biotini serbestleştirmek için gerekli olan enzimi etkiler. Biotinidaz eksikliği olan kişi, yiyeceklerinden biotini serbestleştiremediği için biotin vücut tarafından kullanılamaz. Biotinidaz eksikliği, anneden veya babadan geçebilen kalıtsal bir hastalıktır. Aile bireyleri, daha önceden hiçbir sorun ile karşılaşmasa da enzim eksikliği riski taşırlar. Biotinidaz eksikliği, tedavi edilmezse bebekte kas zayıflığı, işitme kaybı, görme problemleri, saç dökülmesi, deri döküntüleri, havale, gelişme geriliği gibi problemler gelişebilir.


#26

SORU:

Kistik Fibrozis nedir?


CEVAP:

Kistik Fibrozis esas olarak akciğerleri ve sindirim sistemini etkileyen genetik bir hastalıktır. Kistik fibrozis hastalığının oluşabilmesi için biri anneden diğeri babadan gelen, hastalığı taşıyan iki genin bir araya gelmesi gerekmektedir. Yani hastalık, sadece anneden ya da sadece babadan değil, hem anneden hem de babadan gelen genlerin birleşmesi ile ortaya çıkar. Kistik fibrozisli bebeklerde hastalık ile ilgili bulgular çeşitli yaşlarda ortaya çıkabilir. En sık rastlanan şikâyetler tekrarlayan akciğer enfeksiyonları ve aldıkları besinleri yeterince sindiremedikleri için bol miktarda yağlı pis kokulu dışkılama ve yeterli kilo alamamalarıdır. Bu tarama testinin pozitif olması bebeğin kistik fibrozis olduğu anlamına gelmez. Bebekte kistik fibrozis hastalığı olup olmadığının anlaşılabilmesi için bazı testlerin yapılması gerekmektedir.


#27

SORU:

Yeni doğan İşitme Kaybı nedir?


CEVAP:

İşitme kaybı, en yaygın görülen doğumsal sorundur. Bebeklerde işitme kaybı erken dönemde tanımlanıp tedavi edilmediğinde konuşma ve dil gelişimi zarar görür. İşitme kaybını erken dönemde tanımak ve uygun yaklaşımın uygulanmasını sağlamak amacıyla ülkemizde her yeni doğana taburcu olmadan işitme tarama testi yapılmaktadır. İşitme taraması testinin bebek doğduktan sonraki ilk 72 saat içerisinde, taburcu olmadan önce hastanede yapılması gerekmektedir. 1 ay içinde taramanın tamamlanması, eğer kayıp varsa 3 ay içinde tanı alması gerekir. Bu testlere göre cihaz gereksinimi varsa cihaz verilmelidir.


#28

SORU:

İnmemiş Testis nedir?


CEVAP:

Bebek ve Çocuk İzlem Protokolü-2008/45 Genelgesi uyarınca inmemiş testis taramasının yapılması zorunludur. 6 ay-1 yaş arası bebek takiplerinde en az bir kez inmemiş testis muayenesi yapılmalıdır.


#29

SORU:

Gelişimsel Kalça Displazisi nedir?


CEVAP:

Yeni doğan döneminde tüm bebeklerin kalça çıkığı açısından muayenelerinin yapılması, riskli ve klinik muayenede şüpheli grubun ileri tetkik için yönlendirilmesi, tedavi gerektiren olgularda erken ve uygun tedavilerinin başlatılması, kalça çıkığı için yapılacak cerrahi tedavi sayısı ve muhtemel komplikasyonların en aza indirilmesidir. GK için risk faktörlerin bilinmesi, teşhis ve tedavide etkinliği sağlayacaktır. Bu risk faktörleri; GKD’li akraba, ilk doğan kız bebek, çoğul gebelik, Amniyon Sıvısı Anormallikleri, makat duruşu, bebeğin ayağında şekil bozukluğu, düz kafa sendromu ve boyunda eğrilik olarak sıralanabilir. Riskli bebekler veya gelişimsel kalça displazisi şüpheli olgular ortopedist tarafından muayene edilmeli ve USG için yönlendirilmelidir. Doğumdan sonra ilk 48 saatte aileyi bilgilendirme, 3. ve 4. haftada bebeğin gelişimsel kalça displazisi açısından erken tanısı için gelişimsel kalça displazisi yönünden tarama protokolüne uygun olarak risk değerlendirmesi ile fizik muayeneleri yapılmalı ve riskli vakalar ilgili uzmanlık alanına yönlendirilmelidir.


#30

SORU:

Süt çocukluğu hangi dönemleri kapsar?


CEVAP:

Süt çocukluğu, doğumun 1.ayında başlar ve 1.yaşa kadar devam eder.


#31

SORU:

Fizyolojik kilo kaybı nedir?


CEVAP:

Fizyolojik kilo kaybı, yaşamın ilk 5-7 gününde bebeklerin yaşadığı kilo kaybıdır. Anne sütü alan bebekler, doğum kilosunun % 7-10, mama ile beslenenler doğum kilosunun %5’ini fizyolojik olarak kaybederler. Maksimum kilo kaybı, 5-7. günlerde olur. Ancak 10-14 günde doğum kilosuna ulaşmalıdırlar.


#32

SORU:

Bebeklerin dişleri ne zaman çıkar?


CEVAP:

Bebeklerin ilk süt dişleri 6-9. aylar arasında çıkar. Bebeğin ilk çıkan dişleri alt çenede ilk kesicilerdir. Daha sonra üst çenede ilk kesiciler ve alt çenede yan kesiciler izler. 1 yaşını doldurmuş bir bebeğin yaklaşık 6-8 kadar dişi vardır.


#33

SORU:

Psikomotor yetenekler nedir?


CEVAP:

Psikomotor yetenekler: Dikkat, kuvvet, denge, tepki hızı, eş güdüm ve esnekliktir.


#34

SORU:

Süt çocuğunda psikomotor gelişim nedir?


CEVAP:

Psikomotor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanması olarak tanımlanır. Motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir. Motor gelişim, düzenli bir sıra izler.


#35

SORU:

Tamamlayıcı beslenme nedir?


CEVAP:

Tamamlayıcı beslenme: Süt çocuğunun büyüme ve gelişmesi için anne sütünün tek başına yeterli görülmediği genellikle yaşamın 6. ayından sonra başlanan diğer yiyecek ve içeceklerin anne sütü ile birlikte verildiği süreç olarak tanımlanmaktadır. Verilen besinler az posalı, glütensiz ve püre kıvamında olmalıdır. İlk tamamlayıcı besin olarak elma-şeftali püresi, pirinç unu muhallebisi, yoğurt, sebze püresi, yumurta sarısı önerilir. Pirinç ununun antijenitesi düşük, glütensiz, protein oranı az ve gaz yapmadığı için genellikle ilk tercih edilen/önerilen besindir.


#36

SORU:

Ek besinlere nasıl başlanır?


CEVAP:

Ek besinlere başlanması için bebeğin fizyolojik olarak kaşıkla beslenebilir olması gereklidir. Tek başına emzirilen, baş ve boyun kontrolünü sağlayabilen, destekle oturabilen bebeklere ek besin başlanabilir. Bebeğin kas-sinir gelişimi sırasında diliyle öne ve ileri itme refleksi 4-5. Ayda kaybolur. Sıvı olmayan besinleri yutar hale gelir. 5-6 aylık bebek yeme isteğini belirtebilir, başını çevirerek yeme ret davranışı gösterebilir. Bu gelişmeler görülmeden ek besinler verilmemelidir.


#37

SORU:

Ek besinlere başlamada nelere dikkat edilmelidir?


CEVAP:

• İlk kez verilecek besinler haftada bir çeşit olacak şekilde verilmeli
• Ek besinler tek öğün olarak ve çok az miktarda verilmeye başlanmalı, bebeğin alımına uygun olarak verilen     miktar ve öğün sayısı arttırılmalı
• İlk kez verilecek olan besinler bebekler aç iken öğle öğününde denenir.
• Besinler kaşıkla ya da fincanla başlangıçta az miktarlarda verilir.
• İlk kez verilen yiyeceklerin alerji yapıp yapmadığına bakılır.
• Doğal ve taze yiyecekler tercih edilmeli, besinler oda ısısında uzun süre bekletilmemeli,
• Aşırı lifli besinler ilk 12 ayda önerilmez.
• Tuzlu, baharatlı besinler verilmemelidir,
• Hoşlanmadığı yiyecekler 2-3 hafta sonra tekrar denenir.


#38

SORU:

0-1 yaşta kaçınılması gereken yiyecekler nelerdir?


CEVAP:

• Az pişmiş yumurta
• Pastörize edilmeyen sütten yapılmış peynir
• Hazır besin 
• Çay, kahve, kola, gazoz türü içecekler
• Fındık, ceviz, badem vb. kuru yemişler
• Kızarmış patates, cips
• Bal


#39

SORU:

Bebeklik ve çocukluk dönemi aşıları hangileridir?


CEVAP:

Ulusal bebeklik ve çocukluk dönemi aşılama takvimine uygun olarak bebek ve çocukların enfeksiyona yakalanmadan önce bağışıklık kazanmaları için aşılarının yapılmış olması; boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, tüberküloz, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, suçiçeği, hemofilus influenza tip B’ye bağlı hastalıklar ile streptokokus pnömoniaya bağlı invaziv pnömokokal hastalıkları kontrol altına almak ve hatta tamamen ortadan kaldırmak açısından önemlidir.


#40

SORU:

Oyun ve okul çocuğunun enerji gereksinimi ne şekilde gruplandırılır?


CEVAP:

Toplam enerjinin %45-65 karbonhidrat, %30-35 yağ, % 10-15 proteinlerden oluşmalıdır.


#41

SORU:

Oyun ve okul çocuklarında sağlıklı beslenme için neler yapılmalıdır?


CEVAP:

• Anne, baba ve kardeşler, çocuklara örnek olmalı
• Aile sofrası yeterli ve dengeli beslenmeye uygun hazırlanmalı
• Beslenme alışkanlığı geliştirilmeli
• Besin çeşitliliği artırılmalı
• Öğün atlanmamalı
• Günün en önemli öğünün kahvaltı olduğu bilinci oluşturulmalıdır.


#42

SORU:

Oyun çocukluğu beslenme önerileri nelerdir?


CEVAP:

• Çocuğun kendi kendine kaşık kullanması desteklenmeli,
• Zorlama ve korkutma yapılmamalı,
• Çocuğun her istediği yapılmamalı,
• Çocuğun yemeğini yemesi için acele ettirilmemeli,
Aileler çocukların yiyeceği besin miktarının günden güne değişebileceği konusunda uyarılmalı, yemekler renk, koku, kıvam ve şekil olarak çocuğun hoşuna gidecek nitelikte hazırlanmalı, menüler ve beslenme yönlendirmeleri toplumun sosyal ve etnik yapısına göre planlanmalıdır.


#43

SORU:

Okul çocuğu beslenme önerileri nelerdir?


CEVAP:

• Gıdalar geniş bir yelpazeden oluşmalı,
• Uygun porsiyonda olmalı,
• Sağlıklı gıda seçenekleri ve diş dostu içecekler sunulmalı,
• Çocukların bireysel özellikleri dikkate alınmalı,
• Sağlıklı, çeşitli yemekler ve atıştırmalıklar planlanmalı,
• Fizik aktiviteye teşvik edilmeliler.
• Kahvaltı yapılmalı; kahvaltıda sebze-meyve yenmeli,
• Şişman çocuklarda ağırlık denetimi egzersiz ile sağlanmalı,
• Şeker, kek, kola vb tatlı gıdalardan uzak durmalı,
• Tuz ve doymuş yağdan uzak durmalı,
• Bölgeye göre flor desteği verilmelidir.


#44

SORU:

Adölesan döneminin en önemli özelliği nedir?


CEVAP:

Adölesans dönemin en önemli özelliği; ölüm ve sakatlanma nedeni olabilecek; erken gebelik, kazalar, yaralanmalar ve madde bağımlılığı gibi daha çok davranışlarla ilgili sorunların yaşanmasıdır. Adölesanların tümünde olmasa da bir kısmında sigara içme, alkol ve diğer maddelerin kullanımı, güvensiz ilişki gibi birçok riskli davranış birlikte görülmektedir.


#45

SORU:

Adölesan dönemde etkili olan cinsiyet hormonları hangileridir?


CEVAP:
  • Östrojenler: Meme gelişimi, vajen mukozasında koyulaşma, sekresyon artışı
  • Progesteron: Meme gelişimi, menstruel siklus oluşumu
  • Androjenler: Testosteron ve Dihidrotestosteron (DHT) olmak üzere iki tiptir ve erkek üreme sisteminin büyümesinde ve gelişmesinde birinci derecede rol oynarlar.

Testosteron: Penil-skrotal büyüme, vokal kord, kas gelişimi, libido; DHT ise vücut, yüz kıllanması, prostat büyümesi, akne ve temporal saç açıklığından sorumludur.


#46

SORU:

Adölesan dönemde dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?


CEVAP:
  • Adölesan beslenmesi: Çocukluktan sonra en hızlı büyüme dönemi adölesan dönemidir. Sağlıklı besin seçimi büyüme ve gelişmeyi olumlu yönde etkilemektedir. Gençler besin seçimi ve aktivitelerin önemi ile ilgili gerçekleri bilmelerine karşın beslenme ve aktivitelerine bunu yansıtmayarak ev dışında daha çok beslenmektedirler.
  • Fiziksel aktivite: Düzenli fiziksel aktivite, hipokinetik hastalıkları ve bu hastalıklara bağlı erken ölümleri
    önleyerek, sağlık yönünden kalitesi yüksek bir hayat sağlamaktadır. Bu nedenle adölesanlar fiziksel aktivite ve egzersize özendirilmelidir.
  • Madde bağımlılığı ve alkol kullanımı: Adölesan dönemi yeni şeylerin denendiği bir dönem olması nedeniyle bu yaş grubu çocuklarda alkol, sigara ve uyuşturucu kullanmayı deneme eğilimi ve bağımlılık gelişmesi ihtimali fazladır.
  • Adölesan gebelikleri: DSÖ verilerine göre her yıl dünyada yaklaşık 16 milyon adölesan kız doğum yapıyor ve bunların çoğunluğu düşük ve orta düzeyli gelişmekte olan ülkelerde yaşıyorlar. Bu ülkelerde gebeliğin ve çocuk doğurmanın sonucunda oluşabilecek olumsuzluklar 15-19 yaş arasında kızların ölümüne neden olabilmektedir. Adölesan annelerin, özellikle de 18 yaşından genç olanların, daha ileri yaşlarda anne olan kadınlara göre, düşük veya ölü doğum yapma riskleri daha fazladır.
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Adölesanlarda görülme sıklığı yüksek oranda olup, bu oran artma eğilimi göstermektedir. Kız ergenler vücut yapıları nedeniyleerkek ergenlere göre CYBH’ lara daha yatkındırlar.
  • Depresyon: Depresyon, adölesan döneminin en önemli ruh sağlığı sorunudur. Bu dönemde depresyonun görülme sıklığının %5 ile %20 arasında değiştiği bildirilmektedir.

#47

SORU:

Gençlerde sık görülen ruh sağlığı sorunları nelerdir?


CEVAP:

• Alkol ve ilaç bağımlılığı,
• Anorexia Nervosa,
• Anksiyete,
• Hiperaktivite,
• Bipolar hastalık,
• Bulimia Nervosa,
• Davranış bozukluğu,
• Depresyon,
• Öğrenme güçlükleri,
• Obsesif-kompülsif bozukluk
• Fiziksel ve seksüel kötüye kullanım,
• Post travmatik stres bozukluğu,
• Psikoz,
• Şizofreni,
• İntihara eğilim
• Tourette Sendromu