AİLE YAPISI VE İLİŞKİLERİ Dersi MEDENİ HUKUK VE AİLE soru cevapları:

Toplam 107 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Rousseau, Toplum Sözleşmesi isimli eserinde devlet ve yurttaşların hakları konusunda nelerden bahsetmektedir?


CEVAP:

Çağdaş toplumlarda devlet ile yurttaşlar arasında sanal bir sözleşme bulunduğunu, devletin bu sözleşme ile yurttaşların devlete ve birbirlerine karşı haklarını güvence altına aldığını, yurttaşların da devlete ve diğer yurttaşlara karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeyi yükümlendiklerini belirtir.


#2

SORU:

Aile kavramı öncelikle hangi kanunlarda yer almaktadır?


CEVAP:

Aile kavramı öncelikle, sadece medeni kanun değil, toplum ve devlet arasındaki en temel sözleşme olması gereken anayasada kendisine yer bulmuştur.


#3

SORU:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41. Maddesinde aileden ne şekilde söz edilmektedir?


CEVAP:

Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet ailenin huzur ve refahı için özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ve uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.


#4

SORU:

Anayasaya göre toplumun temel taşı olan aile konusunda önemli görülen diğer bir husus nedir?


CEVAP:

Anayasa, aileyi toplumun ‘temel taşı’ olarak görmekte ve korunmasını toplumun huzur ve refahını korumanın önemli bir aracı ilan etmektedir. Aynı maddede ‘eşlerin eşitliğine dayanır’ hükmü gözden kaçırılmaması gereken önemli bir ilkedir.


#5

SORU:

Medeni hukuk ya da diğer adıyla yurttaşlık hukuku neyi belirler?


CEVAP:

Medeni hukuk ya da diğer adıyla yurttaşlık hukuku hak kazanımını ve hakkın nasıl kullanılacağının koşullarını belirler.


#6

SORU:

Günümüzde aileler genel olarak nasıl bir yapıya sahiptirler?


CEVAP:

Günümüzde aileler genelde anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aileler şeklinde görünseler bile, büyük aile bağları çeşitli biçimlerde varlığını sürdürmektedir. Her ne kadar kent yaşamı beraberinde daha çok çekirdek aileler olarak yaşanılmasını zorunlu kılsa da bu çekirdek ailelerin yakınında ya da uzağında yaşayan aileler ile çok yakın ilişkiler kurduğu görülmektedir. Bazı aileler, boşanma veya terk edilmişlik nedeniyle tek anne veya babaya sahiptir. Bazıları ise boşanma veya yeniden evlenme nedeni ile oldukça karmaşık bir ilişki ağı barındırmaktadır.


#7

SORU:

Aile ilişkilerinde hukuk hangi hallerde devreye girmektedir?


CEVAP:

Aileyi oluşturan kişiler arasında, aileler ile aileler arasında ya da aileler ile kurum ve kuruluşlar arasında anlaşmazlık, uyuşmazlık ya da hak ihlali yaşanması durumunda aile ilişkileri bozulmaktadır ve mahkemeye başvurulabilmektedir.


#8

SORU:

Aile hukuku konusunda neler söylenebilir?


CEVAP:

Aile hukuku, medeni hukukun, kişilerin aile hukuku çerçevesindeki ilişkilerini düzenleyen kısmıdır.


#9

SORU:

Aile hukuku Türk Medeni Kanununda nasıl düzenlenmiştir?


CEVAP:

Türk Medeni Kanunu (TMK)’nda üç temel başlık altında düzenlenmiştir:
• Evlilik ile ilgili ilk kısmında, evliliğin nasıl kurulduğu, devamında hangi hükümlere tabi olacağı ve nasıl sona ereceği düzenlenmiştir.
• Akrabalık (hısımlık) ile ilgili ikinci kısmında, kişi ister evlilik içi ister dışında doğmuş olsun, anne, babası ve diğer akrabalarıyla olan ilişkisi ve bu ilişkiye ile ilgili hükümler yer almaktadır.
• Vesayet olarak adlandırılan son bölüm ise sağlıklı bir aile düzeninin koruyuculuğundan yoksun küçükler ya da korunmaya muhtaç ve/veya kısıtlanan erginler için devlet kontrolü altında bulunan vesayet mekanizmasının işleme esasları ile ilgilidir.


#10

SORU:

TMK’nın 2011’de düzenlenen metninin aile hukuku bakımından öncekinden farkı nedir?


CEVAP:

Bu medeni kanunun bir öncekinden aile hukuku konusundaki en temel farkı kadın ve erkek eş arasındaki eşitliği gözeten düzenlemelere yer vermesidir. Aile dar anlamda kadın ve erkek eşten meydana gelen topluluktur.


#11

SORU:

Topluluklarda yaşamı düzenleyen hukuk kuralları dışında ne gibi kurallar vardır?


CEVAP:

Hukuk kuralları dışında dini ve/veya mezhebi kurallar, gelenek ve görenekler gibi kültürel açıdan kabul edilmiş ve uygulanmaması durumunda çeşitli yaptırımlara neden olan kurallar da toplulukların yaşamını düzenleyen önemli etkenlerdir. Medeni kanunun düzenlediği alan ile ilgili olarak getirdiği hükümler bu alanda yaşanabilecek her durumu kapsamayabilir. TMK’nun başlangıç bölümünde ‘kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir’ denmektedir. Böylece toplum yaşamını düzenlemede etkili olan hukuk kuralları dışındaki diğer kurallarda mahkemelerce verilecek kararlar içerisinde yerini bulur.


#12

SORU:

Evlilik nedir?


CEVAP:

Evlilik, kurumsallaşmış bir yol, bir ilişkiler sistemi, bir kadınla bir erkeği ‘karı-koca’ olarak birbirine bağlayan, doğacak çocuklara belli bir hukuki statü sağlayan, devlet aygıtının üzerinde kontrol, hak ve yetkisi bulunan çerçevesi yasalarca belirlenmiş bir ilişki biçimidir.


#13

SORU:

Evlenme ne işe yarar?


CEVAP:

Evlenme bir bakıma hukuken ve sosyal olarak kabul görmüş bir şekilde insan türünün cinsel ilişki kurarak neslini devam ettirmesini sağlar. Sadece cinsel ilişkinin düzenlenmesini sağlamakla kalmaz, çocuklar açısından sosyalleşme sürecinin ilk olarak başladığı ailenin kurulmasını, çeşitli ekonomik düzenlemelerin yapılmasını da sağlar.


#14

SORU:

Nişanlanma hukuksal açıdan nasıl görülmektedir?


CEVAP:

Nişanlanma bir evlenme vaadi olarak kabul edilmektedir. Nişanlanmanın bir medeni hukuk sözleşmesi olduğu kabul edilmektedir.


#15

SORU:

Nişanın bozulması hangi durumlarda tazminat hakkı doğurmaktadır?


CEVAP:

Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu, nişanın hiçbir sebep gösterilmeden taraflardan birince bozulduğu takdirde nişanı haksız yere bozan veya hiçbir neden göstermeden bozan tarafın maddi tazminat ödemesine karar verilebilmektedir.


#16

SORU:

Nişanın bozulmasına yönelik kimler hangi konularda tazminat isteyebilirler?


CEVAP:

Tazminat isteyen nişanlının anne ve babası veya anne ve babası gibi davranan kişiler eğer harcama (ev kiralamak, eşya satın almak, nişanla ilgili davetiye bastırmak gibi) yapmışlar ise bu harcamaları karşılığında onlar da tazminat talebinde bulunabilirler. Ayrıca nişanın bozulması nedeni ile kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf diğer tarafın manevi tazminat ödemesini isteyebilir. Bu talebin gerçekleşmesi için nişanı bozan tarafın kusurlu olması, tazminat isteyen nişanlının kusursuz olması ve kusuru bulunmayan nişanlının kişilik haklarının ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın haksız bir yere bozulması ya da sebep gösterilmeden bozulması kişilik hakları ihlalini beraberinde getirir.


#17

SORU:

Tazminat talebi ile ilgili davalar ne kadar süre içerisinde gerçekleşmelidir?


CEVAP:

Tazminat talebi ile ilgili davalar nişanın bozulmasından bir yıl sonraki süre içerisinde açılmalıdır.


#18

SORU:

Evlenme koşulları nelerdir?


CEVAP:

Evlenme koşulları;
• Maddi ve
• Şeklen olmak üzere ikiye ayrılabilir.
Maddi evlenme koşulları, tarafların evlenme ehliyetine sahip olması ve evlenme engellerinin bulunmaması; şeklen koşulları ise evlenme töreni öncesi, sırası ve sonrasındaki işlemlerle ilgilidir.


#19

SORU:

TMK’nın 124. Maddesinde evlenme ehliyeti koşulları ne şekildedir?


CEVAP:

TMK’nun 124. maddesi erkek ya da kadının 17 yaşını doldurmadıkça (bir başka deyişle 18 yaşından gün almadıkça) evlenemeyeceğini bildirmektedir. Ancak hakimin önemli bir sebep varlığında 16 yaşını doldurmuş kadın ya da erkeğin evlenmesine izin verebilir. Olağanüstü durum veya önemli bir sebebe kızın gebe olması ve yoksul olması hukukçularca verilen örnekler arasındadır. Hakim bu kararı vermeden önce olanak var ise anne veya babayı ya da kişi veya kişilerin vasilerini dinleyebilir.


#20

SORU:

Evlenme ehliyetinin koşullarından olan ayırt etme gücü ne demektir?


CEVAP:

Ayırt etme gücünden yoksun olanlar evlenme ehliyetine sahip olmamaları nedeniyle evlenemezler. Ayırt etme gücü (temyiz kudreti, sezginlik, mümeyyizlik), kişinin akla uygun hareket edebilme, eylemlerinin neden ve sonuçlarını kavrayabilme yetisine denmektedir. Ayırt etme gücü;
• İsteme ve istediğini yapabilme, istemediğini yapmama yetisi şeklinde tanımlanabilecek istenç (irade) ve
• Kişinin eylemlerinin neden ve sonuçlarını değerlendirme yetisi şeklinde tanımlanabilecek kavrayış (idrak) olmak üzere iki ögeden oluşmaktadır.


#21

SORU:

TMK’a göre evlenmeyi engelleyen nedenler nelerdir?


CEVAP:

Hısımlık, önceki evlilik ve evlenmeyi engelleyecek derecede akıl hastalığı evlenmeyi kesin olarak engelleyen nedenlerdir.


#22

SORU:

Evlenmeyi engelleyen kesin nedenlerin varlığında ne yapılır?


CEVAP:

Evlenmeyi engelleyen kesin nedenlerin varlığı durumunda evlendirme memuru tarafından evlendirme işlemi gerçekleştirilemez. Bir şekilde evlenme gerçekleşmiş ise evliliğe kesin olarak engel olan durum fark edildiğinde evlilik iptal edilir.


#23

SORU:

Evlenme engelinin genetik çeşitlilikle bağlantısı nedir?


CEVAP:

İnsan türünün, diğer türlerde olduğu gibi, devamı çevreye uyum gösterebilen fertlerin doğması, uyum sağlayabilen fertlerin doğması da genetik çeşitliliğe bir ölçüde bağlıdır. Genetik çeşitlilik birbirlerine daha az benzeyen genlere sahip kişilerin kendi türüne ait fertler doğurması ile olur. Hısımlık, kan hısımlığı ise ve hısımlık yakınlaştıkça genler daha çok benzeşmektedir.


#24

SORU:

Hukuk sistemimiz nasıl bir evliliğe izin vermektedir?


CEVAP:

Hukuk sistemimiz tek eşliliğe olanak sağlamaktadır. Daha önce evli olan bir kişi yeniden evlenmek istiyor ise bir önceki evliliğinin bittiğini, bir önceki evliliğinin bitme şekline (bir önceki eşin ölümü, boşanma, gaiplik, bir önceki evliliğin iptali, geçersiz sayılması) göre hazırlanmış belgelerle göstermek durumundadır.


#25

SORU:

Akıl hastaları ile ilgili evlenmeye engel olan durumlar ve yapılan ilgili düzenlemeler nelerdir?


CEVAP:

Akıl hastaları ile ilgili düzenlemede ‘akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler’ denmektedir. TMK’da akıl hastalığı, ayırt etme gücünden ayrı bir madde olarak evlenmeye engel durum olarak tanımlanmıştır. Yani akıl hastalığı bulunanların ayırt etme gücü bulunsa bile evlenmeleri sağlık kurulu raporu ile verilecek izine bağlanmıştır.


#26

SORU:

Kadınlar için evlenme engelleri nelerdir?


CEVAP:

Kesin olmayan evlenme engelleri kadın için bekleme süresi ve başka kanunlarda belirlenmiş olan evlenmeye engel hastalıklardır. TMK’nun 132. maddesi ‘evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez’ demektedir. Bu süre kadının evlilik ilişkisi içerisinde bir çocuk doğurmayacağının kesin olarak saptanmasını sağlamaya yöneliktir. Ancak kadının gebe olmadığını kanıtlaması veya ayrıldığı erkek ile yeniden evlenmesi durumunda bu süre sona erer.


#27

SORU:

Kesin olmayan evlenme engellerinin bulunması halinde nasıl bir hukuksal süreç işler?


CEVAP:

Eğer kesin olmayan evlenme engellerinden birisi var ise evlendirme memuru evlenme işlemini yapamaz. Ancak kişiler bu evlenme engelinin varlığına rağmen evlenebilmişler ise bu engelin fark edilmesi gerçekleştirilmiş evliliğin iptaline neden olmaz.


#28

SORU:

Evlenmenin hukuken yok sayılması (mutlak butlan) için ne gereklidir?


CEVAP:

Evlenmenin kurucu unsurlarının bulunmadığı durumlarda evlenme hukuken yok sayılır. Evlilik ‘evlenmenin aynı cinsten iki kişi arasında yapılmış olması, iki tarafın evlendirme memuru önünde hazır olmamaları, bir diğer ifadeyle evlenecek kimselerin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarını, evlendirme memuru huzurunda yapmamış olmaları, evlenmenin resmi memur önünde yapılmamış olması’ durumlarında yok sayılmaktadır. Yok hükmünde olan evlenme, geçersiz sayılan evlenmeden farklı olarak baştan itibaren hükümsüzdür. Evlenme töreni yapılıp kişiler evlendikten sonra bazı durumlar evliliğin yasal olarak geçersiz (butlan) sayılmasına neden olur. Bunlara batıl olan yani geçerli olmayan evlenme denir.
Bu evlilikler kanunen yok hükmünde olan evliliklerden farklı olarak yapıldıkları andan itibaren varlık kazanır ve geçerli bir evlilik gibi hukuki sonuçlar doğurur. Geçersiz sayılan bir evlilik hakim kararıyla ortadan kaldırılabilir ve hakim tarafından ortadan kaldırılıncaya kadar da geçerli bir evlilik gibi hukuki sonuçlar doğurmaya devam eder. Yani evlilik sona erinceye kadar ve sona ermesinden sonraki bekleme süresi içinde doğan çocuklar, mutlak butlanla geçersiz olan bir evlilik hakim kararıyla ortadan kaldırılsa bile evlilik içinde doğmuş sayılırlar. Eşler arasındaki maddi ve manevi tazminat, nafaka ve soyadı boşanmadaki esaslara tabidir. Evliliğin butlan ile sona erdirilmesi halinde, evlenirken iyi niyetli olan eş bu evlenme ile kazanmış olduğu kişisel durumunu korur.


#29

SORU:

Evliliğin geçersiz sayılmasının nedenleri TMK 145. maddesinde hangi haller olarak yer almaktadır?


CEVAP:

Birinin evlenme sırasında evli bulunması, eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması, eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.


#30

SORU:

Nisbi butlan ile mutlak butlanın farkı nedir?


CEVAP:

Mutlak butlandan farklı olarak nisbi butlana sebep olabilecek durumlarda ilgili tarafların ve özelde de çıkarları ihlal edilen eşin dava açma hakkı bulunmaktadır. Böylelikle çıkarları ihlal edilen taraf korunmaktadır.


#31

SORU:

Nisbi butlan nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Nisbi butlan nedenleri şöyle sıralanabilir:
• Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği hâlde yanılarak bu evlenmeye razı olma,
• Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenme (yanılma),
• Aldatma,
• Eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olma,
• Davacının veya alt soyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse (aldatma),
• Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilme (korkutma).


#32

SORU:

Boşanma nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Evlilik kadar eski olan boşanma, geniş anlamda, hukuk kurallarına göre gerçekleştirilmiş bir evliliğin, tarafların yani erkek eş ve kadın eşin hiçbir bağı kalmaksızın, varsa ortak çocukların hakları saklı kalmak koşuluyla, hakim kararı üzerine sona erdirilmesine ve tarafların başkalarıyla yeniden evlenmelerine olanak veren hukuki bir işlem şeklinde tanımlanabilir.


#33

SORU:

Boşanmayı kolaylaştıran ve son dönemlerde oranların artmasına neden olan faktörler nelerdir?


CEVAP:

Farklı sosyoekonomik kesimlerden gelen kişilerin yaptıkları evliliklerin artması, toplumların daha önce özellikle de dinin etkisi ile boşanmaya karşı geliştirdikleri katı tutumda esnemeye başlamış olmaları, ekonomik gücünü elinde bulunduran kadın sayısının artması, kadın çalışmasa bile muhalif kadın hareketlerinin güçlenmiş ve kadınları etkisi altına almış olması ayrıca kimilerine göre insanın ortalama yaşam süresinin artmış olması boşanmayı kolaylaştıran ve oranlarının artmasına neden olan faktörler arasındadır.


#34

SORU:

Boşanma sürecindeki kriz döneminden yetişkinlerin yanında yoğun bir şekilde etkilenen çocuklarda ne tür belirtiler görülebilir?


CEVAP:

Bu dönemde çocuklarda akut olarak (ani olarak) huzursuzluk, çabuk ağlama, uyku sorunları, parmak emme, altını ıslatma, okul başarısında azalma veya fazlasıyla vurdum duymaz olma gibi belirtiler gelişebileceği gibi özellikle yoğun çatışmalı bir dönemin ardından boşanan çiftlerin çocuklarında yetişkinlik dönemine yansıyabilecek duygusal bağ kurmada güçlük, terk edilmeye aşırı duyarlılık, öz saygıda azalma ve kendini kolaylıkla suçlama gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Günümüzde boşanma oranlarının giderek artıyor olmasının bir anlamı da boşanmış anne babaya sahip çocuk sayısının giderek artmasıdır. Bu nedenle boşanmanın çocuklar üzerindeki etkilerinin bilinmesi daha fazla önem kazanmaya başlamıştır.


#35

SORU:

Boşanmış aile çocukları ile sürekli çatışan ailede yetişen çocuklar karşılaştırıldığında neler söylenebilir?


CEVAP:

Kimi araştırmacılar boşanmanın çocuklar üzerinde olan etkisinin geçici olduğunu asıl kalıcı olanın eşler arasında yaşanan çatışmanın etkileri olduğunu bildirmektedir. Yani boşanan çiftlerin çocukları, boşanmayan ancak sürekli anlaşmazlık halinde yaşayan çiftlerin çocuklarından daha az sorun yaşamaktadırlar. Bir anlamda boşanma çocuk için acı verici olan çatışmaları sonlandırmaktadır. Çatışma yaşanan evliliklerde, çocuklarla bu çatışmanın etkisi ile ilgilenilmeyerek anne baba ilişkisinden kaynaklanan doyum sağlanamamakta veya çatışmanın etkisi ile daha katı davranılan çocuklar üzerinde baskı kurulmaktadır.
Her iki durum da çocuk gelişimi açısından oldukça olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Çocuklar böyle durumlarda yaşanan çatışmanın sebebinin kendileri olduğu yönünde taşıyamayacakları kadar ağır olabilecek suçluluk duygularına sahip olabilmektedirler. Bir başka sorun da anne babaların çatışma yaşadıkları durumlarda çocuklardan taraf tutmalarını istemeleridir. Böylece çocuk belki de içinde bulunmayı en son isteyeceği bir durumla yüz yüze bırakılmış olmaktadır. Çatışmalı durumlarda sözel ya da fiziksel saldırganlık gösteren anne babaların çocukları, anlaşmazlık durumlarında saldırganca yöntemlerin kullanılabileceğine dair mesajlar almaktadırlar. Bu durum çocuğun daha sonraki dönemlerde benzer yöntemler kullanma olasılığının artmasına neden olmaktadır.


#36

SORU:

TMK’da boşanma nedenleri nelerdir?


CEVAP:

TMK’da boşanma nedenleri;
• Zina,
• Hayata kast/pek kötü veya onur kırıcı davranış,
• Suç işleme ve haysiyetsiz davranış,
• Terk,
• Akıl hastalığı ve
• Evlilik birliğinin sarsılması olmak üzere altı başlık altında toplanmıştır.


#37

SORU:

Boşanmada hukuksal süreç ne şekilde işlemektedir?


CEVAP:

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.


#38

SORU:

Boşanma ile ayrılık durumu arasındaki farklar nelerdir?


CEVAP:

Boşanma davalarında veya başvuru durumunda hakim boşanma olmaksızın ayrılık kararı verebilir. Verilebilecek bu kararın süresi en az bir yıl ila en çok üç yıl arasındadır. Söz konusu süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ayrılık süresi içinde ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Eş ya da eşler sadece ayrılık için başvurmuşlar ise bu durumda sadece ayrılık kararı verilebilir.


#39

SORU:

TMK’da boşanmada tazminat ve nafaka nasıl değerlendirilir?


CEVAP:

TMK’da boşanma davası sonucunda maddi ve manevi zarara uğrayan eş, diğer eşten tazminat isteyebilir’ ve ‘boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir’ denmektedir. Ayrıca ‘boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.’ ve ‘maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır’ maddeleri yer almaktadır.


#40

SORU:

Boşanma durumunda anne ve babanın çocuk bakımından hakları nelerdir?


CEVAP:

Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça anne ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, anne ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velayet verilmemiş olsa da diğer eşin çocukla ilişki kurma hakkı bulunmaktadır. Hakim yine velayette olduğu gibi çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararlarını gözeterek, çocuğun hangi sıklıkla, nerede, ne kadar süreyle velayetin verilmediği eşle görüşeceğine, görüşmenin refakatle yapılıp yapılmayacağına karar verir. Ayrıca hakim çocuk açısından yarar gördüğü takdirde üçüncü kişiler açısından da benzer karar verebilir. Velayetin verilmediği eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hakim bu katılımın miktarını belirler ve bu katılıma iştirak nafakası adı verilir.


#41

SORU:

TMK’da tanımlanan evlilik birliği ile ilgili neler söylenebilir?


CEVAP:

“Evlilik birliği” evlenme ile kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliği ile sağlamak, çocuklarına bakımına, eğitimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Bu maddede belirtilen ‘birlikte yaşama’ manevi ve cinsel anlamdadır. Eşler aynı evde yaşamalarına rağmen yemek, yatak ve maddi sorumlulukları paylaşmıyorlarsa ve tekrar birliktelik sağlanamayacaksa bu maddenin getirdiği sorumlulukların yerine getirilmediği kabul edilir.


#42

SORU:

Eşlerin birliğin yönetimi, konutun seçimi ve giderlere katılma konusundaki sorumlulukları nelerdir?


CEVAP:

Evlilik birliği eşlerin beraberce yöneteceğini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını ve ikamet edilecek konutun eşler tarafından beraberce seçilmesi gerektiğini vurgular. Eşler, evlilik birliğinin yönetilmesi ile ilgili olan maddi varlığın nasıl ve nelere harcanacağı, ne kadarının biriktirileceği, hangi tasarruf araçlarının kullanılacağı, çocukların nasıl ve nerede eğitim alacakları, yetişmeleri sırasında hangi bilgi, beceri ve tutumlara sahip olacakları, eşlerin veya çocukların iş ve okul dışındaki sosyal yaşamlarında nasıl zaman geçirecekleri gibi konularda beraberce karar almalıdırlar.


#43

SORU:

TMK’da eşlerin konut seçimlerine yönelik ne tür tedbirler bulunmaktadır?


CEVAP:

TMK ikamet edilecek konutun eşlerin beraberce seçmesi gerektiğine hükmetmektedir. Konutun eşlerin işyerlerine uzaklığı, çocukların eğitim kurumlarına uzaklığı, eş ve çocukların sağlık koşullarına uygunluğu, ailenin maddi koşullarına uygunluğu, ailenin sosyoekonomik düzeyine olan uygunluğu seçimde önemli rol oynayabilecek etkenler arasındadır. Eşlerden birinin ailenin ekonomik birliğini tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunması durumunda ailenin ikamet ettiği konutun tapu kaydına mahkeme kararı ile ‘aile konutudur’ ibaresi düşülebilir. ailenin ikamet ettiği konut tapu kaydında bir eşin üzerine kayıtlı olsa dahi bu eş tarafından diğer eşin oluru alınmaksızın kiralanması, devredilmesi, satılması veya bağışlanması mümkün değildir. Eğer ailenin ikamet ettiği konut eşlerden biri tarafından kiralanarak sağlanmışsa diğer eş de ev sahibine bildirimde bulunarak yapılan kira sözleşmesinin tarafı hali gelebilir. Burada kiralayan eşin aileyi ortada bırakacak şekilde örneğin sözleşmeyi feshetmesi durumunda diğer eşin sözleşmeyi uzatabilmesini sağlamaktır.


#44

SORU:

Kadının soyadı konusunda ne tür düzenlemeler yapılmaktadır?


CEVAP:

Kadın evlendikten sonra erkek eşin soyadını alır. Daha önce medeni kanunda olmayan bir düzenleme ile kadının nikah memuruna ya da evlenmekten dolayı kimliğini değiştirmek için başvurduğunda nüfus müdürlüklerine yapacağı yazılı bir başvuru ile önceki soyadını erkek eşten aldığı soyadının önünde kullanabilir. Kadın eş evlenmeden önce iki soyadı taşıyor ise bunlarda sadece birini kullanabilir.
TMK’nun 173. maddesi boşanan kadının bir önceki soyadına dönmesini benimser. Ancak aynı madde bu durumun istisnalarını da düzenlemektedir. Kadının boşandığı kişinin soyadını kullanmasında maddi ve manevi menfaati bulunması ve erkek eşin bu durumdan zarar görmemesi istisnai şartlardır. Kadın ve erkek eş anlaşarak evlenme durumunda oluşan ailenin soyadının kadına ait soyadı olacağına karar verebilirler.


#45

SORU:

Evlilik birliğinin temsili eşler arasında nasıl görülmektedir?


CEVAP:

Eşlerin her ikisinin de evlilik birliğini temsil etmektedir. Ancak eşlerden biri hakim tarafından temsil etmeye yetkili kılınmış ise veya evlilik birliğinin menfaatleri bakımından gecikilmesinde sakınca bulunan durumlarda, eşin hastalığı, başka bir yerde bulunması gibi nedenlerden ötürü rızasının alınamayacağı durumlarda evlilik birliği tek eş tarafından temsil edilir.


#46

SORU:

Eşlerin iş ve meslek seçimine yönelik nasıl bir düzenleme vardır?


CEVAP:

“Eşlerden her biri, meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir” denmiş olsa da bu konuda izin alabilme aynı maddede “ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur” şeklinde bir eklemeyle meslek ve iş seçimi yanında bu meslek ve işin yürütülmesi dahi evlilik birliğine huzursuzluk getirmemesi ve yararına sonuçlara yol açması şartlarına bağlanmıştır.


#47

SORU:

Eşlerin hukuki işlemler yapabilmesi konusundaki kanunlar ne şekildedir?


CEVAP:

TMK’nun 193. maddesinde göre “kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir” denmektedir. Hukukçuların burada dikkat çektikleri nokta daha önce eşler arasında borçlanma olduğunda, borcun ödenmemesi durumunda diğer eşe icra takibinin yasal olarak yapılamadığı, yeni düzenlemeler ile artık bu durumda icra yolu ile borcun ödenmesinin sağlanabildiği ve evli kalınan süre boyunca ifade edilen işlem açısından zaman aşımının başlatılmadığıdır.


#48

SORU:

Evlilik birliği içerisinde eşler, maddi veya manevi yükümlülüklerini yerine getirmez ya da evlilik birliğini ilgilendiren önemli konularda uyuşmazlığa düştükleri takdirde nasıl bir yol izleyebilirler?


CEVAP:

Evlilik birliği içerisinde eşler, maddi veya manevi yükümlülüklerini yerine getirmez ya da evlilik birliğini ilgilendiren önemli konularda uyuşmazlığa düşmeleri durumunda mahkemelerden müdahale edilmesi talebinde bulunabilirler. Böylelikle bu madde ile eşlerden birinin ya da her ikisinin başvurusu ile mahkemelere evlilik birliğinin korunması hususunda müdahale etme ve önlemler alabilme olanağı verilmiştir.


#49

SORU:

Eşler bir arada yaşarken ve birlikte yaşamaya ara verdiklerinde evlilik birliğine yönelik kanunlar ne şekilde belirlenmektedir?


CEVAP:

Eşler birlikte yaşarken eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler. Bu katkının ne kadar olacağı geçmiş bir yıl için ve gelecek yıllar açısından yapılabilir.
TMK, eşlerden birinin ayrı yaşamayı istemesini, ortak yaşam sebebi ile eşin kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü durumlarda haklı bulmaktadır. birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Bir eşin diğerini evden kovması, ayrılma sonrası veya boşanma davası açtıktan sonra davası kabul edilmediği için eve dönmek isteyen eşi diğer eşin eve almayı reddetmesi gibi haklı sayılmayacak nedenlerle birlikte yaşamaya ara verilmesi durumunda da mahkemeler bu önlemleri alma yoluna gidebilirler.


#50

SORU:

Eşlerin borçlarının olması halindeki düzenlemeler ne şekildedir?


CEVAP:

Eşlerden biri, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmezse, hâkim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir. Bu maddede tanımlanan önlem eşlerden birinin evlilik birliğine dair harcamalara katkıda bulunmaması durumunda alınmaktadır. Alınan bu önlemle ilgili mahkeme kararı borçlu ya da borçlulara tebliğ edilmemiş ise borçlu ödemesini asıl borçlu olduğu eşe yapması durumunda herhangi bir yaptırıma maruz kalmaz.


#51

SORU:

TMK’da tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına yönelik nasıl bir düzenleme vardır?


CEVAP:

TMK’nun 199. maddesi ‘ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir’ şeklindedir.


#52

SORU:

TMK’da ev düzenlemelerine yönelik kanunlar ne şekilde düzenlenmiştir?


CEVAP:

TMK’da belirlenen Bu düzenlemelere göre ‘aile hâlinde yaşayan birden çok kimsenin oluşturduğu topluluğun kanuna, sözleşmeye veya örfe göre belirlenen bir ev başkanı varsa, evi yönetme yetkisi ona ait olur’. Bu maddenin ülkemiz için anlamı genel olarak erkeklerin ev başkanı olduğudur. Gündelik yaşamda ‘ev başkanına’ sağlanan ayrıcalık yasada bulunmamakta aksine ev başkanına önemli sorumluluklar yüklenmektedir.


#53

SORU:

Ev düzenine yönelik kanunlarda evin yönetimine kimlerin katıldığı söylenebilir?


CEVAP:

Düzenlemelere göre evin yönetimine sadece evlilik birliğini oluşturan dar anlamdaki temel unsurlar değil, o evde çeşitli nedenlerle yaşayan herkes tabidir. Düzenleme bu konuda ‘evi yönetme yetkisi, kan veya kayın hısımlığı, işçilik, çıraklık veya benzeri sebeplerle ya da koruma ve gözetme ilişkisi içinde ev halkı olarak bir arada yaşayanların hepsini kapsar’ demektedir.
Bu ev düzeni içerisinde yaşamını sürdürenlerin demokratik haklarını gözeten ‘ev halkının her biri, özellikle öğrenimi, eğitimi, dinî inançları, meslek ve sanatı için gerekli özgürlükten yararlanır’ şeklindeki madde dikkat çekicidir.


#54

SORU:

Evlenme ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Evlilik, kurumsallaşmış bir yol, bir ilişkiler sistemi, bir kadınla bir erkeği ‘karı-koca’ olarak birbirine bağlayan, doğacak çocuklara belli bir hukuki statü sağlayan, devlet aygıtının üzerinde kontrol, hak ve yetkisi bulunan çerçevesi yasalarca belirlenmiş bir ilişki biçimidir. Evlenme, hukuken, kültürel ve sosyal olarak kabul görmüş bir şekilde insan türünün neslini devam ettirmesini sağlar.


#55

SORU:

Nişanlılık ne anlama gelmektedir? 


CEVAP:

TMK’nın 118 ila 123. maddeleri arasındaki maddeler nişanlanmaya ayrılmıştır. Bu bölümde, nişanlanma bir evlenme vaadi olarak kabul edilmektedir. Nişanlanmanın bir medeni hukuk sözleşmesi olduğu kabul edilmektedir.


#56

SORU:

Nişanın bozulması hangi durumlarda tazminat hakkının ortaya çıkmasına sebebiyet verir? 


CEVAP:

Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu, nişanın hiçbir sebep gösterilmeden taraflardan birince bozulduğu takdirde nişanı haksız yere bozan veya hiçbir neden göstermeden bozan tarafın maddi tazminat ödemesine karar verilebilmektedir. Tazminat isteyen nişanlının ebeveyni veya ebeveyni gibi davranan kişiler eğer harcama (ev kiralamak, eşya satın almak, nişanla ilgili davetiye bastırmak gibi) yapmışlar ise bu harcamaları karşılığında onlar da tazminat talebinde bulunabilirler. Ayrıca nişanın bozulması nedeni ile kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf diğer tarafın manevi tazminat ödemesini isteyebilir.


#57

SORU:

Evlenme koşulları ve evlenmeye engel olacak haller ile ilgili koşullar Türk Medeni Kanunu'nun hangi maddeleri kapsamında açıklanmaktadır? 


CEVAP:

TMK’nın 124 ila 133.maddeleri arasındaki hükümler evlenme koşulları ve evlenmeye engel olacak haller ile ilgilidir.


#58

SORU:

Evlenme koşulları nelerdir? 


CEVAP:

Evlenme koşulları maddi ve şeklen olmak üzere ikiye ayrılabilir. Maddi evlenme koşulları, tarafların evlenme ehliyetine sahip olması ve evlenme engellerinin bulunmaması, şeklen koşulları ise evlenme töreni öncesi, sırası ve sonrasındaki işlemlerle ilgilidir.


#59

SORU:

Evlenme ehliyetinin koşulları kapsamında TMK'nın 124. maddesi hangi hükmü bildirmektedir? 


CEVAP:

TMK’nın 124. maddesi erkek ya da kadının 17 yaşını doldurmadıkça (bir başka deyişle 18 yaşından gün almadıkça) evlenemeyeceğini bildirmektedir. Ancak hakimin önemli bir sebep varlığında 16 yaşını doldurmuş kadın ya da erkeğin evlenmesine izin verebilir. Olağanüstü durum veya önemli bir sebebe kızın gebe olması ve yoksul olması hukukçularca verilen örnekler arasındadır. Hakim bu kararı vermeden önce olanak var ise ebeveyni ya da kişi veya kişilerin vasilerini dinleyebilir.


#60

SORU:

Evlenme ehliyetinin koşulları kapsamında TMK’nın 125. maddesi neyle ilgilidir? 


CEVAP:

TMK’nın 125. maddesi evlenme ehliyetinin koşullarından olan ayırt etme gücü ile ilgilidir. Bu maddeye göre ayırt etme gücünden yoksun olanlar evlenme ehliyetine sahip olmamaları nedeniyle evlenemezler


#61

SORU:

TMK’nın 125. maddesinde belirtilen ayırt etme gücü ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Ayırt etme gücü (temyiz kudreti, sezginlik, mümeyyizlik), kişinin akla uygun hareket edebilme, eylemlerinin neden ve sonuçlarını kavrayabilme yetisine denmektedir. Ayırt etme gücü, isteme ve istediğini yapabilme, istemediğini yapmama yetisi şeklinde tanımlanabilecek istenç (irade) ve kişinin eylemlerinin neden ve sonuçlarını değerlendirme yetisi şeklinde tanımlanabilecek kavrayış (idrak) olmak üzere iki öğeden oluşmaktadır.


#62

SORU:

Evlenme ehliyetinin koşulları kapsamında TMK’un 126, 127 ve 128. maddeleri neyle ilgilidir?


CEVAP:

TMK’un 126, 127 ve 128. maddeleri yasal temsilcinin izni ile ilgilidir. Bu maddelere göre küçükler ve kısıtlanmış onlalar yasal temsilcilerinin izni olmaksızın evlenemezler. TMK’na göre ergin olmak için 18 yaşını doldurmak gereklidir. Ancak evliliğe karar verme ve bunu izin almadan gerçekleştirme için 17 yaşını doldurmak yeterlidir. Burada küçüklerden kasıt, normal erginlik kavramından farklı olarak, 16 yaşını doldurmuş 17 yaşını doldurmamış olanlardır. Eğer yasal temsilci küçüğün evlenmesine haksız bir nedenle izin vermiyor ise bu durumda, TMK’nın 128. maddesine göre, hakim tarafından başvuran küçük ya da kısıtlıya evlenme izini verilebilir.


#63

SORU:

TMK’nın hangi maddeleri evlenmeye engel durumlar ile ilgilidir?


CEVAP:

TMK’nın 129 ila 133 maddeleri arasındaki hükümler evlenmeye engel durumlar ile ilgilidir.


#64

SORU:

Evlenmeyi kesin olarak engelleyen durumlar nelerdir?


CEVAP:

Hısımlık, önceki evlilik ve evlenmeyi engelleyecek derecede akıl hastalığı evlenmeyi kesin olarak engelleyen nedenlerdir. Evlenmeyi engelleyen kesin nedenlerin varlığı durumunda evlendirme memuru tarafından evlendirme işlemi gerçekleştirilemez. Bir şekilde evlenme gerçekleşmiş ise evliliğe kesin olarak engel olan durum fark edildiğinde evlilik iptal edilir.


#65

SORU:

TMK'ya göre hangi bireylerin birbirleriyle evlenmesi yasaktır?


CEVAP:

TMK’nda ebeveyn ve evlat; kardeşler; teyze, hala, amca, dayı ve yeğen arasında evlenmek yasaktır. Ayrıca TMK’na göre evlenme ile ortaya çıkan kayın hısımlığı eşlerin ayrılması ile sona ermemektedir. Eşlerden biri ayrılmış olsa da diğer eşin ebeveyni ile evlenemez. TMK’nda sadece kan bağı ile oluşan hısımlık değil evlat edinmek yolu ile oluşan hısımlıklarda da bazı durumlar için evlenmeyi yasaklamıştır. Evlat edinilen kişi evlat edinenlerle ya da evlat edinenlerin evlatları ile evlenemez.


#66

SORU:

Evlenme engelleri kapsamında akıl hastalarıyla ilgili yapılan açıklama nedir?


CEVAP:

Akıl hastaları ile ilgili düzenlemede ‘akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler’ denmektedir. TMK’da akıl hastalığı, ayırt etme gücünden ayrı bir madde olarak evlenmeye engel durum olarak tanımlanmıştır. Yani akıl hastalığı bulunanların ayırt etme gücü bulunsa bile evlenmeleri sağlık kurulu raporu ile verilecek izine
bağlanmıştır.


#67

SORU:

Evlenme engelleri kapsamında TMK’nın 132. maddesinde hangi hüküm yer almaktadır? 


CEVAP:

TMK’nın 132. maddesi ‘evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez’ demektedir. Bu süre kadının evlilik ilişkisi içerisinde bir çocuk doğurmayacağının kesin olarak saptanmasını sağlamaya yöneliktir. Ancak kadının gebe olmadığını kanıtlaması veya ayrıldığı erkek ile yeniden evlenmesi durumunda bu süre sona erer.


#68

SORU:

TMK’nın 134 ila 144 arasındaki maddeleri neyle ilgilidir?


CEVAP:

TMK’nın 134 ila 144 arasındaki maddeleri evlenme başvurusu ve evlenme töreni ile ilgili ayrıntıları düzenlemektedir.


#69

SORU:

Hangi koşullarda evlilikler yok hükmünde sayılır? 


CEVAP:

Evlenmenin kurucu unsurlarının bulunmadığı durumlarda evlenme hukuken yok sayılır. Evlilik ‘evlenmenin aynı cinsten iki kişi arasında yapılmış olması, iki tarafın evlendirme memuru önünde hazır olmamaları, bir diğer ifadeyle evlenecek kimselerin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarını, evlendirme memuru huzurunda yapmamış olmaları, evlenmenin resmi memur önünde yapılmamış
olması’ durumlarında yok sayılmaktadır. Yok hükmünde olan evlenme, geçersiz sayılan evlenmeden farklı olarak baştan itibaren hükümsüzdür.


#70

SORU:

Batıl olan evlenmeler ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Evlenme töreni yapılıp kişiler evlendikten sonra bazı durumlar evliliğin yasal olarak geçersiz (butlan) sayılmasına neden olur. Bunlara batıl olan yani geçerli olmayan evlenme denir. Bu evlilikler kanunen yok hükmünde olan evliliklerden farklı olarak yapıldıkları andan itibaren varlık kazanır ve geçerli bir evlilik gibi hukuki sonuçlar doğurur.


#71

SORU:

TMK’nın 145. maddesinde belirtilen evliliğin geçersiz sayılma nedenleri nelerdir?


CEVAP:

TMK’nın 145. maddesi evliliğin geçersiz sayılması nedenlerini ‘eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması, eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması, eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması’ şeklinde sıralamıştır.


#72

SORU:

Nisbi butlan için dava açma sebepleri nelerdir?


CEVAP:

TMK’nın 148 ila 153. maddeleri arasında evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği hâlde yanılarak bu evlenmeye razı olma ve eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenme (yanılma), eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olma ve davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse (aldatma), kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilme (korkutma) nisbi butlan için dava açma sebebi olarak belirlenmiştir. Mutlak butlanda olduğu gibi burada da evlenme hakim tarafından iptal kararı verilinceye kadar geçerli bir evlenmenin tüm hukuki sonuçlarını doğurur.


#73

SORU:

Boşanma ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Evlilik kadar eski olan boşanma, geniş anlamda, hukuk kurallarına göre gerçekleştirilmiş bir evliliğin, tarafların yani erkek eş ve kadın eşin hiçbir bağı kalmaksızın, varsa ortak çocukların hakları saklı kalmak koşuluyla, hakim kararı üzerine sona erdirilmesine ve tarafların başkalarıyla yeniden evlenmelerine olanak veren hukuki bir işlem şeklinde tanımlanabilir.


#74

SORU:

TMK'da belirtilen boşanma nedenleri nelerdir? 


CEVAP:

Boşanma nedenleri zina, hayata kast / pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz davranış, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin sarsılması olmak üzere altı başlık altında toplanmıştır.


#75

SORU:

Zina ne anlama gelmektedir ve TMK'da bu durumla ilgili hükümler nelerdir?


CEVAP:

Medeni kanun açısından bir eşin, eşi dışında başka bir kişi ile isteyerek cinsel
ilişkiye girmesi zina olarak tanımlanabilir. TMK 161. maddede, eşlerden birinin zina etmesi durumunda diğer eşin boşanma davası açabileceği, dava açmaya hak kazanan eşin zinayı öğrenmesinin üzerinden 6 ay veya zinanın üzerinden 5 yıl geçmişse veya affetmiş ise bu zina olayını sebep olarak göstererek boşanma davası açma hakkını kaybedeceği belirtilmiştir.


#76

SORU:

Boşanma nedenleri arasında yer alan eşin cana kastetmesi kapsamında yer alan hükümler nelerdir?


CEVAP:

TMK bir eşin diğerinin canına kast etmesi yani ölümüne neden olabilecek eylemlerde bulunmasını bu eylemin mağduru olan eş bakımından boşanma
sebebi saymaktadır. Bir eşin diğerine doğrudan eylemleri yanında diğer eşi intihar davranışına yöneltmesi ya da ölümüne neden olabilecek bir durumda terk etmesi de hayata kast kapsamına girmektedir. Boşanma sebeplerinden olan pek kötü ve onur kırıcı davranışa, eşe karşı aşırı fiziksel şiddet, eşe hakaretlerde bulunmak, eşin sağlığını ihmal etmek, eşi aç bırakmak, eşe işkence etmek, eşin özgürlüğünü kısıtlamak gibi davranışlar örnek olarak gösterilebilir.


#77

SORU:

Hangi durumlarda eşin suç işlemesi boşanma sebebi olarak gösterilebilir? 


CEVAP:

İşlenen suçun davayı açan eş açısından küçük düşürücü olup olmadığı, evlilik birliği üzerinde ne kadar baskı oluşturduğu önem taşımaktadır. Eşin adam öldürmesi, cinsel içerikli suçlara karışması, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, hırsızlık, gasp gibi suçlar diğer eşi küçük düşürücü ve / veya evlilik birliği üzerinde baskı oluşturabilecek suçlar arasında sayılabilir. Haysiyetsiz yaşam sürmek, toplum içerisinde kabul görmeyecek tarzda yaşamak şeklinde tanımlanabilir.Suç işlemek de haysiyetsiz hayat sürmek de doğrudan eşe yapılmış davranışlar olmasa da toplumla çelişen davranışlar olduğundan diğer eş için evliliği çekilmez hale getireceğinden boşanma sebebi olurlar.


#78

SORU:

Boşanma sebeplerinden biri olan terk hangi şartların sağlanmasıyla gerçekleşmiş sayılır? 


CEVAP:

Terkin gerçekleşmiş sayılması için fiili ayrılık, süre ve ihtar şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.TMK’ya göre bir eşin evden kendi iradesi ile ayrılması durumunda bu eş terk eden konumuna düşer. Ancak bir eş diğer eş tarafından evden konvulmuş veya fiilen evden ayrılmaya zorlanmış ise bu durumda terk eden eş evden ayrılmaya zorlayan eştir. Ancak eşlerden birisi evden ayrılmış ve haksız bir neden yüzünden eve dönmüyor veya eve dönmesi engelleniyor ise fiili ayrılık gerçekleşmiş sayılmaktadır. Fiili ayrılığa neden olan terk eden eşin evliliğin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmemek için ayrılmış olması gerekmektedir. Fiili ayrılığın kesintisiz şekilde altı ay sürmesi durumunda terkin süre şartı sağlanmış olur. Terk eden eşe aile mahkemesi tarafından dönmesi için yapılan uyarılara uyulmaması durumunda ise terkin ihtar şartı sağlanmış olur. İhtar fiili ayrılığın başlamasından dört ay sonra yapılır ve terk eden eşin iki ay içerisinde dönmesi istenir.


#79

SORU:

Hangi koşulla akıl hastalığı bir boşanma nedeni olarak kabul edilmektedir?


CEVAP:

Akıl hatalığı ile ilgili olarak TMK’da ‘eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir’ denmektedir


#80

SORU:

Hangi durumlarda evlilik birliği temelden sarsılmış olur? 


CEVAP:

Evlilik birliğinin sarsılmasına genel olarak eşlerin evlenme ile ortaya çıkan sorumluluklarını yerine getirmemeleri neden olur. Sadık olmamak veya eşin güvenini sarsacak davranışlarda bulunmak, fiziksel, duygusal ya da cinsel şiddet uygulamak, aşağılayıcı davranmak, yıldırmak, destek olmamak veya yardım etmemek, yaptığı harcamalarla aileyi zor duruma düşürmek, cinsel sapkınlığa sahip olmak, ailesinin yanından ayrılmayarak eşi ile bağımsız konutta yaşamayı reddetmek, eşi yerine kendi ailesini tercih etmek gibi. Bununla birlikte TMK’na göre evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. son olarak boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.


#81

SORU:

Boşanma davalarında ayrılık kararıyla ilgili hükümler nelerdir?


CEVAP:

Boşanma davalarında veya başvuru durumunda hakim ayrılık kararı verebilir. Verilebilecek bu kararın süresi en az bir yıl ila en çok üç yıl arasındadır. Söz konusu süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ayrılık süresi içinde ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Eş ya da eşler sadece ayrılık için başvurmuşlar ise bu durumda sadece ayrılık kararı verilebilir


#82

SORU:

TMK'nın 174. maddesinde ileri sürülen hüküm nedir? 


CEVAP:

TMK’nın 174. maddesinde ‘boşanma davası sonucunda maddi ve manevi zarara uğrayan eş, diğer eşten tazminat isteyebilir’ ve ‘boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî
tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir’ denmektedir. Daha önceki Medeni Kanun’dan farklı olarak tazminat istenmesi için tazminat isteyen tarafın hiç kusurunun bulunmaması şartı aranmamaktadır. Hem maddi hem manevi tazminat davaları boşanmanın kesinleşmesinden bir yıl içerisinde açılabilir.


#83

SORU:

TMK'nın 175. maddesinde ileri sürülen hüküm nedir? 


CEVAP:

TMK’nın 175. maddesine göre ‘boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.’ Her iki tarafın da kusursuz olması veya kusurlarının bir birinden farklı derecelerde olmaması yoksulluk nafakası verilmesi kararının önünde engel teşkil etmemektedir. Bunun için eşlerden birisinin, daha fazla kusurlu olmamak kaydıyla, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek olması yeterlidir.


#84

SORU:

Maddi tazminat veya yoksulluk nafakasının kesileceği durumlarla ilgili olarak TMK'nın 176. maddesinde ileri sürülen hüküm nedir? 


CEVAP:

TMK’nın 176. maddesinde ‘maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden
evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır’ denmektedir.


#85

SORU:

TMK'nın 185. maddesinde yer alan hüküm nedir? 


CEVAP:

Bu maddeye göre ‘mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak
bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler’. Hakim, çocuğun velayetinin kime verileceği konusunda çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararlarını gözeterek karar verir. Bu kararda tarafların maddi koşullarının ya da boşanmada hangi tarafın kusurlu olduğunun etkili olması beklenen bir durum değildir.


#86

SORU:

Velayetin verilmediği eş ile çocuk arasındaki ilişkinin düzenlenmesi ile ilgili TKM'nin 182, 323 ve 325. maddelerinde ileri sürülen hükümler nelerdir?


CEVAP:

Bu maddelere göre velayet verilmemiş olsa da bu eşin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı bulunmaktadır. Hakim yine velayette olduğu gibi çocuğun özellikle sağlık,
eğitim ve ahlâk bakımından yararlarını gözeterek, çocuğun hangi sıklıkla, nerede, ne kadar süreyle velayetin verilmediği eşle görüşeceğine, görüşmenin refakatle yapılıp yapılmayacağına karar verir. Ayrıca hakim çocuk açısından yarar gördüğü takdirde üçüncü kişiler açısından da benzer karar verebilir. Diğer kararlar hakim tarafından re’sen alınırken bu hususta üçüncü kişilerin başvurusu gerekmektedir.


#87

SORU:

İştirak nafakası ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Velayetin verilmediği eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hakim bu katılımın miktarını belirler ve bu katılıma iştirak nafakası adı verilir.


#88

SORU:

Evlilik ile ilgili genel hükümler TMK’da hangi maddeler kapsamında düzenlenmiştir? 


CEVAP:

Evlilik ile ilgili genel hükümler TMK’da 185 ila 201. maddeler arasında düzenlenmiştir.


#89

SORU:

TMK madde 185’e göre eşlerin hak ve yükümlülükleri nelerdir?


CEVAP:

TMK madde 185’e göre evlilik birliği evlenme ile kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliği ile sağlamak, çocuklarına bakımına, eğitimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Bu maddede belirtilen ‘birlikte yaşama’ manevi ve cinsel anlamdadır. TMK’nın 185. maddesindeki ‘yardımcı olmak’  kavramı ise , eşlerin evlilikte işbölümü yapmaları gerektiği şeklinde yorumlanmaktadır. TMK, erkek ve kadın eşe evlilikte hangi işlerin düştüğünü belirtmemektedir. Bununla birlikte eşler birlikte çocukların bakım ve eğitimine ve onların gözetimine özen gösterme yükümlülüğü altındadırlar. TMK’nın 338. maddesine göre bu yükümlülük, kadın veya erkek eşin bir başkasından olan ve henüz ergin olmayan çocuklarını da kapsar.


#90

SORU:

TKM'nin 186. maddesinin evlilik birliğinin yönetilmesiyle ilgili hükümleri nelerdir? 


CEVAP:

Eşler, evlilik birliğinin yönetilmesi ile ilgili olan maddi varlığın nasıl ve nelere harcanacağı, ne kadarının biriktirileceği, hangi tasarruf araçlarının kullanılacağı, çocukların nasıl ve nerede eğitim alacakları, yetişmeleri sırasında hangi bilgi, beceri ve tutumlara sahip olacakları, eşlerin veya çocukların iş ve okul dışındaki sosyal yaşamlarında nasıl zaman geçirecekleri gibi konularda beraberce karar
almalıdırlar.


#91

SORU:

TKM'nin 186. maddesinin giderlere katılma ilgili hükümleri nelerdir? 


CEVAP:

Daha önce TMK’nda evin bakım ve iaşesinin kocaya ait olduğu belirtilmekteydi. Ancak eşlerin eşitliği ilkesi gereği bu hükümden vazgeçilmiştir. Eşler evlilik birliği çerçevesinde mali sorumluluklarla ilgili eşit yükümlülük altındadırlar. Ancak TMK Türkiye’de kadın eşlerin önemli bir kısmının ev kadını olmaları ve maddi gelir kaynağı olabilecek bir işte çalışmıyor olmaları nedeni ile eşlerin ailenin harcamalarına emek ve malvarlıkları ile orantılı bir biçimde katılacaklarını öngörmüştür.


#92

SORU:

TKM'nin 186. maddesinin konutun seçimi ile ilgili hükümleri nelerdir? 


CEVAP:

TMK ikamet edilecek konutun eşlerin beraberce seçmesi gerektiğine hükmetmektedir. Konutun eşlerin işyerlerine uzaklığı, çocukların eğitim kurumlarına uzaklığı, eş ve çocukların sağlık koşullarına uygunluğu, ailenin maddi koşullarına uygunluğu, ailenin sosyoekonomik düzeyine olan uygunluğu seçimde önemli rol oynayabilecek etkenler arasındadır. İkamet edilecek konutun seçiminde anlaşmazlık olması durumunda eşlerden biri veya ikisi birden aile mahkemesine başvurabilir. Mahkeme konut seçiminde kusuru olduğunu belirlediği taraf ya da tarafları uyarır.


#93

SORU:

TMK'nın 194 ve 197. maddelerinde eşlerin konut durumlarıyla ilgili hangi hükümler ileri sürülmektedir?


CEVAP:

Eşelerden birinin TMK 197. maddede belirtildiği gibi ailenin ekonomik birliğini tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunması durumunda ailenin ikamet ettiği konutun tapu kaydına mahkeme kararı ile ‘aile konutudur’ ibaresi düşülebilir. TMK’nın 194. maddesine göre ailenin ikamet ettiği konut tapu kaydında bir eşin
üzerine kayıtlı olsa dahi bu eş tarafından diğer eşin oluru alınmaksızın kiralanması, devredilmesi, satılması veya bağışlanması mümkün değildir. Eğer
ailenin ikamet ettiği konut eşlerden biri tarafından kiralanarak sağlanmışsa diğer eş de ev sahibine bildirimde bulunarak yapılan kira sözleşmesinin tarafı
haline gelebilir. 


#94

SORU:

TMK'nın 186. maddesine göre kadının soyadıyla ilgili düzenleme nedir?


CEVAP:

TMK’nın 186. maddesine göre, kadın evlendikten sonra erkek eşin soyadını alır. Daha önce medeni kanunda olmayan bir düzenleme ile kadının nikah memuruna ya da evlenmekten dolayı kimliğini değiştirmek için başvurduğunda nüfus müdürlüklerine yapacağı yazılı bir başvuru ile önceki soyadını erkek eşten aldığı soyadının önünde kullanabilir. Kadın eş evlenmeden önce iki soyadı taşıyor ise bunlarda sadece birini kullanabilir.


#95

SORU:

TMK’nın 173. maddesi kadının soyadıyla ilgili hangi hükmü ileri sürmektedir? 


CEVAP:

TMK’nın 173. maddesi boşanan kadın bir önceki soyadına dönmesini benimser. Ancak aynı madde bu durumun istisnalarını da düzenlemektedir. Kadının boşandığı kişinin soyadını kullanmasında maddi ve manevi menfaati bulunması ve erkek eşin bu durumdan zarar görmemesi istisnai şartlardır.


#96

SORU:

TMK’nın 27. maddesinde kadının soyadıyla ilgili hüküm nedir? 


CEVAP:

Kadın ve erkek eş anlaşarak evlenme durumunda oluşan ailenin soyadının kadına ait soyadı olacağına karar verebilirler. Bu durumda TMK’nın 27. maddesine göre erkek eş soyadının değiştirilmesine dayanak oluştuğunu belirtebilir.


#97

SORU:

TMK’nın 188-191 arasındaki maddeleri evlilikle ilgili hangi hükümleri kapsamaktadır?


CEVAP:

TMK’nın 188-191 arasındaki maddeleri evlilik birliğinin temsilini, bu temsil ile ilgili sorumluluğu, temsil yetkisinin sınırlandırılması veya kaldırılmasını ve temsil yetkisinin geri verilmesini düzenlemektedir.


#98

SORU:

Eşlerin meslek ve iş seçimiyle ilgili olarak TMK'nın 192. maddesinde ileri sürülen hüküm nedir?


CEVAP:

TMK’nın 192. maddesinde “eşlerden her biri, meslek veya iş seçiminde diğerinin
iznini almak zorunda değildir” denmiş olsa da bu konuda izin alabilme aynı maddede “ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik
birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur” şeklinde bir eklemeyle meslek ve iş seçimi yanında bu meslek ve işin yürütülmesi dahi evlilik birliğine huzursuzluk getirmemesi ve yararına sonuçlara yol açması şartlarına bağlanmıştır


#99

SORU:

Eşlerin hukuki işlemleri TMK'nın hangi maddeleriyle düzenlenmiştir?


CEVAP:

Eşlerin hukuki işlemleri TMK’nın 193 ve 194. maddelerinde düzenlenmiştir.


#100

SORU:

Aile birliğinin korunması TMK'nın hangi maddeleriyle düzenlenmiştir?


CEVAP:

TMK’nın 195 ila 200. maddeleri arasında düzenlenmiştir.


#101

SORU:

TMK’nın 195. maddesinde evlilik birliğinin korunmasıyla ilgili ileri sürülen hükümler nelerdir? 


CEVAP:

TMK’nın 195. maddesinde ‘evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler’ denmektedir. Böylelikle bu madde ile eşlerden birinin ya da her ikisinin başvurusu ile mahkemelere evlilik birliğinin korunması hususunda müdahale etme ve önlemler alabilme olanağı verilmiştir. Yine bu maddede hakimin başvuruya ilişkin konu ya da konularda eşleri uyarabileceği, onları uzlaştırmaya çalışabileceği ya da eşlerin isteğini göz önünde bulundurarak uyuşmazlığa ilişkin konuda uzman kişilere yönlendirebileceği belirtilmektedir. Hakimin alabileceği önlemler arasında eşlerden birinin kısıtlanması da vardır.
Uygulamada evlilik birliğinin korunmasına yönelik müdahaleleri aile mahkemeleri yapmaktadır


#102

SORU:

TMK'nın 196. maddesinde evlilik birliğinin korunmasıyla ilgili ileri sürülen hükümler nelerdir?


CEVAP:

TMK’nın 196. maddesine göre eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler. Bu katkının ne kadar olacağı geçmiş bir yıl için ve gelecek yıllar açısından yapılabilir. Parasal katkı hesaplanırken gelir karşılığı çalışmayan eş var ise veya her iki eş de çalışıyor ancak ev işleri ve çocukların bakımı ile ilgili yükümlülük bir eşin üzerinde ise harcanan bu emek de hesaplamaya katılır. Ayrıca bir eşin diğer eşin işinde karşılıksız olarak çalışması durumunda da harcanan bu emek hesaplama yapılırken göz önünde bulundurulur.


#103

SORU:

TMK’nın 197. maddesi eşlerin birlikte yaşamaya ara vermesiyle ilgili olarak hangi hükümleri ileri sürmektedir?


CEVAP:

TMK’nın 197. maddesi eşlerden birinin ayrı yaşamayı istemesini, ortak yaşam sebebi ile eşin kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü durumlarda haklı bulmaktadır. Bu maddeye göre birlikte
yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Bu maddede sadece haklı sayılabilecek nedenlerle değil, bir eşin diğerini evden kovması, ayrılma sonrası veya boşanma davası açtıktan sonra davası kabul edilmediği için eve dönmek isteyen eşi diğer eşin eve almayı reddetmesi gibi haklı sayılmayacak nedenlerle birlikte yaşamaya ara verilmesi durumunda da mahkemeler yukarıda belirtilen önlemleri alma yoluna gidebilirler.


#104

SORU:

TMK'nın 198. maddesinde borçlulara Ait Önlemlerle ilgili hükümler nelerdir? 


CEVAP:

TMK. 198. maddede ‘eşlerden biri, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmezse, hâkim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir’ denmektedir. Bu maddede tanımlanan önlem
eşlerden birinin evlilik birliğine dair harcamalara katkıda bulunmaması durumunda alınmaktadır. Alınan bu önlemle ilgili mahkeme kararı borçlu ya da borçlulara tebliğ edilmemiş ise borçlu ödemesini asıl borçlu olduğu eşe yapması durumunda herhangi bir yaptırıma maruz kalmaz.


#105

SORU:

TMK’nın 199. maddesinde Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması ile ilgili hükümler nelerdir?


CEVAP:

TMK’nın 199. maddesi ‘ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir’ şeklindedir. Burada eşlerden birine getirilebileceği ifade edilen sınırlama, kişinin bütün hukuksal işlemleri ile ilgili olan ‘eylem yeterliliği kavramı ile karıştırılmamalıdır. Burada kastedilen eşlerden birinin malvarlığı ile ilgili tasarruf yetkisinin eşler arasında paylaştırılması ya da diğer bir deyişle diğer eşin rızası dışında bu malvarlığı üzerinde işlem yapılmasının engellenmesidir.


#106

SORU:

TMK’nın 200 ve 201. maddelerinin kapsamında ne yer almaktadır?


CEVAP:

TMK’nın 200. maddesi alınan önlemlerle ilgili değişimler yaşanması durumunda eşlerden birinin başvurusu üzerine alınan önlemlerin kaldırılacağını, 201. maddesi ise evlilik birliğinin korunmasına ilişkin kararların hangi mahkemeler tarafından alınacağını düzenlemektedir.


#107

SORU:

TMK’nın 367 ila 371. maddeleri ‘ev düzeni’ ile ilgili hangi düzenlemeleri kapsamaktadır. 


CEVAP:

TMK’nın 367 ila 371. maddeleri ‘ev düzeni’ ile ilgili düzenlemeleri kapsamaktadır. Bu düzenlemelere göre ‘aile hâlinde yaşayan birden çok kimsenin oluşturduğu topluluğun kanuna, sözleşmeye veya örfe göre belirlenen bir ev başkanı varsa, evi yönetme yetkisi ona ait olur’. Gündelik yaşamda ‘ev başkanına’ sağlanan ayrıcalık yasada bulunmamakta aksine ev başkanına önemli sorumluluklar yüklenmektedir. Buradaki düzenlemelere göre evin yönetimine sadece evlilik birliğini oluşturan dar anlamdaki temel unsurlar değil, o evde çeşitli nedenlerle yaşayan herkes tabidir. Düzenleme bu konuda ‘evi yönetme yetkisi, kan veya kayın hısımlığı, işçilik, çıraklık veya benzeri sebeplerle ya da koruma ve gözetme
ilişkisi içinde ev halkı olarak bir arada yaşayanların hepsini kapsar’ demektedir. Bu ev düzeni içerisinde yaşamını sürdürenlerin demokratik haklarını gözeten ‘ev halkının her biri, özellikle öğrenimi, eğitimi, dinî inançları, meslek ve sanatı için gerekli özgürlükten yararlanır’ şeklindeki madde dikkat çekicidir.