BAKIMA GEREKSİNİMİ OLAN ENGELLİ BİREYLER-I Dersi Görme Yetersizliği Olan Bireyler soru cevapları:

Toplam 74 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Görme yetersizliği ile ilgili değişkenlerden hangileri bireylerin performansları üzerinde farklı etkiler yaratır?


CEVAP:

Görme yetersizliğinin derecesi, doğuştan ya da
sonradan olması, farklı yetersizlik grupları ile birlikte
olması gibi değişkenler bireyin performansı üzerinde
farklı etkiler yaratabilmektedir. Sonradan görme
yetersizliğine sahip olan bireyler gördükleri dönemde
nesnelerin ve çevrelerindeki dünyanın neye benzediği ile
ilgili görsel kodları kaydetme fırsatı yakalamışken,
doğuştan bu yetersizliğe sahip olan bireyler hareket
yeteneği ve görsel bilgileri daha sınırlı olabilmektedir.


#2

SORU:

Görme yetersizliğini en genel anlamıyla nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

En genel tanımıyla görme yetersizliği
gözün yapısını oluşturan bileşenlerden biri ya da bir
kaçında oluşabilecek herhangi bir zedelenme sonucu
görme işlevini yerine getirememesi durumudur. Örneğin
gözü, kontrol eden kaslar hareket/koordinasyon
yetersizliğine sebep olabilir. Göz bebeğini kaplayan
saydam tabakada (kornea) deformasyon olabilir. Açılıp
kapanarak göze giren ışık miktarın kontrol eden iris hasar
görmüş olabilir ve bu nedenle göze çok fazla ya da çok az
ışın girmesine sebep olabilir.


#3

SORU:

Yasal tanıma göre “kör” terimi hangi bireyler için kullanılmaktadır?


CEVAP:

Yasal tanıma göre kör; gerekli tüm düzeltmeler
yapıldıktan sonra normal görme gücünün 1/10’lik görme
keskinliğine sahip olan ya da görme alanı (normal görme
alanı 160 derece) 20 derece olan bireylere denir. Diğer bir
ifadeyle normal görme gücündeki bir bireyin 200 ayak
mesafesinden gördüğü bir cismi görme yetersizliği olan
bireyin yalnızca 20 ayak mesafesinden (yani onda bir
oranında) görebilmesi ya da normal görme gücündeki bir
bireyin altı metreden görebildiği bir cismi görme
yetersizliği olan bireyin 60 cm mesafeden görebilmesi
olarak açıklanabilir. Tanımda belirtilen 20 derece ifadesi
ise bireylerin normal görme keskinliğine sahip olmalarına
karşın yalnızca çok dar yerlerden (Örneğin, anahtar deliği)
baktıklarında görebilmeleri olarak ifade edilmektedir.


#4

SORU:

Yasal tanıma göre “az gören” terimi hangi bireyler için kullanılmaktadır?


CEVAP:

Yasal tanıma göre az gören; bütün düzeltmeler
yapıldıktan sonra, görme keskinliğinin 20/70 ile 20/200
oranları arasında olan bireyler için kullanılmaktadır. Diğer
bir ifadeyle normal görme gücündeki bir kişinin 200 ayak
mesafesinden gördüğü bir cismi. Görme yetersizliği olan
bireyin 70 ile 20 ayak arasındaki mesafeden görebilmesi
olarak açıklanabilir. Az gören bireyler çevrelerindeki
cisimlere yaklaştıklarında ya da cisimleri gözlerine
yaklaştırdıklarında görebilmektedirler.


#5

SORU:

Eğitsel tanıma göre “kör” olan bireylerin özellikleri nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Eğitsel tanıma göre kör (fonksiyonel kör) görme
yetisini öğrenme etkinliklerinde kullanamayan ya da
görsel öğrenmeye olanak veren araç gereçlerden
faydalanamayan kişidir. Diğer bir deyişle eğitsel
etkinlikler sırasında işitsel ve dokunsal araç gereçlere
ihtiyaç duyma durumudur. Okuma becerisi için bireylerin
kabartma yazıları kullanmaları yani okuyabilmek için
gözleri yerine dokunma duyularını kullanmaları bu
duruma örnek olarak verilebilir.


#6

SORU:

Eğitsel tanıma göre “az gören” bireylerin özellikleri nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Eğitsel tanıma göre az gören; görsel araç
gereçleri kullanarak normal ve büyük puntolu yazıları
okuyabilen kişidir. Az gören bireyler bu tanıma göre
büyüteç kullanarak yazıları, şekilleri ve renkleri
görebilmektedirler.


#7

SORU:

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde görme
yetersizliği olan bireyler için nasıl bir tanımlamaya yer
verilmiştir?


CEVAP:

Ülkemizde 2006 yılında yayınlanan Özel Eğitim
Hizmetleri Yönetmeliği’nde kör ya da az gören şeklinde
farklı tanımlar yerine; “görme yetersizliği olan birey”
terimi kullanılmış ve görme gücünün kısmen ya da
tamamen kaybından dolayı özel eğitim ve destek eğitim
hizmetine ihtiyacı olan birey şeklinde tanımlanmıştır.


#8

SORU:

Görme yetersizliğine ilişkin tanı koyma yetkisi hangi
meslek grubuna aittir?


CEVAP:

Görme yetersizliğinde tanı koyma yetkisi göz
doktorlarına aittir. Görme alanında uzman bir hekim
(oftalmolojist ya da optometrist) çocuğun görme
sisteminde yer alan bozukluğu tanımlayarak soruna ilişkin
alınması gereken önlemleri belirler. Gerekli
yönlendirmeleri yapar.


#9

SORU:

Çocukluk döneminde görme yetersizliği genellikle nasıl fark edilir?


CEVAP:

Çocukta görme yetersizliğinin var olup olmadığına
ilişkin şüpheler genellikle ailede başlar. Anne babalar
çocuklarında istendik tepkileri göremediklerinde bir hekime
başvururlar. Sonradan gerçekleşen bir görme bozukluğu ise
genellikle eğitim ortamlarında öğretmenlerin ya da bakım
personelinin dikkati ile belirlenebilir.


#10

SORU:

Görme yetersizliğinin belirtileri nelerdir?


CEVAP:

Aşağıda sıralanan belirtilerin biri ya da bir
kaçının çocukta sürekli gözlenmesi bir görme
yetersizliğine işaret edebilir. Bu durumda eğitimci ya da
bakım personeli çocuğun ailesini bilgilendirerek doktora
götürülmesi için yönlendirme yapabilir.
• Gözleri kaşıma ve ovalama,
• Göz kırpma,
• Gözlerin kızarması, sulanması ve çapaklanma,
• Renkleri ayırt edememe,
• Bir cisme uzun süre odaklanamama,
• Okumak için yazıları göze yakınlaştırma,
• Cisimleri takip edememe,
• Hareket halindeyken bir yerlere çarpma ve düşme.


#11

SORU:

Parmak testi nedir? Nasıl uygulanır?


CEVAP:

Parmak testi görme yetersizliğinden etkilendiği
düşünülen bireyin erken fark edilmesi ve uzmana
yönlendirilebilmesi için eğitimci ya da bakım personeli
tarafından yapılabilir. Işık bireyin arkasından gelecek
şekilde ve arada üç metre mesafe olacak şekilde karşılıklı
oturulur. Herhangi bir elin üç parmağı kaldırılarak
karşıdaki bireyden de kaldırılan parmak sayısı kadar
parmak kaldırması istenir. Bireyde üç parmağını kaldırırsa
görme yetersizliği yoktur. Kaldırmazsa önceki basamaklar
bu kez önce iki parmakla sonra dört parmakla tekrar edilir.
Birey tekrarların tümünde doğru tepkiyi vermezse görme
yetersizliğinden şüphelenerek bir uzmana yönlendirme
yapılabilir.


#12

SORU:

Snellen kartı nedir? Nasıl uygulanır?


CEVAP:

Snellen Kartı ise ilköğretim çağı ve üzerindeki
bireylerin görme keskinliğini ölçmek amacıyla
kullanılmaktadır. Bakım personeli ya da eğitimci bu kartı
kendisi kullanabilir ya da bir uzmandan destek isteyebilir.
Her sırada her biri farklı yöne bakan ‘E’den oluşan
Snellen kartı 20 ayak mesafesinden (yaklaşık 6.04 m)
bireyin ‘E’lerin hangi yöne baktığını söylemesi istenerek
kullanılır. ‘E’ lerin büyüklükleri aşağıya doğru 10, 20, 30,
40, 70, 100 ve 200 ayak mesafesi şeklinde küçülmektedir.
Normal görme keskinliğine sahip bir birey 20 ayak
mesafeden ‘E’ lerin baktığı yönleri ayırt edebilir. Önce
bireye 30 ayak mesafesinden kartta yer alan ‘E’lerin
yönleri sorulur. Doğru yanıt verirse değerlendirme
sonlandırılır. Ancak yanlış yanıt verirse bu görmede bir
problem olduğun işaret edebilir. Sırayla 40 ve 50 ayaklık
mesafelerdeki ‘e’lerin yönleri sorulur. Örneğin birey
ancak 50 ayak mesafedeki ‘E’lerin yönünü doğru ayırt
edebiliyorsa görme keskinliği 20/50 olarak belirlenir.
Diğer bir ifadeyle bireyin normal görme keskinliği olan
birinin 50 ayak mesafesinden gördüğünü 20 ayak
mesafesinden görebilmesidir. Bu durumda bireyin eğitim
ortamında ön sıralarda oturması daha uygun olacaktır.
Eğitimci ve bakım personeli görme keskinliğini kabaca bu
şekilde ölçebilirler.


#13

SORU:

Görme yetersizliğinin yaygınlık oranı kaçtır?


CEVAP:

Görme yetersizliği diğer yetersizlik türleri
arasında görülme sıklığı az olan bir yetersizliktir. Görme
yetersizliği eğitsel ve yasal tanımlara göre ve yaşlara göre
farklılaşmaktadır. Kabul edilen yasal tanıma göre; görme
yetersizliği olan bireyler toplumun binde 35’ini
oluşturmaktadır. Ancak eğitsel tanım dikkate alındığında
bu oran daha da azalır.


#14

SORU:

Görme nasıl oluşur?


CEVAP:

Gözde yer alan tabakaların görevi ışık ışınlarını
kırmak, miktarını ayarlamak ve bir görüntü elde
edilmesini sağlamaktır. Işık ışınları sırasıyla gözün
saydam tabakasından (kornea), göz sıvısından, göz bebeği
ve göz merceğinden geçer. Gelen ışının yoğunluğuna göre
göz bebeği büyüyüp küçülür. Işınlar iç tabakada bulunan
koni ve çubuk hücreleri uyarır ve ışınlar burada elektrik
tepkilerine dönüşür. Görme retinada başlar ve optik
sinirler aracılığıyla beyinde yer alan görme merkezine
gönderilir. Tüm bu aşamalar sırasında bir problem yoksa
beyin kendisine iletilen bilgileri anlamlandırarak bir
görmenin tamamlanmasını sağlar.


#15

SORU:

Görme yetersizliğinin nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Görme yetersizliği kalıtımsal olabileceği gibi
doğum öncesi, sırası ve sonrasında çeşitli nedenlerden
kaynaklanabilir. Doğum öncesi annenin gebelik
döneminde geçireceği ateşli bir hastalık, yanlış ilaç
kullanımı bebekte doğuştan bir görme bozukluğuna neden
olabilir. Zor doğumlarda bebeklerdeki görme sinirleri
zedelenebilir. Erken doğan bebeklere doğum sonrasında
kuvözde verilen fazla oksijen retinada kalıcı hasara yol
açabilir. Yukarıda sıralananların yanı sıra görme
yetersizliğinin çocuklukta geçirilen bulaşıcı hastalıklar,
tümörler, diyabet ve damar hastalıkları ve bilinmeyen pek
çok nedeni bulunmaktadır. Görme yetersizliğinin
nedenleri aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:
• Kalıtımsal nedenler,
• Doğum öncesi nedenler,
• Doğum sırasındaki nedenler,
• Doğum sonrasındaki nedenler,
• Bulaşıcı hastalıklar,
• Tümör.


#16

SORU:

Görme yetersizliğinin doğum öncesi nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Görme yetersizliğine neden olan faktörlerin en
yaygını doğum öncesi nedenlerdir. Annenin gebelik
döneminde geçirdiği ateşli ve bulaşıcı (örn. bulaşıcı)
hastalıklar, ilaç kullanımı, yanlış beslenme, ya da geçirdiği
ciddi bir kaza da bebekte görme bozukluğuna yol
açabilmektedir. Annenin gebelikte rubellaya (kızamıkçık)
yakalanması bebekte görme kusuruna yol açabilmektedir.
Ancak günümüzde gebelik dönemindeki pek çok kadının
kızamıkçığa karşı bağışıklığının olması bu hastalığa bağlı
görme kusurlarının sıklığını da azaltmıştır.


#17

SORU:

Görme yetersizliğinin doğum sırasındaki nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Görme yetersizliğinin görülmesinde bir diğer
önemli faktör de doğum sırasında meydana gelen
durumlardır. Erken, geç ya da zor doğumlar ve bu
süreçlerde bebeğin beyninde ve görme sinirlerinde
yaşanacak bir zedelenme, normal doğum mümkün
olmadığında bebeğin forsepsle çekilmesi ve bu süreçte bir
hata yapılması, bebeğe göbek bağı kordonunun dolanması
ve bebeğin oksijensiz kalması gibi durumlar bebekte
görme yetersizliğine neden olabilmektedir.


#18

SORU:

Görme yetersizliğinin doğum sonrasındaki nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Gebelikle birlikte bebeğe geçen ve doğrudan
görme ile ilgili olmayan kalıtsal başka hastalıklar da
doğum sonrasında bebekte görme yetersizliğinin
görülmesine neden olabilir. Bunlardan birisi de kan
uyuşmazlığıdır. Annenin kan grubu Rh (-) negatif, bebeğin
ise Rh (+) pozitif olması kan uyuşmazlığına neden
olmakta tedavi edilmediğinde bu durum dolaylı olarak
körlüğe neden olabilmektedir. Erken doğumlarda bebeğin
küvözde fazla oksijene maruz kalması, sarılık tedavisi
sırasında gözünün zarar görmesi ve yaşamın ilk üç yılında
bebeğin kötü beslenmesi A vitamini eksikliği yaşaması da
görme yetersizliğine neden olabilmektedir.


#19

SORU:

Görme yetersizliğinin türleri nelerdir?


CEVAP:

Görme yetersizlikleri;
• Kırma kusurları,
• Korneaya bağlı zedelenmeler ve
• Diğer görme bozuklukları olmak üzere üç başlıkta toplanmaktadır.


#20

SORU:

Kırma kusurları nelerdir?


CEVAP:

Göze gelen ışınları kornea, göz merceği ve
saydam sıvı tarafından gerçekleşir. Normal olarak gözün
toplam kırma gücü + 60 diopterdir. Ancak gözün
uzunluğu, gözdeki kırma gücü miktarı ve bu iki özelliğin
uyumunda yaşanan problemler gözde kırma kusurlarına
neden olabilmektedir. Kırma kusurları düzeltilmediği
zaman görme keskinliğinde azalmaya neden olur. En sık
görülen kırma kusurları şunlardır:
• Miyop,
• Hipermetrop,
• Astigmat.


#21

SORU:

Miyop nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Miyop; göze gelen ışınların retina önünde
odaklaşması ve buna bağlı olarak bireyin yakınında
bulunan cisimleri kolaylıkla gördüğü halde uzaktaki
cisimler net görememesidir. Miyop bireyin kalın kenarlı
mercek kullanması ile düzeltilmektedir.


#22

SORU:

Hipermetrop nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Hipermetrop; göze gelen ışınların retinanın
arkasında odaklaşması ve buna bağlı olarak bireyin
uzaktaki nesneleri kolaylıkla gördüğü halde yakındaki
nesneleri net görememesidir. Hipermetrop bireyin ince
kenarlı mercek kullanması ile düzeltilebilir.


#23

SORU:

Astigmat nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Astigmat; göze gelen ışınların kornea ve göz
merceğindeki düzensizlikler nedeniyle eşit olarak
kırılamaması nedeniyle oluşan ve bireyin cisimleri bulanık
ve net olmayan biçimde görmesi oluşur. Astigmat
silindirik mercek kullanılarak düzeltilebilir.


#24

SORU:

Korneaya bağlı zedelenmeler nelerdir?


CEVAP:

Korneaya bağlı zedelenmeler;
• Keratokonüs ve
• Keratit olmak üzere iki şekilde oluşmaktadır.


#25

SORU:

Keratokonüs nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Keratokonüs; gözdeki saydam tabakanın (kornea)
eğiminin bozularak bombeleşmesi ve incelmesi, görme
keskinliğinin azalmasıdır. Kalıtımsal nedenleri vardır.
Ergenlik döneminde başlasa da hastalar 20’li yaşlarda
hastalığı öğrenirler. Gözde sürekli alerji, kaşıntı, ışığa
hassasiyet gibi nedenlerle kendini gösterir. Keratokonüs
hastaları okuma, yazma, bilgisayar kullanma gibi
faaliyetleri gerçekleştirmede zorlanırlar. Her iki gözü de
etkiler ve tedavi edilmediğinde ilerler. Erken tanıda lens
kullanımıyla düzeltilebilir; ancak ilerlediğinde kornea
nakli gerektirebilir.


#26

SORU:

Keratit nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Keratit; bakteri, virüs, mantar, romatizma, A
vitamini eksikliği gibi nedenlerle korneada iltihaplanma
olmasıdır. Kornea bulanıklaşabilir, incelenerek delinebilir.
Keratit kornea dokusunun iltihaplanması anlamına gelir.
Doğal olarak saydam olan kornea dokusu keratit nedeniyle
bulanıklaşabilir, incelebilir hatta delinebilir. Gözde batma,
ağrı, bulanıklık, aşırı sulanma ve görmede azalma
şikayetleri görülebilir. İltihabın türüne göre tedavi ilaç ya
da kornea nakli gibi farklılıklar gösterebilir.


#27

SORU:

Diğer görme bozuklukları sınıflamasında yer alan bozukluklar nelerdir?


CEVAP:

Diğer görme bozuklukları sınıflamasında yer alan
bozukluklar aşağıda sıralanmıştır:
• Albinizim,
• Şaşılık,
• Katarakt,
• Doğumsal Katarakt,
• Göz Tembelliği (Amblyopia),
• Göz Tansiyonu (Glokom),
• Retinis Pigmentosa (Gece Körlüğü),
• Optik Atrofi,
• Maküler Dejenerasyon,
• Prematüre Retinopisi,
• Aniridia.


#28

SORU:

Görme yetersizliği olan bireylerin fiziksel özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Görme yetersizliği olan bebekler, el göz
koordinasyonu kuramadıklarından ancak el kulak
koordinasyonunu öğrendikten sonra sese ulaşmak için
tutunma, ilerleme, emekleme ve yürüme gibi motor
hareketleri yapmaya başlarlar. Bu süreçte sesli
oyuncaklara ve dışarında fiziksel olarak desteklenmeye
ihtiyaç duyarlar. Bu süreçte gerekli destek ve uyarlama
yapılmazsa bebeklerin motor gelişimlerinde gecikmeler
söz konusu olacaktır. Geç yürümenin nedenleri arasında
dengeyi sağlamada zorlanma görsel ipucu alamadıkları
için sürekli işitsel ipucuna gereksinim duyma da
sayılabilir. Ayrıca ebeveynlerin görme yetersizliği
nedeniyle bebeğin bir yerlere çarpıp zarar göreceğinden
endişelenmeleri ve bunun için onlara hareket etme fırsatı
vermemeleri de yürümeyi geciktirebilir. Normal gelişim
gösteren bebekler gelişim dönemlerine uygun zamanda
yürümeye başladıklarında kasları güçlenir. Görme
yetersizliği olan çocuklarda yürümede gecikme
yaşandığında kasların güçlenmesi, dengede duramama,
ayakları sürüyerek hareket etme gözlenebilir. Yürümenin
yanı sıra yemek yeme, giyinme gibi el göz koordinasyonu
ve taklide dayalı psikomotor becerilerin öğrenilmesinde de
gecikmeler yaşanabilmektedir. Bu süreçte yetişkinlerin
çocuklara dokunma, onların aktivite sırasında
dokunmalarına izin verme, yapılanları tanımlama ve
detayları anlatma gibi destekler vererek söz konusu
becerileri geliştirmelerine yardımcı olmaları gerekir.
Görme yetersizliği olan bireyler bazen gecikmeli de olsa,
pek çok motor beceriyi gerekli destekler sunulduğunda ve
uyarlamalar yapıldığında normal gelişim gösteren
akranları gibi kimseye gereksinim duymadan
gerçekleştirebilmektedir.


#29

SORU:

Görme yetersizliği olan bireylerin sosyal ve davranışsal özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Sosyal özelliklerin birçoğu gözleyerek öğrenme,
taklit etme ve diğer insanlardan olumlu geri dönütler alma
yoluyla ve sık sık kullanılarak gelişmektedir. Görme
yetersizliği olan bireyler ise; sahip oldukları sınırlılıklar
nedeniyle çevrelerindeki bireylerin sosyal davranışlarını
gözlemekte ve yorumlamakta zorluk yaşarlar. Arkadaşlık
ilişkilerinde, normal gelişim gösteren akranlarının yaptığı
aktivitelere katılmada, onların anlatmak istediklerini
anlamada, ne hissettiğini anlatmada ve onlar tarafından
kabul görmede sınırlılık gösterirler. Bu durum onların daha
sınırlı sayıda kişiyle ve daha az sürede etkileşim
kurmalarına neden olur. Görme yetersizliği olan bireyler
zaman zaman baş ve vücudu istemsiz hareket ettirme,
gözleri ovma, gerginlik gibi davranışlar gösterebilmektedir.
Bu davranışların yetersizlikten kaynaklı olarak duyusal
uyaran eksikliği, hareket sınırlılığı, yeterli düzeyde ve
sağlıklı iletişim kuramama, sosyalleşememe yeterince
bağımsızlaşamama, akranlarından soyutlanma gibi
problemlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.


#30

SORU:

Görme yetersizliği olan bireylerin gelişimlerini desteklemek için verilebilecek destekler nelerdir?


CEVAP:

Görme yetersizliği olan bireylerin gelişimlerini
desteklemek için verilebilecek destekler şunlardır:
• El kulak koordinasyonunu geliştirici aktiviteler
yapılabilir. Örneğin aktiviteler sırasında bol bol
sesli materyaller kullanmak, bebeği/çocuğu sese
ulaşması için fiziksel ve işitsel olarak
desteklemek faydalı olacaktır.
• Tutunma, ilerleme, emekleme ve yürüme gibi
motor beceriler için egzersizler yapmak, kulaktan
yardım almasını sağlayarak sese doğru hareket
etmesini sağlamak, dengede durması ve
kaslarının gelişmesi için fiziksel olarak
desteklemek önemlidir.
• Bağımsız hareket etmesini kolaylaştırmak için
ortamda bulunan çarpmasına, düşmesine ya da
yaralanmasına neden olabilecek eşyaları
uzaklaştırmak onun cesaretlenmesini sağlayabilir.
• Yemek yeme, giyinme, açma, kapama, tutma,
sıkma gibi psikomotor becerileri
gerçekleştirebilmesi için beceri basamaklarını
sırayla betimlemek, siz yaparken dokunmasına
fırsat vermek beceriyi daha iyi anlamasını
kolaylaştırır.
• Eşyaları dokunarak tanımasını sağlamak,
kavramların özelliklerini (büyük, uzun, hafif,
pütürlü gibi.) anlaması için önemli olabilir.
• Kalabalık ortamlarda bireyle konuşurken ismini
söyleme kendisiyle konuşulduğunu anlaması
açısından önemlidir.
• Bağımsız hareket etmeleri için bulundukları
çevreyi iyi tanımaları ve yönleri doğru olarak
öğrenmeleri, trafikteki işaretleri ve akışı
öğrenmeleri güvenlikleri açısından önemli
olacaktır.
• Konuşma sırasında herhangi bir şeyden
bahsederken onun özelliklerini de betimlemek
(renkli ve büyük, ağır vb.) nesneler hakkında fikir
sahibi olmasına yardım eder.
• Çevresindeki taşıt, hayvan, hava olayları vs.
sesleri, tatları, kokuları tanıtmak farkındalığının
artması açısından önemlidir.
• Bir nesnenin bulunduğu yeri tarif ederken
‘şurada’, ‘işte’ gibi ifadeler yerine “sağ kolunun
hemen yanında’’, masanın altında sol tarafta’’
gibi ifadeler yön duygusunun gelişmesine katkı
sağlar.
• Duygu belirten sesleri daha iyi anlamaları için
kızgın, üzgün, mutlu, heyecanlı olunduğunda ses
tonunun duygu durumuna göre ayarlanması aynı
durumları yaşadığında benzer tepkiler vermesine
ve diğerleriyle konuşurken onların nasıl
hissettiklerini anlamaları açısından önemlidir.
• Çevrede bir olay yaşandığında görme yetersizliği
olan bireyin de ne olup bittiğini anlaması için
olanlar sırasıyla betimlenmelidir.
• Kelime hazinesinin gelişmesi, iletişiminin
güçlenmesi ve olayları zihninde
canlandırabilmeyi öğrenmesi için bol bol kitap
okunmalıdır.


#31

SORU:

Görme yetersizliği olan bireylerin gelişimlerini desteklemek için yapılabilecek uyarlamalar nelerdir?


CEVAP:

Görme yetersizliği olan bireylerin gelişimlerini
desteklemek için yapılabilecek uyarlamalar şunlardır:
• Bağımsız hareket becerilerinin geliştirilmesi için
yapılacak uyarlamalardan birisi baston
kullanmadır. Görme yetersizliği olan bireye
baston kullanma becerisi mümkün olan en erken
yaşta (okulöncesi dönem) öğretilmelidir. Baston
kullanmayı öğrenmek erken yaşlarda bireyin
bağımsız bir şekilde çevresini tanıyabilmesine
olanak sağlar. Burada bakımdan sorumlu kişinin
baston kullanmayı nasıl öğreteceğini bilmesi
önemlidir.
• Bağımsız hareket etme için yapılacak bir diğer
uyarlama rehberle hareket etmedir. Rehber bir
köpek olabileceği gibi bir insan da olabilir. Yine
rehber olacak kişinin nasıl rehberlik edeceği
konusunda bilgi sahibi olması gerekmektedir.
Rehber köpek ülkemizde çok yaygın değildir.
Rehber olacak köpekler de eğitimde
geçirilmektedir. Aynı şekilde görme yetersizliği
olan bireyin de köpeğin bakımına ilişkin
bilgisinin olması gerekmektedir.


#32

SORU:

Görme yetersizliği nedir?


CEVAP:

Görme yetersizliği gözün yapısını oluşturan bileşenlerden biri ya da bir kaçında oluşabilecek herhangi bir zedelenme sonucu görme işlevini yerine getirememesi durumudur.


#33

SORU:

Görme keskinliği nedir?


CEVAP:

Görme keskinliği bireyin belirli bir mesafeden gördüğü cisme ilişkin ayrıntıları ayırt edebilmesidir.


#34

SORU:

Görme alanı nedir?


CEVAP:

Görme alanı bireyin başını ve gözlerini hareket ettirmeden görebildiği tüm alan olarak tanımlanmaktadır.


#35

SORU:

Körlük nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Gerekli tüm düzeltmeler yapıldıktan sonra normal görme gücünün 1/10 ‘lik görme keskinliğine sahip olan ya da görme alanı (normal görme alanı 160 derece) 20 derece olan bireylere denir.


#36

SORU:

Az gören nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Yasal tanıma göre az gören ise bütün düzeltmeler yapıldıktan sonra, görme keskinliğinin 20/70 ile 20/200 oranları arasında olan bireyler için kullanılmaktadır. Diğer bir ifadeyle normal görme gücündeki bir kişinin 200 ayak mesafesinden gördüğü bir cismi. görme yetersizliği olan bireyin 70 ile 20 ayak arasındaki mesafeden görebilmesi olarak açıklanabilir.


#37

SORU:

Eğitsel tanıma göre kör kime denir?


CEVAP:

Eğitsel tanıma göre kör (fonksiyonel kör) görme yetisini öğrenme etkinliklerinde kullanamayan ya da görsel öğrenmeye olanak veren araç gereçlerden faydalanamayan kişidir.


#38

SORU:

Eğitsel tanıma göre az gören kime denir?


CEVAP:

Eğitsel tanıma göre az gören ise görsel araç gereçleri kullanarak normal ve büyük puntolu yazıları okuyabilen kişidir. Az gören bireyler bu tanıma göre büyüteç kullanarak yazıları, şekilleri ve renkleri görebilmektedirler.


#39

SORU:

Görme yetersizliği olan birey kimdir?


CEVAP:

Ülkemizde 2006 yılında yayınlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde kör ya da az gören şeklinde farklı tanımlar yerine görme yetersizliği olan birey terimi kullanılmış ve görme gücünün kısmen ya da tamamen kaybından dolayı özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey şeklinde tanımlanmıştır.


#40

SORU:

Optometrist kimdir?


CEVAP:

Görme bozukluğunu tanımlayan ve görme bozukluklarına ilişkin önlemler alan kişi, göz doktorudur.


#41

SORU:

Oftalmolojist kimdir?


CEVAP:

Göz hastalıkları uzmanıdır.


#42

SORU:

Görme yetersizliğinin test edilmesinde hangi yollara başvurulabilir?


CEVAP:

Gözlemler, parmak test ya da snellen kartı kullanarak çocuğun görme sorunu olup olmadığı hakkında fikir edinebilir.


#43

SORU:

Parmak testi nasıl uygulanır?


CEVAP:

Işık bireyin arkasından gelecek şekilde ve arada üç metre mesafe olacak şekilde karşılıklı oturulur. Herhangi bir elin üç parmağı kaldırılarak karşıdaki bireyden de
kaldırılan parmak sayısı kadar parmak kaldırması istenir. Bireyde üç parmağını kaldırırsa görme yetersizliği yoktur. Kaldırmazsa önceki basamaklar bu kez önce iki parmakla sonra dört parmakla tekrar edilir. Birey tekrarların tümünde doğru tepkiyi vermezse görme yetersizliğinden şüphelenerek bir uzmana yönlendirme yapılabilir.


#44

SORU:

Snellen Kartı nedir?


CEVAP:

Snellen Kartı ise ilköğretim çağı ve üzerindeki bireylerin görme keskinliğini ölçmek amacıyla kullanılmaktadır. Bakım personeli ya da eğitimci bu kartı kendisi kullanabilir ya da bir uzmandan destek isteyebilir. Her sırada her biri farklı yöne bakan ‘E’ den oluşan snellen kartı 20 ayak mesafesinden (yaklaşık 6.04 m) bireyin ‘E’ lerin hangi yöne baktığını söylemesi istenerek kullanılır. ‘E’ lerin büyüklükleri aşağıya doğru 10, 20, 30, 40, 70, 100 ve 200 ayak mesafesi şeklinde küçülmektedir. Normal görme keskinliğine sahip bir birey 20 ayak mesafeden ‘E’ lerin baktığı yönleri ayırt edebilir.


#45

SORU:

Görme yetersizliğinin yaygınlığı nasıldır?


CEVAP:

Görme yetersizliği diğer yetersizlik türleri arasında görülme sıklığı az olan bir yetersizliktir. Görme yetersizliği eğitsel ve yasal tanımlara göre ve yaşlara göre farklılaşmaktadır. Kabul edilen yasal tanıma göre görme yetersizliği olan bireyler toplumun binde 35’ini oluşturmaktadır. Ancak eğitsel tanım dikkate alındığında bu oran daha da azalır. Bunun iki nedeni vardır: Bunlardan ilki eğitsel tanımın çocuklara yönelik olmasıdır. Bu durumda yetişkin yaştaki körler dikkate alınamamaktadır. Diğer neden ise yasal olarak kör şeklinde tanımlanan bireylerin bir kısmının yazıları okuyabilmeleri nedeniyle eğitsel tanıma girmemeleridir.


#46

SORU:

Braille (Kabartma Yazı) nedir?


CEVAP:

Louis Braille tarafından 1821 yılında görme yetersizliği olan bireylerin okuyup yazabilmeleri için kullanılan bir alfabedir. Altı kabartılmış noktadan oluşmaktadır.


#47

SORU:

Gözün üç temel tabakası nelerdir?


CEVAP:

Kafatası üzerinde, burnun iki tarafındaki çukurlara konumlanmış olan ve bilim adamlarının çoğunu şaşırtacak derecede karmaşık bir yapısı olan göz üç temel tabakadan oluşur. Bunlar dış, orta ve iç tabakadır. Dış tabaka diğer bir adıyla sert tabaka arkadan öne doğru gözü en dıştan saran ve sclera (göz akı) ve korneadan (saydam tabaka) oluşan tabakadır. Orta tabaka diğer adıyla damar tabaka ise adından anlaşılacağı gibi gözün damarlardan oluşan ve gözü besleyen kısmıdır. Bu bölümde göze rengini veren iris de yer alır. İç tabaka (ağ tabaka) diğer adıyla retina ise gözdeki görme sinirlerinin yer aldığı en önemli kısmıdır. Bu bölümde renkleri ayırt etmemizi sağlayan konik hücreler ve açıklığı koyuluğu ayırt etmemizi sağlayan çubuk hücreler bulunur. Diğer bir ifadeyle gözün gördüğünün anlamlandırıldığı bölümdür.


#48

SORU:

Sclera (Göz akı) nedir?


CEVAP:

Gözün en dışında yer alan dışı şeffaf bir zarla kaplı tabakadır.


#49

SORU:

Kornea (Saydam tabaka) nedir?


CEVAP:

Göz akının önünde yer alan ve gözü tehlikelerden koruyan tabakadır. Saydam olması nedeniyle ışığı geçirir ve göze gelen ışınları kırar.


#50

SORU:

İris nedir?


CEVAP:

Göze rengini veren, gözün renkli kısmıdır.


#51

SORU:

Göz bebeği nedir?


CEVAP:

Gözün ortasında yer alan ve sanılanın aksine renkli olmayan boşluktur. Boşluk olduğu için siyah görünür. Göze gelen ışık miktarını ayarlamak için büyüyüp küçülür.


#52

SORU:

Göz merceği nedir?


CEVAP:

Işığı kırarak görüntüyü sarı beneğe gönderir.


#53

SORU:

Sarı benek nedir?


CEVAP:

Göz merceğinin gönderdiği ışınları ters görüntüye çevirir.


#54

SORU:

Kör nokta nedir?


CEVAP:

Sarı benekten gelen görüntüyü beyne iletir. Görme sinirleri buradan başlar.


#55

SORU:

Gözdeki optik sinirin işlevi nedir?


CEVAP:

Koni ve çubuk hücrelerden aldığı mesajı beyne iletir.


#56

SORU:

Görme nasıl oluşur?


CEVAP:

Gözde yer alan tabakaların görevi ışık ışınlarını kırmak, miktarını ayarlamak ve bir görüntü elde edilmesini sağlamaktır. Işık ışınları sırasıyla gözün saydam tabakasından (kornea), göz sıvısından, göz bebeği ve göz merceğinden geçer. Gelen ışının yoğunluğuna göre göz bebeği büyüyüp küçülür. Işınlar iç tabakada bulunan koni ve çubuk hücreleri uyarır ve ışınlar burada elektrik tepkilerine dönüşür. Görme retinada başlar ve optik sinirler aracılığıyla beyinde yer alan görme merkezine gönderilir. Tüm bu aşamalar sırasında bir problem yoksa beyin kendisine iletilen bilgileri anlamlandırarak bir görmenin tamamlanmasını sağlar.


#57

SORU:

Görme yetersizliği nasıl oluşur?


CEVAP:

Gözün yapısını oluşturan bileşenlerden biri/birkaçında oluşabilecek herhangi bir bozukluk görme yetersizliği ile sonuçlanabilmektedir.


#58

SORU:

Görme yetersizliğinin nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Görme yetersizliği kalıtımsal olabileceği gibi doğum öncesi, sırası ve sonrasında çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bulaşıcı hastalıklar, doğum sonrası zedelenmeler ve kuvözde fazla oksijene maruz kalma, tümör gibi etkenler de görme yetersizliğine neden olabilir.


#59

SORU:

Miyop nedir?


CEVAP:

Göze gelen ışınların retina önünde odaklaşması ve buna bağlı olarak bireyin yakınında bulunan cisimleri kolaylıkla gördüğü halde uzaktaki cisimler net görememesidir. Miyop bireyin kalın kenarlı mercek kullanması ile düzeltilmektedir.


#60

SORU:

Hipermetrop nedir?


CEVAP:

Göze gelen ışınların retinanın arkasında odaklaşması ve buna bağlı olarak bireyin uzaktaki nesneleri kolaylıkla gördüğü halde yakındaki nesneleri net görememesidir. Hipermetrop bireyin ince kenarlı mercek kullanması ile düzeltilebilir.


#61

SORU:

Astigmat nedir?


CEVAP:

Göze gelen ışınların kornea ve göz merceğindeki düzensizlikler nedeniyle eşit olarak kırılamaması nedeniyle oluşan ve bireyin cisimleri bulanık ve net olmayan biçimde görmesi oluşur. Astigmat silindirik mercek kullanılarak düzeltilebilir.


#62

SORU:

Keratokonüs nedir?


CEVAP:

Gözdeki saydam tabakanın (kornea) eğiminin bozularak bombeleşmesi ve incelmesi, görme keskinliğinin azalmasıdır. Kalıtımsal nedenleri vardır. Ergenlik döneminde başlasa da hastalar 20'li yaşlarda hastalığı öğrenirler. Gözde sürekli alerji, kaşıntı, ışığa hassasiyet gibi nedenlerle kendini gösterir. Keratokonüs hastaları okuma, yazma, bilgisayar kullanma gibi faaliyetleri gerçekleştirmede zorlanırlar. Her iki gözü de etkiler ve tedavi edilmediğinde ilerler. Erken tanıda lens kullanımıyla düzeltilebilir; ancak ilerlediğinde kornea nakli gerektirebilir.


#63

SORU:

Keratit nedir?


CEVAP:

Bakteri, virüs, mantar, romatizma, A vitamini eksikliği gibi nedenlerle korneada iltihaplanma olmasıdır. Kornea bulanıklaşabilir, incelenerek delinebilir. Keratit kornea dokusunun iltihaplanması anlamına gelir.


#64

SORU:

Albinizim nedir?


CEVAP:

Vücudun farklı yerlerinde bulunan ve göze, saça ve deriye rengini veren melanin adlı maddenin yokluğuyla karakterize olan ve kalıtımsal bir hastalıktır. Albinizim hastaları görme keskinliğinde problem yaşar, ışığa aşırı duyarlıdırlar. Göz kürelerinde düzensizlikler görülür. Albinizim doğrudan görme ile ilgili bir hastalık olmasa da albinizm hastaları gözlerinde renk olmaması nedeniyle görüş bozukluğu yaşarlar.


#65

SORU:

Şaşılık nedir?


CEVAP:

Göz kaslarında güç azlığı ya da fazlalığı nedeniyle göz bebeklerinin paralel hareket edememesi durumudur. Gözlerden biri düz bakarken diğer gözün aşağı, yukarı, iç ya da dışa doğru kayabilir. Bazen her iki gözde de sorun olabilir.


#66

SORU:

Katarakt nedir?


CEVAP:

Katarakt göz merceğini saydamlığını yitirmesi nedeniyle matlaşması ve bireyin bulanık görmesidir. Çoğunlukla yaşlılık dönemindeki bireylerde görülse de yeni doğanlarda, şeker hastalığı olanlarda, göze bir darbe alındığında, uzun süreli kortizon alımlarında da görülmektedir.


#67

SORU:

Doğumsal katarakt nedir?


CEVAP:

Doğumdan itibaren göz merceğinin tek ya da çift taraflı olarak matlaşması olarak tanımlanır. Gebelikte annenin enfeksiyon kapması, ilaç kullanması gibi nedenlerden meydana geldiği gibi hiçbir sebebi de olmayabilir. Gözlerde kayma ya da göz bebeklerinin beyaz olması gibi belirtiler gösterir ve belirtiler görülür görülme hemen uzmana başvurulmalıdır. Ameliyatla tedavi edilebilir.


#68

SORU:

Göz Tembelliği (Amblyopia) nedir?


CEVAP:

Herhangi bir yapısal bozukluk olmamasına karşın gözlerden birinin diğerine göre daha az görme yeteneği göstermesi, ya da her iki gözün normal bir görme kapasitesinden düşük çalışmasıdır. Kırma kusurları, şaşılık ve diğer göz hastalıkları (katarakt, göz kapağı düşüklüğü gibi.) göz tembelliğine neden olabilmektedir. Normal performans gösteren gözün kapanarak tembellik olan gözün daha fazla çalışması sağlanarak tedavi uygulanabilir. Tedaviye erken dönemde başlanması önemlidir.


#69

SORU:

Göz tansiyonu (Glokom) nedir?


CEVAP:

Gözdeki basıncın yükselmesi ve bu nedenle görme sinirlerinin zarar görmesi durumudur. Bunun sonucunda bireyin görme alanı daralır. Kalıtım, ciddi göz yaralanmaları ve iltihaplanmalar, miyop, uzun süreli kortizon kullanımı, şeker hastalığı ve hipotiroide bağlı nedenleri olabilmektedir. Diğer görme bozukluklarına göre göz tansiyonu kendisini çok geç belli eden bir bozukluktur. Bu nedenle göz basıncı normalden yüksek seyreden kişilerin sık sık göz kontrolü yaptırmaları önemlidir.


#70

SORU:

Retinis Pigmentosa (Gece Körlüğü) nedir?


CEVAP:

Tavuk karası olarak da bilinen gece körlüğü A vitamini eksikliğinden kaynaklanır. Kalıtsal temelleri de olan bu hastalık beyne giden sinirlerin görev yapamamasından kaynaklanır. Gece körlüğü olan hastalar yoğun ışığın olduğu ya da loş ortamlarda, karanlıkta ve alacakaranlıkta bulanık görürler ya da cisimleri seçemezler.


#71

SORU:

Optik Atrofi nedir?


CEVAP:

Beyine elektrik sinyallerini taşımakla sorumlu olan optik sinirlerin zarar görmesi
ve azalmasıyla oluşan ve görme keskinliğine neden olabilen bir bozukluktur. Doğuştan ya da sonradan olabilen optik atrofi yavaş seyreder.


#72

SORU:

Maküler Dejenerasyon nedir?


CEVAP:

Makülanın zarar görmesiyle ciddi görme kaybına neden olan bir hastalıktır.


#73

SORU:

Prematüre Retinopisi nedir?


CEVAP:

Erken doğan bebeklerde (37 haftadan önce / 2500 gramdan az) en çok rastlanan görme sorunlarından birisidir. Erken doğan bebeklerde gözdeki damarlar tam olarak gelişimini tamamlamadığından bu süreçte bebeği yatmak için verilen küvözlerde verilen oksijen miktarının fazlalığı gözdeki damarlara zarar verebilir. Hemen fark edilip erken tedavi edilmediğinde körlüğe sebep olabilir.


#74

SORU:

Aniridia nedir?


CEVAP:

Gözde irisin yokluğu ya da tam gelişmemesi nedeniyle oluşan görüşü etkileyen kalıtımsal bir bozukluktur. Bu durum gözün diğer bölümlerinin de gelişememesine neden olabilir. Göze giren ışık miktarının ayarlanamaması ya da az görme, körlük gibi sorunlara yol açabilir.