BANKACILIK VE SİGORTACILIĞA GİRİŞ Dersi Dünya’da ve Türkiye’de Sigortacılığın Gelişimi soru cevapları:
Toplam 21 Soru & Cevap#1
SORU:
‘Sigorta’ en genel anlamı ile neyi ifade etmektedir?
CEVAP:
Sigorta, bir terim olarak riskli bir olayın, meydana gelme olasılığı göz önünde bulundurularak, risk ortaya çıktığında zararı kısmen ya da tamamen karşılamak üzere, bu işle uğraşan bir kuruluşa belirli bir zaman dilimi süresince ödeme karşılığında elde edilen güvence anlamını ifade etmektedir.
#2
SORU:
Sigortacılığın tarihte ilk kez ihtiyaç duyulmasını gerektiren riskler nelerdi?
CEVAP:
Dünya tarihinde, ticari malların deniz ve karayolu ile taşınması sırasında, özellikle korsan ve haydut saldırılar başta olmak üzere her türlü riske karşı güvence arama ihtiyacının, sigortanın başlangıcı ve sigortacılığın temelini oluşturduğu bilinmektedir.
#3
SORU:
Sigortacılığın tarihteki ilk yasal uygulaması ne zaman ve nerede görülmüştür?
CEVAP:
Sigortacılığa benzer ilk uygulamalara zamanının ticaret merkezi durumundaki Babil’de rastlanmaktadır. M.Ö. 1800’lü yıllarda, sigortanın bilinen ilk hukuki şekli, Babilliler'in geliştirdiği Hammurabi Kanunları’dır. Babil Kralı Hammurabi tarafından çıkarılan “Hammurabi Kanunları, (M.Ö.1792-1750)”; ilk reform niteliğinde yazılı kanun olma özelliğine sahip yasalardır. Devletin hukukî bir sistemle donatılmasını amaçlayan Hammurabi Kanunları’nda, nakliyeciler arasında zararların karşılanması amacıyla “Darmatha” ismiyle anılan bir sözleşmeye rastlanmıştır. Hammurabi Kanunları’nın en büyük özelliği, haydutların saldırısına uğrayan kervanların zararlarının, bütün diğer kervanlar arasında paylaşılmasını öngörmesiydi. Bu uygulama, kara taşımacılığındaki tehlike paylaşımının ilk örneğidir.
#4
SORU:
‘Avarya’ kavramı neyi ifade etmektedir?
CEVAP:
Avarya, deniz ticaretinde gemi veya taşınan emtianın uğradığı zararı ifade eder. Gemi sahibi, taşınan emtia sahibi ve sigortayı yapana bir pay düşer; bu nedenle de "müşterek avarya" kavramı kullanılır.
#5
SORU:
Sigortacılığın, Akdeniz’de gelişmesinin ana sebeplerinden biri nedir?
CEVAP:
Akdeniz, tarihin her döneminde dünyanın merkezi ve deniz ticaretinin başlangıç noktası olarak önemini korumuştur. Giritlilerin, hem yelken hem de kürek gücüyle kullanılan ve 1200’lü yıllardan Rönesans’a kadar denizlerde egemen olan kadırga gemisini icat etmeleri, sigortacılıkla ilgili önemli gelişmelere yol açmıştır. Kadırga gemilerinin kullanılması Akdeniz’in iki yakası arasında deniz yoluyla yapılan ticaretin ve ticaret ağlarının gelişmesine neden olmuş; ayrıca sigortacılığın ilk uygulamalarını başlatmıştır. 1255 yılında ilk defa Venedikliler, prim uygulamasıyla oluşturdukları fonlar aracılı ile korsan saldırılar, yağmalama ve taşınan malın bozulması riskine karşı zararın ödenmesini taahhüt altına almaya başlamıştır.
#6
SORU:
Modern sigortacılığın ilk örneği olan poliçe uygulaması ne zaman ve kimler tarafından başlatılmıştır?
CEVAP:
Modern sigortacılığın ilk adımları, 14. yüzyılda tarihte sigortaya özgü (diğer ticari konuları içermeyen) ilk sözleşmeleri yapan Cenevizliler tarafından atılmıştır. Özellikle deniz sigortaları, 12. yüzyıl sonlarında Kuzey İtalya’da gelişme göstermiş ve bugünkü anlamıyla ilk deniz nakliyatı sigorta poliçesi 14. yüzyılda Cenova’da düzenlenmiştir. Bilinen ilk sigorta poliçesi olarak kabul edilen sözleşme, 23 Ekim 1347 tarihinde İtalya’nın Cenova Limanı’ndan Mayorka’ya “Santa Clara“ adlı geminin yükünü temin etmek amacıyla düzenlenmiştir.
#7
SORU:
İlk sigorta şirketi ne zaman ve nerede kurulmuştur?
CEVAP:
İlk sigorta şirketi, 1424 yılında Cenova şehrinde kurulmuştur.
#8
SORU:
Londra’da yaşanan hangi iki olay sigortacılık tarihinin dönüm noktasını oluşturur?
CEVAP:
17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan iki önemli olayın, sigortacılığın gelişmesinde önemli bir yeri vardır. Bu olaylardan ilki sigortacılıkta istatistik metot ve tekniğinin uygulanmaya başlaması (İhtimal Hesapları); ikincisi ise 2 Eylül 1666 tarihinde Londra’da meydana gelen ve dört gün sürerek 13.200 ev ve 87 kiliseyi yok eden Büyük Londra yangını olmuştur. Yaşanan bu iki olay sigortacılığın gelişmesinde kilometre taşı olmuş, sonrasında ilk sigorta şirketleri kurulmaya başlanmıştır.
#9
SORU:
Rönesans sonrasında Avrupa’da sigortacılığın gelişimi nasıl gerçekleşmiştir?
CEVAP:
Sigortacılık, Avrupa’da Rönesans sonrası daha da gelişerek uzmanlık alanlarına göre ayrılmaya başlamıştır. Yangın sigortası, hayat sigortasına kıyasla daha erken istikrar bulmuştur. Ortaçağ’da uzun mesafe ticaretinde "uzmanlaşan" İtalya'da ortaya çıkan deniz (nakliyat) sigortası, ancak 18. yüzyılın sonlarında uluslararası bir standarda kavuşabilmiştir. Yangın sigortacılığının gelişmesinde 1666'daki büyük Londra yangını etkili olurken, Londra'da 1710'da Sun Fire Office, 1720'de London Assurance ve Royal Exchange kurulmuştur. Paris’te 1717’de, Londra yangınından yaklaşık elli yıl sonra kurulan bir yangın bürosu, sigorta yardımları toplamaya başlamıştır. Fransa’da 1753’ten sonra ilk yangın sigortacılığı, belediye ve dini kuruluşların girişimleri ile gelmiş ve 1786'da lncendie kurulmuştur.
#10
SORU:
Nomer ve Yunak’a göre sigortacılığın temel özellikleri nelerdir?
CEVAP:
Nomer ve Yunak, genel olarak sigortacılığın gelişimini değerlendirdikleri Sigortanın Genel Prensipleri kitabında, tarihi gelişim sürecinde sigortacılığın şu temel özelliklerine dikkat çekmektedir:
- Sigortacılığın gelişiminde itici güç, bazen güvence gereksinimi, bazen de toplumsal gelişmenin getirdiği yasal zorunluluklar olmuştur.
- Toplumsal sorumluluğu artan devlet, sigortacılığa daha fazla ilgi göstermeye başlamıştır.
- Sigorta şirketleri, başlangıçta birkaç dalda çalışmak üzere kurulmuş olmasına karşın, bütün dallarda teminat veren şirketlere dönüşmüştür.
- Farklı sigorta dalları için verilen teminatlar, aynı poliçede bir arada verilmeye başlanmıştır.
- Sigortacılığın gelişmesiyle birlikte, sigortacılar mesleki kuruluşlar bünyesinde işbirliğine giderek ortak uygulamaları ve bilgi alışverişini ülke düzeyinde sağlamaya başlamış, hatta bugün artık uluslararası ortaklıklar yaygınlaşmaya başlamıştır.
#11
SORU:
Sigortacılık, Osmanlı İmparatorluğu’nda ne zaman başlamıştır?
CEVAP:
Sigortacılığın 19.yüzyılda ekonominin dışa daha açık bir yapıya kavuşması ile birlikte Osmanlı Devleti’ne girdiği kabul edilmektedir. Osmanlı ekonomisi kapitalizm öncesi ilişkilerin egemen olduğu, geleneksel ve nispeten dışa kapalı bir yapıdan dünya ekonomisi ile bütünleşmeye başlayan dışa açık bir yapıya dönüşmeye başlamış ve böylece sigortacılık faaliyetleriyle tanışmıştır. Sigortacılıkla tanışmasında en önemli gelişmeler ve dönüm noktası, 1838 Baltalimanı ve onu izleyen diğer serbest ticaret antlaşmaları ile 1839 Tanzimat Fermanı'nın getirdiği yönetim-eğitim-hukuk reformları olmuştur.
#12
SORU:
Osmanlı Devleti’ndeki sigorta benzeri uygulamalara bir örnek olan ‘Esnaf Kesesi’ sistemi nasıl işlemekteydi?
CEVAP:
Osmanlı ticaret geleneğinde de yeri olan Ahilikteki ‘Esnaf Kesesi’nin görevi, “kişinin zararını karşılama” olarak görülmüştür. Esnaf Kesesi ile üyelere ev ve iş bulmak, evlenme masraflarını karşılamak, hastalık ve yaşlılık hallerinde geçimlerini sağlamak gibi uygulamaların, sigortanın sağladığı güvenceden fazlasını sağladığı düşünülmüştür.
#13
SORU:
Sigorta kavramı Osmanlı hukukunda ilk ne zaman yer almıştır?
CEVAP:
Sigorta, faaliyet alanı olarak Osmanlı hukukunda ilk defa 28 Temmuz 1850 tarihli Kanunname-i Ticaret’in 29. maddesinde yer almıştır. Kara sigortasından önce deniz sigortasına ilişkin yasal düzenlemeler daha hızlı gelişme göstermiştir. 21 Ağustos 1863 tarihli Kanunname-i Hümayun-ı Ticaret-i Bahriye’nin on birinci bölümü sigorta konusuna ayrılmıştır.
#14
SORU: - yüzyılda Osmanlı’da sigortacılığın gelişmesindeki dönüm noktası nedir?
CEVAP:
Sigortacılığın yaygınlaşmasında, 19. yüzyılda ortaya çıkan yaşam biçimi ve tüketim alışkanlıklarındaki değişim ve sermaye birikiminin simgesi olarak kabul edilen Beyoğlu’nda (Pera) 1870’de çıkan yangın, kritik bir öneme sahiptir. Deniz sigortası bir tarafa bırakıldığında Osmanlı piyasasına sigorta fikrinin getiren ve kısa sürede oldukça hızlı bir gelişme gösteren asıl sigortacılık dalı yangın sigortası olmuştur. Yangın sigortasının Osmanlı ülkesine girişinde daha öncede ifade edildiği gibi, Büyük Beyoğlu Yangını sonucu Avrupalılar, onlarla ilişkisi olan yerli gayrimüslimler ve Levantenler gibi görece zengin nüfusun daha çok etkilenmesi ve ticari çevrelerin malları ve mülkleri için yangın sigortası talepleri oldukça etkili olmuştur
#15
SORU:
Osmanlı’da sigortacılığın gelişmesini engelleyen faktörler nelerdi?
CEVAP:
Osmanlıda sigortacılığın önündeki temel engellerin başında ülkede, sigortacılıkla ilgili yasal düzenlemelerin olmaması ve piyasa yapısının henüz gelişmemiş olması gelmektedir. Yabancı şirketlerin iştahını kabartan Osmanlı sigorta piyasasında, sigorta şirketlerinin işe başlama, sürdürme ve bitirme konusunu düzenleyen herhangi bir yasal düzenleme mevcut değildi. Bu nedenle şirketler sigorta poliçelerini kendi dillerinde düzenliyor, anlaşmazlıklarda kendi ülkelerindeki mahkemeleri yetkili gösteriyor ve sigortayı diledikleri zaman feshetme haklarını saklı tutuyorlardı. Şirketlerin müşteriler aleyhine yaptığı uygulamalar, müşterilerin şirketleri aldatmaya yönelik davranışları, sigorta fikrine karşı dini inanış kaynaklı tavır, kişilerin satın alma gücünün düşüklüğü ve toplumdaki yaygın ve güçlü geleneksel yardımlaşma kültürünün varlığını sürdürmesi gibi sosyal ve ekonomik özellikler, sigortacılığın gelişmesinin önündeki en önemli engeller olarak sayılmaktadır.
#16
SORU:
İttihat ve Terakki Partisi, "Milli İktisat" politikasını uyguladığı dönemde sigorta piyasasını düzenlemeye yönelik çıkarttığı yasalar nelerdir?
CEVAP:
1 Ekim 1914 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe konmuş bu yasalara göre:
- Osmanlı topraklarında yaşayan yabancılara mali, iktisadî, adlî ve idarî ayrıcalıklar veren bütün kapitülasyonlar kaldırılmıştır. Böylece elçiliklerin sigorta piyasası üzerindeki yasal düzenlemelere karşı itiraz imkânı da kalmamıştır.
- 13 Aralık 1914'te Ecnebi Anonim ve Sermayesi Eshama Münkasım Şirketler ile Ecnebi Sigorta Şirketleri Hakkındaki Kanun-u Muvakkat çıkarılarak, ülkede faaliyette bulunan bütün yabancı şirketlere ticaret siciline tescil ettirme ve teminat gösterme zorunluluğu getirilmiştir.
- Ticaret ve Ziraat Nezareti'ne (Bakanlığına) bağlı ve sigorta şirketlerinin işlemlerini takip ederek denetleyecek bir Sigorta Müdürlüğü kurulmuş; sigorta tazminatlarını, şirketin Osmanlı topraklarında şube ve acentelerinin bulunduğu mahalde ödeme zorunluluğu getirilmiştir.
- Sigorta şirketleri, sigorta işlemleri için ticari itibarı sağlam temsilciler atayabilecek ve sigorta poliçelerinde yer alan koşullar, toplumun genel ahlak ve kamu düzenine aykırı olamayacaktır.
- Osmanlı topraklarında faaliyette bulunan bütün şirketler, Temettü Vergisi Hakkında Kanun-u Muvakkat" ile gelir vergisine tabi tutulmuştur.
- Sigorta şirketlerine yangın ve deniz nakliyat sigortası poliçelerinde % 3 ve hayat sigortası poliçelerinde % 2 oranında ödeme yükümlülüğü getirilmiştir.
#17
SORU:
Cumhuriyetin ilk yıllarında Milli Reasürans T.A.Ş.’nin kurulmasının başlıca sebepleri nelerdir?
CEVAP:
Milli Reasürans (1929) şirketinin kurulmasının temel amacı, sigortacılığın millileştirilmesine zemin ve imkan hazırlamak, reasürans primlerinin mümkün olduğunca memlekette kalmasını sağlamak suretiyle döviz tasarrufu yapmak ve hazineye gelir sağlamaktır. Aynı zamanda Türkiye’de devlete gelir sağlamak, yabancı şirketlerin egemenliğini kırmak ve hükümetin toplumsal ve ekonomik politikalarının araçları olarak kullanılmak üzere tekeller oluşturulması amacı da güdülmektedir.
#18
SORU:
1959 yılında yürürlüğe giren 7397 sayılı ‘Sigorta Şirketlerinin Murakabesi Hakkında Kanun’ ne gibi düzenlemeleri beraberinde getirmiştir?
CEVAP:
Bu Kanunun düzenlediği unsurlar şunlardır:
- Sigorta şirketlerinin ve üretim araçlarının her türlü faaliyetlerinin, oluşturulacak uzman bir kurul tarafından denetime tabi tutulması
- Sigorta tekniği ve içeriğiyle uyuşmayan, sigortalının hak, hukuk ve çıkarını tehlikeye atan, sigorta şirketlerinin mali yapılarını zayıflatan rekabet tarzını engellemek amacıyla risturn ve fiyatta indirimin yasaklanması
- Sigorta genel koşullarını standartlaştırmak ve tarife rejimine uygun olarak her bir şirket için aynı genel şartlar ve düzenleme uygulamasını sağlamak amacıyla, sigorta genel şartlarının, tarife ve talimatnamesinin Ticaret Bakanlığınca düzenlemesi veya onayı ve sigorta şirketlerinin bunların dışında muamele yapamayacakları
- Sigorta şirketlerinin güven telkin edecek niteliklerinin, mali ve teknik yapılarının yeterliliğinin sağlanması ve devamı
- Sigorta şirketleri ve acenteleri ile sigorta eksperlerinin mesleki bir düzene bağlanması
#19
SORU:
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)’nın hazırladığı II. Beş Yıllık Kalkınma Planında, özel sigorta sisteminin sorunlarına yönelik yer alan yaklaşımlar nelerdi?
CEVAP:
Bu yaklaşımlar ana başlıklarıyla şu şekilde özetlenebilir:
- En öncelikli sorun olarak görülen sigorta şirketlerinin sayılarının artışını azaltmak amacıyla, birleşmelerin teşvik edilmesi
- Bankaların sigorta şirketleriyle haksız rekabete girmelerinin önlenmesi
- Sigorta şirketlerinin tabi olduğu denetleme sisteminin yeniden düzenlenmesi ve tarife sisteminde makul rekabete olanak veren kademeli tarife serbestliği sistemine geçilmesi
- Çeşitli vergi muafiyetleri ile hayat sigortalarının teşviki ve bu fonların kalkınmanın finansmanına yöneltilmesi,
- Reasürans tekelini önleyecek ve tekel hakkının hiç bir şekilde eski işletmeciye kullandırılmamasına yönelik yeni düzenlemelerin yapılması
- Kamu kuruluşlarının sigorta işlerinin aracısız olarak sigorta şirketlerine yaptırılması
- Değişen koşullara göre, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin yeniden yapılanması ve sistemin gelişimi ve sorunların çözümüne yönelik politikalar üretebilecek bir organizasyona sahip olması
#20
SORU:
1980’lerin sonlarında Avrupa Birliği ile sigortacılık anlamında uyum sağlamak adına ne gibi sorunların çözülmesi gerekmiştir?
CEVAP:
Bu konuda yapılması gereken değişimler şu şekilde sıralanabilir:
- Yeni sigorta şirketi kuruluşunun serbest bırakılması
- Yabancı şirketlere yönelik düzenlemeler
- Sermayelerinin güncelleştirilmesine yönelik düzenlemeler
- Serbest Tarife Sistemi’ne geçiş, Hayat-Hayat dışı branşların ayrılması
- Acentelerle ilgili yeni düzenlemeler
#21
SORU:
2007 yılında yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun sektöre ne gibi etkileri olmuştur?
CEVAP:
Sigorta sektörünü hukuki mevzuat açısından AB ile uyumlu hale getirmek ve sektörü güçlendirmek amacıyla, 2007 yılında sektörün uzun süredir beklediği 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Sektörün gelişimini pozitif etkilemesi beklenen Sigortacılık Kanunu’nun en temel etkileri; Tahkim Sistemi, cezai müeyyideler ve sıkı denetim mekanizmaları ile sektöre disiplin getirecek olması ve böylece sektörün müşteri memnuniyeti oranını yükseltmesi, getirdiği mali düzenlemeyle rasyonel olmayan fiyat rekabetini ortadan kaldırarak şirketlerin zarar ve iflas etmelerini önleyecek olması ve yasa kapsamında kurulan çeşitli komitelerle sektördeki eğitim seviyesi ve uzmanlaşmanın artacak olması olarak sayılmaktadır.