BATI EDEBİYATINDA AKIMLAR II Dersi Empresyonizm, Ekspresyonizm soru cevapları:
Toplam 22 Soru & Cevap#1
SORU:
On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren hangi sanat akımları gücünü kaybetmiş ve bunların yerini hangi sanat akımları almıştır?
CEVAP:
On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren pozitivizm ve rasyonalizm yavaş yavaş gücünü kaybederken realizm ve natüralizm de gücünü kaybetmiştir. Determinizmi, aklı ve akılcılığı önemseyen, gerçekliği sadece beş duyu aracılığıyla elde edilebilecek veriler düzeyinde kabul eden pozitivizmin yerini on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında, sezgicilik alırken, realizmin ve natüralizmin yerini de sembolizm ve empresyonizm alır.
#2
SORU:
On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında, sanat ve edebiyat akımları hangi iddia ile ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
Çünkü pozitivizm ve rasyonalizm gerçekliği sadece beş duyu çapına indirgemekle insanın iç dünyasını ihmal etmiştir. Bu sebeple, yüzyılın ikinci yarısında, sanat ve edebiyat akımları insanın iç dünyasını yansıtmak iddiasıyla ortaya çıkar.
#3
SORU:
Resimde ve edebiyatta realist ve naturalistler ile empresyonistler arasında ne gibi fikir ayrılıkları vardır?
CEVAP:
Örneğin resimde ve edebiyatta sadece dış gerçekliği mümkün olduğunca aktarmaya çalışan realistlerin ve natüralistlerin yerini, dış gerçekliğin insan bilincindeki izdüşümünü, bireysel görüntüsünü vermeyi amaçlayan empresyonizm alır. Dış gerçekliği önemseyen
realist ve natüralistler, gerçeğin aktarılmasında akla uygunluk arıyorlardı. Bu yüzden resim ve edebiyat bir yansıtma (mimesis) idi. Oysa empresyonistler, Platoncu bir yaklaşımla varlığın aynen aktarılmasının imkânsızlığını görüyorlar ve varlığı bir ide olarak aktarmak
gerektiğini savunuyorlardı. Onlara göre gerçek ışığın ve gölgenin, rengin ve çizginin algılanmasına bağlıdır. Işık her an değiştiğine göre, sabit bir gerçeklik yoktur. Ressam bu yüzden anı yakalamalı, hızlı fırça darbeleriyle, kısa bakışlarla yakaladığı görüntüyü tuvale aktarmalıdır.
#4
SORU:
Edebiyatçı empresyonistlere göre, insan gerçekliği neden beş duyunun verileri ile kavrayamaz?
CEVAP:
Edebiyatçı empresyonistlere göre, insan gerçekliği beş duyunun verileri ile kavrayamaz. Çünkü dış gerçeklikte olduğu gibi insanın ruh hallerinde de sabitlik yoktur. Ruh hallerimiz de, ışığın etkisiyle dış gerçekliğin değişmesi gibi her an değişir. Gerçeklik bakış/göz ile bilince aktarılır ve bilinçte kayıtlı olan başka deneyimlerin ışığında yeniden yorumlanır. Dolayısıyla gerçeğin/nesnelerin resim ya da edebiyat/dil yoluyla yeniden üretilmesi de bireylere göre değişir. Öyleyse bakışa ve bakana göre değişen bir görüntüler alemi vardır.
#5
SORU:
Empresyonizm ne demektir bu isim ilk defa nerede ve ne zaman kullanılmıştır?
CEVAP:
Empresyonizm on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da başlayıp, yirminci yüzyılınilk çeyreğine kadar etkisini sürdüren ve dünyanın başka ülkelerine de yayılan resim akımına verilen addır. Türkçede intiba/izlenim anlamına gelen empresyon ilk defa Paris’te 1874 yılında fotoğrafçı Nadar’ın (1820-1910) stüdyosunda “Adsız Sanatçılar Birliği” adı altında bir araya gelen otuz sanatçının resmî Salon’a alternatif olarak düzenledikleri sergide geçer.
#6
SORU:
Realizmin düşünsel temelini oluşturan akımlar hangileridir?
CEVAP:
Pozitivizm, rasyonalizm ve determinizm realizmin düşünsel temelini oluşturan akımlardır. Pozitivizmin esasını ise beş duyu çapındaki gerçeklik teşkil eder. Determinizm ve rasyonalizm pozitivist akımın ilkeleri arasında belirleyicidir. İnsan bilincinin hayal etme kabiliyetini, hayal gücüne dayalı yaratıcılığı dışlayan bu anlayış bilhassa on sekizinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren etkili olmaya başlayan ve aydınlanma düşüncesine tepki olarak doğan duygucu ve hayalci akıma bir tepkidir.
#7
SORU:
Realizm ve natüralizm arasındaki iki temel fark nedir? Natüralizm neyi şart koşar?
CEVAP:
Realizm ve natüralizm arasında sanatkârın nesne karşısında tarafsızlığı ve kalıtımın insan davranışlarındaki etkisi gibi iki temel fark vardır. Diğer yandan bilindiği gibi natüralizm, bilimsel verilerin, özellikle romanlarda vesikaların kullanılmasını şart koşar.
#8
SORU:
Determinizm nedir?
CEVAP:
Determinizm: Aynı koşullarda aynı nedenlerin aynı sonuçları doğuracağı esasına dayalı felsefî öğretidir.
#9
SORU:
Vesika nedir? Edebiyatta ne tür vesikalar kullanılmıştır?
CEVAP:
Vesika: Belge. Edebiyatta kullanılan vesikalardan bazıları şunlardır: nüfus cüzdanı, evlilik cüzdanı, fotoğraf, günlükler, mektuplar vb.
#10
SORU:
Natüralizm ile empresyonizm arasındaki temel fark nedir?
CEVAP:
Dolayısıyla natüralizm ile empresyonizm arasındaki temel fark, eşyanın nasıl görüldüğüne ve nasıl aktarıldığına ilişkindir. Natüralistler hayatı donmuş ve bitmiş, tamamlanmış eylemlerden ibaret gibi resmederken, empresyonistler hareket halinde bir dünyayı resmetmişlerdir. Çünkü dünya oluş halinde bir süreçtir. Natüralizm ile empresyonizm arasındaki fark natüralizmin gerçeğin sürekliliğini, empresyonizmin ise an’ları önemsemesinden kaynaklanmaktadır.
#11
SORU:
Yeni resim anlayışının savunmasını yapan ressam kimdir ve bunu ne şekilde yapmıştır?
CEVAP:
Yeni resim anlayışının savunmasını realist ressam Gustave Courbet (1819-1877) 1850 yılında kaleme aldığı “Gerçekçilik Manifestosu” adlı yazısıyla yapar. Courbet’nin görüşleri “Yaşayan sanatyapmak… Hedefim budur!” cümlelerinde özetlenebilir. Paris Dünya Fuarı’na (1855) kabul edilmeyen resimlerini, kendisinin açtığı kişisel “Gerçekçilik Pavyonu”nda sergileyerekresmi otoriteye başkaldıran Gustave Courbet, bu dönemde yaşanan akademik-avangard çekişmesinin adeta simge ismidir. Onun “Sanatçının Atölyesi: Gerçek Bir Alegori” adlı tablosu söz konusu manifestoda savunulan görüşleri yansıtır. Çünkü “Sanatçının Atölyesi:Gerçek Bir Alegori” adlı tablo, 1850’li yıllarda Fransa’nın ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel özelliklerine ilişkin verilerle doludur.
#12
SORU:
Büyük sanayi kentlerinin ve sanayileşmenin ürettiği bireysel hayat ve bireysel bakış açısı, hangi sanat akımıyla beraber sanata dâhil olmuştur?
CEVAP:
Büyük sanayi kentlerinin ve sanayileşmenin ürettiği bireysel hayat ve bireysel bakış açısı, empresyonizmle beraber sanata dâhil olmuştur.
#13
SORU:
Nihilizm nedir?
CEVAP:
Nihilizm: Latince nihil yani hiç anlamındaki kelimeden türetilen nihilizm 19. Yüzyılda ortaya çıkmış, var olan bütün varlıkları,değerleri ve gerçekleri reddeden felsefenin adıdır.
#14
SORU:
1863 yılında ilk kez “Reddedilenler Salonu” adı altında resmi Salon’a alternatif bir sergi düzenlenmesinin sebebi nedir?
CEVAP:
Akademik sanatçıların yanında eğitim gören ama akademizmi kıyasıya eleştiren Gustave Courbet, Edouard Manet (1832-1883) ve Claude Monet (1840-1926) gibi avangard sanatçıların yapıtlarının Salon tarafından genellikle reddedilmesi; Paris sanat ortamında giderek yükselen bir hoşnutsuzluk doğurmuştur. Özellikle 1863 yılında Salon’a başvurusu yapılan 3000 kadar yapıtın reddi sonucunda salon karşıtı bir protestokampanyası başlamış, sonuç olarak o yıl ilk kez “Reddedilenler Salonu” adı altında resmi Salon’a alternatif bir sergi düzenlenmiştir.
#15
SORU:
İzlenimcilerin resimdeki asıl amaçları nedir?
CEVAP:
İzlenimcilik, iki boyutlu bir gerçek üzerinde durur. Gerçeğin resme aktarılmasında sadece plastik ve mekân değil, desen ve çizgisel olan da önemlidir. Seyircinin resim karşısındaki durumunu etkileyen, gerçeğin açık seçik verilmiş olması değil, duyumların çekiciliğidir. Zaten izlenimcilerin asıl amaçları da duyumsal çekicilik yaratmaktır.
#16
SORU:
Empresyonistlerin özelliklerini maddeler halinde nasıl sıralanmıştır?
CEVAP:
Empresyonistlerin özellikleri şöyle maddeleştirilebilir:
1. Doğayı gözlemleyerek bilhassa gölge bölgelerinin ışıktan yoksun olmadığını fark ederek, gölgenin içerdiği ışığı resmetmişlerdir.
2. İzlenimciler zamanla yerel renk diye bir şey olmadığını, her nesnenin göze kendinden çıkan renk altında göründüğünü anlamışlardır.
3. Bilhassa atmosferin nesnelerin görünümünde etkili bir rol oynadığını kavramışlar ve resimlerinde atmosfere özel önem vermişlerdir.
4. İzlenimciler bütünleyici renkler konusunu da benimsemişlerdir.
5. On dokuzuncu yüzyılda başlayan biçimi bozma yöntemini daha da ileri götürmüşlerdir
6.Resmin asıl konusunun ışık olduğunu ilk savunan Delacroix olmakla beraber izlenimciler bu kurala sıkı sıkıya bağlı kalmışlardır.
7. Bakışın kesinlikle bireysel olduğunu, bu yüzden nesnelerin sabit bir formunun olmadığını savunmuşlar ve tablolarında eşyayı kendi gördükleri biçimde resmetmişlerdir. Bu düşünce onlara göre sabit bir gerçek olmadığı anlamına da gelmektedir.
8. Açık havada resim yapma yöntemini getirmişlerdir.
9. İzlenimciler gözlerini sadece görünüşe çevirirler. Bunların arasında değişmez bir kâinat kurmaya çalışan sadece Cezanne’dır. Diğer izlenimci ressamlar daha çok hareket eden nesneler üzerinde dururlar. Manet, hareket halindeki kitleleri, Degas, jestleri, Monet ve diğerleri ise yine hareket halindeki tabiat manzaralarını resmetmiştir.
10. İzlenimcilerde her şey manzaraya dayanır. Nesneler adeta bir manzara resmi yapılıyormuş gibi boyanır. Bu yüzden on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına manzara resmi damga vurmuştur. Işık içinde manzaralar, prizmadan geçerek eşyayı bozan çözülüş, düzensiz fırça vuruşları ile formu bozulmuş nesneler, izlenimci tabloların titrek bir manzaraya dönüşmesini sağlamıştır.
#17
SORU:
Apokaliptik nedir?
CEVAP:
Apokaliptik: Anlaşılmaz, kapalı,karanlık (söz veya yazı).
#18
SORU:
Pablo Picasso’nun hangi tablosu dışavurumcu ve primitif sanatın en tanınmış örneklerindendir?
CEVAP:
Pablo Picasso’nun “Avignonlu Kızlar” isimli tablosu dışavurumcu ve primitif sanatın en tanınmış örneklerindendir. “Avignonlu Kızlar”, 1907 yılında yapılmıştır. Picasso’nun söz konusu resmi yaparken, bir yığın primitif dönem malzemesinden faydalandığı bilinmektedir.
#19
SORU:
Fovistlerin resimlerinin en önemli özellikleri nelerdir?
CEVAP:
Ahu Antmen, fovistlerin resimlerinin en büyük özelliğinin son derece parlak ve zıt renkleri kullanmaları ve böylece anti-natüralist bir tavır göstermeleri olduğunu söyler. Renk ve dokunun ön planda olduğu bu resimlerde genellikle manzara, natürmort ya da portreyle sınırlı olan içeriğin hemen hiç önemi yoktur; önemli olan resmin renk ve doku yoluyla iki boyutlu bir yüzey olduğunun vurgulanmasıdır. Fovistlerin öncüsü, grubtaki diğer ressamlardan yaşça büyük olan Henri Matisse’in sergilendiğinde büyük tepki çeken “Mavi Çıplak” (1907) ya da “Madam Matisse’nin Portresi” (1905) gibi resimleri, bu bağlamda değerlendirilebilir. Matisse “Mavi Çıplak”ta tümüyle biçim bozmacı bir tavır içinde akademik çıplak geleneğini yerle bir eden bir biçim ve renk deneyselliği sergilemiş, “Yeşil Şerit” olarak da anılan “Madam Matisse’in Portresi” adlı ünlü resminde, bir kişinin portresinden çok kendi renk duygusunu ve dışavurumunu ortaya koymuştur.
#20
SORU:
Yirminci yüzyılın manifestolu ilk ekspresyonist grubu hangisidir?
CEVAP:
Ernst Ludwig Kirchner, Erich Heckel, Karl Schmidt-Rotluff ve Fritz Bleyrden oluşan dört kişilik bir mimar grubunun 1905 yılında Almanya’nın Dresden şehrinde bir araya gelerek kurdukları ve dışavurumcu sayılan bir başka grup ise Die Brücke (Köprü)dür. Emil Nolde, Max Pechstein ve Otto Müller gibi isimlerin sonradan katıldığı bu grup, yirminci yüzyılın manifestolu ilk ekspresyonist grubudur.
#21
SORU:
Ekspresyonizmin iç dünyaya bakışı nasıldır?
CEVAP:
Ekspresyonizmin iç dünyaya bakışı, tıpkı empresyonizmin hareketli dış dünya anlayışına benzer. Sürekli değişen iç dünyamız canlı bir göstergeler topluluğu sayılabilir. İç hallerin sanatçı tarafından resme ya da yazıya dökülmesi ise mutlak soyutlamayı doğurur. Edebiyatta
soyutlama, iç halleri dış dünyadan ve nesnelerle hallerin dilsel karşılıkları dışında başka ifadelerle anlatmak demektir. Olgu böylece kaynağından bağımsızlaşır. Estetik bir dil birliğine ya da şayet sanatkâr ressamsa, renklerden oluşan estetik bir görüntüye dönüşür. Ekspresyonistlerin soyutlamacı tavrı onları, sosyolojik ve bireysel gerçeklerden uzaklaştırmıştır. Böylece resim ya da edebi metin gittikçe bir iç halin izdüşümüne, kavramsal karşılığına dönüşür. Ekspresyonist sanatçı için eseri bir çeşit duygu temsilidir.
#22
SORU:
Tanınmış eserleri Dava, Şato ve Dönüşüm olan ekspresyonist yazar kimdir?
CEVAP:
Franz Kafka (1883-1924): Prag’da Hermann ve Julie Kafka’nın altı çocuğunun en büyüğü olarak dünyaya gelir. Küçük yaşta yazmaya başlayan Kafka’nın yazıları 1912 yılından itibaren yayımlanmaya başlamıştır. Yaşarken yayınlanmış kitaplarının sayısı yedidir.
Ancak ölümünden sonra başka kitapları da vardır. Bunların arasında günlük, roman ve mektuplar vardır. Bütün eserlerini Almanca kaleme alan Kafka, modernist yazarlardandır. Eserlerinde yabancılaşma başta olmak üzere, insanın kendine karşı işlediği suç ve özgürlük
gibi temalar ele alınmıştır. Tanınmış eserleri Dava, Şato ve Dönüşüm’dür.