ÇEVRE SOSYOLOJİSİ Dersi ÇEVRECİLİĞİN TEORİK TEMELLERİ soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Çevrecilik nedir?
CEVAP: Çevrecilik; çevresel düşünce, eylem, politika, tutum ve davranışınıda içeren geniş bir anlamsal içeriğe sahiptir. Ancak kısaca çevrecilik, çevreden yana tavır almak ve eylemde bulunmak anlamına gelmektedir. Bu anlamıyla çevrecilik bir sosyal öğreti olduğu gibi aynı zamanda ideolojidir de.
#2
SORU:
İnsan merkezli çevrecilik ve doğa merkezli çevrecilik nedir?
CEVAP: Tarihsel olarak çevrecilik bir toplumsal hareket ve politik ideoloji olarak insan merkezlilikten doğa merkezliliğe doğru bir evrilmeyi ifade eder. İnsan merkezli çevrecilik (anhtropocentrism) çevrenin ve çevreciliğin sonuç olarak insan mutluluğu ve refahı için önemli olduğu düşüncesini kabul eder; doğa merkezli çevrecilik (ecocentrism) ise doğanın, insan varlığı ve refahından bağımsız olarak kendi başına varolma hakkı olduğunu kabul eder.
Tarihsel olarak çevrecilik bir toplumsal hareket ve politik ideoloji olarak insan merkezlilikten doğa merkezliliğe doğru bir evrilmeyi ifade eder. İnsan merkezli çevrecilik (anhtropocentrism) çevrenin ve çevreciliğin sonuç olarak insan mutluluğu ve refahı için önemli olduğu düşüncesini kabul eder; doğa merkezli çevrecilik (ecocentrism) ise doğanın, insan varlığı ve refahından bağımsız olarak kendi başına varolma hakkı olduğunu kabul eder.
#3
SORU:
Temel çevreci akımlar nelerdir?
CEVAP: “Doğal kaynakların korunması”, “insan refahının ekolojisi”, “korumacılık”, “hayvan özgürlüğü” ve “doğa merkezcilik” temel çevreci akımlardandır.
“Doğal kaynakların korunması”, “insan refahının ekolojisi”, “korumacılık”, “hayvan özgürlüğü” ve “doğa merkezcilik” temel çevreci akımlardandır.
#4
SORU:
Doğa merkezcilik çevreci akımı nedir?
CEVAP: Doğa merkezcilik, insanlar ile tüm insan olmayanların eşit değerlendirilmesi gerektiğini savunur. Doğa merkezcilik doğal çevrenin korunmasının sadece insanın refahı ve mutluluğu için değil tüm insan olmayanların da varlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli olduğunu savunur. Doğa merkezcilik doğal çevrenin, tüm insanlar ve insan olmayanlar için birlikte ve bütünsel yaşam alanı oluşturduğunu ifade eder.
Doğa merkezcilik, insanlar ile tüm insan olmayanların eşit değerlendirilmesi gerektiğini savunur. Doğa merkezcilik doğal çevrenin korunmasının sadece insanın refahı ve mutluluğu için değil tüm insan olmayanların da varlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli olduğunu savunur. Doğa merkezcilik doğal çevrenin, tüm insanlar ve insan olmayanlar için birlikte ve bütünsel yaşam alanı oluşturduğunu ifade eder.
#5
SORU:
Derin ekoloji akımı nedir?
CEVAP: Derin ekoloji akımı, doğal çevrenin tüm yaşayan organizmalar ve hatta yaşamayan varlıklar için bütünsel bir yaşam alanı olduğunu ve bu anlamıyla tüm yaşayan organizmaların eşit düzeyde var olma hakkına sahip olduğunu öne sürer.
#6
SORU: Derin ekoloji” terimi ilk kez hangi felsefeci tarafından ve ne zaman kullanılmıştır?
Derin ekoloji” terimi ilk kez hangi felsefeci tarafından ve ne zaman kullanılmıştır?
CEVAP: “Derin ekoloji” terimi ilk kez Norveçli felsefeci Arne Naess (1991) tarafından kullanılmıştır.
“Derin ekoloji” terimi ilk kez Norveçli felsefeci Arne Naess (1991) tarafından kullanılmıştır.
#7
SORU: Riley E. DUNLAP ve William R. CATTON kimdir?
Riley E. DUNLAP ve William R. CATTON kimdir?
CEVAP: Dunlap ve Catton (1994) Batı Kültürünün Egemen Toplumsal Paradigmasına karşı çevreci bir eleştiri formüle etmişlerdir. Catton Overshoot “Yanlış Hedef” (1982) olarak çevrilebilecek olan kitabında, endüstriyel toplumun Egemen Toplumsal Paradigmasının tanımlandığı tarihsel ve teorik çerçeveyi çizmiştir. Catton ve Dunlap insan merkezli Egemen Batılı Dünya görüşünü endüstriyel toplumun Egemen Toplumsal Paradigması olarak tanımlamışlardır. Böylelikle onlar endüstriyel toplumun Egemen Toplumsal Paradigmasına bir alternatif paradigma geliştirmişler ve bunu Yeni Ekolojik Paradigma olarak adlandırmışlardır. Catton ve Dunlap’ın formüle ettikleri Yeni Ekolojik Paradigma kavramı çevreciliğin gelişiminin teorik ve tarihsel temellerini açıklar. Bu kavram aynı zamanda endüstriyel toplumun Egemen Toplumsal Paradigması’ndan, Yeni Ekolojik Paradigmaya ve buradan da Küresel Çevresel Değişme olgusuna ve bu olguyu tanımlayan kavramsallaştırmaya doğru gerçekleşmekte olan bir evrilmeyi ve bu evrilmenin mantıksal sürekliliğini açıklar.
Dunlap ve Catton (1994) Batı Kültürünün Egemen Toplumsal Paradigmasına karşı çevreci bir eleştiri formüle etmişlerdir. Catton Overshoot “Yanlış Hedef” (1982) olarak çevrilebilecek olan kitabında, endüstriyel toplumun Egemen Toplumsal Paradigmasının tanımlandığı tarihsel ve teorik çerçeveyi çizmiştir. Catton ve Dunlap insan merkezli Egemen Batılı Dünya görüşünü endüstriyel toplumun Egemen Toplumsal Paradigması olarak tanımlamışlardır. Böylelikle onlar endüstriyel toplumun Egemen Toplumsal Paradigmasına bir alternatif paradigma geliştirmişler ve bunu Yeni Ekolojik Paradigma olarak adlandırmışlardır. Catton ve Dunlap’ın formüle ettikleri Yeni Ekolojik Paradigma kavramı çevreciliğin gelişiminin teorik ve tarihsel temellerini açıklar. Bu kavram aynı zamanda endüstriyel toplumun Egemen Toplumsal Paradigması’ndan, Yeni Ekolojik Paradigmaya ve buradan da Küresel Çevresel Değişme olgusuna ve bu olguyu tanımlayan kavramsallaştırmaya doğru gerçekleşmekte olan bir evrilmeyi ve bu evrilmenin mantıksal sürekliliğini açıklar.
#8
SORU: Catton ve Dunlap’ın ortaya koymuş oldukları Yeni Ekolojik (Çevreci) Paradigma perspektifinde ne önerir?
Catton ve Dunlap’ın ortaya koymuş oldukları Yeni Ekolojik (Çevreci) Paradigma perspektifinde ne önerir?
CEVAP: Yeni Ekolojik Paradigma, doğal çevre ile bir üstünlük ve denetim ilişkisinin yerine, bir karşılıklı (eşitlik) ilişkisi önerir.
Yeni Ekolojik Paradigma, doğal çevre ile bir üstünlük ve denetim ilişkisinin yerine, bir karşılıklı (eşitlik) ilişkisi önerir.
#9
SORU: Catton ve Dunlap Egemen Batılı Dünya Görüşü kavramını endüstriyel toplumun ETP’sı olarak tanımlamışlar ve kaç temel ilkede formüle etmişlerdir?
Catton ve Dunlap Egemen Batılı Dünya Görüşü kavramını endüstriyel toplumun ETP’sı olarak tanımlamışlar ve kaç temel ilkede formüle etmişlerdir?
CEVAP: Catton ve Dunlap Egemen Batılı Dünya Görüşü kavramını endüstriyel toplumun ETP’sı olarak tanımlamışlar ve formüle etmişlerdir (1980:16). Egemen Batılı Dünya Görüşü, batılı toplumların temel yol göstericisi olan genel ve felsefi kavramsallaştırmadır ve dört temel ilkesi vardır;
-
(1) İnsanlar dünya üzerinde var olan tüm varlıklardan temelde farklı ve onlar üzerinde belirleyici bir konuma sahiptir.
-
(2) İnsanlar kendi kaderlerinin hakimidirler; onlar kendi hedeflerini kendileri belirlerler ve bu hedeflere ulaşmak için ne gerekiyorsa yaparlar.
-
(3) Dünya sınırsız kaynaklara sahiptir, dolayısıyla insanlar için sınırsız olanaklar sunar.
-
(4) İnsanlık tarihi, gelişmenin tarihidir; her sorunun bir çözümü vardır, bundan dolayı gelişme kesintisiz sürer (Catton ve Dunlap, 1980: 17-18).
Catton ve Dunlap Egemen Batılı Dünya Görüşü kavramını endüstriyel toplumun ETP’sı olarak tanımlamışlar ve formüle etmişlerdir (1980:16). Egemen Batılı Dünya Görüşü, batılı toplumların temel yol göstericisi olan genel ve felsefi kavramsallaştırmadır ve dört temel ilkesi vardır;
-
(1) İnsanlar dünya üzerinde var olan tüm varlıklardan temelde farklı ve onlar üzerinde belirleyici bir konuma sahiptir.
-
(2) İnsanlar kendi kaderlerinin hakimidirler; onlar kendi hedeflerini kendileri belirlerler ve bu hedeflere ulaşmak için ne gerekiyorsa yaparlar.
-
(3) Dünya sınırsız kaynaklara sahiptir, dolayısıyla insanlar için sınırsız olanaklar sunar.
-
(4) İnsanlık tarihi, gelişmenin tarihidir; her sorunun bir çözümü vardır, bundan dolayı gelişme kesintisiz sürer (Catton ve Dunlap, 1980: 17-18).
#10
SORU: Catton ve Dunlap İnsanı Üstün Gören Dünya Görüşünün temel niteliklerini kaç noktada toplamışlardır?
Catton ve Dunlap İnsanı Üstün Gören Dünya Görüşünün temel niteliklerini kaç noktada toplamışlardır?
CEVAP: Catton ve Dunlap insaı› Üstün Gören Dünya Görüşünün temel niteliklerini dört noktada toplamışlardır.
-
(1) İnsanlar genetik mirasın yanı sıra kültürel mirasa da sahiptirler; bundan dolayı tüm diğer hayvan türlerinden oldukça farklıdırlar
-
(2) Teknoloji ile birlikte toplumsal ve kültürel faktörler insan ilişkilerinin temel belirleyicisidirler.
-
(3) Toplumsal ve kültürel çevreler insan ilişkilerinin kritik çerçevesini oluştururlar ve biyolojik, fiziksel çevre insan ilişkilerine temel oluşturma açısından yeterli ve uygun değildir.
-
(4) Kültür birikimseldir; bundan dolayı teknolojik ve toplumsal gelişme sınırsız olarak sürebilir, tüm toplumsal sorunlar çözümlenebilir (1980:24-25).
Catton ve Dunlap insaı› Üstün Gören Dünya Görüşünün temel niteliklerini dört noktada toplamışlardır.
-
(1) İnsanlar genetik mirasın yanı sıra kültürel mirasa da sahiptirler; bundan dolayı tüm diğer hayvan türlerinden oldukça farklıdırlar
-
(2) Teknoloji ile birlikte toplumsal ve kültürel faktörler insan ilişkilerinin temel belirleyicisidirler.
-
(3) Toplumsal ve kültürel çevreler insan ilişkilerinin kritik çerçevesini oluştururlar ve biyolojik, fiziksel çevre insan ilişkilerine temel oluşturma açısından yeterli ve uygun değildir.
-
(4) Kültür birikimseldir; bundan dolayı teknolojik ve toplumsal gelişme sınırsız olarak sürebilir, tüm toplumsal sorunlar çözümlenebilir (1980:24-25).
#11
SORU:
Sosyal Darwinizm nedir?
CEVAP: Sosyal Darwinizm; Darwin’in doğal evrim düşüncesinin sosyal bilimlere indirgenmesini ifade eder. Doğada nasıl bir evrim var ise toplumda da, doğada olduğuna benzer bir evrim vardır. Doğa bilimleri nasıl doğal evrimin ilke ve kurallarını ortaya koyuyorsa, sosyal bilimler de toplumsal evrimin, toplumsal değişmenin yasalarını ortaya koyabilir. Buna Sosyal Darwinizm denir.
Sosyal Darwinizm; Darwin’in doğal evrim düşüncesinin sosyal bilimlere indirgenmesini ifade eder. Doğada nasıl bir evrim var ise toplumda da, doğada olduğuna benzer bir evrim vardır. Doğa bilimleri nasıl doğal evrimin ilke ve kurallarını ortaya koyuyorsa, sosyal bilimler de toplumsal evrimin, toplumsal değişmenin yasalarını ortaya koyabilir. Buna Sosyal Darwinizm denir.
#12
SORU:
Ekonomik adalet ve çevresel adalet arasındaki ilişki nedir?
CEVAP: Ekonomik adalet ile çevresel adalet arasında yakın bir ilişki vardır. Ekonomik olarak daha iyi olanaklara sahip olanlar; daha iyi ve sağlıklı bir çevresel ortamda yaşamak gibi çevresel açıdan da daha iyi olanaklara sahiptirler. Dolayısıyla çevresel adalet için öncelikle ekonomik adaletin sağlanmış olması gerekir.
#13
SORU: Hannigan, insanoğlunun doğa içindeki konumunu nasıl özetler?
Hannigan, insanoğlunun doğa içindeki konumunu nasıl özetler?
CEVAP: Hannigan, insanoğlunun doğa içindeki konumunu şöyle özetler; “biz (insanlar) yaşayan dünyada bizim dışımızdakilerin efendileri değil, onların eşitleri durumundayız” (1995:168).
Hannigan, insanoğlunun doğa içindeki konumunu şöyle özetler; “biz (insanlar) yaşayan dünyada bizim dışımızdakilerin efendileri değil, onların eşitleri durumundayız” (1995:168).
#14
SORU: Nüfus (tüm organik ve inorganik varlıklar) toplumsal organizasyon, çevre ve teknoloji arasındaki karşılıklı bağımlılık kavramı ilk kez hangi Amerikalı sosyolog tarafından kullanılmıştır?
Nüfus (tüm organik ve inorganik varlıklar) toplumsal organizasyon, çevre ve teknoloji arasındaki karşılıklı bağımlılık kavramı ilk kez hangi Amerikalı sosyolog tarafından kullanılmıştır?
CEVAP:
Nüfus (tüm organik ve inorganik varlıklar) toplumsal organizasyon, çevre ve teknoloji arasındaki karşılıklı bağımlılık kavramı ilk kez Amerikalı sosyolog Duncan tarafından kullanılmıştır.(Duncan ve Schnore, 1959). Daha sonra bu değişkenler “POET ” değişkenleri olarak Çevre Sosyolojisinin kurucuları olarak kabul edilebilecek olan Amerikalı Sosyologlar Dunlap ve Catton (1983) tarafından formüle edilmişlerdir.
#15
SORU: POET değişkenleri nedir?
POET değişkenleri nedir?
CEVAP: POET değişkenleri ingilizce population (nüfus), organization (organizasyon), environment (çevre) ve technology (teknoloji) sözcüklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır ve bu faktörler arasında bir karşılıklı bağımlılığı ifade eder.
POET değişkenleri ingilizce population (nüfus), organization (organizasyon), environment (çevre) ve technology (teknoloji) sözcüklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır ve bu faktörler arasında bir karşılıklı bağımlılığı ifade eder.
#16
SORU: Modernleşme düşüncesinin temel özelliği nedir?
Modernleşme düşüncesinin temel özelliği nedir?
CEVAP: Modernleşme bir gelişme modeli ve ideolojisi olarak Egemen Batı Düşüncesinin bir bileşenini oluşturur. Bu anlamıyla modernleşme, Batılı olmayan ülkeler ve toplumlara, Batılı gelişme modelinin yan sıra batı toplumlarının sahip olduğu sorunları da taşımaktadır. Modernleşme düşüncesinin temel özelliği pozitivist felsefeden kaynaklanmış, insan merkezli ve insani üstün gören bir niteliğe sahip olmasıdır. Klasik modernleşme teorilerine göre Batı toplumu, tüm dünya için geçerli olan ve tüm toplumlar için örnek olan bir uygarlık yaratmıştır.
Modernleşme bir gelişme modeli ve ideolojisi olarak Egemen Batı Düşüncesinin bir bileşenini oluşturur. Bu anlamıyla modernleşme, Batılı olmayan ülkeler ve toplumlara, Batılı gelişme modelinin yan sıra batı toplumlarının sahip olduğu sorunları da taşımaktadır. Modernleşme düşüncesinin temel özelliği pozitivist felsefeden kaynaklanmış, insan merkezli ve insani üstün gören bir niteliğe sahip olmasıdır. Klasik modernleşme teorilerine göre Batı toplumu, tüm dünya için geçerli olan ve tüm toplumlar için örnek olan bir uygarlık yaratmıştır.
#17
SORU: Marksist sosyalist model ya da kapitalist model başta olma üzere farklı modernleşme modellerinin metodolojik temel ve doğal çevre ile olan ilişkiler açısından farkı nedir?
Marksist sosyalist model ya da kapitalist model başta olma üzere farklı modernleşme modellerinin metodolojik temel ve doğal çevre ile olan ilişkiler açısından farkı nedir?
CEVAP: Marksist sosyalist model ya da kapitalist model başta olma üzere farklı modernleşme modellerinin metodolojik temel ve doğal çevre ile olan ilişkiler açısından aslında birbirinden farkı yoktur. Yoktur, çünkü var ve uygulamada olan hemen hemen tüm modernleşme modelleri metodolojik olarak pozitivizmin temel varsayımlarına dayalı olan gelişme ve kalkınma düşüncesini, dolayısıyla da doğal kaynakların sömürülmesini temel ilke olarak benimserler.
#18
SORU:
Ekolojik modernleşme düşüncesinin temel ilkesi nedir?
CEVAP: Ekolojik modernleşme modelinin temel ilkesi, doğal çevrenin ekonomik büyüme için istismar edilmesi yerine, ekonomik kalkınma ve büyümenin doğal çevrenin bir parçası olarak görülmesi gerektiği ve doğal çevrenin bir bütün olarak korunması ve sürdürülebilirliğidir.
Ekolojik modernleşme modelinin temel ilkesi, doğal çevrenin ekonomik büyüme için istismar edilmesi yerine, ekonomik kalkınma ve büyümenin doğal çevrenin bir parçası olarak görülmesi gerektiği ve doğal çevrenin bir bütün olarak korunması ve sürdürülebilirliğidir.
#19
SORU: Toplumsal kurgusalcı yaklaşım nedir?
Toplumsal kurgusalcı yaklaşım nedir?
CEVAP: Çevre sosyolojisinde en çok tartışılan teorik yaklaşımlardan birisi de toplumsal kurgusalcı yaklaşımdır. Bu yaklaşıma daha yakından bakmak gerekirse; bu yaklaşıma göre, her toplum ya da toplum içindeki her toplumsal grup, kendi içsel yapısına göre bir toplumsal ilişkiler yumağı ve bunu anlamlandıran bir kurgulama (construction) oluşturur. Dolayısıyla her toplum, kendini tanımlayan, kendine özgü ve başka toplumlara benzemeyen ve sadece kendisine benzeyen (unique) bir toplumsal kurgu oluşturur.
Çevre sosyolojisinde en çok tartışılan teorik yaklaşımlardan birisi de toplumsal kurgusalcı yaklaşımdır. Bu yaklaşıma daha yakından bakmak gerekirse; bu yaklaşıma göre, her toplum ya da toplum içindeki her toplumsal grup, kendi içsel yapısına göre bir toplumsal ilişkiler yumağı ve bunu anlamlandıran bir kurgulama (construction) oluşturur. Dolayısıyla her toplum, kendini tanımlayan, kendine özgü ve başka toplumlara benzemeyen ve sadece kendisine benzeyen (unique) bir toplumsal kurgu oluşturur.
#20
SORU:
Çernobil felaketi nedir?
CEVAP: Dünya tarihindeki en kötü nükleer felaketlerden biri olan ve birkaç nesil insan da dahil olmak üzere çevreye çok büyük zarar veren Çernobil felaketi, 1986 yılında Çernobil’deki (Ukrayna) nükleer santralin reaktörlerinden birinde meydana gelen patlama sonrası radyasyonun atmosfere karışması ve radyoaktif serpintinin Rusya’da ve Avrupa’da binlerce insanı etkilemesi şeklinde özetlenebilir. Çernobil Felaketi birkaç nesil insan da dahil olmak üzere çevreye büyük zararlar vermiştir.
Dünya tarihindeki en kötü nükleer felaketlerden biri olan ve birkaç nesil insan da dahil olmak üzere çevreye çok büyük zarar veren Çernobil felaketi, 1986 yılında Çernobil’deki (Ukrayna) nükleer santralin reaktörlerinden birinde meydana gelen patlama sonrası radyasyonun atmosfere karışması ve radyoaktif serpintinin Rusya’da ve Avrupa’da binlerce insanı etkilemesi şeklinde özetlenebilir. Çernobil Felaketi birkaç nesil insan da dahil olmak üzere çevreye büyük zararlar vermiştir.