CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU Dersi İspat Vasıtaları: Deliller soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Ceza muhakemesinde ifade alma ve sorgu kavramları ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
İfade alma, şüphelinin soruşturma evresinde kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından; sorgu ise şüpheli veya sanığın, soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak, hâkim veya mahkeme tarafından dinlenmesini ifade eder (CMK m.2; YGİY m.5).
#2
SORU:
Kolluk tarafından tespit edilen ifade tutanaklarının belge delili olarak duruşmada okunabilmesi için gereken koşullar nelerdir?
CEVAP:
Kolluk tarafından tespit edilen ifade tutanaklarının belge delili olarak duruşmada okunabilmesi için şu koşullar gerçekleşmiş olmalıdır (CMK m.213): 1) Kolluktaki ifadelerle mahkeme önünde yapılan sorgudaki beyanlar arasında çelişki ortaya çıkmalı, 2) kolluktaki ifadenin alınması esnasında müdafiin hazır bulunmuş olmalı, 3) şüphelinin beyanı özgür iradesine dayanmış olmalı.
#3
SORU:
Ceza muhakemesinde bilgi alma kavramı ne anlama gelir?
CEVAP:
Bir suçun tespiti veya aydınlatılmasına yönelik olarak, müşteki ve suçtan zarar gören ile suç işleme şüphesi altında bulunmayan diğer kişilerin dinlenmesine ve tutanağa geçirilmesine, bilgi alma denir (YGİY m.4).
#4
SORU:
Şüphelinin ve sanığın ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi esnasında uyulması gereken kurallar nelerdir?
CEVAP:
Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde sırasıyla şu kurallara uyulur (CMK m.147):
1. Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür.
2. Şüpheli veya sanığa, kendisine yüklenen suç anlatılır.
3. Yakalanan veya gözaltına alınanın durumunun yakınlarına bildirilmesine ilişkin hüküm (CMK m.95) saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhål bildirilir.
4. Şüpheli veya sanığa, müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorguda hazır bulunabileceği kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
5. Şüpheli veya sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının yasal hakkı olduğu söylenir. Şüpheli veya sanık, tamamen veya kısmen susma hakkını kullanabilir. Susma veya (iftira oluşturmadığı sürece) yalan söyleme de bir savunma şeklidir. Belirtelim ki susma, suçu kabul etme demek değildir. Şüpheli veya sanık kendi aleyhine bir muhakemeyi başlatmak veya muhakemenin yürütülmesine aktif olarak katkıda bulunmak yükümlülüğü altında değildir. Bu ilke, kişiyi zorla kendi aleyhine konuşmaya mecbur etmemek için kabul edilmiştir.
6. Şüpheli veya sanığa şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır, kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.
7. Şüpheli veya sanıktan kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır. Bu bilginin ona haklarının özellikle susma hakkının hatırlatılmasından sonra alınmasının öngörülmesi yerindedir. Kişisel hâller kapsamına, ileride cezanın hesaplanmasında etkili olabilecek hususlar da girer. Böylece şüpheli veya sanık kişisel ve ekonomik haklarına ilişkin olarak da susma hakkını kullanma imkânına sahip olur.
8. İfade veya sorgu bir tutanakla tespit edilir.
#5
SORU:
İfade tutanağında bulunması gereken hususlar nelerdir?
CEVAP:
İfade tutanağında şu hususlara yer verilir: 1) İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih, 2) İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği, 3) İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri, 4) Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı, 5) İmzadan çekinme hâlinde bunun nedenleri.
#6
SORU:
Yasada yasaklanan ifade alma yöntemleri nelerdir?
CEVAP:
Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Özgür iradeyi engelleyici yasak yöntemlerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez (CMK m.148/3). Özgür iradeyi engelleyici yasak yöntemler Yasa’da 1) bedensel veya ruhsal müdahaleler, 2) yasaya aykırı bir yarar vaadi olarak belirtilmiştir.
#7
SORU:
Tanık olarak dinlenirken yemin etmesi istenemeyecek olanlar kimlerdir?
CEVAP:
Şu kişilerin yemin etmeleri istenemez: 1)Dinlenme sırasında on beş yaşını doldurmamış olanlar, 2)ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar (CMK m.45), 3)soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar (CMK m.50), 4)tanık olarak dinlenmeleri hâlinde mağdurlar (CMK m.236/1).
#8
SORU:
Yasal bir neden bulunmadan tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında uygulanabilecek yaptırımlar nelerdir?
CEVAP:
Yasal bir neden bulunmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında, bundan doğan giderlere hükmedilir. Ayrıca, disiplin hapsine karar verilebilir. Disiplin hapsinin amacı, tanığı tanıklığa veya yemine zorlamaktır. Disiplin hapsine bir kez karar verilebilir ve süresi üç ayı geçemez.
#9
SORU:
Şüpheli ve sanıkla aralarındaki yakınlık derecelerine bağlı olarak tanıklıktan çekilebilecek kişiler kimlerdir?
CEVAP:
Şüpheli ve sanıkla aralarında kanunda öngörülen derecede yakınlık bulunup da tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler şunlardır (CMK m.45): 1)Şüpheli veya sanığın nişanlısı, 2)evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi, 3) şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, 4) şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları, 5) şüpheli veya sanıkla aralarında evlatlık bağı bulunanlar.
#10
SORU:
Meslekleri ve sürekli uğraşıları nedeniyle tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler kimlerdir?
CEVAP:
Meslekleri ve sürekli uğraşıları nedeniyle tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler şunlardır:
1) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcıları, 2) hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer tüm tıp meslek veya sanatları mensupları, 3) mali işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterler. Sayılan kişiler, bu sıfatları ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri konularda tanıklık yapmaktan çekinebilir (CMK m.46/1).
#11
SORU:
Kimlerin tanıklığı sırasında ses ve görüntü kaydı yapılması zorunludur?
CEVAP:
Olanak varsa tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak 1) mağdur çocukların, 2) duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin tanıklığını kayda alma zorunludur.
#12
SORU:
Olay yeri incelemesi kavramı ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
Olay yeri incelemesi, suç işlenen yerlerde, bilimsel ve teknik araştırma metotlarıyla suçun işlenme şekli, sebepleri ve faili hakkında bilgi verecek olan delillerin aranması, bulunması ve bunların muhafaza altına alınması için yapılan işlemlerin tümüdür.
#13
SORU:
Belirti delilleri kaça ayrılır, özellikleri nelerdir?
CEVAP:
Belirti delilleri ikiye ayrılır. Sanığın iradesi dışında olaydan geriye kalan iz ve eserlere ise tabii (doğal) belirti denilir. Failin iradesi ile veya bir insan tarafından belirli olayları temsil etmek üzere hazırlanmış olan nesnelere ise suni (yapay) belirti denir.
#14
SORU:
Hangi kişi ve kurumlar bilirkişilik görevini yerine getirmekle yükümlüdür?
CEVAP:
Aşağıda belirtilen kişi veya kurumlar, bilirkişilik görevini kabul etmekle yükümlüdürler (CMK m.65): 1)Yasaların belli konularda bilirkişilik yapmakla görevlendirdiği resmî bilirkişiler, 2) bilirkişilik bölge kurulu tarafından düzenlenen listeye giren gerçek ve tüzel kişiler (CMK m.64), 3) incelemenin yapılması için bilinmesi gerekli fen ve sanatları meslek edinenler, 4) incelemenin yapılması için gerekli mesleği yapmaya resmen yetkili olanlar.
#15
SORU:
Bilirkişinin görevini yerine getirmemesinin yaptırımları nelerdir?
CEVAP:
Yöntemine uygun olarak çağrıldığı hâlde gelmeyen veya gelip de yeminden, oy ve görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında bundan doğan giderlere hükmedilir. Ayrıca, yemininin veya bilirkişiliğin gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi uygulanabilir.
#16
SORU:
Adli kolluk amirinin yer gösterme işlemi yaptırabilme yetkisi hangi suçlarda söz konusu olur
CEVAP:
a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçuna veya suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama suçu, b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar, c) devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, millî savunmaya, devlet sırlarına karşı suçlar söz konusu olduğunda adli kolluk amiri de yer gösterme işlemi yaptırabilir.
#17
SORU:
Yasada belirlenen yasak ifade alma yöntemlerinden olan bedensel ve ruhsal müdahale örnekleri nelerdir?
CEVAP:
Ceza Muhakemesi Yasası m.148/1’de, kötü davranma, işkence, ilaç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yasaklanmıştır (CMK m.148/1).
#18
SORU:
Müdafiin tanıklık yapmasıyla ilgili genel kurallar nelerdir?
CEVAP:
Müdafiin, tanıklıktan çekinme hakkı, sır saklama yükümlülüğü vardır. Mesleki faaliyeti nedeniyle öğrendiği hususlarda sır sahibinin rızası ile tanıklık yapabilir. Sır sahibi izin verse dahi tanıklık yapıp yapmamak müdafiin takdirindedir (CMK m.46/1-a,2). Müdafi, sır sahibi izin verdiğinde ve kendisi de uygun gördüğünde müdafilik yaptığı davada tanıklık yapabilir ve esas hakkındaki savunmasında kendi tanıklığına dayanabilir.
#19
SORU:
Tanığın hazır bulunma ödevinin genel kuralları nelerdir?
CEVAP:
Tanıklar; Cumhuriyet savcısı, mahkeme (ve hâkim) tarafından önce çağrı kâğıdıyla çağrılır. Tanıklık, yerine getirilmesi kamusal ve zorunlu bir görev olduğundan çağrı kâğıdında tanıkların, mazeretsiz gelmedikleri takdirde, zorla getirtilecekleri belirtilir. Çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılarak da yapılabilir. Ancak bu hâlde tanıkların zorla getirilmesine karar verilemez (CMK m.43/1,2,44). Tanık, tanıklıktan çekinme hakkı bulunsa bile hazır bulunmak zorundadır. Hazır bulunma yükümlülüğü, beyanda bulunma yükümlülüğünden ayrı bir yükümlülüktür. Tanıklar, çağrı kâğıdı üzerine haklı nedenler ileri sürerek, çağrıldıkları günde çağıran makamın önüne gelemeyeceklerini bildirebilir. Davet eden makam, tanığın ileri sürdüğü nedenleri yerinde görürse yeniden dinleme günü belirleyerek tanığa bildirir. Kovuşturma evresinde duruşmada, mahkeme, tanıkları çağrı kâğıdıyla davet etmeden de belirteceği gün ve saatte zorla getirilmelerine karar verebilir (CMK m.43/3).
#20
SORU:
Hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak içeriği Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin mahkemece incelenme usulü nendir?
CEVAP:
Hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak içeriği Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin mahkemece incelenmesi özel bir usule tabi tutulmuştur. Bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz. Devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren belgeler, ancak mahkeme hâkimi veya kurulu tarafından incelenebilir. Bu belgelerde yer alan ve sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgiler, hâkim veya mahkeme başkanı tarafından tutanağa kaydettirilir.