ÇOCUK GELİŞİMİ Dersi Ahlak Gelişimi soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Ahlak gelişimi ne demektir?


CEVAP:

Ahlak bireyin başkaları ile olan ilişkilerinin şeklini ve düzeyini belirler. Bu açıdan baktığımızda ahlak gelişimi birey açısından topluma uyum sağlamak için bir değerler sistemi oluşturma süreci olarak tanımlanabilir. 


#2

SORU:

Gelişim kuramcılarına göre ahlakın kaç bileşeni vardır?


CEVAP:

Gelişim kuramcıları ahlakın duygusal, bilişsel ve davranışsal olmak üzere üç temel bileşeni olduğunu öne sürer. 


#3

SORU:

Ahlak gelişimini etkileyen etmenler nelerdir?


CEVAP:

Ahlak gelişimi birçok etkenin etkisi altında devam eden bir süreçtir. Bireyin ahlakı üzerinde etkili olan etmenler, aynı zamanda onun ahlaki olgunluk düzeyini etkileyen ve belirleyen etmenlerdir. Ahlak gelişiminde kişilik yapısı, aile ortamı, akran etkileşimi, eğitim ve kültür etkili olmaktadır.


#4

SORU:

Empati kavramı ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Empati kurabilmek için kişinin kendisini başka bir kişinin yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini anlaması yeterli değildir; anlaşılan duygu ve düşünceler ile ilgili geri bildirimlerin verilmesi de gerekmektedir.


#5

SORU:

Ahlaki gelişim açısından Psikanalitik ve sosyal öğrenme kuramcıları ile bilişsel gelişim kuramcıları arasındaki temel fark nedir?


CEVAP:

Psikanalitik ve sosyal öğrenme kuramcıları, yetişkin müdahalesi olmadan ahlak gelişimin gerçekleşmeyeceğine inanırlar. Bilişsel kuramcılar ise ahlaki gelişimi zihinsel bir süreç olarak gördükleri için diğer iki yaklaşımdan ayrılırlar. Psikanalitik ve sosyal öğrenme kuramları ahlak gelişimini bir içselleştirme sorunu olarak görür.  Bilişsel gelişim kuramcılarına göre, ne anne-babayla özdeşleşme, ne öğretme ne de model olma ve pekiştirme çocukların ahlaklı olmasında temel yollardır. 


#6

SORU:

Freud’un ahlaki gelişim kuramına göre süperego nedir ve kaç bölümden oluşur?


CEVAP:

Süperego vicdan ve ego ideali olmak üzere iki bölümden oluşur. Vicdan; iyi çocukların yapmayacağı şeylerin listesidir, örneğin yalan söylemek bunlardan biridir. Ego ideali ise iyi çocukların yaptıkları şeylerdir, örneğin anne ve babanın sözünü dinlemek. Çocuk vicdanının sözünü dinlemediğinde suçluluk, ego idealinin standartlarına erişemediğinde ise utanç duyar


#7

SORU:

Freud’un Psikanaliz kuramında bahsettiği fallik evrede ahlak kurallarını nasıl öğrenir ve bu evre sırasındaki çatışmalar nelerdir?


CEVAP:

Freud’a göre çocuk, ahlak kurallarını, fallik evre sırasında onunla aynı cinsiyetteki ebeveyni ile özdeşim kurarak öğrenir. Bu iyi bilinen Oidipus ve Elektra çatışmalarının doğduğu dönemdir. Küçük çocuklar, karşıt cinsten ebeveynlerine sahip olmak isterler. Anne ya da babasını kendisine rakip olarak görür ve ona karşı duyduğu bu olumsuz duygulardan dolayı kendini suçlu hisseder.


#8

SORU:

Ahlak gelişimi ile ilgili görüşleri de Freud’un düşüncelerine benzeyen Erikson suçluluk ve utanç duyguları kadar önemli hangi duyguya vurgu yapmıştır?


CEVAP:

Erikson’un ahlak gelişimi ile ilgili görüşleri de Freud’un düşüncelerine benzer. Erikson çocukların ahlak kurallarını hem anneden hem de babadan öğrendiğini savunur. Erikson’un kuramına göre ahlak gelişimi açısından gururda en az suçluluk ve utanç duyguları kadar önemlidir


#9

SORU:

Sosyal öğrenme kuramına göre çocuklar ahlaki davranmayı nasıl öğrenir?


CEVAP:

Sosyal öğrenme kuramcıları çocukların ahlaki davranmayı büyük ölçüde model alma yoluyla öğrendiklerine inanır


#10

SORU:

Psikanalitik kuram ve sosyal öğrenme kuramına göre ahlakiliği bütünüyle kuralları içselleştirme süreci olarak gören kuramlar neden eleştirilir?


CEVAP:

Çünkü yaygın standartlar önemli ahlaki ilkelerle ve insancıl amaçlarla çatışabilir. Bu koşullar altında, kuralların amaçlı olarak çiğnenmesi ahlaksızlık değil haklı görülebilir ve cesur davranışlardır.


#11

SORU:

Piaget in ahlaki özerklik evresindeki karşılıklılık ve ideal karşılıklılık kavramları neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Karşılıklılık ‘Sen benim sırtımı kaşı, ben de seninkini.’ atasözü ile açıklanabilir. İdeal karşılıklılık kavramı ise ‘Başkalarının sana nasıl davranmasını istiyorsan sende başkalarına öyle davran.’ sözüyle açıklanabilir.


#12

SORU:

Kolhberg'e göre, ahlaki akıl yürütmedeki üç temel düzey ve evreleri nelerdir?


CEVAP:

Kolhberg, ahlaki akıl yürütmede üç temel düzey olduğunu ve her düzeyin iki evreden oluştuğunu öne sürmüştür. Bu düzeyler ve her düzey içinde yer alan evreler aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmış ve Tablo 8.1’de de özetlenmiştir. I. Gelenek Öncesi Düzey 1. İtaat ve ceza eğilimi evresi 2. Saf çıkarcı eğilim evresi II. Geleneksel Düzey 3. İyi çocuk eğilimi evresi 4. Kanun ve düzen eğilimi evresi III. Gelenek Sonrası Düzey 5. Sözleşme ve yasaya uygunluk eğilimi evresi 6. Evrensel ahlaki ilkeler eğilimi evresi


#13

SORU:

Gilligan’ın Kohlberg’in kuramına getirdiği temel eleştiri nedir?


CEVAP:

Gilligan Kohlberg’in kuramının kadınlardaki ahlak gelişimini temsil etmediğini savunur. Gilligan’a göre kızlarda şefkat ya da bağ yönelimi daha fazlayken, erkekler daha çok adalet ya da hak yönelimi doğrultusunda hareket eder. Gilligan, Kohlberg’in sınıflamasına göre kadınların ahlaki olgunluğun üçüncü evresi olan geleneksel düzeydeki iyi çocuk olma evresinden sonra ileri bir ahlaki düzeye geçmede erkeklerden daha geri olma eğiliminde olduklarını dile getirir.


#14

SORU:

 Gilligan’a göre kızlar ve erkekler neden farklılık gösterir?


CEVAP:

Birçok toplumda kız çocuklarının yetiştirilirken bakım verenlerine yani bağlanma figürlerine -genelde annelerine- yakınlıkları ve bağlılıkları desteklenir. Erkek çocuklarının ise kızlardan farklı olarak annelerinden ayrı ve bağımsız olarak büyümeleri sağlanır. Söz konusu farklı tutumlar, kızların; başkalarının duygularını önemseyen ve ilişkileri korumaya özen gösteren bireyler olarak yetişmesini beraberinde getirir.


#15

SORU:

Turiel’in öncüsü olduğu Toplumsal Alan Kuramı nedir?


CEVAP:

Toplumsal Alan Kuramı, çocukların ahlaki kuralları ayırt etme ve eşgüdümleme yetenekleri üzerine odaklanır. Çocuklar günlük yaşamda sürekli toplumsal etkileşime girer ve bu sayede toplumsal bilgileri öğrenirler. Alan kuramcılarına göre, çocuklar toplumsal bilgileri ahlak alanı, toplumsal gelenekler ve kişisel alan olarak adlandırılan üç tür sistemle yapılandırırlar.


#16

SORU:

Eşgüdümleme ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Birimler arasında birlikte işlerliği, uyumu ve düzeni sağlamak, koordine etmek eşgüdümleme olarak tanımlanabilir.


#17

SORU:

Durkheim ve Dewey ahlak gelişiminin desteklenmesine yönelik ne gibi uygulamaları savunur?


CEVAP:

 Durkheim ve Dewey, bireylerin iyi ahlaklı olması için öncelikle araştıran, öğrenen ve üreten kişiler olmak için yönlendirilmesi gerektiğini savunurlar. Çünkü birey yalnızca var olana uymakla yetinmemeli, yeni şeyler eklemeli ve değişikliklere yön vermeyi de bilmelidir.


#18

SORU:

Piaget’e göre ahlak eğitiminin temel amacı ne olmalıdır?


CEVAP:

Piaget ahlak eğitiminin amacının özgür vicdanlar ve haklara saygılı bireyler yetiştirmek olduğunu savunur. Ona göre ahlak eğitimi mevcut verileri aktarmakla yetinmemeli, yeni kültür değerlerinin oluşmasını sağlayacak ortamlar hazırlamalıdır. 


#19

SORU:

Çocukların ahlaki gelişimini desteklemek açısından neler yapılmalıdır?


CEVAP:

 Çocukların yaptıkları davranışın neden yanlış olduğunu açıklamak, davranışın başkaları üzerindeki etkisine dikkat çekmek, çocuğun başkalarının duygularını anlamasına yardım ederek empati yeteneğini geliştirmesi için destek olmak, söz hakkı tanımak, tartışma ortamları yaratmak, özgür, sorgulayan, araştıran ve üreten bireyler olarak yetişmelerini sağlamak, çocukların ahlak gelişimlerini en iyi şekilde destekleyebilmek açısından son derece önemlidir.


#20

SORU:

Ahlaki gelişimin değerlendirilmesi neden zordur?


CEVAP:

Ahlak gelişimi oldukça soyut ve kişiye özgü bir gelişim alanıdır. Bireyin ahlak gelişimini etkileyen faktörler kişiden kişiye değişen son derece bireysel faktörlerdir. Bu nedenlerden ötürü diğer gelişim alanlarının aksine ahlak gelişimini ölçmek ve değerlendirmek oldukça zordur. Çok sınırlı sayıda olan ahlak gelişimini belirlemeye yönelik değerlendirme araçlarının yeterli olmadığı bir gerçektir.