DAVRANIŞ BİLİMLERİ II Dersi Stres ve Çatışma soru cevapları:

Toplam 67 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Stresin Tanımlanmasına ilişkin yaklaşımlar nelerdir?


CEVAP:

Bazı araştırmacılar organizmanın strese verdiği tepkileri ve bu tepkiler sonucunda oluşan sağlık risklerini ele almışlar ve kavramı bu bağlamda tanımlamıştır. Bir başka bakış açısı ise stresi kişinin başına gelen büyük olaylar (kayıp, boşanma vs.) ya da günlük sıkıntılar (trafik, iş yoğunluğunun artması) temelinde ele almaktadır. Diğer bir yaklaşım ise stresi kişi-çevre arasındaki etkileşimi bağlamında ele almakta ve kişinin değerlendirmelerinin stresin yaşanmasında belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır.


#2

SORU:

Stres hakkında psikoloji alanında yapılan çalışmalar nasıl başlamıştır?


CEVAP:

Stres hakkında psikoloji alanında yapılan çalışmalar organizmanın strese nasıl tepkiler verdiğinin araştırılması ile başlamıştır.


#3

SORU:

Canon stresi nasıl açıklar?


CEVAP:

Canon, organizma bir tehditle karşılaştığı zaman sempatik sinir sistemi aktivitesinde artma, merkezî sinir sisteminin uyarılmasında ve iskelet-kas sisteminin aktivitesinde artma gibi organizmada bazı fizyolojik değişiklikler olduğunu ortaya koymuştur. Bu değişiklikler sonucunda organizma savaşmak ya da kaçmak üzere harekete geçmektedir. Eğer organizma ne savaşabilir ne de kaçabilir ve bu şekilde uzun süreli strese maruz kalırsa olumsuz sağlık sonuçları ile karşılaşacaktır.


#4

SORU:

Genel adaptasyon (uyum) sendromu nedir?


CEVAP:

Hans Selye, fizyolojik reaksiyonları incelemiş ve bugün hâlen geçerliliğini koruyan genel adaptasyon (uyum) sendromunu ortaya koymuştur. Fareler üzerinde çalışan Selye, onların açlık, soğuk gibi stres verici durumlar karşısındaki tepkilerini incelemiş ve stresli durumlarla karşılaşan organizmanın üç aşamadan geçtiğini belirlemiştir. İlk aşama alarm aşamasıdır, ikinci aşama direnme aşaması, üçüncü aşama ise tükenme aşamasıdır.


#5

SORU:

Fareler üzerinde çalışan Selye, stresli durumlarla karşılaşan organizmanın hangi üç aşamadan geçtiğini belirlemiştir.


CEVAP:

İlk aşama alarm aşamasıdır. Bu aşamada organizma tehdide karşı harekete geçmek için hazırlanır ve savaş-kaç tepkisi verir. Eğer stres devam ederse organizma direnme aşamasına geçer. Bu aşamada organizma devam eden stresörle (stres verici durumla) savaşır ve onu yenmeye çalışır. Bu esnada çok büyük enerji harcar. Organizma, söz konusu tehdidin üstesinden gelemezse üçüncü aşama olan tükenme aşaması ortaya çıkar. Bu aşamada devam eden stres organizmada enfeksiyonlar, ülser, bağışıklık siteminin zayıflaması gibi hastalıklara hatta ölüme yol açabilir.


#6

SORU:

Canon ve Selye’nin strese yönelik açıklamaları neden eleştirilir?


CEVAP:

Canon ve Selve tarafından sadece fizyolojik faktörlerin ele alınması, psikolojik faktörlerin, kişiliğin, bireyin strese ilişkin değerlendirmelerinin dikkate alınmadığı gerekçesiyle eleştirilmiştir.


#7

SORU:

Stresi İnsanların başına gelen olayların temel alınmasıyla açıklayan araştırmacılar hangi konulara odaklanır?


CEVAP:

Bu konudaki araştırmacıların bir kısmı büyük yaşam olayları üzerinde dururken, bazı araştırmacılar günlük sıkıntılar ve bu sıkıntıların birikmiş etkilerine odaklanmışlardır.


#8

SORU:

Strese neden olan “Büyük Yaşam Olayları” görüşünü nasıl açıklarız?


CEVAP:

Bu görüşe göre, kişinin alışık olduğu yaşam alışkanlıklarının dışında ortaya çıkan büyük yaşam olayları stres yaratır. Söz konusu stres, kişinin başına hem olumlu hem de olumsuz yaşam olayları geldiğinde yaşanacaktır. Bu bakış açısı temelinde Holmes ve Rahe tarafından büyük yaşam olaylarına iliş- kin sosyal yeniden uyum ölçeği isimli bir değerlendirme listesi geliştirilmiş ve söz konusu ölçeğe dayanarak birçok çalışma yapılmıştır.


#9

SORU:

Büyük yaşam olaylarına ilişkin hazırlanan sosyal yeniden uyum ölçeği nedir?


CEVAP:

Holmes ve Rahe tarafından büyük yaşam olaylarına iliş- kin sosyal yeniden uyum ölçeği isimli bir değerlendirme listesi geliştirilmiş ve söz konusu ölçeğe dayanarak birçok çalışma yapılmıştır. Ölçeğe göre kişiler için en stres verici olabilen yaşam olaylarından bazıları şunlardır: Eşin ölümü, boşanma, hapse girme, yakın bir aile üyesinin kaybı, hastalanma, evlenme, işten çıkarılma, emekli olma, hamilelik, finansal durumda değişiklikler, okula başlamak ya da okulu bırakmak, çocukların evden ayrılması, amirle problemler gibi.


#10

SORU:

Günlük Sıkıntılar nelerdir?


CEVAP:

Günlük sıkıntılar, kişinin günlük yaşamında her gün karşılaşabileceği, huzursuz edici, engelleyici, hayal kırıklığı yaşatıcı olaylardır. Bunlara örnek olarak eşyaları kaybetme, gürültü yapan komşular, günlük maddi sıkıntılarımız verilebilir


#11

SORU:

Bazı araştırmacılar stres konusunda günlük sıkıntıların büyük yaşam olaylarına göre psikolojik semptomların neden daha önemli belirleyicileri olduğunu savunurlar?


CEVAP:

Bazı araştırmalar, günlük sıkıntıların büyük yaşam olaylarına göre psikolojik semptomların daha önemli belirleyicileri olduğunu ortaya koymaktadır. Gruen, Folman ve Lazarus tarafından 1988 yılında yürütülen bir çalışmada günlük sıkıntıların tamamından ziyade kişi için merkezî önemi olan sıkıntıların daha fazla stresle ilişkili olduğu ortaya konulmuştur. Onlara göre, kişinin kişisel yaşamında önemli olan konular, önemli hedefler, inançlar ve bağlılıklarla ilgilidir ve bu alanlarda yaşanan günlük sıkıntılar örneğin trafik sıkışıklığından daha fazla kişi için stres kaynağı olacaktır


#12

SORU:

Stresle başa çıkma konusunda savunulan farklı yaklaşımlar nelerdir?


CEVAP:
  • Transaksiyonel Model 
  • Kişi içi Başa Çıkma Kaynakları 
  • Savunma Mekanizmaları 
  • Kişi Dışı Başa Çıkma

#13

SORU:

Lazarus ve Folkman’ın Transaksiyonel Modeli’nin Strese ilişkin diğer yakşlaşımlardan farkı nedir?


CEVAP:

Lazarus ve Folkman’ın Transaksiyonel Modeli Stresi sadece kişinin başına gelenler bağlamında tanımlamaz. Kişi ve çevre arasındaki etkileşim bağlamında tanımlar.


#14

SORU:

Lazarus ve Folkman, stresi nasıl tanımlar?


CEVAP:

Lazarus ve Folkman, stresi bireylerin başlarına gelen dışsal olaylar temelinde ele almaktan ziyade, kişi ve çevre arasındaki ilişki bağlamında tanımlamışlardır. Psikolojik stres, kişinin, çevresel talepler ve bu taleplerle başa çıkmak için gerekli olanların, kendi kaynaklarını aştığına ve iyilik hâlini tehdit ettiğine yönelik değerlendirmelerde bulunduğu zaman ortaya çıkar.


#15

SORU:

Strese ilişkin transaksiyonel modelde araştırmacılar hangi faktörlerin belirleyici olduğunu ortaya savunur?


CEVAP:

Strese ilişkin transaksiyonel modelde araştırmacılar iki faktörün belirleyici olduğunu ortaya koymuşlardır: Bilişsel değerlendirme ve Başa çıkma.


#16

SORU:

Strese ilişkin transaksiyonel modelde belirleyici olan Bilişsel değerlendirme nedir?


CEVAP:

Bilişsel değerlendirme belirli bir durumun kişi açısından neden ve ne kadar stresli algılanacağına ilişkindir. Bilişsel değerlendirme birincil değerlendirme ve ikincil değerlendirme olmak üzere iki şekilde incelenmektedir.


#17

SORU:

Strese ilişkin transaksiyonel modelde birincil değerlendirmeler nelerdir?


CEVAP:

Araştırmacılara göre, birincil değerlendirme bir stresörle karşılaşan bireyin bu duruma verdiği anlamla ilgilidir. Stresli bir durumda kalan kişi bu duruma ilişkin üç farklı yorumlama yapabilir: Zarar-kayıp, tehdit, meydan okuma-mücadele


#18

SORU:

Strese ilişkin Zarar kayıp değerlendirmesi nedir?


CEVAP:

Kişinin hâlihazırda bir zarar ya da kayıp yaşamasına ilişkin bir değerlendirmedir. Bir ilişkinin bitmesi ya da bir organda olan hasar bu değerlendirmeye örnek gösterilebilir.


#19

SORU:

Strese ilişkin transaksiyonel modelde Zarar kayıp değerlendirmesi sonucunda hangi duygular ortaya çıkabilir?


CEVAP:

Bu değerlendirme sonucunda öfke, üzüntü, korku gibi olumsuz duygular yaşayabilir.


#20

SORU:

Strese ilişkin Tehdit değerlendirmesini zarar değerlendirmesinden ayıran nedir?


CEVAP:

Tehdit değerlendirmesinde zarar ya da kayıp şu anda gerçekleşen olgular değildir, ancak kişi bunların yakın zamanda gerçekleşeceğini bilir. Sonuçta tehdide ilişkin bir beklenti de kişide olumsuz duygular yaratacaktır ve stres vericidir.


#21

SORU:

Meydan okuma değerlendirmesinin birincil değerlendirmenin diğer iki çeşidinden farkı nedir?


CEVAP:

Meydan okuma değerlendirmesi ise daha farklıdır. Çünkü kişi bu değerlendirmede kendisinin kazanabileceğine inanır. Bu durumda, kişi istediği her neyse o konuda meydan okuyabilmek için fiziksel enerjisini ve psikolojik kaynaklarını kullanması gerektiğini bilir. Böyle bir değerlendirme, şevk ve heyecan gibi olumlu duygular yarattığı için daha önce söz edilen değerlendirmelere göre daha az stres yaratır.


#22

SORU:

Strese ilişkin ikincil değerlendirme nedir?


CEVAP:

Araştırmacılar, birincil değerlendirme sonucunda kişi, çevresel taleplerin potansiyel bir tehdit oluşturduğu sonucuna varırsa “ben var olan kaynaklarımla bu durumun nasıl üstesinden gelebilirim?” sorusunu sorduğunu aktarmaktadır. Bir başka ifadeyle, ikincil değerlendirmede kişi “stresle nasıl başa çıkabilirim?” sorusunu sorar. Bu noktada kişi, çevresel taleplerin kendi kaynaklarının üzerinde olduğunu, yani başa çıkamayacağını düşünürse kendini stres altında hissedecek ve olumsuz duygular yaşayacaktır. Kısacası bu bakış açısına göre stres, kişinin olaya ve olayla başa çıkma konusunda yaptığı değerlendirmelerin ortaya çıkardığı bir sonuçtur.


#23

SORU:

Transaksiyonel modele göre Stresörü tanımlayan şey nedir?


CEVAP:

Bu modele göre hiçbir olay ya da durum başlı başına stres verici olarak tanımlanamaz. Stresörü tanımlayan şey, kişinin ona ilişkin yapmış olduğu değerlendirmelerdir.


#24

SORU:

Kişinin stresörü tanımlayıp sonra stresle başa çıkmak için gerekli olan kaynakları değerlendirmesi stresle başa çıkmada ne tür bir değerlendirmedir?


CEVAP:

İkincil değerlendirme


#25

SORU:

Lazarus ve Folkman, stresle başa çıkma konusunda hangi iki odak ile başa çıkma stratejilerini anlatır?


CEVAP:
  •  Problem odaklı
  • Duygu odaklı başa çıkma stratejilerini anlatır.

#26

SORU:

Lazarus ve Folkman’ın, stresle başa çıkma konusunda belirlediği iki odak stratejileri arasındaki farklılıklar nelerdir?


CEVAP:

Problem odaklı stratejiler, problemin belirlenmesi, çözüm için alternatiflerin ortaya konulması, en iyi stratejinin seçimi gibi teknikleri içerir. Diğer yandan duygu odaklı stratejiler, kişinin stresöre yönelik duygusunun değiştirilmesine ilişkindir. Bunlar genellikle hayal kurma, kaçınma ve kendini suçlama gibi stratejileri içerir. Yani bu stratejiyi kullananların odaklandığı duygulardır; durum ve durumun düzeltilmesi için ne yapılması gerektiği değildir. Tam aksine, problem odaklı stratejileri kullananların odaklandığı nokta durumun kendisidir. Her iki strateji de farklı koşullarda işlevseldir. Eğer stresör, kişi tarafından kontrol edilebilir olarak algılanırsa problem odaklı; kontrol edilemez olarak algılanırsa duygu odaklı stratejiler tercih edilir. Araştırmacılara göre örneğin, insanlar iş konusunda stres yaşadıklarında daha kontrol edilebilir olduğu için problem odaklı stratejiyi kullanacaklar, ancak sağlık gibi kontrol edilemeyecek durumlarda da duygu odaklı stratejiyi kullanacaklardır. 


#27

SORU:

Bazı insanlar önemli yaşam olaylarından hasar almadan ya da çok az hasar alarak çıkarken bazıları küçük stresörler karşısında bile hasar alabilirler. Bu durum nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Araştırmacılar, bu bireysel ayrılıklar konusunda kişilik yapısından kaynaklanan farklılıkların belirleyici olduğunu söylemiş ve bazı kişilik özelliklerini stresle ilişkilendirmiştir.


#28

SORU:

Hangi kişilik özelliği yaşamın anlamlı olduğu, geleceğimizi kendimizin seçeceği ve değişimin ilginç ve değerli olduğu düşüncesini içerir ve hangi kişilik özelliğine sahip olan insanlar, stres ve acıyı var oluşun normal bir özelliği, yaşamın bir parçası olarak görürler?


CEVAP:

Dirençli Kişilik


#29

SORU:

Dirençli insanların sahip oldukları hangi üç özellik strese karşı tampon görevini görür?


CEVAP:
  •  Kontrol: insanların yaşamlarındaki deneyimleri ve sonuçları etkileyebileceklerine dair duydukları inançtır.
  • Bağlılık: insanların yaşamlarındaki olay, durum ve kişilerde anlam ve katılım duygusu hissetmeleridir.
  • Meydan okuma: yaşamda değişimin istikrardan daha normal olduğunu ve bu değişikliklerin güvenliği tehditten ziyade kişisel büyüme fırsatı olduğunu bilmektir. 

#30

SORU:

Seligman tarafından ortaya atılan “öğrenilmiş iyimserlik” kavramı nedir?


CEVAP:

Seligman “öğrenilmiş iyimserlik” kavramı ile iyimserliği, açıklama (yükleme) biçimi olarak ele almaktadır. Bu bakış açısına göre, iyimserlik insanların olaylara ilişkin yaptıkları açıklamalarla ilişkilidir ve sonradan öğrenilebilir.


#31

SORU:

Stresle başa çıkmada Kişi İçi Başa Çıkma Kaynaklar nelerdir?


CEVAP:
  •  Dirençli Kişilik
  • İyimserlik 
  • Zihinsel Geviş Getirme (Ruminasyon)

#32

SORU:

 Kişi içi stresle başa çıkma kaynaklarından dirençlilik ve iyimserliğin ruminasyondan ayrıldığı noktalar nelerdir?


CEVAP:

Dirençlilik ve iyimserlik stresle başa çıkma konusunda olumlu etkiye sahip olan faktörlerken ruminasyon, stresin etkilerini daha da ağır hâle getiren bir faktördür. Ruminasyon; kalıcı, yineleyen, kişinin kendine odaklandığı bir durumdur ve kişi, problemlerin yarattığı olumsuz sonuçları, duyguları analiz ederek çok uzun zaman harcar ve defalarca aynı problemleri düşünmek kişiyi daha da olumsuz bir hâle getirir. “Neden başarısızım? Çok kötü hissediyorum, neden o kadar olumsuz davrandım? Neden hiçbir konuda başarılı olamıyorum?” gibi düşünceleri tekrar tekrar düşünmek tipik ruminasyon örnekleridir. Ruminasyon, olumsuz duygulanım ve majör depresyonla ilişkili bulunmuştur.


#33

SORU:

Ruminasyonun, olumsuz duygulanım ve majör depresyonla ilişkisi nedir?


CEVAP:

Ruminasyon, insanlara problemlerinin nedenleri bakımından bir farkındalık sağlamasına rağmen onları pasişiğe ve çaresizliğe hapseder. Çünkü ruminasyon, kişiyi bir çeşit kısır döngüye sokar. Ruminasyon, olumsuz duygulanıma yol açar ve olumsuz duygulanım olumsuz düşünce yanlılıklarına, zayıf problem çözmeye, güdüsel ve davranışsal ketlenmeye, konsantrasyon problemlerine ve sonuçta streste ve problemlerde artışa yol açar. Kişiler, kendilerini pasif ve umutsuz hissederler ve bu duygular, insanı dürtüsel bir biçimde hızla bir şeyler yapmaya güdülese de aslında sorunu çözmezler. Bir başka ifadeyle ruminasyon, depresyonun itici güçlerinden biridir


#34

SORU:

Cramer’a göre Savunma mekanizmalarının stresle başa çıkma mekanizmalardan ayrıldığı noktalar nelerdir?


CEVAP:
  •  Başa çıkma süreçleri bilinçli olarak kullanılır, oysa savunma mekanizmaları bilinçdışıdır. 
  • Başa çıkma süreçleri durumlara ilişkin tepkilerdir, savunma mekanizmaları ise insanların göreli olarak kalıcı eğilimlerdir. 
  • Başa çıkma süreçleri hiyerarşik değilken, savunma mekanizmaları hiyerar- şiktir. Savunma mekanizmaları kişinin olgunlunluğuna, karmaşıklığına ya da kronolojik yaşına bağlı olarak farklılaşırlar. Diğer bir ifadeyle savunma mekanizmaları, olgunluk ya da bilişsel karmaşıklık boyutunda bir hiyeraşi içindedirler. 
  • Başa çıkma mekanizmaları normal psikolojik işlevsellik ile ilişkilendirilir, ancak savunma mekanizmaları normal dışılık ile ilişkilendirilir. Cramer’e göre, savunma mekanizmaları ile normal dışılık arasındaki söz konusu ilişki tamamen doğrulanmamış olsa da özellikle bölme ya da inkâr gibi hiyearşik olarak düşük düzeydeki savunma mekanizmalarının normal dışılıkla ilişkisi gösterilmiştir.

#35

SORU:

Savunma Mekanizmaları nelerdir?


CEVAP:
  •  Yâdsıma
  • Bastırma 
  • Yansıtma 
  • Özdeşim kurma 
  • Regresyon 
  • Entellektüalizasyon 
  • Karşıt tepki geliştirme 
  • Yer değiştirme 
  • Yüceltme

#36

SORU:

Evliliğinde problemleri olan kişinin kendi problemlerini çözmeye çalışmak yerine evliliklerdeki problemleri anlamaya çalışması hangi savunma mekanizması ile açıklanabilir?


CEVAP:

Entellektüalizasyon ile açıklanır. Entellektüalizasyon Stresli problemlerle karşılaşıldığında kişinin kendisini onlardan uzaklaştırabilmek için soyut bir biçimde problemleri ele almasıdır.


#37

SORU:

Patronla kavga eden kişinin evde eşi ile tartışması hangi savunma mekanizması ile açıklanır?


CEVAP:

Yer değiştirme. Çünkü bastırılmış olan güdü ve duyguları orijinal objesinden ikame objeye yönlendirmektir.


#38

SORU:

Sosyal desteğin stres üzerindeki etkisi nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Sosyal desteğin stres üzerindeki koruyucu etkisi tampon hipotezi ile açıklanmaktadır. Sosyal desteğin çok az ya da hiç olmaması durumunda psikososyal stres, kişinin sağlığı ve iyilik halini son derece olumsuz etkiler. Diğer yandan güçlü bir sosyal destek sistemi strese karşı tampon görevi yapar ve kişiyi söz konusu olumsuz etkilerden korur.


#39

SORU:

Sosyal desteğin stres üzerindeki tampon etkisine yol açan farklı sosyal destek türleri nelerdir?


CEVAP:
  • Maddi destek 
  • Değerlendirme desteği 
  • Duygusal destek

#40

SORU:

Sosyal destek türlerinden duygusal destek kaç çeşittir?


CEVAP:

Duygusal destekler, benlik saygısını destekleme ve ait olma duygusunu hissettirme olmak üzere iki çeşittir. Benlik saygısını desteklemek, kişinin öz yeterlilik duygusunu arttırması ya da kişinin kendisini koruması gibi stresle başa çıkmayı kolaylaştırıcı bir etkiye yol açar.


#41

SORU:

Stres kaynaklarından birisi olan çatışma kavramını Deutcsh nasıl açıklar?


CEVAP:

Deutcsh, farklı disiplinlerin farklı bakış açılarına rağmen çatışma konusunda bazı ortak noktalar olabileceğini belirtmiştir. Ona göre, pek çok çatışmada motivasyon kaynakları karmaşıktır. Yani insanların hem işbirliği hem de rekabete yönelik çıkarları vardır. Çatışmalar, hem yapıcı hem de yıkıcı olabilir. Ayrıca, genellikle olumsuzlukla ilişkilendirilen çatışma kavramı pek çok kişisel ve sosyal değişmenin kaynağı olabilir. 


#42

SORU:

Kişi içi çatışma ile kişiler arası çatışma kavramlarını açıklayınız.


CEVAP:

Kişinin zihnindeki düşünceler arasında uyumsuzluk ya da tutarsızlık olduğunda kişi içi çatışma yaşanır. Bu çatışmalar yaklaşma-yaklaşma çatışması, yaklaşma-kaçınma çatışması ve kaçınma-kaçınma çatışmasıdır. Bir insan iki çekici alternatif içeren bir durumda birini seçmek durumunda kalırsa yaklaşmayaklaşma çatışması yaşar. Kişiler arası çatışma ise bir kişinin diğer kişiyi kendi çıkarlarına ters ya da çıkarlarını olumsuz etkileyen biri olarak algıladığında ortaya çıkan kişiler arası süreçtir.


#43

SORU:

Çok sevdiğimiz bir arkadaşımızla buluşma ya da çok istediğimiz bir tiyatroyu seyretmeye gitme alternatifleri arasında kalarak yaşadığınız çatışma hangi tür çatışmadır?


CEVAP:

Yaklaşma-yaklaşma çatışmasıdır. Çünkü Bir insan iki çekici alternatif içeren bir durumda birini seçmek durumunda kalırsa yaklaşma-yaklaşma çatışması yaşar.


#44

SORU:

Hoşlandığınız bir insanla samimi olmak istemek ancak bir taraftan da onun tarafından reddedilmekten çekinmek durumunda hangi tür çatışmayı yaşarsınız?


CEVAP:

Yaklaşma-kaçınma çatışmasıdır. Çünkü Bir kişi hem olumlu hem de olumsuz özellikleri içeren tek bir durumla başa çıkmak durumunda kalıyorsa yaklaşma-kaçınma çatışması yaşayacaktır. Yani kişi aynı hedefe ilgili hem çekilme hem de itilme hissedecektir.


#45

SORU:

İnsanlar, stres durumunda olduğu gibi çatışma durumlarında da farklı tepkiler verirler. Çatışma ile başa çıkma stilleri nelerdir?


CEVAP:
  • Rekabet
  • Ortak çalışma
  • Kaçınma Uyum sağlama
  • Uzlaşma

#46

SORU:

Stresin tanımlanması hangi yaklaşımlarla ve bakış açılarına göre ele alınabilir?


CEVAP:

Bazı araştırmacılar organizmanın strese verdiği tepkileri ve bu tepkiler sonucunda oluşan sağlık risklerini ele almışlar ve kavramı bu bağlamda tanımlamıştır. Bir başka bakış açısı ise stresi kişinin başına gelen büyük olaylar (kayıp, boşanma vs.) ya da günlük sıkıntılar (trafik, iş yoğunluğunun artması) temelinde ele almaktadır. Diğer bir yaklaşım ise stresi kişi-çevre arasındaki etkileşimi bağlamında ele almakta ve kişinin değerlendirmelerinin stresin yaşanmasında belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır.


#47

SORU:

Hans Selye’nin yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya koyduğu genel adaptasyon sendromunda hangi üç aşama belirlenmiştir?


CEVAP:

İlk aşama alarm aşamasıdır. Bu aşamada organizma tehdide karşı harekete geçmek için hazırlanır ve savaş-kaç tepkisi verir. Eğer stres devam ederse organizma direnme aşamasına geçer. Bu aşamada organizma devam eden stresörle (stres verici durumla) savaşır ve onu yenmeye çalışır. Bu esnada çok büyük enerji harcar. Organizma, söz konusu tehdidin üstesinden gelemezse üçüncü aşama olan tükenme aşaması ortaya çıkar. Bu aşamada devam eden stres organizmada enfeksiyonlar, ülser, bağışıklık siteminin zayıflaması gibi hastalıklara hatta ölüme yol açabilir.


#48

SORU:

Kişilere göre en stres verici olabilen büyük yaşam olaylarından bazıları nelerdir?


CEVAP:

Eşin ölümü, boşanma, hapse girme, yakın bir aile üyesinin kaybı, hastalanma, evlenme, işten çıkarılma, emekli olma, hamilelik, finansal durumda değişiklikler, okula başlamak ya da okulu bırakmak, çocukların evden ayrılması, amirle problemler gibi.


#49

SORU:

Kişinin günlük yaşamında her gün karşılaşabileceği, huzursuz edici, engelleyici, hayal kırıklığı yaşatıcı olaylara, diğer bir deyişle günlük sıkıntılara, hangi örnekler verilebilir?


CEVAP:

Bunlara örnek olarak eşyaları kaybetme, gürültü yapan komşular, günlük maddi sıkıntılarımız verilebilir.


#50

SORU:

Lazarus ve Folkman'a göre stres hangi bağlamda tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Lazarus ve Folkman (1987), stresi bireylerin başlarına gelen dışsal olaylar temelinde ele almaktan ziyade, kişi ve çevre arasındaki ilişki bağlamında tanımlamışlardır. Psikolojik stres, kişinin, çevresel talepler ve bu taleplerle başa çıkmak için gerekli olanların, kendi kaynaklarını aştığına ve iyilik hâlini tehdit ettiğine yönelik değerlendirmelerde bulunduğu zaman ortaya çıkar. Bir başka ifadeyle, önceki bakış açısından farklı olarak stres sadece kişinin başına gelenler bağlamında tanımlanmaz. Kişi ve çevre arasındaki etkileşim bağlamında tanımlanır.


#51

SORU:

Strese ilişkin transaksiyonel modelde araştırmacılar hangi faktörlerin belirleyici olduğunu ortaya koymuşlardır?


CEVAP:

Strese ilişkin transaksiyonel modelde araştırmacılar iki faktörün belirleyici olduğunu ortaya koymuşlardır: Bilişsel değerlendirme ve Başa çıkma. Bilişsel değerlendirme belirli bir durumun kişi açısından neden ve ne kadar stresli algılanacağına ilişkindir. Bilişsel değerlendirme birincil değerlendirme ve ikincil değerlendirme olmak üzere iki şekilde incelenmektedir.


#52

SORU:

Stresle başa çıkma nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Başa çıkma, kişinin içsel ve dışsal taleplerin kendisine yük bindirdiğini ya da onu aştığını algıladığında ortaya çıkan ve buna bağlı olarak sürekli olarak değişen bilişsel ve davranışsal gayretleri olarak tanımlanabilir.


#53

SORU:

Stresle başa çıkma konusunda kaç farklı yaklaşım mevcuttur?


CEVAP:

Başa çıkma konusunda birçok farklı yaklaşım mevcuttur. Bu yaklaşımları Transaksiyonel Model, Kişi İçi Başa Çıkma Kaynakları, Savunma Mekanizmaları, Kişi Dışı Başa Çıkma başlıkları altında incelemek mümkündür.


#54

SORU:

Transaksiyonel model içindeki başa çıkma stratejileri nelerdir ve neye odaklanırlar?


CEVAP:

Lazarus ve Folkman stresle başa çıkma konusunda problem odaklı ve duygu odaklı başa çıkma stratejilerini aktarmaktadırlar. Problem odaklı stratejiler, problemin belirlenmesi, çözüm için alternatiflerin ortaya konulması, en iyi stratejinin seçimi gibi teknikleri içerir. Diğer yandan duygu odaklı stratejiler, kişinin stresöre yönelik duygusunun değiştirilmesine ilişkindir. Bunlar genellikle hayal kurma, kaçınma ve kendini suçlama gibi stratejileri içerir. Yani bu stratejiyi kullananların odaklandığı duygulardır; durum ve durumun düzeltilmesi için ne yapılması gerektiği değildir. Tam aksine, problem odaklı stratejileri kullananların odaklandığı nokta durumun kendisidir.


#55

SORU:

Kişi içi başa çıkma kaynakları nelerdir?


CEVAP:

Dirençli kişilik, iyimserlik ve ruminasyon. 


#56

SORU:

Ruminasyon nedir ve insanlarda kendini nasıl gösterir?


CEVAP:

Olumsuz fikirlerin sürekli tekrarlanmasıdır. Kişiler, kendilerini pasif ve umutsuz hissederler ve bu duygular, insanı dürtüsel bir biçimde hızla bir şeyler yapmaya güdülese de aslında sorunu çözmezler. Bir başka ifadeyle ruminasyon, depresyonun itici güçlerinden biridir. 


#57

SORU:

Savunma ve başa çıkma mekanizmaları arasındaki farklar nelerdir?


CEVAP:

1. Başa çıkma süreçleri bilinçli olarak kullanılır, oysa savunma mekanizmaları bilinçdışıdır.
2. Başa çıkma süreçleri durumlara ilişkin tepkilerdir, savunma mekanizmaları ise insanların göreli olarak kalıcı eğilimlerdir.
3. Başa çıkma süreçleri hiyerarşik değilken, savunma mekanizmaları hiyerarşiktir. Savunma mekanizmaları kişinin olgunlunluğuna, karmaşıklığına ya da kronolojik yaşına bağlı olarak farklılaşırlar. Diğer bir ifadeyle savunma mekanizmaları, olgunluk ya da bilişsel karmaşıklık boyutunda bir hiyeraşi içindedirler.
4. Başa çıkma mekanizmaları normal psikolojik işlevsellik ile ilişkilendirilir, ancak savunma mekanizmaları normal dışılık ile ilişkilendirilir. Cramer’e göre, savunma mekanizmaları ile normal dışılık arasındaki söz konusu ilişki tamamen doğrulanmamış olsa da özellikle bölme ya da inkâr gibi hiyearşik olarak düşük düzeydeki savunma mekanizmalarının normal dışılıkla ilişkisi gösterilmiştir. 


#58

SORU:

Savunma mekanizmaları nelerdir?


CEVAP:

Yadsıma, bastırma, yansıtma, özdeşim kurma, regresyon, entellektüalizasyon, karşıt tepki geliştirme, yer değiştirme, yüceltme.


#59

SORU:

Savunma mekanizmalarından 'özdeşim kurma' nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Özdeşim kurma: Kişinin yetersizlik duygusundan kaçmak için başkasının özellikleri ile özdeşleşmesidir. Yetişkinlik döneminde bu savunma mekanizması kişinin benlik saygısını koruması ve arttırması konusunda yararlıdır.


#60

SORU:

Savunma mekanizmalarından 'regresyon' nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Regresyon: Kişinin önemli bir engellenme ile karşılaştığında çocuksu davranışlara ve savunmalara geri dönmesidir. Örneğin kardeşi doğan çocuğun tekrar yatağını ıslatmaya başlaması gibi.


#61

SORU:

Savunma mekanizmalarından 'entellektüalizasyon' nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Entellektüalizasyon: Stresli problemlerle karşılaşıldığında kişinin kendisini onlardan uzaklaştırabilmek için soyut bir biçimde problemleri ele
almasıdır. Örneğin, evliliğinde problemler olan kişinin kendi problemlerini çözmeye çalışmak yerine
evliliklerdeki problemleri anlamaya çalışması gibi.


#62

SORU:

Kişi dışı başa çıkma kaynaklarında yer alan sosyal destek türleri hangileridir?


CEVAP:

Maddi destek, değerlendirme desteği, benlik saygısını destekleme ve ait
olma duygusunu hissettirme.


#63

SORU:

Stres kaynaklarından biri olan 'çatışma' hangi biçimlerde karşımıza çıkabilir? 


CEVAP:

Çatışmanın kişi içi çatışma, kişiler arası çatışma, gruplar arası çatışma, ülkeler arası çatışma gibi çok farklı biçimleri mevcuttur. Bu kadar farklı çatışma biçiminin olması, farklı tanımları ve kavramsallaştırmaları da beraberinde getirmiştir. Farklı disiplinler, çatışmanın farklı yönleri ile ilgilenmişler ve kavramı farklı biçimlerde tanımlamış ve ele almışlardır.


#64

SORU:

'Kişi içi çatışma' nedir?


CEVAP:

Kişinin zihnindeki düşünceler arasında uyumsuzluk ya da tutarsızlık olduğunda kişi içi çatışma yaşanır. 


#65

SORU:

Kişi içi çatışmaları nelerdir ve hangi durumlarda ortaya çıkabilirler?


CEVAP:

Kişi içi çatışmalar yaklaşma-yaklaşma çatışması, yaklaşma-kaçınma çatışması ve kaçınma-kaçınma çatışmasıdır.

Bir insan iki çekici alternatif içeren bir durumda birini seçmek durumunda kalırsa yaklaşma-yaklaşma çatışması yaşar. Örneğin, çok sevdiğimiz bir arkadaşımızla buluşmak ya da çok istediğimiz bir filmi seyretmeye gitme alternatifleri arasında çatışma yaşama gibi.

Bir kişi hem olumlu hem de olumsuz özellikleri içeren tek bir durumla başa çıkmak durumunda kalıyorsa yaklaşma-kaçınma çatışması yaşayacaktır. Yani kişi aynı hedefle ilgili hem çekilme hem de itilme hissedecektir. Örneğin, hoşlandığınız bir insanla samimi olmak istemek ancak bir taraftan da onun tarafından reddedilmekten çekinmek gibi.

Kaçınma-kaçınma çatışması ise iki alternatifin de eşit derecede olumsuz sonuçlarla ilişkili olma durumudur. Örneğin, istemediğiniz bir insanı ziyaret etmek ile sevmediğiniz bir dersin projesini hazırlamak arasında çatışma yaşamak gibi.


#66

SORU:

Çatışmayla başa çıkma stilleri nelerdir?


CEVAP:
  1. Rekabet: Girişkenliğin yüksek, işbirliğinin düşük olduğu stildir. Bu stilde birey kendi ilgi ve ihtiyaçlarını diğer tarafın kaybetmesi pahasına ilk sıraya koyar.
  2. Ortak çalışma: Yüksek düzeyde işbirliği ve girişkenliğin birlikte kullanılmasını içerir. Oldukça zaman, enerji ve bağlılık gerektiren bir stildir.
  3. Kaçınma: Bir taraf ya da iki taraf için düşük düzeyde işbirliği ve düşük düzeyde girişkenliği içerir. Zaman kazandırma ve sakinleşmeye olanak tanıma gibi yararları vardır. Ancak çatışma ile başa çıkmada kalıcı bir yöntem olarak kullanıldığında yıkıcıdır.
  4. Uyum sağlama: İşbirliğinin yüksek, girişkenliğin düşük olduğu stildir. Bu stilde kişi diğer tarafın ilgi ve ihtiyaçlarını ön planda tutar. İyi niyet ve işbirliği yaratır ancak tek başına kullanılmamalıdır. Çünkü bu durum kişinin kendi isteklerini diğer kişinin pahasına geri plana alması anlamına gelir.
  5. Uzlaşma: İşbirliği ve girişkenliğin karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm için orta düzeyde kullanılmasıdır. Bu noktada çatışmanın her iki tarafı da kendi ihtiyaçlarını bir miktar karşılar. Özellikle zamanın sınırlı olduğu ve kısa vadeli çözümler istendiğinde işlevseldir.

#67

SORU:

Blake ve Mourton tarafından önerilen çatışma ile başa çıkma biçiminde kaç boyut vardır? 


CEVAP:

Blake ve Mourton tarafından önerilen çatışma ile başa çıkma biçiminde iki boyut vardır. Bu modelde birinci boyut işbirliği ve ikincisi girişkenliktir; bu boyutların değişik kombinasyonları farklı çatışma ile başa çıkma stilleri yaratır.