SORU: Freud’un din ve Tanrı ile ilgili görüşlerini inceleyen ve bunların savunulamaz olanlarını reddeden Rizzuto’nun ileri sürdüğü tezler nelerdir?
CEVAP: Freud’un din ve Tanrı ile ilgili görüşlerini inceleyen ve bunların savunulamaz olanlarını reddeden Rizzuto, Tanrı tasavvuru alanında önemli ve kabul edilebilir tezler ileri sürmüştür. Ona göre, Tanrı tasavvurunun oluşumunda ana baba imajları başat rol oynar, çünkü çocuğun ilişki kurduğu ilk insanlar annesi ve babasıdır, zira Tanrı görülmezdir. Dolayısıyla Tanrı’dan bahsedilerek büyütülen çocuğun duygularının tümü, Tanrı’nın güçlü, saygın, her şeyi yöneten ve her yerde olduğu şeklindedir. Çocuk, edindiği deneyimlerin neticesi olarak bu niteliklere sahip sadece iki insan tanır: annesi ve babası. Bu nedenle çocuğun Tanrı tasavvuru, uygun anda en önemli ebeveyn imajını kullanır ve malzemenin tümünü veya çoğunu resmeder. Ancak birden fazla malzeme kaynağı mevcutsa, Tanrı tasavvuru daha zengin hale gelecektir. Tanrı tasavvuru süreci yaratıcı bir süreçtir. Geçiş nesnesi, gözlenebilir özel bir nesneye bizzat uymaya zorlanmadığı için, çocuk, Tanrı tasavvuru sürecinde hayli özgürdür. Ana baba imajlarını Tanrı tasavvurunu oluşturmak için birkaç şekilde kullanabilir: Ya tasavvurlar arasında doğrudan devamlılık veya karşıtlık kurar ya da tasavvurların benzer ve karşıt niteliklerini birleştirir. Sonuçta kendi ruhsal gücüne katkıda bulunur. Arzular, savunmalar ve korkular, Tanrı tasavvurunun hamurunu biçimlendirir. Rizzuto’ya göre, Tanrı tasavvurunun izlenebilir ilk bileşeni anne yüzüdür. Tanrı tasavvuru, çocuklukta sürekli olarak gelişir. Entelektüel olgunluk arttıkça ebeveynlerle ve dış dünyayla kurulan ilişkiler ve kazanılan deneyimler Tanrı hakkında düşünmek için bireye imkân verir ve onun Tanrı tasavvurunu dönüştürebilir. Bu değişim bir kaç şekilde gerçekleşebilir. Mesela, birey daha önce kurduğu ilişkileri yeni bir anlayış içerisinde değerlendirebilir. Bazı değişimler, Tanrı tasavvurunu şekillendirmek üzere kullandığı kişi ya da kişilerle ilişkisindeki güncel değişikliklerle (mesela ana babadan birinin ölümü) alakalı olabilir. Ayrıca dini öğretilere dair yeni bir anlayış, daha önceki Tanrı tasavvurunda bazı değişiklikler yapmasına katkıda bulunabilir. Bu dönüşüm, bireyin Tanrı ile ilgili duygusal yaşantısının ve ona bilinçli veya bilinçdışı bir şekilde atfettiği niteliklerin değişimine imkân tanıyan öznel bir değişikliktir. Tanrı tasavvuru oluşturma ve biçimlendirme süreci, devam eden, sona ermeyen bir süreçtir. Rizzuto, çoğu insanın nihaî Tanrı tasavvuruna karar verme fırsatının, kendi ölümlerini geciktirmeyi tasarladıklarında geldiğini belirtir. İnsanların oluşturdukları Tanrı tasavvuru dinamiktir. Tanrı tasavvuru gerçekte “yaşayan bir Tanrı’nın” canlı bir tasavvurudur (Rizzuto, 1974, 1979, 1980).