DİN VE TOPLUM Dersi DİNİN ÖRGÜTLÜ YAPILARI VE DİNSEL LİDERLİK KATEGORİLERİ soru cevapları:
Toplam 57 Soru & Cevap#1
SORU: Dinler tarihi nedir?
CEVAP: Dinler tarihi; dinlerin diğer dinlerle olan ilişkisini, benzer, farklı ve ortak yönlerini karşılaştırmalı olarak ele alan bir bilim dalıdır.
#4
SORU: Sosyoloji literatüründe cemaat ne demektir?
CEVAP: Sosyoloji literatüründe cemaat, üyelerinin ortaklaşa paylaştıkları bir şeye, genellikle de ortak bir kimlik duygusuna dayanan ve özel olarak oluşturulmuş bir toplumsal ilişkiler bütünüdür. Tönnies, cemaatte toplumsal ilişkilerin dayanışmacı bir nitelik taşımasıyla sanayileşmekte olan toplumlar›n geniş ölçekli ve gayri şahsi ilişkilerle ayırt edilmesini karşı karşıya getirerek toplumsal ilişkilerin bu biçimlerine ilişkin ideal-tipik resimler çizmiştir.
#5
SORU: Rudolf Otto kimdir?
CEVAP: Ünlü Alman dinler tarihçisidir. Dinleri ahlaki ve akılcı açıklamalar yerine kutsallık duygusuyla açıklamaya çalışmıştır.
#6
SORU: Ümmet ne demektir?
CEVAP: Ümmet bütünüyle İslam kültürü içinde ele al›n›p değerlendirilmesi gereken bir kavramdır. Hiç kuşkusuz ümmet de cemaat gibi Kur’an temellidir ve onun semantik dünyasına yeterli bir özenle yaklaşılmadıkça dinîsosyolojik anlam ağına nüfuz etmek mümkün olmayacaktır. Arapçada topluluk anlamına gelen ümmet, İslam’da inancın ve Hz. Muhammed’e bağlılığın birleştirdiği geniş katılımlı bir grup anlamını taşımaktadır
#7
SORU: Ritüel ne demektir?
CEVAP: Uygun zamanlarda yerine getirilen ve sembollerin de kullanılabildiği, sık sık tekrarlanan davranış modelleridir.
#8
SORU: Millet ne demektir?
CEVAP: Millet kavram› da pekâlâ aynı kavramsal şebeke içinde ele alınıp değerlendirilebilir. Arapçada topluluk anlamında kullan›lan millet sözcüğü ümmet gibi dinsel bir lügatçenin parçasıdır. Kur’an’da Hz. İbrahim ve diğer ilk peygamberlerin yaydıkları dine, dolayısıyla bu dinin gerçek mensuplar› say›lan müslümanlara bu ad verilmekteydi. İslami literatürde millet kelimesinin, Allah’ın kullar› için kitaplarında ve peygamberlerinin diliyle koyduğu esaslar şeklinde yer alan tanımıyla din ve şeriatla eş anlamlı olduğu görülmekte ancak bakış açısına bağlı olarak aralarında fark olduğuna dikkat çekilmektedir
#9
SORU: Elmalı Hamdi Yazır kimdir?
CEVAP: Geçtiğimiz yüzyılın en önemli Kur’an müfessirleri arasında yer almaktadır. Hak Dinî Kur’an Dili adlı tefsiri TBMM tarafından kendisinden talep edilen bir çalışmadır
#10
SORU: Kilise ne demektir?
CEVAP: Kilise Hiristiyan geleneğinde hem kutsal mekânı yani tapınağı, hem de yerel ya da evrensel Hristiyan toplumunu veya Hristiyanlıktaki çeşitli akımları, mezhep ve diğer dinî hareketleri ifade eden bir kavramdır. Sözcük olarak kilise, birini dışarıya çağırmak, toplantıya davet etmek, toplamak anlamındaki Grekçe ekkaleo fiilinden türetilen ve topluluk yerine kullanılan ekklesia kelimesinden gelmektedir.
#11
SORU: Katedral nedir?
CEVAP: Mekânsal olarak kiliseden görece daha büyük bir mimari yapı özelliği taşıyan Katedral ise Hıristiyanlık’ta piskoposun resmî tahtı olarak bilinen katedranın bulunduğu mekândır. Piskopos tahtı olarak kullan›lan katedral, Papanın iman ve ahlak konularında bütün inananları bağlayan resmî konuşmaları için kullanılmaktaydı. Katedraller ilgili piskoposun kilise hiyerarşisindeki konumunun yükselmesine (bölge piskoposları, başkiposlar ya da metropolitler, trikler ve Katolik Kilisesinde Papa) bağlı olarak önem kazanmaktadır.
#12
SORU: Sinagog nedir?
CEVAP: Sinagog ise Yahudi dinî inan›ş ve anlayışının temerküz ettiği geleneksel dinî yapılardır. Varlığıyla o her zaman bir dinî topluluğa, bir inanç ve ritüele atıfta bulunur. Böylece Kilise ve Katedralde olduğu gibi belli bir fiziksel mekâna değil ondan daha derin bir şekilde bir dinî/toplumsal düzeneğe, yapı ve yapılanmaya işaret eder.
#13
SORU: Papa kimdir?
CEVAP: Katolik Kilisesi’nin en yüksek ruhani lideri olup aynı zamanda Roma piskoposudur. Katolikler nezdinde Papalık kurumu, Hz. İsa’nın yerine vekil olarak bıraktığına inanılan havari Petrus’un makamıdır. Bu nedenle de Papa, dinî alanda karar verebilecek en yüksek merci olarak kabul edilmektedir.
#14
SORU: Mezhep, tarikat ve meşrep kavramları neyi ifade etmektedir?
CEVAP: Mezhep, tarikat ve meşrep kavramları özellikle dinsel toplumlardaki dinî, siyasi ve entelektüel ayrışmaları ifade etmek için kullanılmaktadır. Kuşkusuz mezhep kavram›n›n bölünme, ayrışma ve farklı usuller etrafında sosyo-kültürel bağlamlardan beslenen bir yap› tarzında oluşmalar› sadece İslamiyet’e özgü bir gelişme değildir. Hemen her dinde mezhepsel yönelimlere rastlamak mümkündür. Bu farklılaşmayı sadece mezhep temelinde değil, tarikat ve meşrep temelinde de gözlemlemek mümkündür
#15
SORU: Mezhep nedir?
CEVAP: Mezhep, tarikat ve meşrep kavramlar› özellikle dinsel toplumlardaki dinî, siyasi ve entelektüel ayrışmaları ifade etmek için kullanılmaktadır. Kuşkusuz mezhep kavramının bölünme, ayrışma ve farklı usuller etrafında sosyo-kültürel barlamlardan beslenen bir yap› tarzında oluşmaları sadece İslamiyet’e özgü bir gelişme değildir. Hemen her dinde mezhepsel yönelimlere rastlamak mümkündür. Bu farklılaşmayı sadece mezhep temelinde değil, tarikat ve meşrep temelinde de gözlemlemek mümkündür.
#16
SORU: Tarikat ne demektir?
CEVAP: İslam kültür ve literatüründe daha çok tasavvufi bağlamlarda kullanılan bir kavramdır. Arapçada yol anlamında kullanılan kavram, tasavvufta Tanrı’nın doğrudan bilgisine götürdüğüne inanılan manevi bir yol olarak görülmektedir
#17
SORU: Tasavvuf nedir?
CEVAP: Tasavvuf, sufizm olarak da bilinen bir kavram olup ağırlıklı olarak İslam geleneği içinde kullanılmaktadır. İslam’da mü’minin Tanrı’nın doğrudan bilgisine ulaşmasını amaçlayan düşünce, inanç ve yaşam biçimi olarak tasavvuf, dinler tarihindeki genel terimle İslam’ın mistik boyutunu belirtmektedir.
#18
SORU: Tasavvufun düşünce sistematiği nedir?
CEVAP: İslam geleneğinde içsel arınma ve temizliğe önem vererek hakikati kavramaya ve kurtuluşa eriş- meye çal›şan, Allah-insan illişkisinde mistik yaklaşımları ön plana ç›karan bir düşünce sistematiğini ifade eder
#19
SORU: Kelam ne demektir?
CEVAP: Kelam, İslam’da inanç esasları etrafında ortaya ç›kan tartışmaları disipline eden bir ilim dalıdır. İlm-i kelam olarak da bilinen bu alan, İslam’da inanç esaslarını akıl yoluyla açıklamayı, temellendirmeyi ve savunmayı amaçlamaktadır. İslam inanç esaslarını konu aldığı için akaid, bunlar dinin temellerini oluşturduğu için usulu’ddin (dinin temelleri), Tanrı’nın birliği ve nitelikleri üzerine yoğunlaştığı için ilm-i tevhid ve’s-sıfat, fıkhın inançla ilgili konular›n› incelediği için de fıkhu’l-ekber, temel yöntem olarak düşünme ve akılla açıklamayı benimsediği için ilm-i istidlal ve’n-nazar gibi adlarla anılmıştır.
#20
SORU: Fıkıh nedir?
CEVAP: İslam geleneğinde ibadet ve hukuk alanına ilişkin bilgilerin üretildiği bir disiplin olarak fıkıh, gündelik dilde bir şeyi bilmek, iyi ve tam anlamak, derinlemesine kavramak anlamlarına gelmektedir. İslam âlimleri, fıkıh aracılığıyla şeriat’ın bireysel ve toplumsal düzlemde uygulamaya dönük yasa ve hükümlerini delilleriyle birlikte ortaya koyarak müslümanlara dinî konularda rehberlik yapmaktadırlar.
#21
SORU: Fıkıh kaç dala ayrılmaktadır?
CEVAP: 1. İbadet: Temizlik, namaz, oruç, hac, zekât ve kurban gibi ibadetlere ilişkin sorunlar, 2. Muamelat: Alışveriş, ortaklıklar, borçlar, mülkiyet ve miras gibi konular, 3. Ahval-i şahsiye: Evlenme, boşanma gibi kişi ve aile haklarıyla ilgili sorunlar, 4. Siyaset-i şer’iyye: Kamu hukuku, özellikle anayasa ve idare hukuku başta olmak üzere devlet kişi ilişkileri, karşılıklı hak ve görevler, 5. Ukûbat: Cezayı gerektiren suçlar ve bunlara uygulanacak cezalar, toplumsal düzeni sağlayıcı yargılar, 6. Siyer: Devletlerarası ilişkiler, islam devletinin diğer devletlerle olan ilişkilerinin düzenlenmesi, 7. Adab: Ahlak ve görgü kuralları.
#22
SORU: Tekke nedir?
CEVAP: Tekke, zaviye ve dergâhlar tasavvuf kültürü içinde anlam kazanmış dinî/mistik mekânlardır. Bu yapılar İslam tasavvuf geleneğindeki etkinliklerin yürütüldüğü yapılardır. Zaman zaman birbirlerinin yerine kullanılsa da icra ettikleri fonksiyonları açısından kimi konularda belli nüanslarla birbirinden ayrılırlar.
#23
SORU: Zaviye nedir?
CEVAP: Tekkeye göre daha küçük yapı özelliği taş›yan zaviyeler ise daha çok küçük yerleşim alanlarında ve yol üzerlerinde bulunmaktaydı. Bir yandan gezgin dervişler ve yolcular için birer konaklama yeri olarak görev yapan zaviyeler bir yandan da tıpkı tekkelerde olduğu gibi birer tarikat etkinlik mekânı olarak rol üstleniyordu. Her şeyden önce zaviyeler, Anadolu ve Balkanların fethinde, özelllikle de bu bölgelerin müslümanlaşmasında önemli roller üstlenmiştir
#24
SORU: Dergah nedir?
CEVAP: Dergâhlar da tekke ve zaviyeler gibi tasavvuf dünyasının mekânları arasında yer almaktadır. Kadirihane ve Mevlevihane örneklerinde olduğu gibi dergâhlar bazen tarikat isimlerine göre adlandırılmaktaydı. Aslında dergâhlar sadece tasavvuf eğitiminin yapıldığı mekânlar değildir. Gerektiğinde aşevi, han, kervansaray gibi işlevler de üstlenen bu mekânlar ayrıca hat sanatı, edebiyat ve müzik başta olmak üzere güzel sanatlar›n hemen her alanının beslenip geliştiği merkezler olmuştur
#25
SORU: Cemevi nedir?
CEVAP: Cemevleri de tekke ve zaviyeler gibi tasavvvufi/mistik çerçeve içinde değerlendirilebilecek yapılar arasında yer almaktadır. Ancak cemevlerini söz konusu yapılardan kısmen farklı kılan, bu mekânların Alevi inanç dünyası içinde yapılandırılmış olmasıdır.
#26
SORU: Alevilik nedir?
CEVAP: Aleviler Hak-Muhammed-Ali üçlemesi etrafında oluşan inanç yapılanmasıyla hem Sünni hem de şii dünyasından ayrışmış, kendine özgü inanç, adap ve erkân düzenekleriyle İslam içinde farklı bir gelenek geliştirmişlerdir.
#27
SORU: İmam kimdir?
CEVAP: Arapça emm (öne geçmek, sevk ve idare etmek) kökünden gelen imam, terim olarak cemaatle kılınan namaza önderlik eden kimse ve devlet başkan› anlamlarını taşımaktadır. Bu tanımlamalarla imamın önderlik ve örneklik özelliği öne çıkmaktadır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de kullanıldığı biçimiyle imam toplum önderliğini ve Hz. İbrahim’i nitelemek için kullanılmıştır. Gündelik hayatta kullanılan biçimiyle imam, öncelikli olarak namaz kıldıran kişi demektir.
#28
SORU: Şeyh kimdir?
CEVAP: Sözlükte yaşlı kimse anlamına gelen şeyh kelimesi daha çok tarikat dünyasında yer almak üzere çeşitli İslam devletleri ve toplumlarında birer saygınlık ve itibar göstergesi olarak kullanılmaktadır. Tasavvufta pir ve mürşitle ayn anlamında kullanılan şeyh, tarikat yolunun en yüce mertebesi, Allah’a davet konusunda peygamber vekilliğinin en üstün derecesi olarak kabul görmektedir.
#29
SORU: Seyyid kimdir?
CEVAP: Hz. Muhammed’in soyundan gelenleri ifade eden bir kavramdır. Efendi, bey, önder, sahip, faziletli ve kerim gibi anlamlara gelen seyyid kelimesi, şereşi, asil soylu, onurlu, kutsal, mübarek anlamlarına gelen şerif kelimesiyle aynı kategoride kullanılmakla birlikte Hz. Muhammed’in Hz. Ali ve Hz. Fatma’dan doğan torunlarıyla onların soyundan gelenler için kullanılan önemli bir itibar ve statü ünvanıdır.
#30
SORU: Diyanet İşleri Başkanlığının görevi nedir?
CEVAP: İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esaslar› ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli olan kurum, anayasal meşruiyetle görevini yerine getirmektedir.
#31
SORU: Modernleşmenin din üzerindeki etkisi nedir?
CEVAP: Modernleşmeyle birlikte din konusu bir değer kaybı yaşamamış, aksine modernleşmenin yarattığı anlam kaybı, dinin modern bir açıklamasına olan ihtiyacı artırmıştır.
#32
SORU: Tasavvuf kültürü içinde anlam kazanan dini mekanlar nelerdir?
CEVAP: • Tekke • Zaviye • Dergah
#33
SORU: İctihad ne demektir?
CEVAP: İslam hukukunda Kur’an’da ve Sünnette kesin hüküm bulunmayan konularda kıyas, istihsan ve istishab gibi yöntemlerle yorum yapmaya ictihad denir
#34
SORU: Müctehit ne demektir?
CEVAP: İslam hukukunda Kur’an’da ve Sünnette kesin hüküm bulunmayan konularda kıyas, istihsan ve istishab gibi yöntemlerle yorumları ortaya koyanlara müçtehit denir
#35
SORU: Gazzali kimdir?
CEVAP: İmam Gazzali olarak da bilinir. İslam âlimi, mutasavvıf ve müderris olarak ün yapan Gazzali Orta Çağ İslam dünyasının en saygın isimleri arasında yer almaktadır. İslam dünyasında ilgiyle takip edilen Ihya-yı Ulumi’d-din ile Kimya-yı Saadet adlı eserlerinin yanında ünlü felsefe eleştirisi Tehafitü’l Felasifesi de onun dünya ölçeğinde tanınmasını sağlamıştır.
#36
SORU: Kelam ne demektir?
CEVAP: İslam’da inanç esaslar› etrafında ortaya ç›kan tartışmaları disipline eden bir ilim dalıdır. ılm-i kelam olarak da bilinen bu alan, islam’da inanç esaslarını akıl yoluyla açıklamayı, temellendirmeyi ve savunmayı amaçlamaktadır.
#38
SORU:
Günümüzde dünyada kaç din, mezhep ve tarikat mevcuttur?
CEVAP: Bugün dünyada 3000 din, 6000 mezhep ve 12000 tarikat olduğu ileri sürülmektedir.
Bugün dünyada 3000 din, 6000 mezhep ve 12000 tarikat olduğu ileri sürülmektedir.
#39
SORU:
Dinler, tarihi açıdan kaç kısımda ele alınmaktadır?
CEVAP:
Dinler, tarihi açıdan iki kısımda ele alınmaktadır. Bunlar; tek tanrı inancına ve peygamber vasıtasıyla vahye dayanan semavi dinler ile bunun dışında kalan ve insanlar tarafından ortaya çıkartılan beşeri dinlerdir.
#40
SORU: Din kavramına İslami terminoloji açısından bakıldığında nasıl bir tasnif yapılmaktadır?
Din kavramına İslami terminoloji açısından bakıldığında nasıl bir tasnif yapılmaktadır?
CEVAP: Din kavramına İslami terminoloji açısından bakıldığında da hak dinler ve batıl dinler şeklinde bir tasnif yapılmaktadır. Hak dinlerle Allah tarafından peygamberler aracılığıyla gönderilen dinler kastedilirken batıl dinlerle de insanların kendi arzu ve hevesleri doğrultusunda inşa ettikleri dinler kastedilmektedir.
Din kavramına İslami terminoloji açısından bakıldığında da hak dinler ve batıl dinler şeklinde bir tasnif yapılmaktadır. Hak dinlerle Allah tarafından peygamberler aracılığıyla gönderilen dinler kastedilirken batıl dinlerle de insanların kendi arzu ve hevesleri doğrultusunda inşa ettikleri dinler kastedilmektedir.
#41
SORU:
Müslümanlıkta din nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP: Din, klasik tanımlama içinde şöyle ifade edilir: “Din, Allahu Teâlâ tarafından vaz’ olunmuş bir kanundur. İnsanlara saadet yollarını gösterir, onların saadete erişmelerine delalet eder, yaratılışlarındaki gaye ve hedefi, Allah’a ne surette ibadet yapılacağını bildirir. İnsanları (kendi arzularıyla dini kabul eden akıl sahiplerini) hayrolan işlere sevkeder."
Din, klasik tanımlama içinde şöyle ifade edilir: “Din, Allahu Teâlâ tarafından vaz’ olunmuş bir kanundur. İnsanlara saadet yollarını gösterir, onların saadete erişmelerine delalet eder, yaratılışlarındaki gaye ve hedefi, Allah’a ne surette ibadet yapılacağını bildirir. İnsanları (kendi arzularıyla dini kabul eden akıl sahiplerini) hayrolan işlere sevkeder."
#42
SORU: Rudolf Otto dini nasıl tanımlamıştır?
Rudolf Otto dini nasıl tanımlamıştır?
CEVAP: Rudolf Otto'ya göre din, kutsalın tecrübesidir.
Rudolf Otto'ya göre din, kutsalın tecrübesidir.
#43
SORU:
Durkheim'a göre kutsal ve din dışı nasıl ayırt edilir?
CEVAP: Durkheim'a göre kutsal şeyler, dinî yasaklarla korunan ve tecrit edilen şeylerdir; din dışı şeyler ise bu yasakların hedef aldığı ve kutsal olandan ayrı tutulması gereken şeylerdir.
Durkheim'a göre kutsal şeyler, dinî yasaklarla korunan ve tecrit edilen şeylerdir; din dışı şeyler ise bu yasakların hedef aldığı ve kutsal olandan ayrı tutulması gereken şeylerdir.
#44
SORU: Din, oldukça farklılaşmış üniteler içinde birey ve toplum üzerinden hayata nasıl karışmıştır?
Din, oldukça farklılaşmış üniteler içinde birey ve toplum üzerinden hayata nasıl karışmıştır?
CEVAP: Dinin gündelik kullanımındaki yansımaları toplumsal hayatın hemen her alanında kendine bir karşılık bulmakta gecikmez. Dinden kaynaklanan tutum ve tercihler, dinsel bir gerekliliğin ürünü olarak gerçekleştirilen eylemler ve yine dinsel aidiyetlerle ilişkilendirilen toplumsal yapı ve kurumlar dinin oldukça farklılaşmış üniteler içinde birey ve toplum üzerinden hayata karıştığını göstermektedir.
Dinin gündelik kullanımındaki yansımaları toplumsal hayatın hemen her alanında kendine bir karşılık bulmakta gecikmez. Dinden kaynaklanan tutum ve tercihler, dinsel bir gerekliliğin ürünü olarak gerçekleştirilen eylemler ve yine dinsel aidiyetlerle ilişkilendirilen toplumsal yapı ve kurumlar dinin oldukça farklılaşmış üniteler içinde birey ve toplum üzerinden hayata karıştığını göstermektedir.
#45
SORU:
Semantik nedir? Dilbilimsel olarak neyi ifade eder?
CEVAP:
Semantik, anlambilim demektir. Dilbilimsel açıdan semantik, zaman içindeki anlam değişiklikleri ile dilin yapısı, düşünce ve anlam arasındaki karşılıklı bağlantılar üzerinde duran bir dilbilim etkinliğidir.
#46
SORU:
Cemaat nasıl tanımlanır?
CEVAP: Sosyoloji literatüründe cemaat, üyelerinin ortaklaşa paylaştıkları bir şeye, genellikle de ortak bir kimlik duygusuna dayanan ve özel olarak oluşturulmuş bir toplumsal ilişkiler bütünüdür.
Sosyoloji literatüründe cemaat, üyelerinin ortaklaşa paylaştıkları bir şeye, genellikle de ortak bir kimlik duygusuna dayanan ve özel olarak oluşturulmuş bir toplumsal ilişkiler bütünüdür.
#47
SORU: Tönnies'e göre cemaat ve cemiyeti tanımlayınız.
Tönnies'e göre cemaat ve cemiyeti tanımlayınız.
CEVAP: Ona göre cemaat birincil ve duygusal ilişkilerin dünyasına aitken cemiyet de parçalanmış, bireyselleşmiş ilişkilerin dünyasını yansıtmaktadır.
Ona göre cemaat birincil ve duygusal ilişkilerin dünyasına aitken cemiyet de parçalanmış, bireyselleşmiş ilişkilerin dünyasını yansıtmaktadır.
#48
SORU:
Durkheim'a göre cemaatleri değerlendiriniz.
CEVAP: Her cemaat, belli bir toplumsal yapı ve bütünlük içinde ortak bilgi, değer ve davranış kodları üzerinden kendini inşa eden farklı bir paylaşım grubudur. Bu nedenle cemaatte aslolan belli bir düzlemde bütünlüklü dayanışma tipolojisinin varlığıdır. Cemaatin sosyolojik tabiatı Durkheim’in izi takip edildiğinde sorunlu ve terkedilmesi gereken bir yapılanmadır. Çünkü cemaat, her şeyden önce modern öncesi bir durumu anlatmaktadır. Burada ilişkiler yüzyüzeliklerle yürümekte ve dayanışma örüntüleri mekânik bir boyut kazanmaktadır.
Her cemaat, belli bir toplumsal yapı ve bütünlük içinde ortak bilgi, değer ve davranış kodları üzerinden kendini inşa eden farklı bir paylaşım grubudur. Bu nedenle cemaatte aslolan belli bir düzlemde bütünlüklü dayanışma tipolojisinin varlığıdır. Cemaatin sosyolojik tabiatı Durkheim’in izi takip edildiğinde sorunlu ve terkedilmesi gereken bir yapılanmadır. Çünkü cemaat, her şeyden önce modern öncesi bir durumu anlatmaktadır. Burada ilişkiler yüzyüzeliklerle yürümekte ve dayanışma örüntüleri mekânik bir boyut kazanmaktadır.
#49
SORU:
İslam kültüründe cemaat nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP: İslam kültüründe cemaat, toplamda bir araya getirmek anlamındaki cem mastarından türetilen Arapça bir isim olup gündelik dilde genellikle insan topluluğu anlamında kullanılmaktadır. Cemaatin din dilindeki kullanımı, müslümanların din kardeşliği esasına dayalı olarak gerçekleştirdikleri ve katılmak zorunda olduları birlik ve beraberlik anlamını taşımaktadır.
İslam kültüründe cemaat, toplamda bir araya getirmek anlamındaki cem mastarından türetilen Arapça bir isim olup gündelik dilde genellikle insan topluluğu anlamında kullanılmaktadır. Cemaatin din dilindeki kullanımı, müslümanların din kardeşliği esasına dayalı olarak gerçekleştirdikleri ve katılmak zorunda olduları birlik ve beraberlik anlamını taşımaktadır.
#50
SORU:
Ritüel nedir?
CEVAP: Uygun zamanlarda yerine getirilen ve sembollerin de kullanılabildiği, sık sık tekrarlanan davranış modelleridir.
Uygun zamanlarda yerine getirilen ve sembollerin de kullanılabildiği, sık sık tekrarlanan davranış modelleridir.
#51
SORU:
İslam açısından ele alındığında ümmet nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP: Arapçada topluluk anlamına gelen ümmet, İslam’da inancın ve Hz. Muhammed’e bağlılığın birleştirdiği geniş katılımlı bir grup anlamını taşımaktadır. Ümm kökünden gelen ümmetin kavramsallaşma süreci müslüman kültüründe şekillenmiştir. İmam, ümem, ümm gibi kavramlarla ortak bir şebeke üreten kavramın doğrudan vurgu yaptığı esas anlam, bir şey üzerinde ittifak etmiş topluluktur.
Arapçada topluluk anlamına gelen ümmet, İslam’da inancın ve Hz. Muhammed’e bağlılığın birleştirdiği geniş katılımlı bir grup anlamını taşımaktadır. Ümm kökünden gelen ümmetin kavramsallaşma süreci müslüman kültüründe şekillenmiştir. İmam, ümem, ümm gibi kavramlarla ortak bir şebeke üreten kavramın doğrudan vurgu yaptığı esas anlam, bir şey üzerinde ittifak etmiş topluluktur.
#52
SORU:
Millet kavramını islam açısından ele aldığımızda nasıl değerlendirebiliriz.
CEVAP: Millet kavramı da pekâlâ aynı kavramsal şebeke içinde ele alınıp değerlendirilebilir. Arapçada topluluk anlamında kullanılan millet sözcüğü ümmet gibi dinsel bir lügatçenin parçasıdır. Kur’an’da Hz. İbrahim ve diğer ilk peygamberlerin yaydıkları dine, dolayısıyla bu dinin gerçek mensupları sayılan müslümanlara bu ad verilmekteydi.
İslami literatürde millet kelimesinin, Allah’ın kulları için kitaplarında ve peygamberlerinin diliyle koyduğu esaslar şeklinde yer alan tanımıyla din ve şeriatla eş anlamlı olduğu görülmekte ancak bakış açısına bağlı olarak aralarında fark olduğuna dikkat çekilmektedir.
Millet kavramı da pekâlâ aynı kavramsal şebeke içinde ele alınıp değerlendirilebilir. Arapçada topluluk anlamında kullanılan millet sözcüğü ümmet gibi dinsel bir lügatçenin parçasıdır. Kur’an’da Hz. İbrahim ve diğer ilk peygamberlerin yaydıkları dine, dolayısıyla bu dinin gerçek mensupları sayılan müslümanlara bu ad verilmekteydi.
İslami literatürde millet kelimesinin, Allah’ın kulları için kitaplarında ve peygamberlerinin diliyle koyduğu esaslar şeklinde yer alan tanımıyla din ve şeriatla eş anlamlı olduğu görülmekte ancak bakış açısına bağlı olarak aralarında fark olduğuna dikkat çekilmektedir.
#53
SORU:
Elmalılı Hamdi Yazır; din, millet ve şeriat kelimelerini nasıl tanımlamaktadır?
CEVAP: Din, şeriat ve millet gerçekte aynı şeylerdir; fakat kavram olarak her birinin belli bir yönü vardır. İtikad yönüyle din, amel yönüyle şeriat, birlik, toplama yönüyle de millet denilir. Aslında itikad denilen neyse amel denilen de odur; amel denilen neyse, toplanılan da odur. Bu bakımdan millet, bir topluluğun çevresinde toplandığı ve üzerinde yürüdüğü bir diğer değişle toplumsal ruhunun tabi olduğu egemen prensipler ve tutmuş olduğu yoldur. Hakkı hak, batılı batıl, eğrisi eğri, doğrusu doğrudur. Demek ki millet toplumun kendisi değildir. Ona cemaat, ümmet, kavm veya ehl-i millet denilir.
Din, şeriat ve millet gerçekte aynı şeylerdir; fakat kavram olarak her birinin belli bir yönü vardır. İtikad yönüyle din, amel yönüyle şeriat, birlik, toplama yönüyle de millet denilir. Aslında itikad denilen neyse amel denilen de odur; amel denilen neyse, toplanılan da odur. Bu bakımdan millet, bir topluluğun çevresinde toplandığı ve üzerinde yürüdüğü bir diğer değişle toplumsal ruhunun tabi olduğu egemen prensipler ve tutmuş olduğu yoldur. Hakkı hak, batılı batıl, eğrisi eğri, doğrusu doğrudur. Demek ki millet toplumun kendisi değildir. Ona cemaat, ümmet, kavm veya ehl-i millet denilir.
#54
SORU:
Kilise kelimesi, hangi bağlamları kapsamaktadır?
CEVAP: Kilise Hiristiyan geleneğinde hem kutsal mekânı yani tapınağı, hem de yerel ya da evrensel Hristiyan toplumunu veya Hıristiyanlıktaki çeşitli akımları, mezhep ve diğer dinî hareketleri ifade eden bir kavramdır.
Kilise Hiristiyan geleneğinde hem kutsal mekânı yani tapınağı, hem de yerel ya da evrensel Hristiyan toplumunu veya Hıristiyanlıktaki çeşitli akımları, mezhep ve diğer dinî hareketleri ifade eden bir kavramdır.
#55
SORU:
Hristiyanlık açısından kilise ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Kilise Hıristiyanlık inancını benimseyenlerin oluşturduğu topluluk, mezhep ve mabed anlamına gelmektedir.
Kilise Hıristiyanlık inancını benimseyenlerin oluşturduğu topluluk, mezhep ve mabed anlamına gelmektedir.
#56
SORU:
Katedral nedir?
CEVAP: Mekânsal olarak kiliseden görece daha büyük bir mimari yapı özelliği taşıyan Katedral, Hıristiyanlık’ta piskoposun resmî tahtı olarak bilinen “katedra”nın bulunduğu mekândır. Piskopos tahtı olarak kullanılan katedral, Papanın iman ve ahlak konularında bütün inananları bağlayan resmî konuşmaları için kullanılmaktaydı.
Mekânsal olarak kiliseden görece daha büyük bir mimari yapı özelliği taşıyan Katedral, Hıristiyanlık’ta piskoposun resmî tahtı olarak bilinen “katedra”nın bulunduğu mekândır. Piskopos tahtı olarak kullanılan katedral, Papanın iman ve ahlak konularında bütün inananları bağlayan resmî konuşmaları için kullanılmaktaydı.
#57
SORU:
Ehl-i beyt imlere denir?
CEVAP: Hz. Muhammed’in aile üyelerinden oluşan ehl-i beyt tüm müslümanlar tarafından tartışmasız bir sevgi ve saygı içinde değerlendirilir.
Hz. Muhammed’in aile üyelerinden oluşan ehl-i beyt tüm müslümanlar tarafından tartışmasız bir sevgi ve saygı içinde değerlendirilir.