DİPLOMASİ TARİHİ Dersi Diplomasinin Tarihsel Gelişimi-II soru cevapları:
Toplam 22 Soru & Cevap#1
SORU:
"Klasik" diplomasiden "Yeni" diplomasiye geçişteki dönüm noktasını oluşturan en önemli olay nedir?
CEVAP:
Birinci Dünya Savaşının patlak vermesiyle Avrupa büyük güçleri arasında kırk yıldan fazla sürdürülebilmiş olan barışın sonu geldi. Böylece “klasik” diplomasinin ayakta durmasına katkıda bulunduğu güçler dengesi sistemi de çökmüş oldu
#2
SORU:
Sanayi Devriminin Avrupa'daki düzeni nasıl etkilemiştir?
CEVAP:
19. yüzyıldaki teknolojik değişimin Sanayi Devrimini, savaş alanına sokmasıydı. Silahların evrimi, 20. yüzyıla girildiğinde eski düzenin savaşın bedelini karşılayamayacağı kadar yükseltmişti. Bu da Birinci Dünya Savaşı savaş öncesi düzenin sonunu getirdi.
#3
SORU:
Birinci Dünya savaşında diplomasinin seyri nasıl olmuştur?
CEVAP:
Aslında, savaş sırasında da diplomasi ölmemişti. Temsilciliklerin çoğu faaliyetlerini sürdürmekteydi. Bununla beraber, savaşın başından itibaren elçilikler, başkentleri ile iletişim ve ulaşımları konusu başta olmak üzere çeşitli güçlüklerle karşılaşmaya başladılar. savaşa giren ülke grupları arasındaki ittifakların yinelenmesi ve güçlenmesi, müttefik politikalarının koordinasyonu, savaşa girmemiş ülkelerin kendi taraflarında savaşa girmelerinin sağlanması veya en azından tarafsızlıklarının garanti edilmesi gibi faaliyetler, elçiliklerin iş hacmini büyük ölçüde arttırdı.
#4
SORU:
Yeni Diplomasi kavramı ne zamana ortaya atılmıştır?
CEVAP:
Daha da önceleri 1905 yılında Fransız Dışişleri Müsteşarı Jules Cambon, hızlı iletişim olanakları, basın ve demokrasinin saydamlığının “eski diplomasi”yi geçersiz hâle getirdiğini iddia etmekteydi. Esasen “Yeni Diplomasi” yerine ve zamana göre değişken nitelikte ve her tarihi önemli değişimden sonra uluslararası ilişkilerde gündeme gelen bir kavramdır.
#5
SORU:
1917’de Bolşevik devriminin diplomasiye yansımaları nasıl olmuştur?
CEVAP:
Her şeyden önce Bolşeviklerin ve özellikle ilk dış işleri halk komiserliğine atanan Troçki’nin dış ilişkilere yaklaşımı son derece radikaldi. Troçki ve arkadaşları önce bir mütareke (BrestLitovsk) imzalamaya, sonra da Müttefiklerle bir barış anlaşması müzakeresine girişmeye sürüklendiler. Bu şekilde başlangıçta diplomasi Bolşevikler’e kendini dayattı fakat Bolşevikler de diplomasiyi ileride Sovyet Rusya’nın kapitalist dünya ile uyumunu sağlayacak bir araç olarak etkili bir şekilde kullanmayı öğrendiler.
#6
SORU:
Rusya’yı Avrupa devletler sistemine sokmak ve Sovyet dış politikasını ve mekanizmasını Avrupa normlarına uydurmak görevi, Mart 1918’de Troçki’nin yerine Dışişleri Komiserliği’ne gelen Çiçerin ne gibi radikal değişiklikler gerçekleştirdi?
CEVAP:
Sovyetler önceleri bütün diplomatik unvanları lağvederek, dış temsilcilerine de sadece tam yetkili temsilci veya polpred adını verdiler. Ayrıca, büyük güçler ile küçük devletler ayırımını da reddettiler.
#7
SORU:
Birinci Dünya Savaşı sonrası ABD Başkanı Wilson'ın diplomasi açısından ortaya attığı en önemli öneri ne olmuştur?
CEVAP:
Wilson “açık barış sözleşmelerinin açık biçimde müzakere ve akdi ve ondan sonra da uluslararası ilişkilerde özel mutabakatların yapılmaması ve diplomasinin daima halkın gözü önünde samimi şekilde yürütülmesi” şeklindeki bir öneriyi gündeme getirmiştir.
#8
SORU:
Milletler Cemiyeti'nin temel amacı nedir?
CEVAP:
Temel amacı uluslararası ihtilaf ve çatışmaların barışçı yollarla çözülmesi olarak ilan edilen ve kolektif güvenlik ilkesine dayanır.
#9
SORU:
Milletler Cemiyeti'nin ana organları nelerdir?
CEVAP:
Milletler Cemiyeti üç ana organdan oluşmaktaydı: Fransa, İngiltere, İtalya ve Japonya daimi üyeleri olmak üzere on beş üye ülkeden oluşan ve yılda üç defa toplanan konsey; yılda bir toplanan ve bütün üyelerin katıldığı genel kurul ve uluslararası bürokrasi olarak çalışan sekretarya. Kurullarda bütün kararların oy birliğiyle alınması gerekiyordu
#10
SORU:
Milletler Cemiyeti’nin diplomasi alanında getirdiği en önemli yeniliklerden birisi nedir?
CEVAP:
Milletler Cemiyeti’nin diplomasi alanında getirdiği en önemli yeniliklerden birisi de memurları üye ülkeler uyruklu olanlar arasından atanan uluslararası bir sekretaryaya sahip olmasıydı.
#11
SORU:
Milletler Cemiyeti uluslararası bir ihtilafın giderilmesinde nasıl bir yol izlemekteydi?
CEVAP:
Milletler Cemiyeti Sözleşmesi’ne göre, uluslararası bir ihtilafın taraflarının cemiyete başvurmaları gerekiyor, Cemiyet veya atayacağı hakemler ihtilafa oy birliğiyle bir çözüm bulamazsa, üç aylık bir süreden sonra taraflar savaşa gidebiliyordu.
#12
SORU:
Milletler Cemiyeti'nin yetersiz kaldığı ve eleştirildiği noktalar neler olmuştur?
CEVAP:
Milletler Cemiyeti birçok yönden savaş sırasında dile getirilmiş olan umut ve taleplere cevap verememiş, uluslararası dayanışma ve işbirliği taraftarlarının tam da istemedikleri şekilde bir avuç büyük gücün hâkimiyetinde kalmıştır. Bütün ülkelerin uyacağı bir uluslararası hukuk çerçevesi yaratamadığı gibi, mevcut kurallara ortak yorumlar da getirmemiştir. Buna göre, daha başından itibaren Milletler Cemiyeti eskisi gibi siyasi güç ve çıkar düşüncelerine dayanmıştır.
#13
SORU:
Konferans diplomasisi temel amacı nedir?
CEVAP:
Uluslararası çatışmaların esas itibarıyla yanlış anlamalardan ve iletişim kopukluklarından doğduğu, dolayısıyla asıl karar verici siyasilerin, aracılar olmaksızın bir araya gelmeleri hâlinde ihtilafların kolaylıkla çözümlenebileceği bir ortam hazırlaması.
#14
SORU:
İki savaş arası yıllarında, büyük devletlerin çoğunun dış işleri kurumları nasıl
bir uyum ve reform sürecine girmiştir?
CEVAP:
Bir ölçüde kamu oylarının eleştirileri nedeniyle dış işleri bakanlıklarını yeniden organize etmeye, diplomatik personelin kariyere alınışını demokratlaştırmaya, diplomatik kariyeri, özel yetenek sahiplerini çekebilecek esnek terfi sistemlerini içerecek şekilde yeniden düzenlemeye çalıştılar.
#15
SORU:
Uluslararası politikaya uygulandığı biçimiyle Bolşevik dogmalarıyla, faşist retorik arasında nasıl farklar bulunmaktadır?
CEVAP:
Bolşevikler burjuva kapitalizmin eseri olan devletin kaçınılmaz şekilde söneceğini ve yok olacağını ileri sürerken, faşistler ulusal kimliğin bir ifadesi olan devletin devam etmek bir yana bütün dünyada nihai zafere ulaşacağını savunuyordu.
#16
SORU:
Nasyonal Sosyalist dönemde Alman dış politikası nasıl bir görüntü çizmiştir?
CEVAP:
Nasyonal Sosyalist dönemde Alman dışişleri politikası Hitler’in hakemliğinde çok başlı hâle gelmişti. Wilhelmstrasse yanında, Schaht’ın ekonomi bakanlığı, Josef Goebbels’in propaganda bakanlığı da dış ilişkilerde söz sahibiydi. Ayrıca, Hermann Göring dünya sahnesinde kendisini göstermek istiyor, Hess, Heydrich ve Himmler yabancı ülkelerdeki, özellikle Çekoslovakya’nın Südet bölgesindeki yaşayan Almanlara dönük politikaları yürütüyordu.
#17
SORU:
İkinci Dünya Savaşı liderler daha çok nasıl bir diplomasi yolunu tercih etmişlerdir?
CEVAP:
Büyük güçlerin siyasi liderleri, yirmi yıl öncesine nazaran, kişisel diplomasi yürütmeye daha fazla eğilim gösteriyorlardı.
#18
SORU:
İkinci Dünya Savaşı sırasında klasik diplomasinin tercih edilmemesinin sebebi nedir?
CEVAP:
Klasik diplomasi zaman alan bir süreçti ve dediklerini en kısa yoldan yaptırmaya alışmış olan politikacılar, dış temaslarında diplomatların uymalarını istediği usûlleri fazla sınırlayıcı buluyorlardı. Bu yaklaşım nedeniyle bazen dış işleri bakanları dahi basit birer katip durumuna düşmüştü
#19
SORU:
İkinci Dünya Savaşı ile birincisi arasında diplomasi açısından nasıl bir benzerlik söz konusudur?
CEVAP:
İkinci Dünya Savaşı ile birincisinde olduğu gibi savaş sırasında profesyonel diplomatlar kadar meslekleri veya siyasetteki yerlerinden dolayı bazı dış görevlere uygun sayılan kişilerin de elçi olarak görevlendirilmesidir.
#20
SORU:
İkinci Dünya Savaşı sonrasında diplomasi alanındaki en önemli iki gelişme ne olmuştur?
CEVAP:
İkinci Dünya Savaşı sonrasında diplomasiye biri kalıcı olmak üzere, diğeri 1990’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasına kadar süren iki gelişme damgasını vurdu: Çok taraflı kuruluş ve ilişkilerin hızla çoğalması ile Soğuk Savaş’ın dünyayı iki kampa bölmesi.
#21
SORU:
“Soğuk Savaş diplomasisi” ne gibi temel özelliklere sahiptir?
CEVAP:
“Soğuk Savaş diplomasisi” genel olarak blok mensubu diplomatların karşı blok diplomatlarını bir düşman ve hasım olarak görmeleri esasına dayanıyordu. Temel yaklaşım karşılıklı güvensizlikti. Batı diplomatı Doğu temsilcilerini “dünyayı kızıla boyama peşinde komünist ajanları” olarak görürken, Sovyet Bloku diplomatları da Batılıları “dünyayı kapitalist ve emperyalist emellerine alet etmeye çalışan ülkelerin uşakları” saymaktaydı.
#22
SORU:
İkinci Dünya Savaşı sonrası diplomasi alanındaki diğer iki önemli değişikler neler olmuştur?
CEVAP:
Birincisi, siyasi liderlerin daha önce de mevcut olan kişisel diplomasi uygulama eğilimlerinin artarak sürmesi, bu arada özel jetlerin açtığı olanakların ürünü olan “mekik diplomasisi” dahil uluslararası müzakerelerde doğrudan temas yönteminin yaygınlaşmasıdır. İkincisi de devlet ve hükûmet başkanları arasındaki zirve toplantılarının düzenli hâle gelmesidir.