ELEŞTİRİ KURAMLARI Dersi BİLİMSEL ELEŞTİRİ-İZLENİMCİ ELEŞTİRİ soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

XIX. yüzyıldan sonra özellikle üniversite çevrelerinde bilimsel bir eleştiri anlayışı geliştirmek için büyük bir çaba görülür. Bunun iki önemli sebebi nelerdir?


CEVAP:

XIX. yüzyıldan sonra özellikle üniversite çevrelerinde bilimsel bir eleştiri anlayışı geliştirmek için büyük bir çaba görülür. Bunun iki önemli sebebi vardı: Mutlakçı ve öznel eleştirinin güvenirliğinin olmadığı anlaşılmıştı.


#2

SORU:

Bilimsel yöntemlerden yararlanarak gelişmiş bir eleştiri anlayışının örneklerini veren araştırmacılar kimlerdir?


CEVAP:

Hippolyte Taine, Ferdinand Brunetière, Gustave Lanson gibi bilginler bilimsel yöntemlerden yararlanarak gelişmiş bir eleştiri anlayışının örneklerini verdiler.


#3

SORU:

Tarihin, psikolojinin, sanatın ve edebiyatın bilim ilkeleri ile açıklanabileceğini düşünen felsefeci kimdir?


CEVAP:

Bir filozof olan Hippolyte Taine (1828-1893), tarihin, psikolojinin, sanatın ve edebiyatın bilim ilkeleri ile açıklanabileceğini düşünüyordu.


#4

SORU:

Taine’e göre bir edebî eserin değerini tespit ederken kullanacağımız nesnel üç ölçüt nedir?


CEVAP:

1. Sanatçının bulduğu ana karakterin önem derecesi,
2. Bu ana karakterin topluma sağlayacağı fayda derecesi,
3. Ana karakter ortaya çıkarılırken eserdeki her türlü ayrıntının bir bütünlük içinde birleştirilme başarısı.


#5

SORU:

Taine edebi eserlerin hangi bağlamlar içinde değerlendirilmesi gerektiğini savundu?


CEVAP:

Taine, edebî eserlerin ırk, ortam (mekan) ve dönem (zaman) bağlamı içinde değerlendirilmesi gerektiğini savundu.


#6

SORU:

Ferdinand Brunetière’e göre eleştirinin konusu ne olmalıdır?


CEVAP:

Eleştiri türünü öznellikten kurtarıp ona nesnel ve bilimsel bir nitelik vermek için çalışanlardan birisi de Brunetière’dir. Brunetière’e göre eleştirinin konusu, “edebiyat eserlerini yargılamak, sınıflandırmak, açıklamak”tır. 


#7

SORU:

Brunetière, eleştiri anlayışını hangi kavram üzerine kurmuştur?


CEVAP:

Brunetière, eleştiri anlayışını “tür” kavramı üzerine kurmuştur: Edebî türler, canlı türleri gibi zaman içinde belli kurallara uyarak gelişir. Bir türün içinde yer alan her eser, o türün gelişim evrelerinin bir halkasını oluşturur. Bu yönüyle edebî eserler, hem türünün izlerini taşır, hem türün gelişim ve değişimine katkı yapar.


#8

SORU:

Brunetière’den etkilenen Propp, onun gibi biyolojiden, morfolojiden (biçimbilim) yola çıkar ve “masal” incelemelerinde her masalda aynı kalan ve değişmeyen unsurları bulur. Onun  bu buluşu ile temeli atılan kavramlar nelerdir?


CEVAP:

XX. yüzyılda büyük bir başarı elde eden ve yapısalcılığı kuran Propp’un hareket noktası Brunetière’dir. Propp, onun gibi biyolojiden, morfolojiden (biçimbilim) yola çıkar ve “masal” incelemelerinde her masalda aynı kalan ve değişmeyen unsurları bulur. Onun bu buluşu, biçimcilik (formalisme) ve yapısalcılığın (structralisme) temelini oluşturacaktır. 


#9

SORU:

Kurduğu eleştiri akımına derin bilgiye dayandığından “Uzman Eleştirisi” yahut “Lansonculuk” adı da veren bilgin kimdir?


CEVAP:

XX. yüzyılda Eleştiri ve Edebiyat Tarihi anlayışını etkileyen en önemli bilginlerden birisi Gustave Lanson’dur. Kurduğu eleştiri akımına derin bilgiye dayandığından “Uzman Eleştirisi” yahut “Lansonculuk” adı da verilmiştir.


#10

SORU:

Lanson’a göre edebiyat öğretiminin amacı ne olmalıdır?


CEVAP:

Lanson’a göre edebiyat öğretiminin amacı, öğrencilere sadece edebiyatı tanımaları ve anlamaları için gereken temel bilgileri vermekten ibaret değildir, edebiyat tarihi ve eleştiri, öğrenciye farklı devirlerde ortaya çıkan zihniyet ve fikir değişimlerini sergilemeli ve hissettirmeli, elde ettiği bilgiler yardımıyla edebî olayları yorumlamayı öğrenmeli, yeni keşifler yapabilmelidir.


#11

SORU:

Rémy de Gourmont’un (1858-1915) eleştiri anlayışını açıklayınız.


CEVAP:

Rémy de Gourmont’a (1858-1915) göre mutlak güzel diye bir şey de yoktur, her şey görelidir yani bize göre güzel yahut çirkindir. Her yazar sadece kendine has olan bir estetik yaratır.


#12

SORU:

Jules Lemaitre'e (1853-1914) göre izlenimci eleştiri nasıl olmalıdır?


CEVAP:

Jules Lemaitre (1853-1914), bir edebî eseri değerlendirirken sadece “özenle not edilmiş izlenimler” ini dile getirir. Eleştiriyi “kitaplardan zevk almak, onlarla duyumları inceltmek ve zenginleştirmek sanatı” olarak tanımlar.


#13

SORU:

İzlenimci eleştiri anlayışını benimseyen deneme yazarlarından Alain'in eleştirisi nasıldır?


CEVAP:

Deneme yazarlarının bir kısmı da izlenimci eleştiri anlayışını benimsemişlerdir. Bunların başında Alain (1868-1951) ile André Suarez gelir. Alain’in eleştirisine bir “sezgi eleştirisi”, “sempati eleştirisi” denebilir. Alain de edebî eserlere A.Gide gibi kendi düşüncelerini ifade etmek için bir vesile gibi bakar. Bu vesile ile kendi felsefesini ve ahlâk görüşünü ortaya koyar.


#14

SORU:

Aşırıya gitmiş bir izlenimci eleştiri olarak tanımlanabilen eleştiri türüne ne ad verilir?


CEVAP:

Yaratıcı eleştiri, aşırıya gitmiş bir izlenimci eleştiri olarak tanımlanabilir. Bunlar, bir eseri vesile ederek şiir, roman, edebiyat hakkındaki fikirlerini ortaya koyarlar.


#15

SORU:

Eleştirmeyi bir “yaratma” olarak gören ilk kişi Baudlaire’dir. Baudlaire’e göre eleştiri nasıl olmalıdır?


CEVAP:

Yaratıcı eleştiri, aşırıya gitmiş bir izlenimci eleştiri olarak tanımlanabilir. Bunlar, bir eseri vesile ederek şiir, roman, edebiyat hakkındaki fikirlerini ortaya koyarlar. Eleştirmeyi bir “yaratma” olarak gören ilk kişi Baudlaire’dir. Baudlaire’e göre eleştiri, bir bilim değildir, sanat eseriyle yapılan bir iş birliğidir.


#16

SORU:

Okura dönük eleştiri ile kastedilen nedir?


CEVAP:

Edebî eser ile okuyucu arasındaki ilişkileri ele alan Okura dönük eleştiri, birçok nitelikleriyle izlenimci eleştiri ile birleşir.


#17

SORU:

İzlenimci eleştiriyi destekleyen bir akım da Alımlama estetiğidir. Alımlama Estetiği neyi savunur?


CEVAP:

İzlenimci eleştiriyi destekleyen bir akım da Alımlama estetiğidir. Alımlama Estetiğini savunan eleştirmenlere göre, bir metnin bir anlamı vardır, ancak bu anlam, bütünlüğüne ancak okuyucunun zihninde kavuşur. Metinde yazar her şeyi söyleyemez, bunun sonucunda okuyucu, yazarın söylemek fırsatını bulamadığı şeyleri zihninden tamamlar ve üstelik her okuyucu başka bir biçimde tamamlar. Bunun manası şudur: Anlamlandırma bir süreçtir ve bu süreç yazma işi ile bitmez, okuyucunun okumasıyla tamamlanır. İkincisi, bir eserin okur sayısınca farklı anlamlandırması vardır. Bu görüşler, okuyucu izlenimlerinin eserin bir parçası olduğu görüşünün yaygınlaşmasını sağlamıştır.


#18

SORU:

Edebî bir eseri tahlil etmek, analiz etmek için öncelikle hangi dört temel sorunun cevabı aranmaktadır?


CEVAP:

a. Eser hangi edebî akıma aittir?
b. Türü nedir?
c. Metin Tipi nedir?
d. Duygu tonu nedir?


#19

SORU:

Tarih boyunca filolojik çalışmaların ilk amacı ne olmuştur?


CEVAP:

Metin analizinde yapılacak ilk iş, sağlam bir metin bulmaktır. Bundan dolayı tarih boyunca filolojik çalışmaların ilk amacı orijinal metni elde etme olmuştur.


#20

SORU:

Söz dizimi analizi nasıl yapılmaktadır?


CEVAP:

a. Kelime türlerinin çeşitlenmeleri: Fiiller: Zaman, görünüm, kip, çatı,
olumlu olumsuz çekimler...; isimler: cins, sayı... Bunlar aracılığıyla elde
edilen etkiler; sıfatlar.
b. Yapı:
- Basit cümleler, birleşik cümleler, isim cümleleri.
- Cümle seçimi (choix des phrases). Yazarın hangi tip cümleleri tercih
ettiği araştırılır: Açıklama cümleleri, emir cümleleri, soru cümleleri,
ünlem cümleleri.
- Cümlede kelimelerin düzeni.
- Cümlelerin düzeni. Cümleler, bağlı (liaison) yahut sıra cümleler olabilir.
c. Edebî sanatlar (figures de rhétorique): - Önyinelem (anaphore), tedric (gradation), devriklik (inversion), teşbih (comparaison), tezat
(antithèse).