ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ Dersi Endüstri İlişkileri ve Sendikacılık soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Endüstri ilişkileri nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Endüstri ilişkileri; işçi, işveren ve bunların örgütleri ile devlet arasında yaşanan üç taraflı bir ilişkiler bütünüdür ve çalışma yaşamına dair kuralların konmasında üç taraflı bir güç mücadelesi ve etkileşimidir.


#2

SORU:

Endüstri ilişkileri kavarmı ilk olarak ne zaman ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

Endüstri Devrimi sonrası yaşanan gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan endüstri ilişkileri kavramı, ilk kez 1912 yılında ABD’de Kongre’nin çalışma hayatına ilişkin kurduğu bir komisyonun adı olarak kullanılmıştır. İngiltere’de ise ilk kez 1926 yılında Ticaret Bakanlığı’nın bir araştırması kapsamında endüstri ilişkileri kavramı geçmiştir (Yıldırım, 1997: 23).


#3

SORU:

Endüstri ilişkileri ve çalışma ilişkileri arasındaki kapsam bakımından fark nedir?


CEVAP:

Endüstri ilişkileri ve çalışma ilişkileri pratikte birbirinin yerine kullanılmakla beraber, ikisinin kapsamı aynı değildir. Endüstri ilişkileri daha geleneksel bir ifadedir ve imalat sektöründe sendikalı olarak çalışan mavi yakalı işçileri kapsamaktadır. Çalışma ilişkileri ise genellikle sendikalaşma oranı düşük olan ve ticaret ile hizmet sektörlerinde çalışan beyaz yakalı işçilerin sayıca artmasıyla daha çok kullanılır hâle gelmiştir (Salamon, 1992: 29).


#4

SORU:

Endüstri ilişkileri ve çalışma ilişkileri arasındaki kavram bakımından farkları ve benzerlikleri nelerdir?


CEVAP:

Çalışma ilişkileri endüstri ilişkilerinden daha sonra ortaya çıkan bir kavramdır. Bunun en önemli nedeni endüstri ilişkilerinin Endüstri Devrimi’nin bir sonucu olarak sanayileşme ile birlikte ortaya çıkması; çalışma ilişkilerinin ise üretim, yönetim ve istihdam biçimlerinin dönüştüğü sanayi ötesi toplumların bir kavramı olmasıdır. Günümüzde endüstri ilişkilerinin bütün sektörlerdeki çalışma ilişkilerini hatta bireysel çalışma ilişkilerini de kapsayarak geniş anlamda ele alınması, iki kavramın aynı anlamda ve birbirinin yerine kullanılmasını getirmektedir (Uçkan ve Kağnıcıoğlu, 2004: 23).


#5

SORU:

Endüstri ilişkileri teorisi nedir? Kim tarafından geliştirilmiştir?


CEVAP:

Endüstri ilişkileri teorisi Amerikalı iktisatçı John T. Dunlop tarafından geliştirilmiştir. Dunlop, endüstri ilişkileri sisteminin, toplumun ekonomik sisteminin bir parçası değil; fakat onun ayrı bir alt sistemi olduğunu ileri sürmüş ve kısmen ekonomik ve politik karar verme mekanizmaları ile ilişkili olarak ele almıştır. Dunlop için endüstri ilişkileri sistemi; belirli aktörlerden, çerçevelerden ve endüstri ilişkileri sistemini bütünleştiren ideolojiden ve iş yerindeki aktörlerin yönetilmesi için oluşturulan kurallar bütününden oluşmaktadır. Aktörler; yönetim hiyerarşisini ve temsilcilerini, işçiler ve temsilcilerini ve devlet yetkilileri gibi uzmanlaşmış üçüncü taraf kurumlarını içerir (Dunlop, 1958; Şenkal, 1999: 10).


#6

SORU:

Endüstri ilişkileri sisteminin aktörleri kimlerdir?


CEVAP:

Endüstri ilişkileri sisteminin dinamik bir yapıya sahip olması, zamanla bir başkalaşımı da getirmiştir; fakat sistemi meydana getiren aktörler hiçbir zaman değişmemiştir. İşçi, işveren ve devlet’in rollerinde zamanla bir değişim olsa da sistem hep bu üçlüden oluşmuştur. Dunlop’a göre de “endüstri ilişkileri sistemi aile yapısının ve politik yapının dışında işçi, işveren ve yöneticiler arasında belirlenmektedir” (Dunlop, 1986: 154; Şenkal, 1999: 17).


#7

SORU:

Endüstri ilişkileri sisteminin aktörlerininden işçiler ve örgütlerinin işlevi ve rolü nedir?


CEVAP:

İşçiler, verimlilik ve iş gücü maliyetleri açısından bir taraftan işverenleri etkilerken istek ve beklentileriyle de sendikaların taleplerini şekillendirerek gelişimine katkıda bulunmaktadırlar. Sendikalar da örgütledikleri işgücünün temsilcisi olarak gerek toplu pazarlıklar gerekse yasama organı yoluyla işveren ve devletle birlikte çalışma koşullarının belirlenmesinde söz sahibi olmaktadır. Üretim ve yönetim tekniklerinde ve istihdam biçimlerinde meydana gelen değişim yanında teknolojinin gelişimi, işçilerin bireysel olarak endüstri ilişkilerinin bir aktörü olma kapasitesini artırmaktadır (Uçkan ve Kağnıcıoğlu, 2004: 6).


#8

SORU:

Endüstri ilişkileri sisteminin aktörlerininden işveren tanımı nedir?


CEVAP:

İşveren, genel anlamda işçi çalıştıran ve karşılığında ücret ödemek zorunda olan kişi olarak tanımlanır. Endüstri ilişkileri bağlamında işveren ise çalışma koşullarının oluşmasında işçi sendikalarıyla pazarlık yapan, çalışma hayatına yönelik yasal düzenlemelerin hazırlanmasında devlete baskı yaparak kendi çıkarını gözeten kişidir (Uçkan ve Kağnıcıoğlu, 2004: 6).


#9

SORU:

Endüstri ilişkileri sisteminin aktörlerininden işveren örgütlerinin tanımı ve amacı nedir?


CEVAP:

İşveren sendikaları, gerek işlevleri gerekse amaçları bakımından capitalist ve karma ekonomik sistemler içinde ortaya çıkmış, endüstri toplumlarına özgü kuruluşlardır. İşveren sendikaları veya birliklerinin başlıca amacı; üye işverenlerin çıkarlarını işçi sendikaları, yasama ve yürütme organları önünde korumaktır (Esin, 1974: 40; Şenkal, 1999: 19-20).


#10

SORU:

Endüstri ilişkileri sisteminin aktörlerininden devletin işlevi nedir?


CEVAP:

Devlet, endüstri ilişkileri sisteminde işçi ve işverenin yanında üçüncü bir aktör olarak daha çok denge ve uzlaşma sağlama niteliğiyle yerini almaktadır. Devletin çalışma yaşamındaki en temel rolü, çalışma yaşamına yönelik yasal düzenlemeleri hazırlamaktır. Bu rolünün yanında kamu işletmelerinde devletin kendisi de işveren olarak yer alabilmektedir. Devlet, bir taraftan işveren olarak yaptığı yatırımlarla istihdam olanaklarını artırıcı bir etki yaparken diğer taraftan devletin kamu kesiminde yaptığı toplu sözleşmeler ve bu sözleşmelerle getirilen çalışma koşulları özel sektörde toplu sözleşmeleri etkilemektedir. Devletin çalışma ilişkilerinde yerine getirdiği bir başka rol ise toplu iş uyuşmazlıklarında uzlaştırıcılık rolüdür. Ekonomik ve toplumsal gerekliliklere bağlı olarak devlet çalışma ilişkilerinin tarafları arasında dengeleyici bir rol üstlenerek, iş uyuşmazlıklarının barışçıl yoldan çözümlenmesine katkıda bulunmaktadır (Koray, 2000: 67-68).


#11

SORU:

Devletin rolü ve amaçları doğrultusunda endüstri ilişkilerinin geçirdiği dönemler nelerdir?


CEVAP:

Devletin rolü ve amaçları doğrultusunda endüstri ilişkilerinin geçirdiği dönemler; kitle üretim dönemi, müdahaleci dönem, liberal dönem ve sendikasız endüstri ilişkileri dönemidir.


#12

SORU:

Devletin rolü ve amaçları doğrultusunda endüstri ilişkilerinin geçirdiği dönemlerden kitle üretim dönemini açıklayınız?


CEVAP:

Kitle üretim dönemi, sanayileşmenin ilk dönemlerine karşılık gelen başlangıç dönemini kapsamaktadır. Bu dönem içinde toplu sözleşme ve örgütsel anlamda güçlü ve etkin sendikalar yoktu; İşçi ve işveren arasında günümüzdeki anlamıyla bir akit anlayışı yoktu, çünkü bu dönemde toplu pazarlık gelişmediği gibi işçiler de henüz çok zayıftı. Makinelerin üretimde kullanımının yaygınlaşmasını; uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve işsizlik izlemiştir. Tüm bu gelişmeler, işçi sınıfının işveren karşısında zayıf kalmasına meydan vermiştir.  ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ SİSTEMİNİN GELİŞME AŞAMALARI/ SYF:111


#13

SORU:

Endüstri devrimi sonrasında kitle üretim döneminde devletin yaklaşımındaki temel felsefe ve bu felsefenin getirdiği sonuç nedir?


CEVAP:

Endüstri Devrimi sonrasında hakim olan yeni felsefeye göre hükümet, iktisadi hayattan kaçınarak genel refahın oluşmasına hizmet etmiş olacaktı. Bu liberal düşünce biçimi, endüstri ilişkileri sistemi içinde devletin dışlanmasına neden olmuştur (Şenkal, 1999: 23).


#14

SORU:

Devletin rolü ve amaçları doğrultusunda endüstri ilişkilerinin geçirdiği dönemlerden liberal dönemi açıklayınız?


CEVAP:

Keynesyen ekonomik politikalarla tam istihdamın hedeflendiği, refah devleti politikalarıyla ücretlilere belirli bir ekonomik güvence sağlandığı ve çoğulcu demokrasi uygulamaları içinde sendikaların örgütlenme ve etkinlik alanının genişlediği bu dönem; endüstri ilişkileri açısından “altın çağ” olarak nitelendirilmektedir (Koray, 2000: 65; Koray, 1994: 66; Uçkan ve Kağnıcıoğlu, 2004: 73). Bu dönemde sosyal devlet anlayışı ön plana çıkmıştır. Devlet; eğitim, sağlık, sosyal konut, sosyal güvenlik yardımı gibi toplumun geniş kesimlerinin refahını ilgilendiren kamusal hizmetleri de üstlenmiştir (Güven, 2001: 81; Şenkal, 1999: 24)


#15

SORU:

Devletin rolü ve amaçları doğrultusunda endüstri ilişkilerinin geçirdiği dönemlerden sendikasız endüstri ilişkileri dönemini açıklayınız?


CEVAP:

Sendikasız endüstri ilişkileri sistemi, özellikle 1970’lerden sonra başlayan postendüstriyel dönüşüm sonrası gündeme gelmiştir. Bu dönemin en önemli özelliği bireyi ön plana çıkaran bir anlayış içinde olmasıdır. Sistem, gözü kapalı talimatlar alan ve bunları uygulayan çalışanlar yerine analiz eden, geliştiren, katılımcı ve sorumluluk alan bireyi istemektedir. Özelikle bu dönemden sonra birçok işletmenin sendikaya karşı cephe alarak sendikayı dışladığı, sendikasız bir yapı kazandığı görülmektedir (Anıl, 1985: 396-400; Şenkal, 1999: 25).


#16

SORU:

Sendikaların evrensel temelde ortak özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Sendikaların evrensel temelde birtakım ortak özellikleri şöyle sıralanabilir: Sendikalar;

a) Mücadele örgütleridir,

b) Meslek örgütleridir,

c) Sınıf örgütleridir,

d) Demokratik örgütlerdir,

e) Kitle örgütleridir,

f) Çalışma hayatında ve ekonomik ilişkilerde barışı ve istikrarı sağlayan örgütlerdir,

g) Adil ve hakça bir gelir dağılımını sağlayan örgütlerdir (Uçkan ve Kağnıcıoğlu, 2004: 93, 95-       96).

ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ SİSTEMİNİN GELİŞME AŞAMALARI/ SYF:113


#17

SORU:

Sendikaların sivil toplum örgütü olduklarının ileri sürülmesine gösterilen gerekçeler nelerdir?


CEVAP:

Sendikaların sivil toplum örgütü olmadıklarına dair görüşler ileri sürülse de devlete karşı özerk olmaları, gönüllülük esasına dayalı olarak kurulmaları, üyeleri tarafından kendi çıkarlarını korumak üzere kurulmuş olmaları ve baskı grubu olmaları gibi nitelikleri dikkate alındığında sivil toplum örgütleri olduğu ileri sürülebilir (Yorgun, 2007: 44).


#18

SORU:

Türkiye’deki sendikacılığın temel dönemlerini açıklayınız?


CEVAP:

Türkiye’de işçi sendikacılığının tarihsel gelişimi dört temel dönem içinde incelenebilir. Bunlar; cemiyetler dönemi (1923-1946), kuruluş dönemi (1946-1960), gelişme dönemi (1960-1980) ve değişen koşullarda sendikacılık dönemi (1980’den günümüze kadar)’dir (Mahiroğulları, 2005).


#19

SORU:

Türkiye sendikacılı tarihinde “46 Sendikacılılığı” olarak adlandırılan dönemi açıklayınız?


CEVAP:

1946 yılında Cemiyetler Kanunu’nda değişiklik yapılarak sınıf esasına göre cemiyetler kurulması üzerindeki yasağın kaldırılmasıyla birlikte “46 Sendikacılığı” olarak bilinen kısa ama sendika hareketi üzerindeki etkileri derin olan bir dönem yaşanmıştır.


#20

SORU:

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kamuya yönelik hizmetlerde sendikalaşmayı yasaklayan konun nedir ve ne zaman kaldırılmıştır?


CEVAP:

Kamuya yönelik hizmetlerde sendikalaşmayı yasaklayan Ta’til-i Eşgal Kanunu, Yeni İş Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1937 tarihine kadar uygulamada kalmıştır (Mahiroğulları, 2005: 29).