EPİSTEMOLOJİ Dersi ÖNERMESEL DOĞRU soru cevapları:

Toplam 103 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Mantıksal atomculara göre ben bahçemdeki kavak ağacıyla çam ağacı arasında durduğum zaman bir olgu nasıl meydana gelmektedir?


CEVAP: Çünkü bu durum üç nesneyi ve nesnel bir bağıntıyı (mekân/mesafe) içeren bir dünyasal durumdur.

#2

SORU: Doğruluk kuramları içerisinde en bilinen kuram hangisidir?


CEVAP: Karşılık kuramı

#3

SORU: Bundan yüzyıllar kadar önce yaşamış olan B. Russell, G. E. Moore ve L. Wittgenstein gibi felsefecilerin gerçekçi bir metafizik görüş olarak dile getirdiği görüşe ne ad vermişlerdir?


CEVAP: Söz konusu metafizik görüşe Russell Mantıksal atomculuk adını vermiştir.

#4

SORU: Mantıksal atomculuğun yapmış olduğu nesneler ontolojisinden olgular ontolojisine geçiş yapması epistemoloji açısından neden önemlidir?


CEVAP: Gerçekliği olgular temelinde tasarlayan böyle bir ontoloji, önermesel bilginin hedefini de belirlemiş olmaktadır. Önermesel bilgi, dünyadaki olguların bilgisidir. “Olgular metafiziği”, veya kısaca olguculuk, bir yandan Aristoteles’in ve Thomas Aquinas’ın doğruluk tanımlarında yer alan ‘olanlar’ veya ‘var olan şeyler’ deyimlerine net bir açıklama getirmekte ve böylece ontolojik tabloyu daha açık kılmakta, öte yandan da, epistemolojik açıdan, önermesel bilginin neyi hedeflediğini açık bir şekilde sergilemektedir. Dünya olgulardan oluşuyorsa, önermesel bilgi bu olguları doğru temsil etme hedefine yönelme durumundadır.

#5

SORU: Karşılık kuramının felsefe sahnesine çıktığı ifade nedir ve kime aittir?


CEVAP: Thomas Aquinas’ın doğruluk var olan şeylerle zihnin uygun olmasıdır olarak söz ettiği doğruluk tanımıdır.

#6

SORU: Charles Sanders Peirce, William James ve John Dewey gibi pragmacılara göre bizim bir önermenin veya yargının doğruluğundan söz etmemiz hangi durumlardan unsurlardan kopuk olamaz?


CEVAP: Yaşadığımız dünya içinde gerçekleştirdiğimiz eylemlerden, nesneleri anlama ve dönüştürme yetilerimizden kopuk olamaz.

#7

SORU: Kant geleneksel gerçekçi görüşe temelde hangi görüş zemininde tepkisini göstermiştir?


CEVAP: Usçu ve bilişsel görüş zemininde

#8

SORU: Mantıksal atomculara göre olguların oluşması ancak hangi unsurların birleşmesi sonucu oluşur?


CEVAP: Nesnelerin uygun nitelik ve bağıntılarla birleşmesi sonucu

#9

SORU: Aristotees doğruluk kavramını tanımında nasıl tanımlamıştır.


CEVAP: Doğru kavramını, söyleyenlerin olanlara uygunluğu şeklinde tanımlamıştır.

#10

SORU: Mantıksal atomculara göre “elimdeki elmanın kırmızı olması” durumunu olgu yapan nedir?


CEVAP: Bu durum fiziksel bir nesnenin yani bir tekilin, bir niteliği yani bir tümeli barındırması sonucu oluşmuştur.

#11

SORU: Thomas Aquinas hangi filozofun görüşlerinden etkilenmiştir?


CEVAP: Aristoteles

#12

SORU: Pragmacılara göre bilgi ve doğru nasıl belirlenir ve şekillenir?


CEVAP: “Bilgi” adını verdiğimiz zihinsel durum ve “doğru” adını verdiğimiz nitelik, doğa ve toplum içinde eylemde ya da işlevde bulunan insanların ilgileri ve beklentileri tarafından belirlenir ve şekillendirilir.

#13

SORU: Pragmacılık hangi görüşe karşı bir akım olarak ortaya çıkmıştır?


CEVAP: Gerçekçi metafizik

#14

SORU: Doğru kavramı ile ilgili neden bir kategorilendirme yapmamız mümkün değildir?


CEVAP: Çünkü doğru kavramı felsefenin birçok alt dalını ilgilendirir.

#15

SORU: Gerçekçilik akımı neyi ifade eder?


CEVAP: Gerçekçilik, en genel anlamıyla, zihnimizin gerçekliği yaratmadığını ve zihnimizin dışında gerçek bir varlık alanının (örneğin, fiziksel nesnelerin) bulunduğunu savlayan akımdır

#16

SORU: A. Tarski’nin ortaya attığı kuramın adı nedir?


CEVAP: Anlambilimsel kuram

#17

SORU: Aristoteles metafizik kitabında önermesel doğru ile ilgili nasıl bir tanım yapmıştır?


CEVAP: Olmayanı olduğunu söylemek ya da olanın olmadığını söylemek yanlış, olanın olduğunu ya da olmayanın olmadığını söylemek doğrudur.

#18

SORU: Karşılık gelme kuramları içinde en iyi bilinen görüş olan olguculuk neyi savlar?


CEVAP: Olgucular, doğru önermelerin nesnel olgulara karşılık geldiğini savlar.

#19

SORU: Karşılık kuramına göre bizim inanç ve cümle gibi önermesel unsurlarımızın doğru olmasının nedeni nedir?


CEVAP: Doğruluk ilişkisinin bir tarafında özneye veya öznelliğe ait olan şeyler (zihin, bilişsellik, düşünce, idea, inanç, cümle, önerme, dil), diğer tarafında ise nesneye veya nesnelliğe ait olan unsurlar (nesneler, gerçeklik, varlık, olgu) yer alır. O hâlde bizim inanç ve cümle gibi önermesel unsurlarımızın doğru olmasının nedeni, bu unsurların gerçekliğin unsurlarına karşılık gelmesidir. Eğer bir önermesel unsur gerçekliğin unsurlarına karşılık gelmezse, onlarla uygunluk içinde değilse, o önermesel unsur için yanlış dememiz gerekir.

#20

SORU: Doğruluk kuramları neyi açıklamayı amaçlar?


CEVAP: Doğruluk kuramları önermesel doğrunun ne olduğunu veya felsefi anlamda nasıl oluştuğunu aydınlatmayı hedefler.

#21

SORU: “Bahçemde şu an dört ağaç var” cümlesinin doğruluğunun epistemolojiyi yakından ilgilendiren yönü nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Önermesel bilgi epistemolojinin en temel konularından biridir. Ve önermesel bilgi kavramı üzerine çalışan felsefecilerin sık sık önermesel doğru kavramıyla da ilgilenmeleri ve o kavramın inceliklerine değinmeleri gerekir. yüzeysel bir akıl yürütme ile söylersek, önermesel bilgi “doğru” hedefine yöneliktir diyebiliriz. Şöyle düşünelim: “Ben bahçemde şu an dört ağaç olduğunu biliyorum” gibi bir bilgi iddiasında bulunan bir öznenin gerçekten biliyor olması için hangi temel koşul yerine gelmelidir? Pek çok kişi bu soruya şu yanıtı verecektir: “Bahçemde şu an dört ağaç olmalıdır, yoksa o durumu bildiğimi iddia edemem”. Öte yandan, bu söylediğimiz şey şu şekilde de ifade edilebilir: “Bahçemde şu an dört adet ağaç olduğunu bilmem için ‘Bahçemde şu an dört ağaç var’ cümlesi doğru olmalıdır”. Sağduyuya uygun görünen (ancak ileride daha ayrıntılı olarak tartışmamızı gerektirecek) bu düşünce zincirine göre, dünya bilgimiz önermesel doğru kavramıyla yakından ilişkilidir. Deneyimsel bilgimizin en ilginç ve kritik bölümü doğru önermeleri içerir. Bu durum doğrunun yalnızca metafizik ve semantik kapsamında değil, epistemoloji açısından da çok büyük önem taşıdığını gösterir.

#22

SORU: Varlık kavramı ile hangi felsefe dalı ilgilenmektedir?


CEVAP: Metafizik ve ontoloji

#23

SORU: Karşılık kuramlarına göre doğru nasıl gerçekleşir?


CEVAP: Özneye veya söylemselliğe ait olan bir unsurun nesneye veya gerçekliğe ait unsurlara karşılık gelmesi veya onlara uygun olması ile gerçekleşir.

#24

SORU: “var olan şeyler” ve “zihin” kavramları, karşılık ilişkisi bağlamında, tam olarak nasıl anlaşılmalıdır? Sorusunun yanıtı hangi durumların oluşması ile olanaklı olmuştur?


CEVAP: 19. Yüzyıl’ın ikinci yarısında Aristoteles mantığına alternatif bir mantığın (yani “bağlantılar mantığının) ortaya çıkması ve bununla ilintili olarak yeni bir metafizik tasarımın şekillenmesi ile olanaklı olmuştur.

#25

SORU: Wittgenstein’a mantıksal atomculuk dünyayı nasıl kurgular?


CEVAP: Dünyayı olguların toplamı olarak kurgular, nesnelerin toplamı olarak değil.

#26

SORU: Bileşik olgular nasıl örnekler verilebilir?


CEVAP: Karın beyaz ve soğuk olması bileşik bir olgudur ve dünyada yer aldığı söylenebilir.

#27

SORU: Doğru kavramını epistemolojik kapsamında ciddiye alan felsefecilere göre, bu kavramı bilgi açısından kritik kılan en temel neden nedir?


CEVAP: Bizim etrafımızdaki dünyaya dair düşünce ve inançlarımızın doğal olarak doğruya yönelmiş olmalarıdır.

#28

SORU: Thomas Aquinas, doğrulu nasıl tanımlamıştır?


CEVAP: Doğruluk var olan şeyler ile zihnin uygun olmasıdır. (Veritas est adaequatio rei et intellectus

#29

SORU: Deneyimsel inançlar nasıl öznelerce oluşturulur?


CEVAP: Gerçekliği algılayıp anlamaya çalışan ve kendileri de gerçeklik içinde yer alan öznelerce oluşturulur.

#30

SORU: Aquino’lu Aziz Thomas’ın yaygın olarak bilinen adı nedir?


CEVAP: Thomas Aquinas

#31

SORU: Aristoteles’in doğruluk ile yaptığı tanım nasıl örneklendirilebilir?


CEVAP: Eğer ben çimenlerin mavi olduğunu söylersem, gerçeklik içinde olan durumu (yani, çimenlerin yeşil renkli olduğunu) söylememiş olurum. Başka bir deyişle yanlışı dile getirmiş olurum. Tersine, muzun sarı renkli olduğunu söylemek “gerçekten olanı dile getirmek” olduğu için doğru olur.

#32

SORU: Karşılık kuramı için Türkçe’de hangi deyimler kullanılmaktadır?


CEVAP: Örtüşme kuramı ya da uygunluk kuramı

#33

SORU: Russell’a göre zihnimizin dışındaki varlık alanı nasıl bir yapıda oluşmuştur?


CEVAP: Olgusal bir yapıda

#34

SORU: Olgu nedir?


CEVAP: “Olgu”, gerçeklik içinde var olan şeylerin belli özellikler almaları veya belli ilişkiler içinde bulunmaları sonucunda ortaya çıkan ve durumsal sınırları nesnel olarak belirlenmiş olan oluşumlara verilen isimdir.

#35

SORU: Thomas Aquinas’ın tanımında ne gibi belirsizlikler vardır


CEVAP: Örneğin, “var olan şeyler” ve “zihin” kavramları, karşılık ilişkisi bağlamında, tam olarak nasıl anlaşılmalıdır? Gibi.

#36

SORU: Mantıksal atomculuğun yaptığı en önemli felsefi hamle nedir?


CEVAP: “nesneler ontolojisi”nden – veya Aristoteles’den bu yana felsefede etkisini gösteren “tözler ontolojisinden – “olgular ontolojisi”ne geçiş yapmaktır.

#37

SORU: Russel gibi felsefecilere göre olguyu oluşturan unsurlar nelerdir?


CEVAP: 1. Nesneler 2. Nitelikler 3. Bağıntılar

#38

SORU: Olguların mantığı açısından, bazı bileşimlerin olanaksız olduğu nasıl örneklendirilebilir?


CEVAP: “Mavi” ve “uzun” gibi iki niteliği veya “Ayşe” ve “Ahmet” gibi iki ayrı nesneyi bir araya getirince bir olgu oluşmaz. Ayrıca, örneğin, bir taşın hasta veya sağlıklı olması da anlamlı bir bileşim değildir.

#39

SORU: Bilgi kavramı ile hangi felsefe dalı ilgilenmektedir?


CEVAP: Epistemoloji

#40

SORU: İdeoloji kavramı ile hangi felsefe dalı ilgilenmektedir?


CEVAP: Siyaset felsefesi

#41

SORU: Doğru kavramının metafizik ve ontolojik boyutu nasıl örneklendirilebilir?


CEVAP: Denebilir ki “Bahçemde şu an dört ağaç var” gibi bir önerme doğru olduğunda, doğrunun ortaya çıkma nedeni varlık alanının (yani gerçekliğin) belli bir durumda veya hâlde bulunmasıdır. Başka bir deyişle, bahçemde şu an dört ağaç olmasının benim zihinsel durumlarımdan bağımsız olması gerektiğini düşünmeye eğilimliyizdir. Öyleyse doğru, bir yönüyle, metafizik veya ontolojik araştırmaları ilgilendiren bir kavramdır.

#42

SORU: Doğru kavramını epistemolojik kapsamında ciddiye alan felsefecilere göre, bu kavramı bilgi açısından kritik kılan en temel nedenin, bizim etrafımızdaki dünyaya dair düşünce inançlarımızın doğal olarak doğruya yönelmiş olmasından kastedilen nedir?


CEVAP: Burada kastedilen, dünyaya yönelik sıradan deneyimsel inançların normal şartlar altında gerçekliğe iyi bir uyum gösterdiği ve hatta uyum göstermeye yönelik bir tarzda oluştuğudur.

#43

SORU: Karşılık kuramı neyi savunur?


CEVAP: Adından da anlaşılabileceği gibi karşılık kuramı, doğruluğun iki unsurun birbirine uygun düşmesi, örtüşmeyi veya birisinin diğerine karşılık gelmesi sonucu ortaya çıktığını öne sürer.

#44

SORU: Doğruluğun ortaya çıkması için hangi iki unsurun uyum içinde olması gerektiği sorusuna verilen yanıtlar arasında neler vardır?


CEVAP: Nesne-özne uyumu, İdea-gerçeklik uyumu ve önermesel-olgu uyumu sayılabilir.

#45

SORU: Önerme nedir?


CEVAP: Önerme, doğru veya yanlış olabilen bir cümlenin içerdiği düşüncedir. Örneğin, “Ah bu dikkatsiz sürücüler!” cümlesinin dile getirilmesinin ardında haklı nedenler bulunsa bile, bu cümle doğru veya yanlış olarak nitelendirilemez. “Ah bu dikkatsiz sürücüler!” cümlesinden farklı olarak, örneğin, “Bazı sürücüler araçlarını dikkatsiz kullanırlar” cümlesi bir yargı veya iddia ile karşımıza çıktığı için, içinde bir “önerme” barındırır ve doğru veya yanlış değeri alabilir. Eğer bazı sürücüler araçlarını dikkatsiz kullanıyorlarsa bu yukarıdaki cümle doğrudur; eğer trafikte araçlarını dikkatsiz kullanan sürücüler yoksa bu cümle yanlıştır.

#46

SORU: İnsanların inançlarının doğru olmasını isteme eğiliminde oldukları nasıl örneklendirilebilir?


CEVAP: Diyelim tehlikeli yılanların bulunduğu bir bölgede yürüyorsunuz. ‹ileride taşların arasında duran bir nesne görüyorsunuz ve kafanızdan “şurada duran ve yılana benzeyen nesne aslında bir dal parçası” gibi bir düşünce geçiyor. Böyle bir durumda, sahip olduğunuz bu deneyimsel inancın doğru veya yanlış olmasının sizin için çok fazla fark yaratmayacağını söyleyemezsiniz. Zihnimizde oluşan düşünce veya inançların doğruluğu bizim için önemlidir. Eğer inançlarımızın çoğu yanlış olsaydı yaşam bizim için oldukça sıkıntılı bir hâle gelebilirdi.

#47

SORU: Günlük yaşamımızda biz doğru nitelemesini ne için kullanırız?


CEVAP: Günlük yaşamda biz “doğru” nitelemesini düşünceler, yargılar, inançlar ve cümleler için kullanırız.

#48

SORU: Olguculuğu savunan felsefeciler arasında doğrunun “özne tarafında” neyin durduğuna ilişkin nasıl bir tartışma vardır?


CEVAP: Bu tartışmada, bazı düşünürler zihinsel durumların (örneğin, inançların) olgulara karşılık geldiğini, bazıları sözel olarak dile getirilen iddiaların olgulara karşılık geldiğini ve bazıları da önermelerin olgulara karşılık geldiğini savlamışlardır.

#49

SORU: Karşılık kuramında sözü geçen “gerçeklik” veya “varlık” konusunda en ayrıntılı felsefi açıklamalar hangi düşünürlerden gelmiştir?


CEVAP: Olgucu düşünürlerden

#50

SORU: Olguculuk hangi yönüyle gerçekçi bir görüş olarak görülmektedir?


CEVAP: Olgucular, olguları ontolojik yapı taşları olarak almışlar, “olgu”nun unsurlarını açıklamışlar ve böylece dünyanın varlıksal yapısına ilişkin metafizik bir tablo sunmuşlardır. Bu tablodaki “olgular” öznelerden bağımsız bir şekilde var olan şeyler olarak anlaşıldığından dolayı, olguculuğun gerçekçi bir görüş olduğunu da söyleyebiliriz

#51

SORU: Geleneksel doğruluk görüşleri incelendiğinde karşılık kuramının en büyük rakibi hangi görüştür?


CEVAP: Bağdaşımıcılık

#52

SORU: Bağdaşımcılığa göre bir önermenin doğru olması için ne gereklidir?


CEVAP: O önermenin başka önermelerle bağdaşım içinde olması gerekir. Başka bir deyişle, bağdaşımcılara göre, belli bir inancın veya önermenin doğru olması onun diğer inançlarla veya önermelerle bağdaşmasına, onlara uymasına bağlıdır.

#53

SORU: Bağdaşımcılığa göre karşılık kuramı neden hatalı bir felsefi görüşe dayanmaktadır?


CEVAP: Karşılık kuramının olgucu veya daha genel olarak dersek, gerçekçi bir varlık tasarımına dayanmasıdır.

#54

SORU: Karşılık kuramı ve bağdaşımcı kuramın felsefi alt yapıları hangi çağlarda atılmıştır?


CEVAP: Karşılık kuramı belli belirsiz de olsa Platon ve Aristoteles’in fikirlerinde bulunabilirken, bağdaşımcı kuramın felsefi alt yapıları Modern Çağ’da atılmıştır.

#55

SORU: Karşılık kuramı önermesel doğru bağıntısı için ne düşünür?


CEVAP: Önermesel doğru bağıntısının bir ucunda “gerçekliğin kendisinin” ya da “öznel olmayan nesnel unsurların” bulunduğunu öne sürer.

#56

SORU: Bağdaşımcı kuram, karşılık kuramının önermesel doğru bağıntısı ile ilgili düşünceleri ile ilgili ne düşünür?


CEVAP: Bağdaşımcı doğruluk kuramı bu tür bir nesnelci yaklaşımın çok büyük bir sorun içerdiğini iddia eder.

#57

SORU: Berkeley’in ideacı kuramı algı ile ilgili ne düşünür?


CEVAP: Berkeley’e göre, zihinden tamamen bağımsız bir madde veya nesne düşüncesi kabul edilemez. Algıladığımız nesnelerin algılanmamış (veya “asıl”) hâllerinin nasıl olduğunu kafamızda canlandıramayız. Algı, ister istemez, kendisini algılanan nesneye katar.

#58

SORU: Berkeley’in ideacı kuramı nasıl bir tutarsızlık içerir?


CEVAP: Maddesel dünyanın nesnelerinin zihinden tamamen bağımsız olduğunu ilan edip, ardından zihnimizi kullanarak o nesnelerin fiziksel olarak (yani, “gerçekten”, “kendi içlerinde”) nasıl olduklarından söz etmek, Berkeleyci bir açıdan bakıldığında, çok tutarlı bir yaklaşım değildir. Eğer zihnimizi kullanarak zihinsellikten etkilenmeden var olan maddesel bir gerçekliği açıklamaya veya betimlemeye kalkarsak, “madde” dediğimiz şey nesnelliğini bütünüyle kaybetmez mi? Daha önemlisi, eğer Berkeley haklıysa, maddesel olan varlıkları her tasarlayışımızda zihinselliğin işin içine girdiğini ve “maddesel” olanın epistemolojik anlamda elimizden kaçtığını kabul etmemiz gerekmez mi?

#59

SORU: Bağdaşımcı kuramcıların, karşılık kuramcıları eleştirdiği temel nokta nedir?


CEVAP: Bağdaşımcı görüşe göre; karşılık kuramını savunanlar doğru kavramını bir yönüyle aşırı ölçüde nesnelleştirmektedir. Bağdaşımcıların eleştirdiği temel nokta, karşılık kuramcılarının doğru önermeleri doğru kılan gerçekliği zihinden bütünüyle bağımsız olarak tasarlamalarıdır.

#60

SORU: Bağdaşımcılara göre önermesel doğru nasıl oluşur?


CEVAP: Bağdaşımcı felsefeciler, bir önermenin doğru değeri kazanmasının diğer önermelerle bağdaşım içinde olmasıyla olanaklı olduğunu savlar. Doğru bir önerme, bağdaşımı yüksek bir önermeler sisteminin bir parçası olduğu için doğrudur. Başka bir deyişle, doğruluk ancak zihinselliğin, düşüncenin veya dilsel yapıların varlığında ve onların çerçevesinde anlaşılabilir.

#61

SORU: Bir önermenin bağdaşım sonucu doğru değeri kazanması fikrinin ilk bakışta tuhaf görünmesinin temel nedeni nedir?


CEVAP: Karşılık kuramının sağduyuya oldukça uygun bir görüş sunmasıdır. Doğrunun ortaya çıkması için nesnel dünyanın unsurlarına gereksinim olduğu düşüncesi hem sağduyusal anlamda çekicidir hem de pek çok felsefeciye oldukça mantıklı gelmektedir

#62

SORU: Bağdaşımsal yapıda olan bir inanç sisteminin içinde hangi farklı yapılarda veya türlerde önermeler bulunur?


CEVAP: Bunların bir kısmı, algısal yapıda değilken, bazıları algısal niteliktedir.

#63

SORU: Bağdaşımcılığın doğru ile ilgili tezi nedir?


CEVAP: “doğru”nun yalnızca söylemin, zihinsel durumların, dilin ve önermelerin alanında ortaya çıkabileceğidir. Olumsuzlama ile ifade edilirse, zihinden bağımsız gerçeklik doğruluk bağıntılarına doğrudan katılamaz.

#64

SORU: Gereksizlik kuramının yerine Türkçe’de başka hangi ifadeler kullanılmıştır?


CEVAP: “Fazlalık” ve “taşırılık” adları da kullanılmıştır.

#65

SORU: Gereksizlik kuramının diğer kuramlardan en büyük farkı nedir?


CEVAP: Doğru konusunda yeni bir seçenek sunmaktansa, doğrunun “gereksiz” bir niteleme olduğunda ısrar etmesidir.

#66

SORU: Gereksizlik kuramı doğru kavramı ile ilgili ne düşünür?


CEVAP: Gereksizlik kuramını savunan düşünürlere göre, “doğru” yüklemi fazladan bir bilgi içermez. Bir önermeyi dile getirmekle onun doğru olduğunu söylemek arasında bir fark yoktur.

#67

SORU: Gereksizlik kuramı savunucularına göre “doğru” kavramı eğer gereksiz bir eklentiden başka bir şey değil ise ne işlev görürler?


CEVAP: Gereksizlik kuramı savunucuları bunu günlük kullandığımız anlamda açıklamaya çalışmışlardır. Örneğin, eğer ben “Bahçemde üç adet erik ağacı vardır” önermesini dile getirdiğimde bir başka özne “Doğru!” kelimesini söyleyerek yanıt verirse, ben bunu bir onay olarak yorumlarım, ancak bu kelimeyi söyleyenin yeni bir şey söylediğini düşünmem. Tersine, eğer o kişi “Yanlış!” diyerek dediklerime tepki gösterirse, ben bunu söylediğim yargıya katılmama olarak anlarım. “Doğru” ve “yanlış” kavramlarının gündelik dilsel bağlamlardaki bu türden kısıtlı kullanımları dışında bir işlevi yoktur.

#68

SORU: Gereksizlik kuramını savunanlar, bağdaşımcı ve karşılık kuramının savunucularını eleştirdiği nokta nedir?


CEVAP: “doğru” yu tanımlama, onun özünü bulma çabasının önemli bir işlev olduğunu düşünmeleridir.

#69

SORU: Doğruyu ciddiye alan felsefecilerin gereksizlik kuramını savunanlara getirdiği eleştiri nedir?


CEVAP: Belli dilsel bağlamlarda, bir önermeden “doğru” yüklemini veya nitelemesini kaldırmanın çok büyük bir fark yaratacağı hatta “doğru”yu kaldırmanın olanaksız olduğu durumlar düşünebiliriz.

#70

SORU: Pragmacılık hangi yüzyılda ortaya çıkmıştır?


CEVAP: 19. Yüzyılda

#71

SORU: Pragmatizm deyiminin köklerinde hangi anlamlar vardır?


CEVAP: “pratiklik”, “somut işlevler”, “eylem” gibi anlamlarla karşılaşırız.

#72

SORU: Türkçede pragmatizm için kullanılan bir diğer deyim nedir?


CEVAP: Eylemcilik

#73

SORU: Pragmacı felsefe geleneksel gerçekçi kuramını genel olarak nasıl eleştirmektedir?


CEVAP: Geleneksel karşılık kuramı gerçekliği kavramaya çalışan özneleri temelde edilgen bir konumda tasarlamaktadır. Bu geleneksel (gerçekçi) yaklaşıma göre, insanların algılayacağı ve kavrayacağı gerçeklik insanların yarattığı bir varlık alanı değildir. Bilmek, esas itibarıyla, nesnel gerçekliği zihne veya dile kopyalamaktır. Nesneler özneleri etkiler ancak bilgisel süreçlerde öznelerin nesne üzerinde bir etkisi olamaz.

#74

SORU: Geleneksel gerçekçi kuramına ilk tepki kim tarafından gelmiştir?


CEVAP: Kant

#75

SORU: Pragmacılara göre bir önermenin veya yargının doğruluğu nasıl gerçeklik kazanır?


CEVAP: Önerme ve gerçeklik arasında oluşan gizemli bir felsefi (varlıksal, anlambilimsel) bağ yoluyla değil, o önermenin insanlarca deneyimlenebilecek sonuçları, belirtileri ve etkileri aracılığı ile geçerlilik kazanır.

#76

SORU: Pragmacılığın kurucu kimdir?


CEVAP: Charles Sanders Peirce

#77

SORU: Doğru kavramı konusunda en ilginç fikirleri hangi pragmacı ileri sürmüştür?


CEVAP: William James

#78

SORU: William James’in görüşleri bazı kişiler tarafından Pragmacılıktan farklı olarak hangi görüş ile ilişkilendirilmiştir?


CEVAP: Kökten pragmacılık ve ılımlı gerçekçilik

#79

SORU: James’e göre önermesel doğru konusunda karşılık kuramının yaptığı en büyük hata nedir?


CEVAP: “doğru” kavramını aşırı ölçüde nesnelleştirmek ve böylece onun gerçek insanlarla ve eylemlerle olan ilişkisini gözden kaçırmaktır.

#80

SORU: James’e göre doğru nedir?


CEVAP: Doğruluk, insanların dünyayla olan alışverişinin her aşamasında ortaya çıkan ve insanların eylemlerinden etkilenen bir olgudur. Dolayısıyla “doğru” aynı “zenginlik” veya “devlet” gibi insanların ürettiği, insanların dünyasına ait olan bir şeydir.

#81

SORU: Pragmacılık, gereksizlik kuramı ve bağdaşım kuramı hangi kuramı hedef alarak ortaya çıkmıştır?


CEVAP: Karşılık kuramını

#82

SORU: James’e göre yeni doğrular nasıl meydana gelmektedir?


CEVAP: Eski doğrular ile yeni deneyimlerin bir araya gelmeleri ve birbirlerini karşılıklı olarak değiştirmeleriyle ortaya çıkar.

#83

SORU: Pragmacılığın, hem bağdaşımcılıktan hem de gereksizlik kuramından en büyük farkı nedir?


CEVAP: Doğruluk bağıntılarını soyut zeminlerde değil, insanların eylemlerinde bulmaya çalışmasıdır.

#84

SORU:

Önermelerin nitelikleri nelerdir?


CEVAP:

Cümlelerin ifade ettiği düşünceler veya içerikler önermeleri oluştururlar. Önermeler doğru veya yanlış olma kapasitesine sahiptir.


#85

SORU:

Doğrunun felsefi olarak araştırılabilmesi için hangi alanlarda irdeleme yapılmalıdır?


CEVAP:

Metafizik, ontolojik, dil felsefesi, semantik, epistemoloji.


#86

SORU:

Doğruluk kuramları neyi hedefler?


CEVAP:

Doğruluk kuramları önermesel doğrunun ne olduğunu veya felsefi anlamda nasıl oluştuğunu aydınlatmayı hedefler.


#87

SORU:

Doğruluk kuramları nelerdir?


CEVAP:

Karşılık kuramı, Bağdaşım kuramı, Gereksizlik kuramı, Pragmacılık.


#88

SORU:

Karşılık kuramına göre doğrunun ortaya çıkması nasıl gerçekleşir?


CEVAP:
Karşılık kuramına göre doğrunun ortaya çıkması, zihin veya inanç gibi öznel unsurlarla nesne veya gerçeklik gibi nesnel unsurların birbirine uyması veya karşılık gelmesi sonucu gerçekleşir.

#89

SORU:

Batı Felsefesi’nde doğruluk konusunu gündeme getiren ilk düşünür kimdir?


CEVAP:

Aristoteles


#90

SORU:

Bertrand Russell gibi felsefecilere göre olgu nasıl oluşur?


CEVAP:

Bertrand Russell gibi felsefecilere göre, gerçeklik içindeki olgular varlık alanının yapı taşlarını oluştururlar. Bir olgu, fiziksel nesnelerin belli nitelikleri veya bağıntıları edinmeleri sonucu oluşur.


#91

SORU:

Karşılık kuramları içinde en bilineni hangisidir?


CEVAP:

Olguculuk


#92

SORU:

Olgucular doğru önermelerle ilgili ne düşünür?


CEVAP:

Olgucular, doğru önermelerin nesnel olgulara karşılık geldiğini savlar.


#93

SORU:

F. H. Bradley ve B. Blanshard gibi düşünürler hangi doğruluk kuramını savunmuştur?


CEVAP:

Bağdaşım kuramı


#94

SORU:

Bağdaşım kuramına göre bir önermenin doğru olması için ne gereklidir?


CEVAP:

Bağdaşım kuramına göre bir önermenin doğru olması için o önermenin başka önermelerle bağdaşım içinde olması gerekir.


#95

SORU:

Bağdaşımcılar karşılık kuramını nasıl eleştirir?


CEVAP:

Karşılık kuramını savunanlar doğru kavramını bir yönüyle aşırı ölçüde nesnelleştirmektedir. Bağdaşımcıların eleştirdiği temel nokta, karşılık kuramcılarının doğru önermeleri doğru kılan gerçekliği zihinden bütünüyle bağımsız olarak tasarlamalarıdır.


#96

SORU:

Gereksizlik kuramını savunan düşünürlere göre doğru nasıldır?


CEVAP:

Gereksizlik kuramını savunan düşünürlere göre doğru yüklemi fazladan bir bilgi içermez. Bir önermeyi dile getirmekle onun doğru olduğunu söylemek arasında bir fark yoktur.


#97

SORU:

Frank Ramsey ve Peter Strawson hangi doğruluk kuramını savunurlar?


CEVAP:

Gereksizlik kuramı


#98

SORU:

Pragmacı doğruluk kuramının en önde gelen savunucusu kimdir?


CEVAP:

William James


#99

SORU:

Pragmacı bir perspektiften bakarsak, geleneksel karşılık kuramı nasıldır?


CEVAP:

Pragmacı bir perspektiften bakarsak, geleneksel karşılık kuramı gerçekliği kavramaya çalışan özneleri temelde edilgen bir konumda tasarlamaktadır.


#100

SORU:

Pragmacılığın büyük düşünürleri kimlerdir?


CEVAP:

Charles Sanders Peirce, William James ve John Dewey.


#101

SORU:

Charles Sanders Peirce, William James ve John Dewey gibi pragmacılığı savunan düşünürlere göre bir önermenin veya yargının doğruluğundan söz etmemiz neye bağlıdır?


CEVAP:

Charles Sanders Peirce, William James ve John Dewey gibi pragmacılığı savunan düşünürlere göre bir önermenin veya yargının doğruluğundan söz etmemiz yaşadığımız dünya içinde gerçekleştirdiğimiz eylemlerden, nesneleri anlama ve dönüştürme yetilerimizden kopuk olamaz.


#102

SORU:

W. James’e göre, doğruluk nasıldır?


CEVAP:

James’e göre, doğruluk soyut bir kavram veya bağıntı değildir. Doğruluk kavramı, eylemlerden, faydadan ve somut sonuçlardan bağımsız olamaz.


#103

SORU:

Günümüzde olgu kavramına yaklaşım nasıldır?


CEVAP:

Günümüzde düşünürler, olgu” kavramına “insandan, zihinden, eylemden bağımsız olan gerçekliğin unsuru” şeklinde yaklaşmayı bırakmakta ve olguları “yaşadığımız ve kavradığımız dünyada gerçekleşen durumlar” şeklinde anlamaktadır.