FİNANSAL YÖNETİM Dersi ÇALIŞMA SERMAYESİ YÖNETİMİ soru cevapları:

Toplam 57 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: İşletmeler menkul kıymet alırken menkul kıymetlerin hangi özellikleri taşımasını beklerler?


CEVAP: ? Emniyetli olmalı: Alınan menkul kıymete yatırılan anapara istenildiği anda elde edilebilmelidir. Senetlerin satışı sırasında ele geçen para yatırılan anaparadan az olursa işletmenin maliyeti artacaktır. Özellikle enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde elde edilecek paranın enflasyonun olumsuz etkilerini de kapatması beklenmelidir. Bu nedenle faiz oranındaki değişmelerden daha fazla etkilenen uzun vadeli menkul kıymet veya spekülatif hisse senedi almamak gerekmektedir. ? Pazarlanabilir olmalı: İşletmeler istedikleri anda ve kolayca menkul kıymeti nakte dönüştürebilmeli ve bu dönüşüm sırasında fiyat indirimine gitmemeleri gerekmektedir. En kolay şekilde satılarak nakte dönüştürülebilecek menkul kıymetler, hazine bonoları ve devlet tahvilleridir. Ayrıca para piyasası fonlarına da yatırım yapılabilir. Bazı özel şirketlere ait tahviller bazen nakde daha zor çevrilebileceğinden, büyük ve güçlü şirket tahvilleri tercih edilmelidir. ? Getiri: İşletmeler ellerindeki nakit parayı bir miktar gelir etmek için menkul kıymetlere bağlamaktadır. Elde edilecek getiri bu beklentileri bir ölçüde karşılaması gerekmektedir. Ancak daha yüksek bir getiri elde etmek için emniyet ve pazarlanabilirlik prensiplerini de tehlikeye atmamak gerekmektedir.

#2

SORU: İşletmelerde yöneticiler, işletme değerini artırma amaçları çerçevesinde çalışma sermayesi yönetiminde hangi kararları vermektedirler?


CEVAP: İşletmelerde yöneticiler, işletme değerini artırma amaçları çerçevesinde çalışma sermayesi yönetiminde iki önemli kararı verme durumundadırlar: 1. Dönen varlıklara yapılacak en uygun yatırım düzeyi, 2. Dönen varlıkları desteklemek için yapılan kısa ve uzun vadeli finansmanın bileşimi.

#3

SORU: Rekabetçi bir piyasada çalışan işletmeler bir taraftan yüksek getiri elde etmek isterken diğer taraftan riskini de dengede tutmak istemektedirler. Bu durumda uygulayabileceği kaç politika söz konusudur?


CEVAP: Rekabetçi bir piyasada çalışan işletmeler bir taraftan yüksek getiri elde etmek isterken diğer taraftan riskini de dengede tutmak istemektedir. Bu durumda uygulayabileceği üç farklı politika söz konusu olabilecektir. ? Uygulayabileceği politika-1, riskini düşürmeye yöneliktir. Muhafazakâr bir yaklaşım olan politika-1’i uygularsa yüksek düzeyde çalışma sermayesi (dönen varlık) bulunduracaktır. Bu durumda daha fazla nakit, alacak ve stok bulunduracaktır. ? Uygulayabileceği politika-2, riskini ve getirisini dengelemeye yöneliktir. Politika- 2’yi uygularsa orta düzeyde çalışma sermayesi bulunduracaktır. ? Uygulayabileceği politika-3, atak bir politika olup getirisini maksimize etmeye yöneliktir. Politika-3’ü uygularsa düşük düzeyde çalışma sermayesi (dönen varlık) bulunduracaktır.

#4

SORU: Nakit döngüsü süresinin matematiksel ifadesi nedir?


CEVAP: Nakit döngüsü süresinin matematiksel ifadesi şu şekildedir: Nakit Döngüsü Süresi= (Stok çevrim süresi) + (Alacak devir hızı süresi) - (Satıcılara yapılan ödemenin devir hızı süresi)

#5

SORU: Dönen varlıkların finansmanı konusunda kaç değişik yaklaşım söz konusudur?


CEVAP: Dönen varlıkların finansmanı konusunda genel olarak üç değişik yaklaşım söz konusudur: ? Dengeli (Korumalı) yaklaşım, ? Muhafazakâr yaklaşım, ? Atak yaklaşım.

#6

SORU: Çalışma sermayesi döngüsü nelerden oluşmaktadır?


CEVAP: Tipik bir işletme üretim yapabilmek için, diğer bir ifade ile üretim sürecinde ihtiyacı olacağı işçi, hammadde ve enerji gibi giderleri karşılamak için elinde bir miktar nakit parasının olması gerekmektedir. İşletmeler, üretim sonrası ürünlerini hemen satamayabileceğini de dikkate alarak nakit düzeyini belirleme durumundadır. Ne miktarda hammadde alacağı, onları nasıl saklayacağı ve ne miktarda ürünü piyasaya süreceği, elindeki nakit fazlasının nasıl değerlendirileceği de çalışma sermayesi yönetiminin bir parçasıdır. İşte tüm bu faaliyetler çalışma sermayesi döngüsünü oluşturmaktadır.

#7

SORU: Çalışma Sermayesi genel olarak kaç şekilde sınıflandırılmaktadır?


CEVAP: Çalışma Sermayesi genel olarak iki şekilde sınıflandırılmaktadır: ? Unsurlarına Göre, ? Süresine Göre.

#8

SORU: İşletmelerin tahsilatlarını daha hızlı yapmaları için hangi yöntemler geliştirilmiştir?


CEVAP: İşletmelerin tahsilatlarını daha hızlı yapmaları için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: ? İşlemlerin hızlı bir şekilde yapılarak faturanın gönderilmesi, ? Müşterilerden paranın süratli bir şekilde tahsil edilmesi, ? Ortalama tahsilat süresinin kısaltılması.

#9

SORU: En çok bilinen nakit yönetimi modelleri nelerdir?


CEVAP: En çok bilinen nakit yönetimi modelleri Baumol ve Miller-Orr modelleridir. Her iki model de birçok varsayıma dayanan ve uygulamada çok fazla kullanışlı olmayan modellerdir. Bu modelleri kullananlar zorunlu olarak birçok varsayımından vazgeçmek durumunda olmakta, bu durum da modelin başarısını etkilemektedir. Her iki model de işletmenin elinde nakit bulundurarak bir fırsat maliyetine katlandığını belirtmektedir. Bu fırsat maliyeti, işletmenin nakit bulundurma yerine bu nak-uygun bir yatırımda bulunarak elde edeceği getiriden mahrum kalması olarak açıklanmaktadır. Şüphesiz eğer tutulan nakit büyük bir meblağ ise fırsat maliyeti daha da artmaktadır. Ayrıca modellerde işletmenin menkul kıymetleri veya duran varlıkları nakte dönüştürdükçe bir işlem gideri ödeyeceği de varsayılmaktadır.

#10

SORU: Nakit döngüsü nedir?


CEVAP: Çalışma sermayesi bir açıdan cari varlıklarla kısa vadeli yükümlülükler arasındaki dengeyi de yansıtmaktadır. Kısa vadeli varlıklardaki artış kısa vadeli borçları da yükseltebilmektedir. Örneğin bir ay vadeli hammade alan bir işletme, artan satışları nedeni ile bu ay iki misli hammadde alırsa kısa vadeli borçları da otomatik olarak artacaktır. İşletmenin nakit döngüsü çalışma sermayesinin unsurları ile işletmedeki nakit akışları arasındaki ilişkiyi gösterir ve herhangi bir satış düzeyinde ihtiyaç duyulacak nakit miktarının belirlenmesine yardımcı olur.

#11

SORU: Müşterilere hızlı bir biçimde fatura göndermenin kaç yolu vardır?


CEVAP: Müşterilere hızlı bir biçimde fatura göndermenin çeşitli yolları vardır. Bunlar: ? Faturanın tesellüm makbuzu ile beraber gönderilmesi. Teslim anında bazı malların iade edilmesi bu tür uygulamalarda sorun yaratsa da işletmeler bu sorunu iade faturası ile çözmektedir. ? Faturanın bir kopyasının fakslanarak veya e-posta ile müşteriye gönderilmesi. Faturanın aslının gelmediği zaman bazı işletmeler bu şekilde ödemeyi kabul etmemesi bir sorun yaratabilmektedir. ? Elektronik fatura, klasik kâğıt faturanın elektronik türüdür. Yasal bir uygulama olup devletler tarafından da desteklenmektedir. Elektronik faturalama, faturaların elektronik yoldan, diğer bir ifade ile internet yolu ile alıcıya gönderilmesidir. Elektronik fatura, işletmeler arasındaki ve işletme ile müşteriler arasındaki fatura bilgisi akışının tamamen otomasyonunu hedeflemekte ve kâğıt fatura gönderilmesi ortadan kaldırmaktadır.

#12

SORU: Sürekli çalışma sermayesi neden işletmenin duran varlık yatırımlarına benzemektedir?


CEVAP: Sürekli çalışma sermayesi bir bakıma işletmenin duran varlık yatırımlarına benzemektedir. Çünkü onun gibi uzun vadeli düşünülmektedir. İşletmeler mutlaka minimum miktarda bir çalışma sermayesini sürekli olarak ellerinde bulundurmak durumundadır. Ayrıca büyüyen bir işletmede devamlı çalışma sermayesi düzeyi aynen duran varlıklarda olduğu gibi, oransal olarak da yükselmektedir.

#13

SORU: Mevsimsel (dönemsel) çalışma sermayesi nedir?


CEVAP: İşletmenin dönemsel ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan çalışma sermayesidir.

#14

SORU: Herhangi bir zamanda alacak hesaplarının toplamı hangi faktörlere dayanmaktadır?


CEVAP: Herhangi bir zamanda alacak hesaplarının toplamı iki faktöre bağlıdır: ? Kredili satışların hacmi, ? Satışlar ile tahsilat arasındaki ortalama zaman aralığı.

#15

SORU: Unsurlarına göre çalışma sermayesi nasıl sınıflandırılmaktadır?


CEVAP: Unsurlarına göre çalışma sermayesi, bilançoda dönen varlıklar ya da dönen varlıklar kalemi altında yer alan gruptur. Yıl sonunda düzenlenen bilanço esas alınmak suretiyle, izleyen yıl içinde hareket etmesi beklenen bütün varlıklar bu sınıfta yer almaktadır.

#16

SORU: İşletmelerin ellerinde bulunduracakları nakit miktarının etkin bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Bu tutar hangi faktörlere bağlıdır?


CEVAP: İşletmelerin ellerinde bulunduracakları nakit miktarının etkin bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Bu tutar aşağıdaki faktörlere bağlıdır: ? İşletmenin gelecekte tahsil edeceği ve harcayacağı nakit tutarının tahmini, ? İşletmenin nakit akışlarını etkin bir biçimde yönetme becerisi, ? İşletmedeki likit varlıkların düzeyi, ? İşletmenin borçlanma kapasitesi, ? İşletmenin risk alabilme kapasitesi.

#17

SORU: İşletmenin birçok banka ile çalışmak yerine tüm tahsilatını tek bir banka hesabında toplamasının yararları nelerdir?


CEVAP: İşletmenin birçok banka ile çalışmak yerine tüm tahsilatını tek bir banka hesabında toplamasının yararları şunlardır: 1. Nakit giriş ve çıkışlarının denetimini geliştirir. Buradaki ana fikir tüm yumurtalarını bir sepete koy ve bu sepeti gözetle şeklindedir. 2. Gereksiz hesapları azaltır. Bölgelerdeki ihtiyaç fazlası hesaplar toplama bankasına gönderilerek, gereksiz nakit kullanımları azaltılır. 3. Daha etkin yatırım yapmayı sağlar. Eldeki fazla fonların bir noktada toplanması büyük çapta alışverişlerin daha iyi koşulda yapılmasını sağlayabilir.

#18

SORU: Unsurlarına göre çalışma sermayesi likidite derecesine göre hangi gruplara ayrılır?


CEVAP: ? Hazır Değerler, ? Menkul Kıymetler, ? Kısa Vadeli Ticari Alacaklar, ? Diğer Kısa Vadeli Alacaklar, ? Stoklar, ? Diğer Dönen Varlıklar.

#19

SORU: Muhafazakar yaklaşımın sakıncaları nelerdir?


CEVAP: En önemli iki sakıncası vardır: ? İşletme daima ihtiyacından fazla elinde fon bulunduracaktır. ? Uzun vadeli kredilerin faizleri kısa vadelilerden fazla olduğu için, işletmenin finansman maliyeti artacaktır.

#20

SORU: Müşterilerin ödemelerinin kısaltılabilmesi için hangi yöntemler uygulanabilmektedir?


CEVAP: Müşterilerin de çeşitli ödeme hızları vardır. Bazıları ödemeyi derhal yaparken, bazıları son güne kadar beklemektedir. Müşterilerin ödemelerinin kısaltılabilmesi için çeşitli yöntemler uygulanabilmektedir, bunlardan bazıları şunlardır: ? Müşterilerden teslimattan önce avans istemek. Bu yöntem ancak satıcı işletmenin piyasada güçlü olması ve rekabetin az olması durumunda geçerlidir. ? Müşterilerden düzenli tahsilat yapmak için, onlardan ortalama mal alışlarına göre önceden belirlenmiş bir meblağın kendilerine ödenmesi için bankaya talimat verilmesini talep etmek. Bu durumda alıcı işletme her ay satıcıya belirli bir tutar ödeyecek, bakiye daha sonra gönderilecektir. ? Müşterilerin elektronik sistemle havalelerin yapılması istenir. Günümüzde elektronik ödeme sistemi giderek yaygınlaşmaktadır. Artık işletmeler ve kişiler elektronik bankacılık sistemini yaygın bir biçimde kullanmaktadır. Bu sistemde eğer alıcının bankası ile satıcının bankası aynı ise havale, eğer her iki taraf farklı ticari bankalarla çalışıyorlarsa, EFT (Elektronik Fon Transferi) yapacaktır. EFT sistemi Merkez Bankası tarafından yürütülmekte ve sistemin ek bir maliyeti olmaktadır. Ayrıca EFT ödemeleri derhal değil, aynı gün öğleden sonra alıcının hesabına geçmektedir.

#21

SORU: İşletme yönetimi uygun düzeyde çalışma sermayesi tutmaya karar verdiğinde nasıl bir yönetim tarzı sergilemelidir?


CEVAP: İşletme yönetimi uygun düzeyde çalışma sermayesi tutmaya karar verdiğinde, risk ve kârlılık ikilemini iyi bir şekilde yönetmek zorundadır. Bu konuda yönetici muhafazakâr davranabilir ve yüksek düzeyde dönen varlık bulundurarak kendini beklenmeyen durumlara karşı koruma altına alabilir. Böylece işletmenin satışlarının aksama ve kısa vadeli borçlarının ödenmeme riski düşecek, buna karşılık işletmenin kârlılığı azalacaktır. Diğer taraftan yönetim düşük düzeyde dönen varlık tutarak atak bir politika izleyebilir. Bu durumda işletmenin kârı artacak ancak kısa vadeli yükümlülükleri karşılama riski artacağı gibi, satışlarının da aksaması ihtimali ortaya çıkacaktır.

#22

SORU: Stokların yönetimi hangi sorulara cevap vermelidir?


CEVAP: Stokların yönetimi şu sorulara cevap vermelidir: ? Belirli bir dönemde hangi maldan kaç adet sipariş edilmelidir? ? Hangi noktada sipariş yapılmalıdır? ? Ne kadar stok bulundurulmalıdır? ? İşletmenin stok yönetimi politikası ile rakip işletmelerin stok yönetimi arasında ne fark vardır? ? Stok maliyetini artıran fiyat değişimlerine karşı nasıl tedbir alınabilir?

#23

SORU: Bir işletmenin tutabileceği en uygun nakit miktarının belirlenebilmesi için hangi faktörlerin dikkate alınması gerekmektedir?


CEVAP: Bir işletmenin tutabileceği en uygun nakit miktarının belirlenebilmesi için aşağıdaki faktörlerin dikkate alınması gerekmektedir: ? İşletmenin nakit giriş ve çıkışlarının dikkatli bir şekilde tahmin edilmesi, ? İşletmenin elindeki menkul kıymetler ve diğer likit varlıkların belirlenmesi ve yönetilmesi, ? Nakit giriş ve çıkışlarının etkin bir şekilde yönetilmesi, ? İşletmenin borçlanma kapasitesinin planlanması, ? İşletmenin kabul edebileceği risk seviyesinin belirlenmesi.

#24

SORU: Nakit döngüsü hangi faktörlerin süresi ile ilişkilidir?


CEVAP: Nakit döngüsü üç faktörün süresi ile ilişkilidir: ? Stok çevrim süresi: Hammaddeleri ortalama işlem yapmaya hazır hâle getirme, işleme ve müşterilere satma süresi ? Alacak devir hızı süresi: Alacaklarını ortalama tahsil etme süresi ? Satıcılara yapılan ödemenin devir süresi: Satış sonrası tedarikçilere yapılan ödemenin ortalama süresi

#25

SORU: Sürekli çalışma sermayesi nedir?


CEVAP: İşletmenin uzun vadeli minimum ihtiyaçlarını karşılamak için bulundurulan dönen varlıklarıdır.

#26

SORU: Çalışma sermayesi kavramını açıklayınız.


CEVAP: Finansal yönetim açısından çalışma sermayesi bir işletmenin dönen varlıklarından oluşmaktadır. Bu tanım aslında brüt çalışma sermayesinin de tanımı olup bir işletmenin dönen varlıklara (cari varlıklara) yaptığı yatırımı kapsamaktadır. Ancak özellikle muhasebe yönetimi daha dar bir tanım yapmakta ve net çalışma sermayesi tanımına odaklanmaktadır. Buna göre, net çalışma sermayesi dönen varlıklardan kısa vadeli yükümlülüklerin çıkarılması ile elde edilmektedir.

#27

SORU: Etkin bir çalışma sermayesi yönetiminin amaçları nelerdir?


CEVAP: Etkin bir çalışma sermayesi yönetiminin iki temel amacı vardır: ? İşletmenin kârlılığını artırma, ? İşletmenin kısa vadeli likit yükümlülüklerini zamanında karşılama.

#28

SORU: İşletmeler ellerinde kaç amaçla menkul kıymet tutar?


CEVAP: İşletmeler genellikle ellerinde üç amaçla menkul kıymet tutar. ? Bunlardan birincisi işletme hesaplarındaki muhtemel açıkları kapatmaktır. Diğer bir anlatımla, günlük nakit yönetiminde ortaya çıkabilecek nakit yetersizliklerine karşı hazır olabilmektir. ? İkincisi belirli zamanlarda ödenmesi gereken nakdi hazırlamaktır (vergi, tazminat veya taksit ödemeleri). İşletmenin yakın bir gelecekte ödeyeceği nakdin kısa vadeli olarak menkul kıymetlere yatırılarak getiri elde edilmesidir ? Üçüncüsü ise işletmenin beklenmeyen, olağanüstü harcamalarını karşılamak için bir miktar pazarlanabilir menkul kıymet alınmasıdır.

#29

SORU: Atak yaklaşımla çalışma sermayesini daha etkin olarak yönetmeye çalışırken hangi risklerle karşılaşabilir?


CEVAP: Atak yaklaşımla çalışma sermayesini daha etkin olarak yönetmeye çalışırken aşağıda belirtilen bazı önemli risklerle karşılaşabilir. ? Kısa vadeli borçlarını sık sık yenileme zorunda kalabilecektir. ? Beklenmeyen durumlara karşı hazırlıklı olmayacaktır.

#30

SORU: İşletmeler neden nakit bulundurmaktadırlar?


CEVAP: Aşağıda belirtilen nedenler dolayısı ile işletmeler nakit bulundurmaktadır. Bunlar: ? İşlem güdüsü ile nakit bulundurma: İşletmeler faaliyetlerini yürütmek için hammadde alır, işçilere maaş öder ve devlete vergi verir. Her zaman nakit girişleri ile çıkışlar yüzde yüz birbirlerini karşılayamayacağı için, kısa vadeli ihtiyaçlarını gidermek ve işlem yapabilmek için nakit bulundurmak zorundadır. Tutacağı nakit miktarını belirlemek için satış, tahsilat ve ödemelerini tahmin ederek nakit bütçeleri hazırlarlar. ? Spekülasyon güdüsü ile nakit bulundurmak: İşletmeler piyasa koşullarına bağlı olarak zaman zaman çok uygun yatırım imkânları yakalar. Piyasaya gelen yeni bilgiler, faiz oranlarının değişmesi, hammadde fiyatlarının düşmesi gibi önceden öngörülmeyen bazı piyasa gelişmeleri onlara bazı fırsatlar sunabilir. Ellerinde yeterli nakit rezervi olan işletmeler bazen çok büyük getiri elde etme olanağını yakalayabilir. ? İhtiyat güdüsü ile nakit bulundurma: Zaman zaman beklenmeyen olaylar nedeniyle işletmeler nakit ödeme yapmak zorunda kalabilirler. Beklenmeyen bir tazminat, vergi artışı ya da sel, yangın gibi felaketler karşısında işletmelerin kendilerini koruyabilmek için nakit bulundurmaları gerekmektedir. Bunların dışında işletmeler daha sonra vadesi gelecek bir harcama için şimdiden hazırlanmak amacı ile de nakit bulundurmaktadır.

#31

SORU: İşletmelerin ödemelerini denetleme amacı ile uyguladıkları başlıca yöntemler nelerdir?


CEVAP: İşletmelerin ödemelerini denetleme amacı ile uyguladıkları başlıca yöntemler şunlardır: ? Ödemenin tek bir bankanın hesabından yapılması, ? Sıfır hesap yöntemi, ? Ödemeleri ayın veya haftanın belirli günlerinde yapmak, ? Süreden yararlanmak.

#32

SORU: Tipik bir üretim işletmesinde kullanılan stok türleri nelerdir?


CEVAP: Tipik bir üretim işletmesinde kullanılan stok türleri şunlardır: ? Hammaddeler: Üretim sürecinde kullanılan işlenmemiş malzemelerdir. ? Satın alınan parçalar: Başka bir işletme tarafından mamul veya yarı mamul olarak üretilen ve işletmenin nihai ürününe eklenen malzemelerdir. ? İşlenmekte olan mallar: Adından da anlaşılacağı gibi üretim süreci içinde olan ve henüz tamamlanarak satışa hazır olmayan ürünlerdir. ? Üretimi tamamlanmış ürünler: Adından da anlaşılacağı gibi üretimi tamamlanan ve satışa hazır olan ürünlerdir. ? Yardımcı malzemeler: Üretim faaliyetlerine yardımcı olan, enerji veya makine yağı gibi malzemelerdir.

#33

SORU: Stok denetiminde en çok kullanılan sistemler nelerdir?


CEVAP: ? ABC Stok Yönetim Sistemi, ? Anında Sipariş Sistemi, ? Bilgisayar Destekli Kontrol Sistemi, ? Taşerona Verme Sistemi.

#34

SORU: Bulundurma maliyeti nelerden oluşmaktadır?


CEVAP: ? Stoka bağlanan sermaye maliyeti, ? Depolama maliyeti, ? Sigorta, ? Gayrimenkul vergileri, ? Amortisman ve eskime maliyeti.

#35

SORU: 5 K prensibi nedir?


CEVAP: ? Kapital, ? Karakter, ? Kefalet, ? Kapasite, ? Koşullar olarak bilinmektedir.

#36

SORU:

Finansal yönetim ve muhasebe yönetimi açısından çalışma sermayesini tanımlayınız.


CEVAP:

Finansal yönetim açısından çalışma sermayesi bir işletmenin dönen varlıklarından oluşmaktadır. Bu tanım aslında brüt çalışma sermayesinin de tanımı olup bir işletmenin dönen varlıklara (cari varlıklara) yaptığı yatırımı kapsamaktadır. Ancak özellikle muhasebe yönetimi daha dar bir tanım yapmakta ve net çalışma sermayesi tanımına odaklanmaktadır. Buna göre, net çalışma sermayesi dönen varlıklardan kısa vadeli yükümlülüklerin çıkarılması ile elde edilmektedir.


#37

SORU:

Çalışma sermayesinin yönetimi nedir? Hangi süreçleri içermektedir?


CEVAP:

Bir işletmenin faaliyetlerini yürütebilmesi için duran varlıklara yapılan yatırımları dışında, nakit, alacak ve stokları gibi kısa vadeli varlıklarını da etkin bir şekilde yönetmesi ve kısa vadeli varlıklarının hangi kaynaklarla finanse edileceğini belirlemesi gerekmektedir. Çalışma sermayesinin yönetimi, dönen varlıklar ile bu varlıkların finansman kaynaklarının etkin bir şekilde idaresi olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, her işletmenin yapmak zorunda olduğu hizmet veya mal üretiminde kullanılan stokların temin edilmesi, başta işçilik olmak üzere, diğer hammadde ve kaynaklara nakit ödemenin yapılması, mamul stokların pazarın ihtiyacına göre hazır edilmesi, müşterilere vadeli mal satabilme yeteneğinin geliştirilmesi ile bu faaliyetlerin gerek borç, gerekse özkaynak ile finanse edilmesi süreçlerini içermektedir.


#38

SORU:

Etkin bir çalışma sermayesi yönetiminin temel amacı nedir?


CEVAP:

Etkin bir çalışma sermayesi yönetiminin iki temel amacı vardır:

  • İşletmenin kârlılığını artırma,
  • İşletmenin kısa vadeli likit yükümlülüklerini zamanında karşılama

#39

SORU:

Çalışma sermayesinin önemini ve yönetim politikalarını açıklayınız.


CEVAP:

İşletme yöneticisi zamanının belirli bir kısmını çalışma sermayesi yönetimine ayırmak zorundadır. Tipik bir üretim işletmesinde, dönen varlıklar genellikle varlıkların yarısını teşkil etmektedir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalışma sermayesi analizi, büyük işletmelere göre çok daha fazla önemlidir. Çünkü onlar, daha çok yatırımlarını dönen varlıklar üzerine yoğunlaştırmışlardır. İşletmelerde yöneticiler, işletme değerini artırma amaçları çerçevesinde çalışma sermayesi yönetiminde iki önemli kararı verme durumundadırlar.

  1. Dönen varlıklara yapılacak en uygun yatırım düzeyi,
  2. Dönen varlıkları desteklemek için yapılan kısa ve uzun vadeli finansmanın bileşimi.

İşletme yöneticisi bu kararları verirken her zaman olduğu gibi, risk ve getiri ikilemi ile karşı karşıya kalmaktadır. Dönen varlıklara yapılan yatırım azaldığında, yani işletme daha düşük düzeylerde dönen varlık bulundurduğunda, işletmenin satışlarının aksaması ihtimali ortaya çıkmakta, böylece işletmenin kârlılığı ve getirisi azalabilmektedir. Daha az nakit, stok ve vadeli satışları olan işletmelerin yükümlülüklerini yerine getirememe risklerinin olması kaçınılmazdır. Diğer taraftan, dönen varlıklara yönelik yatırımlar artırıldığında ise kaynakların iyi bir şekilde kullanılmama tehlikesi söz konusu olmaktadır. Yüksek düzeyde nakit, stok veya alacağı olan işletmelerin kârlılıkları düşmektedir. İşletme yönetimi uygun düzeyde çalışma sermayesi tutmaya karar verdiğinde, risk ve kârlılık ikilemini iyi bir şekilde yönetmek zorundadır. Bu konuda yönetici muhafazakâr davranabilir ve yüksek düzeyde dönen varlık bulundurarak kendini beklenmeyen durumlara karşı koruma altına alabilir. Böylece işletmenin satışlarının aksama ve kısa vadeli borçlarının ödenmeme riski düşecek, buna karşılık işletmenin kârlılığı azalacaktır. Diğer taraftan yönetim düşük düzeyde dönen varlık tutarak atak bir politika izleyebilir. Bu durumda işletmenin kârı artacak ancak kısa vadeli yükümlülükleri karşılama riski artacağı gibi, satışlarının da aksaması ihtimali ortaya çıkacaktır.


#40

SORU:

Nakit döngüsü nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

İşletmenin nakit döngüsü çalışma sermayesinin unsurları ile işletmedeki nakit akışları arasındaki ilişkiyi gösterir ve herhangi bir satış düzeyinde ihtiyaç duyulacak nakit miktarının belirlenmesine yardımcı olur. Nakit döngüsü aslında bir süreyi kapsamaktadır. Bu süre işletmenin hammadde için yaptığı ödeme ile mamülün satılıp işletmeye girmesi arasında geçen toplam süredir. Şüphesiz bu süre arttığı zaman işletmenin çalışma sermayesi ihtiyacı da artacaktır. Nakit döngüsü üç faktörün süresi ile ilişkilidir:

  • Stok çevrim süresi: Hammaddeleri ortalama işlem yapmaya hazır hâle getirme, işleme ve müşterilere satma süresi
  • Alacak devir hızı süresi: Alacaklarını ortalama tahsil etme süresi
  • Satıcılara yapılan ödemenin devir süresi: Satış sonrası tedarikçilere yapılan ödemenin ortalama süresi

Nakit döngüsü süresinin matematiksel ifadesi şu şekildedir:

Nakit Döngüsü Süresi = (Stok çevrim süresi) + (Alacak devir hızı süresi) - (Satıcılara yapılan ödemenin devir hızı süresi)


#41

SORU:

Çalışma sermayesi nasıl sınıflandırılmaktadır? Açıklayınız.


CEVAP:

Çalışma Sermayesi genel olarak iki şekilde sınıflandırılmaktadır:

  • Unsurlarına Göre,
  • Süresine Göre

Unsurlarına göre çalışma sermayesi, bilançoda dönen varlıklar ya da dönen varlıklar kalemi altında yer alan gruptur. Bu sınıf likidite derecesine göre alt gruplara ayrılır. Bu gruplar şöyle sıralanır:

  • Hazır Değerler,
  • Menkul Kıymetler,
  • Kısa Vadeli Ticari Alacaklar,
  • Diğer Kısa Vadeli Alacaklar,
  • Stoklar,
  • Diğer Dönen Varlıklar

bilanço özet biçimde düzenleniyorsa yalnızca yukarıda sıralanan grup başlıklarını içerecektir. Ayrıntılı biçimde düzenlendiğinde ise gruplar içinde yer alan kalemler de gösterilecektir.

Çalışma sermayesi sürelerine göre sürekli çalışma sermayesi ve mevsimsel çalışma sermayesi olarak ikiye ayrılır.

  • Mevsimsel (Dönemsel) Çalışma Sermayesi: İşletmenin dönemsel ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan çalışma sermayesidir.
  • Sürekli Çalışma Sermayesi: İşletmenin uzun vadeli minimum ihtiyaçlarını karşılamak için bulundurulan dönen varlıklarıdır.

Mevsimsel Çalışma Sermayesi, bir işletmenin mevsimsel ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan çalışma sermayesi olduğu için değişkendir, buna karşılık sürekli çalışma sermayesi işletmenin uzun vadeli minimum ihtiyaçlarını karşılamak için bulundurulduğu için çok daha istikrarlıdır.


#42

SORU:

Dönen varlıkların finansmanı konusunda genel olarak kaç tür yaklaşımdan söz edilir?


CEVAP:

Üç değişik yaklaşım söz konusudur. Bunlar:

  • Dengeli (Korumalı) yaklaşım,
  • Muhafazakâr yaklaşım,
  • Atak yaklaşımdır.

#43

SORU:

Dengeli (korumalı) yaklaşımda hangi görüş desteklenmektedir?


CEVAP:

Bu yaklaşımda işletme dönen varlıkların devamlı kısmını ve tüm duran varlıkları uzun vadeli fonlarla, dönen varlıkların kısa vadeli ve mevsimlik dalgalanmalarını kısa vadeli yükümlülüklerle finanse etmelidir görüşü desteklenmektedir. Bu yaklaşımın amacı vade eşlemesidir. Böylece kısa ve uzun vadeli faizlerdeki değişim bilançonun her iki tarafını da eşit bir şekilde etkileyecektir. İşletme uzun vadeli ihtiyaçlarını uzun vadeli fonlarla karşıladığı için nakit sıkışıklığı ile karşı karşıya gelmeyecektir. Bu yaklaşımda kısa vadeli finansman mevsimsel dalgalanmalarda kullanıldığı için, burada işletmenin dönen varlıkları kendi kendine likidite sağlayan bir konumda çalışmaktadır. Diğer bir ifade ile işletme kısa vadeli borç kullanarak satın aldığı hammaddeleri borcun vadesi içinde işleyip satacak böylece fazla miktarda borç kullanmayacağı gibi, borcunu da vadesinde ödeyebilecektir. Bu yaklaşım, dengeli bir finansman sağlamakta ve uygulayan işletmelerin orta düzeyde kâr ve riski olmaktadır.


#44

SORU:

Muhafazakâr yaklaşımın avantaj ve dezavantajları nelerdir?


CEVAP:

Muhafazakâr yaklaşım çok daha ihtiyatlıdır. İşletmenin ancak dönen varlıklarının kısa vadeli ve mevsimsel dalgalanmalara tabi olan kısmının bir bölümü kısa vadeli yükümlülüklerle, cari varlıkların kalan kısmı uzun vadeli yükümlülük ya da öz kaynak ile karşılanmaktadır. Riski çok daha az olan bu yöntemde devamlı olarak bir ihtiyat payı tutulmaktadır. İşletme bir süre kısa vadeli borç bulamasa bile durumunu idare edebilmektedir. Bu yaklaşımın en önemli avantajı işletmenin elinde bol miktarda ve uzun vadeli fon tutarak, sık sık kısa vadeli borçlarını yenileme zorunluluğundan kurtulmasıdır. Borç yenilemede işletme bankaya tekrar başvuracağından, zaman zaman aksama ve gecikme yaratabilmektedir. Bu yöntemin en önemli iki sakıncası vardır:

  • İşletme daima ihtiyacından fazla elinde fon bulunduracaktır.
  • Uzun vadeli kredilerin faizleri kısa vadelilerden fazla olduğu için, işletmenin Finansman maliyeti artacaktır.

Yöntemin riski düşük olmasına rağmen yukarıdaki sakıncalar nedeniyle kârlılığı da düşük olmaktadır.


#45

SORU:

Atak yaklaşımı açıklayınız.


CEVAP:

Bu yaklaşım geleneksel yaklaşımdan farklı olarak dönen varlıkların mevsimsel dalgalanmalara tabi kısmı ile devamlı çalışma sermayesinin bir kısmı kısa vadeli borçlarla finanse edilmektedir. Duran varlıklar ile sürekli çalışma sermayesini bir bölümü ise uzun vadeli borçlarla finanse edilecektir. İşletme ihtiyat payı bırakmamakta ve kısa vadeli borç bulamama riski ile her zaman karşı karşıya kalabilmektedir. Kârlılığı daha yüksek olan bu yaklaşım daha çok riski seven yöneticilerce benimsenmektedir. Atak yaklaşımla çalışma sermayesini daha etkin olarak yönetmeye çalışırken aşağıda belirtilen bazı önemli risklerle karşılaşabilir.

  • Kısa vadeli borçlarını sık sık yenileme zorunda kalabilecektir.
  • Beklenmeyen durumlara karşı hazırlıklı olmayacaktır.

Ancak kısa vadeli borçların maliyeti, uzun vadeli borçlardan daha düşük olduğundan ve işletme ihtiyacından fazla borçlanmayacağından bu tür politika izleyen işletmeler yüksek riske katlanmaları karşılığında daha yüksek kârlılıkla çalışacaklardır.


#46

SORU:

Bir işletme hangi nedenlerden dolayı elinde nakit bulundurmaktadır?


CEVAP:

Bunlar:

  • İşlem güdüsü ile nakit bulundurma: İşletmeler faaliyetlerini yürütmek için hammadde alır, işçilere maaş öder ve devlete vergi verir. Her zaman nakit girişleri ile çıkışlar yüzde yüz birbirlerini karşılayamayacağı için, kısa vadeli ihtiyaçlarını gidermek ve işlem yapabilmek için nakit bulundurmak zorundadır. Tutacağı nakit miktarını belirlemek için satış, tahsilat ve ödemelerini tahmin ederek nakit bütçeleri hazırlarlar.
  • Spekülasyon güdüsü ile nakit bulundurmak: İşletmeler piyasa koşullarına bağlı olarak zaman zaman çok uygun yatırım imkânları yakalar. Piyasaya gelen yeni bilgiler, faiz oranlarının değişmesi, hammadde fiyatlarının düşmesi gibi önceden öngörülmeyen bazı piyasa gelişmeleri onlara bazı fırsatlar sunabilir. Ellerinde yeterli nakit rezervi olan işletmeler bazen çok büyük getiri elde etme olanağını yakalayabilir.
  • İhtiyat güdüsü ile nakit bulundurma: Zaman zaman beklenmeyen olaylar nedeniyle işletmeler nakit ödeme yapmak zorunda kalabilirler. Beklenmeyen bir tazminat, vergi artışı ya da sel, yangın gibi felaketler karşısında işletmelerin kendilerini koruyabilmek için nakit bulundurmaları gerekmektedir. Bunların dışında işletmeler daha sonra vadesi gelecek bir harcama için şimdiden hazırlanmak amacı ile de nakit bulundurmaktadır. Bu tür harcamalar örnek olarak temettü, vergi veya yatırım harcamalarını örnek olarak verebiliriz.

#47

SORU:

Bir işletmenin tutabileceği en uygun nakit miktarının belirlenebilmesi için hangi faktörlerin dikkate alınması gerekmektedir?


CEVAP:

Bunlar:

  • İşletmenin nakit giriş ve çıkışlarının dikkatli bir şekilde tahmin edilmesi,
  • İşletmenin elindeki menkul kıymetler ve diğer likit varlıkların belirlenmesi ve yönetilmesi,
  • Nakit giriş ve çıkışlarının etkin bir şekilde yönetilmesi,
  • İşletmenin borçlanma kapasitesinin planlanması,
  • İşletmenin kabul edebileceği risk seviyesinin belirlenmesi.

#48

SORU:

Etkin bir nakit politikasının ana unsurları nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

Etkin bir nakit yönetimi politikası, işletmenin tahsilatını hızlı ve başarılı bir biçimde yapmasını gerektirirken, ödemeleri de zamanında ve işletmeye herhangi bir maliyet getirmeden yapmasını gerektirmektedir. Diğer bir anlatımla nakit tahsilatının hızlı ancak ödemelerin gereğinden önce veya vadelerinden sonra yapılamayacak bir şekilde planlanması etkin bir nakit politikasının ana unsurlarıdır. Hızlı ve etkin tahsilat politikalarının iki önemli faydası vardır. Bunlardan birincisi işletmenin daha az nakit bulundurması, diğeri ise elindeki fazla nakti kısa vadeli yatırım araçlarına yatırarak getiri elde etme fırsatı sağlamasıdır.


#49

SORU:

İşletmelerin tahsilatlarını daha hızlı yapmaları için hangi yöntemler geliştirilmiştir?


CEVAP:

Bunlardan bazıları şunlardır:

  • İşlemlerin hızlı bir şekilde yapılarak faturanın gönderilmesi,
  • Müşterilerden paranın süratli bir şekilde tahsil edilmesi,
  • Ortalama tahsilat süresinin kısaltılmasıdır.

#50

SORU:

İşletmenin birçok banka ile çalışmak yerine tüm tahsilatını tek bir banka hesabında toplamasının yararları nelerdir?


CEVAP:

Bunlar:

  1. Nakit giriş ve çıkışlarının denetimini geliştirir. Buradaki ana fikir tüm yumurtalarını bir sepete koy ve bu sepeti gözetle şeklindedir.
  2. Gereksiz hesapları azaltır. Bölgelerdeki ihtiyaç fazlası hesaplar toplama bankasına gönderilerek, gereksiz nakit kullanımları azaltılır.
  3. Daha etkin yatırım yapmayı sağlar. Eldeki fazla fonların bir noktada toplanması büyük çapta alışverişlerin daha iyi koşulda yapılmasını sağlayabilir.

#51

SORU:

İşletmelerin ödemelerini denetleme amacı ile uyguladıkları yöntemler nelerdir?


CEVAP:

Bunlar:

  • Ödemenin tek bir bankanın hesabından yapılması,
  • Sıfır hesap yöntemi,
  • Ödemeleri ayın veya haftanın belirli günlerinde yapmak,
  • Süreden yararlanmaktır.

#52

SORU:

İşletmeler ellerinde hangi amaçlarla menkul kıymet tutar?


CEVAP:
  • Birincisi İşletme hesaplarındaki muhtemel açıkları kapatmaktır. Diğer bir anlatımla, günlük nakit yönetiminde ortaya çıkabilecek nakit yetersizliklerine karşı hazır olabilmektir.
  • İkincisi belirli zamanlarda ödenmesi gereken nakdi hazırlamaktır (vergi, tazminat veya taksit ödemeleri). İşletmenin yakın bir gelecekte ödeyeceği nakdin kısa vadeli olarak menkul kıymetlere yatırılarak getiri elde edilmesidir.
  • Üçüncüsü ise işletmenin beklenmeyen, olağanüstü harcamalarını karşılamak için bir miktar pazarlanabilir menkul kıymet alınmasıdır.

#53

SORU:

Pazarlanabilir menkul kıymet türleri nelerdir?


CEVAP:

Bu tür menkul kıymetler esas itibariyle para piyasalarının araçlarıdır. Kısa vadeli olan bu senetler yüksek kalitede devlet ya da şirket borçlarıdır.

Hazine Bonoları: Genellikle en güvenilir yatırım aracı olan bu menkul kıymet devlet güvencesi altındadır. Her ülkede faiz oranı en düşük menkul kıymet, hazine bonolarıdır. Vadeleri 3-12 ay arasında değişen bu senetler para piyasalarında kolayca nakde çevirebilmektedir.

Repolar: Bankalar ya da aracı kurumlar daha sonraki bir tarihte daha yüksek bir fiyattan satın alma garantisi vererek hazine bonosu veya devlet tahvili satar. Vadeleri bir gece ile üç ay arasındadır.

Banka Kabul Mektupları: Bunlar işletmeler tarafından çıkarılan ancak bankalara kabul ederek garanti verdikleri belli bir vadeye sahip poliçelerdir. Bunların getirileri genellikle hazine kâğıtlarından fazla olup ikincil piyasaları mevcuttur.

Finansman Bonoları: Büyük ve sağlam işletmelerin çıkardıkları vadeleri iki yılı geçmeyen aylık özel sektör borçlanma senetleridir. Diğer menkul kıymetlere göre biraz daha fazla getirisi vardır. Ancak ikincil piyasaları fazla gelişmemiştir.

Mevduat Sertifikası: Bankalara yatırılan vadeli mevduat karşılığında verilen senetlerdir. Genellikle vadeleri 1 yılın altındadır. İkincil piyasalarda satılmasına rağmen devlet tahvilleri kadar likit değillerdir. Mevduat sertifikaları onu ihraç eden bankalara göre çeşitli kalite düzeyinde olabilmektedirler.

Varlığa Dayalı Menkul Kıymet: Bir para piyasası aracıdır. Bankalar verdikleri tüketici ve konut kredisi karşılığında bu senetleri çıkarabilmektedirler. Kolayca nakde çevrilebilmektedir.


#54

SORU:

İşletmelerin alacaklar politikasını iyi bir şekilde yönetebilmesi için kullandıkları göstergeler nelerdir?


CEVAP:

Bu amaçla kullanılan bazı göstergeler vardır, bunlar;

  • Ortalama Tahsilat Süresi (OTS)
  • Vade Tabloları
  • Ödeme Şekillerinin Takibi
  • Sayısal yöntemlerle işletmelerin kredi puanlamasının yapılması

#55

SORU:

Tipik bir üretim işletmesinde kullanılan stok türleri nelerdir?


CEVAP:

Bunlar:

  • Hammaddeler: Üretim sürecinde kullanılan işlenmemiş malzemelerdir.
  • Satın alınan parçalar: Başka bir işletme tarafından mamul veya yarı mamul olarak üretilen ve işletmenin nihai ürününe eklenen malzemelerdir.
  • İşlenmekte olan mallar: Adından da anlaşılacağı gibi üretim süreci içinde olan ve henüz tamamlanarak satışa hazır olmayan ürünlerdir.
  • Üretimi tamamlanmış ürünler: Adından da anlaşılacağı gibi üretimi tamamlanan ve satışa hazır olan ürünlerdir.
  • Yardımcı malzemeler: Üretim faaliyetlerine yardımcı olan, enerji veya makine yağı gibi malzemelerdir.

#56

SORU:

En çok kullanılan stok denetim sistemleri nelerdir?


CEVAP:

Bunlar:

  • ABC Stok Yönetim Sistemi,
  • Anında Sipariş Sistemi,
  • Bilgisayar Destekli Kontrol Sistemi,
  • Taşerona Verme Sistemi

#57

SORU:

Bir işletmenin stok yönetimi ile ilgili temel maliyetleri nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

Bunlar, bulundurma maliyeti ve sipariş maliyeti ve stoksuz kalma maliyetidir. Bulundurma Maliyeti, bir hammaddeyi depolama maliyeti olup aşınma, eskime, depo ücreti, sigorta, vergi ve hammadde için tahsis edilen fonun fırsat maliyetini içermektedir. Sipariş Maliyeti, bir malı yerine koyma ve teslim alma maliyeti olup nakliyenin denetimi, teslim alma, takip etme ve yazışma giderleri ile ilgilidir. Diğer taraftan, Stoksuz Kalma Maliyeti de bir işletmenin stokları olmadığı zaman karşılayacağı maliyetler olup satış kaybı, yeni bir malı yerine koyma maliyeti ve boşa giden işçilik giderlerini kapsamaktadır.