GELİR DAĞILIMI VE YOKSULLUK Dersi YOKSULLUK VE YOKSULLUKLA MÜCADELE POLİTİKALARI soru cevapları:
Toplam 105 Soru & Cevap#1
SORU: Yoksulluk genel olarak ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Yoksulluk, genel olarak, temel ihtiyaçları karşılayamama, asgari yaşam standardına erişememe durumu olarak tanımlanmaktadır.
#2
SORU: Dar anlamda yoksulluk ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Dar anlamda yoksulluk, açlıktan ölme ve barınacak yeri olmama durumu iken geniş anlamda yoksulluk; gıda, giyim ve barınma gibi olanakları yaşamlarını devam ettirmeye yettiği hâlde toplumun genel düzeyinin gerisinde kalmayı ifade eder.
#3
SORU: Mutlak yoksulluk nedir?
CEVAP: Mutlak yoksulluk, hanehalkı veya bireyin yaşamını sürdürebilecek asgari refah düzeyini yakalayamaması durumudur.
#4
SORU: Mutlak yoksulluk oranı nedir?
CEVAP: Mutlak yoksul oranı, bu asgari refah düzeyini yakalayamayanların sayısının toplam nüfusa oranıdır.
#5
SORU: Göreli yoksulluk nedir?
CEVAP: Göreli yoksulluk ise bireylerin, toplumun ortalama refah düzeyinin belli bir oranının altında olması durumudur. Buna göre toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hanehalkı göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır.
#6
SORU: Yoksulluğu tanımlarken hangi boyutlar göz önünde bulundurulmalıdır?
CEVAP: İlgili boyutlar şöyle sıralanabilir: • Maddi mahrumiyet • Fiziki zafiyet, • İzolasyon, • Güçsüzlük, • Yetersiz katılım, • Zamanın yetersiz olması, • Çevre kirliliği ve çevrenin bozulması.
#7
SORU: Yoksulluğun nedenleri hangi iki başlık altında değerlendirilebilir?
CEVAP: Yoksulluğun nedenleri, yoksulluğu kişinin yetenekleri, sorumluluk ve disiplin anlayışı, tutumluluk derecesi ve gösterdikleri çaba gibi kendi kişisel özellikleriyle ilişkilendiren ve yoksulları, yoksulluğun hem kurbanı hem de nedeni olarak gören yaklaşımla; • Yoksulluğu, yoksulların dışında, başta ekonomi politikaları olmak üzere düşük ücretler, yetersiz eğitim, istihdam olanakları ve ayrımcılık gibi yoksulların kendi denetimleri dışındaki yapısal etmenlerle ve • Bütünüyle sosyoekonomik sistemle ilişkilendiren yaklaşım olarak iki başlık altında değerlendirilebilir.
#8
SORU: Harold Kerbo, yoksulluk teorilerini kaç görüşte ele almıştır?
CEVAP: Kerbo, yoksulluk teorilerini dört görüşte ele almıştır: • İlk görüşe yoksulluğun nedeni kendileridir. • İkinci görüş yoksulluk kültürü görüşüdür. • Üçüncü görüş olan durumsal yoksulluk görüşü toplumdaki politik ve ekonomik güçlerin yoksulluk üzerindeki etkisini yoksulluk kültürü görüşüne göre ön plana çıkarmaktadır. • Yoksulluğun nedenlerine yönelik dördüncü görüş ise yapısal yoksulluk görüşüdür. Bu görüşe göre, yoksulun bireysel özelliklerinin yoksulluk üzerinde güçlü bir etkisi yoktur. Bu konuda asıl odaklanılması gereken nokta toplumdaki grup uyuşmazlığı ile politik ve ekonomik güç kaynaklarının eşit olmamasıdır.
#9
SORU: Yoksulluğa neden olduğu düşünülen başlıca makro faktörler nedir?
CEVAP: İlgili makro faktörler şöyle sıralanabilir: • Gelir dağılımındaki adaletsizlikler, • Emek piyasalarında yaşanan sorunlar; işsizlik, eksik istihdam, düşük ücretler, kayıt dışı istihdam, ayrımcılık vb. • Toplumda yaşanan sosyal değişim ve demografik faktörler; nüfus baskısı, hane halkı yapısındaki değişim, göç, çarpık kentleşme vb. • Kötü ekonomi politikaları ve ekonomik krizler, • Bölgesel dengesizlikler, • Çevresel bozulma ve doğal afetler, • Kötü siyasal yönetimler, • Savaşlar.
#10
SORU: Yoksulluğa neden olduğu düşünülen başlıca mikro düzeydeki faktörler ya da bireysel özelliklerden bazıları nelerdir?
CEVAP: İlgili mikro faktörlerden bazıları şöyle sıralanabilir: • Yaş, • Cinsiyet, • Etnik köken, • Özürlülük, • Eğitim düzeyinin düşüklüğü.
#11
SORU: İnsani yoksulluk nedir?
CEVAP: Okur-yazarlık, yetersiz beslenme, kısa yaşam süresi, ana-çocuk sağlığının yetersizliği, önlenebilir hastalıklara yakalanmak gibi temel insani yeteneklerden (capabilities) yoksun olmak biçiminde tanımlanabilir.
#12
SORU: Mutlak yoksulluk nasıl ölçülmektedir?
CEVAP: Mutlak yoksulluğun ölçülmesinde, öncelikle bireylerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan asgari tüketim ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekir. Ulusal bir yoksulluk sınırı belirleyen gelişmekte olan ülkeler, bunu belirlerken genellikle gıda yoksulluğu metodunu kullanırlar.
#13
SORU: Göreli yoksulluğun mutlak yoksulluktan farkı nedir?
CEVAP: Göreli yoksulluk mutlak yoksulluktan farklı olarak bireyin ya da hanehalkının ya da bir grubun diğerleriyle kıyaslandığında ortaya çıkan yoksullukla ilgilenmektedir. Bu bağlamda göreli yoksulluğu hane halkı, grup ya da birey ile o toplumda yaşayan ve mevcut şartlara göre ortalama bir gelire sahip olan hane halkı, grup ya da birey arasındaki gelir kaynaklarına sahip olma gücü arasındaki açıklık olarak tanımlamak mümkündür.
#14
SORU: İnsani Yoksulluk İndeksi gelişmekte olan ülkeler için hangi kriterlerden yola çıkarak hesaplanmaktadır?
CEVAP: Bu indeks gelişmekte olan ülkeler için (HPI-I) şu üç kriterden yola çıkarak hesaplanmaktadır: • Yaşam süresi: 40 yaşın altında yaşam beklentisi olanların oranı. • Eğitim: Okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin oranı. • Makul bir yaşam standardı: • Sağlıklı içme suyuna sahip olmayan nüfusun oranı, • Temel sağlık imkânlarından yoksun olan nüfusun oranı, • 5 yaşın altında olan ve yeterli beslenemeyen nüfusun oranı.
#15
SORU: İnsani Yoksulluk İndeksi gelişmiş ülkeler için hangi kriterlerden yola çıkarak hesaplanmaktadır?
CEVAP: Gelişmiş ülkeler için hesaplanan İnsani Yoksulluk İndeksi’ni (HPI-II) oluşturan kriterler ise şunlardır: • Yaşam süresi: 60 yaşın altında yaşam beklentisi olanların oranı. • Eğitim: OECD tarafından tanımlanan fonksiyonel cahillik oranı. • Makul bir yaşam standardı: Yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı. • Sosyal dışlanma: Uzun dönem işsizlik oranı.
#16
SORU: Refah ölçüsü olarak sıklıkla kullanılan iki alternatif nedir?
CEVAP: İlgili iki alternatif şunlardır: • Gelir, • Tüketim.
#17
SORU: Türkiye’de gelir neden hanehalkı refahının iyi bir göstergesi değildir?
CEVAP: Türkiye gibi önemli miktarda gelirin kayıt dışı kazanıldığı, dolaysız vergi toplama konusunda güçlükler yaşanan, pek çok hanenin tüketiminde kendi yetiştirdiği ürünlerin göz ardı edilemeyecek bir paya sahip olduğu ülkelerde gelir, hanehalkı refahının iyi bir göstergesi olmamaktadır. Bu unsurların yanı sıra, ülkemizde yurt dışından gönderilen işçi gelirlerinin ve toplumsal dayanışma amacıyla yapılan nakdi ve ayni yardımların miktarı da oldukça fazladır. Tüm bunlar dikkate alındığında, refah ölçütü olarak tüketim harcamalarının kullanılması tercih edilmektedir.
#18
SORU: Yoksulluk sınırı nedir?
CEVAP: Yoksulluk sınırı, birim temel gereksinimleri karşılamak için gerekli olan tüm mal ve hizmetlerin toplamını temsil eder. Bu yaklaşım öncelikle yoksulluk sınırının tanımlanmasını gerektirir. Bir hanehalkının minimum yaşam düzeyini ya da temel gereksinimlerini karşılayabilmesi için gerekli olan tüm mal ve hizmetleri satın alırken ödemesi gereken para miktarı yoksulluk sınırıdır.
#19
SORU: Yoksulluk sınırını hesaplarken gerekli olan bilgiler nelerdir?
CEVAP: Bu sınırı hesaplarken gerekli olan bilgiler: Temel gereksinimleri belirlemek, tatmin olmanın eşiğini belirlemek, gerekli mal ve hizmetlerin miktarını ve çeşidini seçmek ve sonuçta belirlenen bu mal ve hizmet sepetini fiyatlandırmaktır.
#20
SORU: Yoksulluk sınırı uygulamasının üç türü nedir?
CEVAP: Yoksulluk sınırı uygulamasının üç türü; • Mutlak yoksulluk sınırı, • Göreli yoksulluk sınırı ve • Subjektif yoksulluk sınırıdır.
#21
SORU: Mutlak yoksulluk sınırı nasıl hesaplanmaktadır?
CEVAP: Mutlak yoksulluk sınırı genellikle iki farklı yöntemle hesaplanmaktadır: • Bu yöntemlerin birincisinde, en düşük yaşam standardını sağlayan minimum gıda harcamasına göre yoksulluk sınırı hesaplanmaktadır. • İkincisinde ise minimum gıda harcamasına ek olarak, giyim, barınma, sağlık, ısınma, eğitim gibi temel ihtiyaçlar da dikkate alınmaktadır. Dolayısıyla, temel gereksinmeler maliyeti olarak bilinen bu ikinci yönteme göre, daha yüksek bir yoksulluk sınırı elde edilmektedir. Mutlak yoksulluk sınırının hesaplanmasında asgari yaşam standardını sağlayacak minimum gıda tüketim seviyesinin veya minimum maliyetli gıda maddeleri sepetinin belirlenmesi gereklidir.
#22
SORU: Subjektif yoksulluk sınırı nasıl hesaplanır?
CEVAP: Subjektif yoksulluk sınırı, temel ihtiyaçları karşılamak için gerekli olan asgari gelirin belirlenmesiyle ilgili büyük ölçekli anketler yapılarak toplumun bu konudaki görüşüne dayanılarak hesaplanır. Hanehalklarının bildirdiği gelir düzeyinin altındakiler yoksul olarak kabul edilir.
#23
SORU: Yoksulluğun ölçülmesinde kullanılan indeksler nelerdir?
CEVAP: İlgili indeksler şöyle sıralanabilir: • Kafa Sayısı İndeksi (Headcount Index), • Yoksulluk Açığı İndeksi (Poverty Gap Index), • Sen İndeksi, • Foster, Greer ve Thorbecke (FGT) Yoksulluk İndeksi.
#24
SORU: Kafasayısı indeksi nedir?
CEVAP: Yoksulluk sınırı altında kalan kişi sayısının toplam nüfusa oranını gösteren indekstir.
#25
SORU: Sen indeksi nedir?
CEVAP: Sen İndeksi, kafa sayısı oranı, gelir açığı oranı ve Gini Katsayısı’nın birleştirilmesiyle oluşturulan, yoksulların sayısını, yoksulluğun boyutlarını ve yoksullar arasındaki gelir dağılımı farklılıklarını dikkate alan bir ölçüttür.
#26
SORU: Yoksullukla mücadele nedir?
CEVAP: Yoksullukla mücadele, uluslararası platformda insanlığın sosyal, ekonomik, politik ve ahlaki sorumluluğu olarak tanımlanmaktadır.
#27
SORU: Milenyum Deklarasyonu’nda belirlenen başlıca hedefler nelerdir?
CEVAP: İlgili hedefler şöyle sıralanabilir: • Aşırı yoksulluğun ve açlığın yok edilmesi, • Evrensel bir temel eğitimin sağlanması, • Cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi ve kadınların güçlendirilmesi, • Çocuk ölümlerinin azaltılması, • Anne sağlığının geliştirilmesi, • Aids, sıtma ve benzeri hastalıklarla mücadele edilmesi, • Sürdürülebilir bir çevrenin sağlanması, • Kalkınma için küresel ortaklığın geliştirilmesi.
#28
SORU: Yoksullukla mücadelede dolaylı yaklaşım kapsamında ne yer almaktadır?
CEVAP: Yoksullukla mücadelede dolaylı yaklaşım kapsamında, ekonomik büyüme, emek piyasası politikaları, fiyat istikrarını sağlayıcı politikalar ve eğitim politikaları gibi makro politikalar yer almaktadır.
#29
SORU: Ekonomik büyümenin yoksullukla mücadelede hangi temel eksenlerde katkı sağladığı söylenebilir?
CEVAP: Ekonomik büyümenin yoksullukla mücadelede iki temel eksende katkı sağladığı söylenebilir: • Bunlardan ilki, istihdam artışı ve işsizliğin azalmasıyla hanehalklarının gelirlerini arttırıp aynı zamanda, eğitim, sağlık ve altyapı olanaklarının da gelişmesini sağlamasıdır. Bunun, yoksulluğun azaltılmasına dolaylı katkı sağlayacağı ve insani yoksulluk göstergelerini olumlu yönde etkileyeceği söylenebilir. • İkincisi ise yoksulluğun azaltılmasına yönelik olarak uygulanacak gelirin yeniden dağıtımı politikalarının genişleyen bir ekonomide daha kolay uygulanabilir olmasıdır. Bunun sonucunda, gerçekleştirilen büyümeden kaynaklanan kazanımların adil bölüşümünün yoksulluğun azaltılmasına önemli bir etkisi olacaktır.
#30
SORU: Yoksullukla mücadelede dolaysız (doğrudan) yaklaşım nedir?
CEVAP: Yoksullukla doğrudan mücadele yaklaşımında, yoksulluk sorununun dolaysız çözümüne yönelik politikaların ve programların uygulanması söz konusudur. Bu yaklaşım da kamu; vergi, sosyal güvenlik, sosyal yardım, sağlık ve eğitim politikaları gibi temel araçlarla gelirin ikincil dağılımına etkin bir biçimde müdahil olmaktadır. Bu politik araçlarla birlikte, kamunun öncülük ettiği özel olarak dizayn edilmiş yoksullukla mücadele programları da bu yaklaşımın temel enstrümanları arasında yer almaktadır.
#31
SORU: Yoksullukla mücadelede uygulanabilecek doğrudan önlemler nelerdir?
CEVAP: Yoksullukla mücadelede uygulanabilecek doğrudan önlemler yoksul bireylerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacıyla sosyal koruma sistemi kapsamındaki kamu harcamalarıdır. Bu önlemler arasında ağırlıkla yoksulların kullandığı mal ve hizmetlere sübvansiyon verilmesi, asgari ücret, istihdamı arttırmaya yönelik çeşitli proje ve önlemler, yoksullara yönelik kredi programları ve çeşitli çocuk eğitim ve beslenme programları ön plana çıkmaktadır.
#32
SORU: TÜİK tarafından yapılan 2002 Yoksulluk Araştırmasını açıklayınız.
CEVAP: 2002 Yoksulluk Araştırması, Türkiye’de resmî yoksulluk sınırını tespit etmeye yönelik, kapsamlı ve güncel verilere dayalı ilk çalışmaydı.
#33
SORU: TÜİK’in (TÜİK 2011) yayımlanan en son yoksulluk verileri ışığında yoksulluk sınırı hakkında özetle ne söylenebilir?
CEVAP: 2009 yılında Türkiye’de fertlerin yaklaşık %0,48’i yani 339 bin kişi sadece gıda harcamalarını içeren açlık sınırının, %18,08’i yani 12 milyon 751 bin kişi ise gıda ve gıda dışı harcamaları içeren yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. 2008 yılında bu oranlar sırasıyla %0,54 ve %17,11’dir.
#34
SORU: TÜİK’in (TÜİK 2011) yayımlanan en son yoksulluk verileri ışığında eğitim durumu ile yoksulluk ilişkisi hakkında özetle ne söylenebilir?
CEVAP: Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalmaktadır. 2009 yılında okur-yazar olmayan veya bir okul bitirmeyenlerde yoksulluk oranı %29,84 olurken ilkokul mezunlarında bu oran %15,34, lise ve dengi meslek okulları mezunlarında %5,34, yüksekokul, fakülte ve üstü mezuniyete sahip fertlerde %0,71 olmuştur. İlköğretime başlamamış olan 6 yaşından küçük çocukların yoksulluk riski ise %24,04’tür.
#35
SORU: Ülkemizde doğrudan yoksullukla mücadeleye yönelmiş en önemli uygulama nedir?
CEVAP: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’dur (SYDTF).
#36
SORU: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’nun (SYDTF) kurulma amacı nedir?
CEVAP: Yoksulluk içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlara yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici önlemler alarak gelir dağılımının iyileştirilmesine katkı sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek amacıyla kurulmuştur.
#37
SORU: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’nun (SYDTF) gelirleri nelerdir?
CEVAP: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’nun gelirleri şöyle sıralanabilir: • Kanun ve kararnamelerle kurulu bulunan veya kurulacak olan fonlardan Bakanlar Kurulu kararıyla %10’a kadar aktarılacak miktarlar, • Gelir ve kurumlar vergisi tahsilat toplamının %2,8’i, • Trafik para cezalarının %50’si, • RTÜK gelirlerinin %15’i, • Bütçeye konulacak ödenekler, • Her nevi bağış ve yardımlar ve diğer gelirler.
#38
SORU:
Tarihin her döneminde toplumları meşgul eden temel sorunlardan birisi nedir?
CEVAP:
Tarihin her döneminde toplumları meşgul eden temel sorunlardan birisi olan yoksulluk, bugün de gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, tüm dünya ülkelerinin ortak sorunu olmaya devam etmektedir.
#39
SORU:
Günümüzde yoksulluk tartışmaları ağırlıklı olarak hangi iki temel eksende gelişmektedir?
CEVAP:
Günümüzde yoksulluk tartışmaları ağırlıklı olarak iki temel eksende gelişmektedir. Bunlardan ilki, yoksulluğun kavramlaştırılması ve ölçülmesi çabaları, bir diğeri de yoksullukla mücadeledir.
#40
SORU:
Hangi nedenler bütün dünya ülkelerinin yoksullukla mücadelede birlikte hareket etme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır ?
CEVAP:
Yoksulluğun dünyanın geleceğini tehdit eden ciddi bir küresel sorun olduğu gerçeğinin kendini giderek daha fazla hissettirmesi ve dünyanın bir bölgesinde yaşanan yoksulluk sorununun sadece o bölgenin sorunu olmadığı ve tüm dünyayı etkileyebileceği gerçeğinin yaşanan bazı olaylar sonucu daha da görünür hâle gelmesi bütün dünya ülkelerinin yoksullukla mücadelede birlikte hareket etme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.
#41
SORU:
Milenyum Deklerasyonu kaç yılında kimler tarafından hangi amaçla imzalanmıştır?
CEVAP:
Yoksullukla mücadele için 2000 yılının Kasım ayında 189 ülkenin hükûmet başkanları Milenyum Deklerasyonu imzalamışlar ve bu deklerasyonla 2015 yılına kadar belirlenen Milenyum Kalkınma Hedefleri’nin gerçekleştirilmesini taahhüt etmişlerdir.
#42
SORU:
Yoksulluk genel olarak nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP:
Yoksulluk, genel olarak, “temel ihtiyaçları karşılayamama, asgari yaşam standardına erişememe durumu” olarak tanımlanmaktadır.
#43
SORU:
Dar anlamda yoksulluk ne demektir?
CEVAP:
Dar anlamda yoksulluk, açlıktan ölme ve barınacak yeri olmama durumudur.
#44
SORU:
Geniş anlamda yoksulluk ne demektir?
CEVAP:
Geniş anlamda yoksulluk; gıda, giyim ve barınma gibi olanakları yaşamlarını devam ettirmeye yettiği hâlde toplumun genel düzeyinin gerisinde kalmayı ifade eder.
#45
SORU:
Mutlak yoksulluk ne demektir?
CEVAP:
Mutlak yoksulluk, hane halkı veya bireyin yaşamını sürdürebilecek asgari refah düzeyini yakalayamaması durumudur. Bu nedenle, mutlak yoksulluğun ortaya çıkarılması, bireylerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan minimum tüketim ihtiyaçlarının belirlenmesini gerektirir. Mutlak yoksul oranı, bu asgari refah düzeyini yakalayamayanların sayısının toplam nüfusa oranıdır.
#46
SORU:
Göreli yoksulluk nedir?
CEVAP:
Göreli yoksulluk ise bireylerin, toplumun ortalama refah düzeyinin belli bir oranının altında olması durumudur. Buna göre toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hanehalkı göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır.
#47
SORU:
Yoksulluğu tanımlarken hangi boyutlar göz önünde bulundurulmalıdır?
CEVAP:
Yoksulluğu tanımlarken; Maddi mahrumiyet , Fiziki zafiyet , İzolasyon , Güçsüzlük , Yetersiz katılım, Zamanın yetersiz olması , Çevre kirliliği ve çevrenin bozulması göz önünde bulundurulmalıdır.
#48
SORU:
Yoksulluk nedenlerini dört kategorili bir yoksulluk teorisiyle ortaya koyan Harold Kerbo' ya göre yoksullukla ilgili görüşler nelerdir?
CEVAP:
İlk görüşe göre, yoksulluğun nedeni kişilerin kendileridir. Yoksullar tembel, zamanlarını ve paralarını boş yere harcayan ve kendilerini kontrol etmeyi başaramayan bireylerdir. İkinci görüş, yoksulluk kültürü görüşüdür. Yoksul bireyi suçlayan popüler görüşten farklı olarak yoksulluk kültürü görüşü, yoksulluğun bireyin sadece kendi özelliklerinden kaynaklanamayacağını, yoksul bireyin içinde bulunduğu olumsuz şartlardan etkilendiğini ve yetişkin konuma geldiğinde içinde yaşadığı kötü ortamın değer ve kalıplarını değiştirilemez biçimde benimsediğinden yoksulluk döngüsünden kurtulamadığını öne sürer. Üçüncü görüş olan durumsal yoksulluk görüşü toplumdaki politik ve ekonomik güçlerin yoksulluk üzerindeki etkisini yoksulluk kültürü görüşüne göre ön plana çıkarmaktadır. Yoksulluğun nedenlerine yönelik dördüncü görüş ise yapısal yoksulluk görüşüdür. Bu görüşe göre, yoksulun bireysel özelliklerinin yoksulluk üzerinde güçlü bir etkisi yoktur. Bu konuda asıl odaklanılması gereken nokta toplumdaki grup uyuşmazlığı ile politik ve ekonomik güç kaynaklarının eşit olmamasıdır.
#49
SORU:
Yoksulluğa neden olduğu düşünülen başlıca makro faktörler nelerdir?
CEVAP:
• Gelir dağılımındaki adaletsizlikler • Emek piyasalarında yaşanan sorunlar; işsizlik, eksik istihdam, düşük ücretler, kayıt dışı istihdam, ayrımcılık vb., • Toplumda yaşanan sosyal değişim ve demografik faktörler; nüfus baskısı, hanehalkı yapısındaki değişim, göç, çarpık kentleşme vb., • Kötü ekonomi politikaları ve ekonomik krizler, • Bölgesel dengesizlikler, • Çevresel bozulma ve doğal afetler, • Kötü siyasal yönetimler, • Savaşlar.
#50
SORU:
Yoksulluğa neden olan mikro düzeydeki faktörler ya da bireysel özelliklerden başlıcaları nelerdir?
CEVAP:
• Yaş,
• Cinsiyet,
• Etnik köken,
• Özürlülük,
• Eğitim düzeyinin düşüklüğü.
#51
SORU:
Mutlak Yoksulluk nedir?
CEVAP:
Dünya Bankası’nın temel aldığı günlük 1 dolarlık gelirden yoksun olmak biçiminde anlaşılan tanıma “mutlak yoksulluk” (absolute poverty) denir.
#52
SORU:
Göreli Yoksulluk nedir?
CEVAP:
Temel yiyecek gereksinimlerini (genellikle minimum kalori gereksinimi olarak belirlenmektedir) karşılamak için gerekli gelirden yoksun olmak biçimine “göreli yoksulluk”(relative poverty) denir.
#53
SORU:
İnsani Yoksulluk nedir?
CEVAP:
Yiyecek dışındaki gereksinimleri (giyim, barınak ve enerji gibi ) karşılayacak gelirden yoksun olmak biçiminde anlaşılmaktadır. Son yıllarda, bu iki tanımı içerse de ondan daha geniş kapsamlı olan yoksulluğa denir.
#54
SORU:
19. yüzyıl sonlarında İngiltere’de S. Rowntree tarafından geliştirilen Mutlak Yoksulluk Kavramının tanımı nasıldır?
CEVAP:
Ona göre mutlak yoksulluk, hanehalkı veya bireyin yaşamını sürdürebilecek fiziki ihtiyaçlarını karşılayamaması yani asgari refah düzeyini yakalayamaması durumudur. Bu nedenle, mutlak yoksulluğun ortaya çıkması, bireylerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan minimum tüketim harcamalarının belirlenmesini gerektirir. Mutlak yoksulluk oranı, bu asgari refah düzeyini yakalayamayanların sayısının toplam nüfusa oranıdır (TÜİK). Bir ülkedeki mutlak yoksul sayısı genellikle minimum gelir düzeyi olarak belirlenen bir sınırın altında yaşayan insanların sayısı olarak belirlenir.
#55
SORU:
Mutlak Yoksulluk nasıl ölçülür?
CEVAP:
Mutlak yoksulluğun ölçülmesinde, öncelikle bireylerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan asgari tüketim ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekir. Ulusal bir yoksulluk sınırı belirleyen gelişmekte olan ülkeler, bunu belirlerken genellikle gıda yoksulluğu metodunu kullanırlar.
#56
SORU:
Gıda yoksulluğunu ölçmede hangi yaklaşımlardan söz edilir?
CEVAP:
Gıda yoksulluğunu ölçmede ise temel ihtiyaçların maliyeti, gıda enerjisi ve gıda paylaşımı gibi üç farklı yaklaşımdan söz edilebilir.
#57
SORU:
Dünya Bankasına göre hangi kapsamdaki insanlar "Mutlak Yoksul" sınıfına girer?
CEVAP:
Dünya Bankası’nın 1990’daki çalışmasında, yoksul tanımı bir insanın hayatta kalabilmesi için gerekli minimum kalori miktarı olan 2400 k/cal hesaplamasına dayanılarak geliştirilmiş ve bu noktadan hareketle günlük geliri 2400 k/cal besini almaya yetmeyen insanlar “mutlak yoksul” olarak tanımlanmışlardır.
#58
SORU:
Mutlak Yoksulluk Sınırı nedir?
CEVAP:
Mutlak yoksulluk sınırı az gelişmiş ülkeler için kişi başına günlük 1 dolar olarak kabul edilirken, Latin Amerika ve Karayipler için bu sınır 2 dolar, Türkiye’nin de dahil olduğu Doğu Avrupa ülkelerinin de içinde bulunduğu grup için 4 dolar, gelişmiş sanayi ülkeleri için 14.40 dolar olarak belirlenmiştir. Dünya Bankası tarafından hesaplanan bu parasal değerler, Dünya Bankası’nın metodolojisi çerçevesinde düşünülmelidir. Asgari kalori miktarına bağlı mutlak yoksulluk sınırı hesaplanırken metodoloji içerisinde kabul edilen varsayımlar çeşitlendikçe mutlak yoksulluk sınırı da değişmektedir.
#59
SORU:
Göreli Yoksulluğun gerçekleşmesi hangi nedenlere bağlıdır?
CEVAP:
Göreli yoksulluk, bireylerin, toplumun ortalama refah düzeyinin belli bir oranının altında olması durumudur. Buna göre toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hanehalkı göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır. Refah ölçüsü olarak amaca göre tüketim veya gelir düzeyi seçilebilir.
#60
SORU:
Göreli yoksullukla Mutlak Yoksulluk arasında ki fark nedir?
CEVAP:
Göreli yoksulluk mutlak yoksulluktan farklı olarak bireyin ya da hanehalkının ya da bir grubun diğerleriyle kıyaslandığında ortaya çıkan yoksullukla ilgilenmektedir. Bu bağlamda göreli yoksulluğu hane halkı, grup ya da birey ile o toplumda yaşayan ve mevcut şartlara göre ortalama bir gelire sahip olan hane halkı, grup ya da birey arasındaki gelir kaynaklarına sahip olma gücü arasındaki açıklık olarak tanımlamak mümkündür.
#61
SORU:
Göreli Yoksulluğun ölçümünde ölçüt nedir?
CEVAP:
Göreli yoksulluğun ölçümünde refah ölçüsü olarak gelir ya da tüketim düzeyi seçilebilir. Toplam geliri belirli bir miktarın altında olanlar yoksul olarak kabul edilir. Örneğin AB’de, medyan gelirinin %60’ının altında bir gelire sahip olanlar göreli yoksul kabul edilirler. TÜİK ise harcama esaslı göreli yoksulluk sınırını eşdeğer fert başına tüketim harcaması medyan değerinin %50’si olarak tanımlamaktadır.
#62
SORU:
İnsani Yoksulluğun ölçümündeki ölçütler nelerdir?
CEVAP:
İnsani yoksulluğun ölçülmesi eğitim düzeyi, sağlık ve temiz su kaynaklarına erişebilme gibi konularda yoğunlaşmaktadır
#63
SORU:
“İnsani Yoksulluk İndeksi” gelişmekte olan ülkeler için (Human Poverty Index) nasıl hesaplanır?
CEVAP:
Bu indeks gelişmekte olan ülkeler için (HPI-I) şu üç kriterden yola çıkarak hesaplanmaktadır:
• Yaşam süresi: 40 yaşın altında yaşam beklentisi olanların oranı
• Eğitim: Okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin oranı
• Makul bir yaşam standardı:
• Sağlıklı içme suyuna sahip olmayan nüfusun oranı
• Temel sağlık imkânlarından yoksun olan nüfusun oranı
• 5 yaşın altında olan ve yeterli beslenemeyen nüfusun oranı
#64
SORU:
Yoksulluk İndeksi’ni (HPI-II) oluşturan kriterler nelerdir?
CEVAP:
Yoksulluk İndeksi’ni (HPI-II) oluşturan kriterler ise şunlardır:
• Yaşam süresi: 60 yaşın altında yaşam beklentisi olanların oranı
• Eğitim: OECD tarafından tanımlanan fonksiyonel cahillik oranı
• Makul bir yaşam standardı: Yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı
• Sosyal dışlanma: Uzun dönem işsizlik oranı
#65
SORU:
Yoksulluğun ölçülmesinde kullanılan yöntem nedir?
CEVAP:
Yoksulluğun ölçümünde kullanılan yöntem, ekonomik birimlerin hayat standardının (refahının) nasıl ve hangi değişkenle (ya da değişkenlerle) ölçüleceğine karar verildikten sonra, bu değişkenin belli bir değerini yoksulluk çizgisi olarak seçip bu çizginin altında kalan ekonomik birimleri yoksul olarak sınıflandırmaktır.
#66
SORU:
Refah ölçüsü olarak sıklıkla kullanılan iki alternatif nedir?
CEVAP:
Refah ölçüsü olarak sıklıkla kullanılan iki alternatif; gelir ve tüketimdir. Aslında gelir ve tüketim birbirleriyle yüksek korelasyona sahip iki değişkendir. Ancak, Türkiye gibi önemli miktarda gelirin kayıt dışı kazanıldığı, dolaysız vergi toplama konusunda güçlükler yaşanan, pek çok hanenin tüketiminde kendi yetiştirdiği ürünlerin göz ardı edilemeyecek bir paya sahip olduğu ülkelerde gelir, hanehalkı refahının iyi bir göstergesi olmamaktadır.
#67
SORU:
Yoksulluğun ölçülmesinde hangi ölçütlerin gerekliliği zorunlu kılınmıştır?
CEVAP:
Yoksulluğun tek bir kıstasla (gelir/tüketim) ölçülmesinin yoğun eleştiriler alması, sağlık ve eğitim gibi diğer sosyoekonomik verilerinde kullanılarak göstergelerin çeşitlendirilmesi yoluna gidilmesini zorunlu kılmıştır. Yoksulluğa ilişkin çok sayıda göstergenin ortaya çıkması, hangi sorunun öncelikle ele alınmasına yönelik tartışmaları da beraberinde getirmiştir.
#68
SORU:
Yoksulluk Sınırı nedir?
CEVAP:
Yoksulluk konusundaki tüm analizlerin ortak noktası olan yoksulluk sınırı ya da çizgisi, bir toplumda yoksul olanlarla olmayanları birbirinden ayırmakta kullanılan en temel ölçüttür. Bu sınırın belirlenmesi hem toplam yoksul sayısının hesaplanmasında hem de kamu tarafından yapılacak transferlerde önemli bir referans oluşturmaktadır.
#69
SORU:
Yoksulluk ölçümünde gelir ya da tüketime dayalı yetersizlik yöntemi nedir?
CEVAP:
Yoksulluk ölçümünde gelir ya da tüketime dayalı yetersizlik yöntemi en sık kullanılan yöntem olmaktadır. Bu yaklaşıma göre eğer hanehalkı geliri ya da toplam harcaması yoksulluk sınırı olarak verilen değerden az ise bu hanehalkı yoksul olarak sınıflandırılır.
#70
SORU:
Yoksulluk sınırı nedir?
CEVAP:
Yoksulluk sınırı, birim temel gereksinimleri karşılamak için gerekli olan tüm mal ve hizmetlerin toplamını temsil eder. Bu yaklaşım öncelikle yoksulluk sınırının tanımlanmasını gerektirir. Bir hanehalkının minimum yaşam düzeyini ya da temel gereksinimlerini karşılayabilmesi için gerekli olan tüm mal ve hizmetleri satın alırken ödemesi gereken para miktarı yoksulluk sınırıdır.
#71
SORU:
Yoksulluk Sınırını hesaplarken gerekli olan bilgiler nelerdir?
CEVAP:
Bu sınırı hesaplarken gerekli olan bilgiler: Temel gereksinimleri belirlemek, tatmin olmanın eşiğini belirlemek, gerekli mal ve hizmetlerin miktarını ve çeşidini seçmek ve sonuçta belirlenen bu mal ve hizmet sepetini fiyatlandırmaktır.
#72
SORU:
Yoksulluk Sınırı uygulaması kaç bölümde incelenir?
CEVAP:
Üç tür yoksulluk sınırı uygulamasından söz edilebilir: Mutlak yoksulluk sınırı, göreli yoksulluk sınırı ve subjektif yoksulluk sınırı.
#73
SORU:
Mutlak Yoksulluk sınırı nedir?
CEVAP:
Mutlak yoksulluk sınırı, spesifik bir yaşam standardı ile bağlantılıdır. Belirli bir yaşam standardının altında kalan kesim yoksul olarak adlandırılır. Mutlak yoksulluk sınırı belirli bir zaman noktasında, minimum kaynak miktarı olarak belirlenmekte ve zamana bağlı olarak fiyat değişmeleri dikkate alınarak güncelleştirmektedir. Mutlak yoksulluk sınırı genellikle iki farklı yöntemle hesaplanmaktadır. Bu yöntemlerin birincisinde, en düşük yaşam standardını sağlayan minimum gıda harcamasına göre yoksulluk sınırı hesaplanmaktadır. İkincisinde ise minimum gıda harcamasına ek olarak, giyim, barınma, sağlık, ısınma, eğitim gibi temel ihtiyaçlar da dikkate alınmaktadır.
#74
SORU:
Göreli yoksulluk sınırı nedir?
CEVAP:
Göreli yoksulluk sınırı, toplam nüfusun belirli bir yüzdesinin yer aldığı gelir ya da harcama düzeyinden veya medyan gelirin yarısından daha az gelir veya harcama seviyesine sahip olan kesimin yoksul olarak kabul edilmesiyle belirlenir.
#75
SORU:
Subjektif yoksulluk sınırı nedir?
CEVAP:
Subjektif yoksulluk sınırı, toplumdaki bireylerin minimum gelir veya harcama hakkındaki kendi bireysel düşüncelerine dayanmaktadır. Subjektif yoksulluk sınırı, temel ihtiyaçları karşılamak için gerekli olan asgari gelirin belirlenmesiyle ilgili büyük ölçekli anketler yapılarak toplumun bu konudaki görüşüne dayanılarak hesaplanır. Hanehalklarının bildirdiği gelir düzeyinin altındakiler yoksul olarak kabul edilir.Subjektif yoksulluk sınırı, toplumdaki bireylerin minimum gelir veya harcama hakkındaki kendi bireysel düşüncelerine dayanmaktadır. Subjektif yoksulluk sınırı, temel ihtiyaçları karşılamak için gerekli olan asgari gelirin belirlenmesiyle ilgili büyük ölçekli anketler yapılarak toplumun bu konudaki görüşüne dayanılarak hesaplanır. Hanehalklarının bildirdiği gelir düzeyinin altındakiler yoksul olarak kabul edilir.
#76
SORU:
Kafa Sayısı İndeksi nedir?
CEVAP:
Yoksulluk ölçümünde en yaygın olarak kullanılan indeks, hesaplanmasının basit ve kolay olması nedeniyle, yoksulluk sınırı altında kalan kişi sayısının toplam nüfusa oranını gösteren kafa sayısı indeksidir.
#77
SORU:
Yoksulluk Açığı İndeksi nedir?
CEVAP:
Yoksulluğun derinliğini ölçebilmek ve yoksulluk oranının yoksulluk çizgisine duyarlılığını azaltabilmek için yoksulların gelirlerinin/tüketimlerinin yoksulluk çizgisinden uzaklığının ortalamasının yoksulluk çizgisine oranı olarak belirlenen yoksulluk açığı indeksi geliştirilmiştir. Yoksulluk açığı indeksi, yoksulluğu yoksul kişi oranına göre daha derinlemesine incelemekte ve gelir açığı kavramına dayanmaktadır. Bir kişinin gelir açığı, yoksulluk sınırı ile i. bireyin geliri arasındaki farka eşittir. Gelir açığı, yoksulluk sınırı altındaki bireyler/hanehalkları için hiçbir zaman negatif olamayacağı gibi, yoksulluk sınırı üstündeki birey/ hanehalkları için de pozitif olmayacaktır.
#78
SORU:
Sen İndeksi nedir?
CEVAP:
Hem kafa sayısı indeksi hem de yoksulluk açığı indeksinin yoksullar arasındaki gelir dağılımını göz ardı ediyor olması ve yoksulların sayısını dikkate almaması yeni arayışlara yol açmış ve Sen İndeksi bu arayışlar sonucu ortaya çıkmıştır. Sen İndeksi, kafa sayısı oranı, gelir açığı oranı ve Gini Katsayısı’nın birleştirilmesiyle oluşturulan, yoksulların sayısını, yoksulluğun boyutlarını ve yoksullar arasındaki gelir dağılımı farklılıklarını dikkate alan bir ölçüttür.
#79
SORU:
Foster, Greer ve Thorbecke (FGT) Yoksulluk İndeksi nedir?
CEVAP:
Yoksulluk ölçüm yöntemlerine ilişkin yürütülen çalışmalar içinde en önemli katkılardan birisinin de Foster, Greer ve Thorbecke (1984) tarafından gerçekleştirilen indeks olduğu söylenebilir. Yoksulluk çalışmalarında son yıllarda yoksulluğun bölgesel, etnik alt gruplarının yoksul düzeylerinden ne derece etkilendiğini göstermek önem kazanmış ve toplam yoksulluk içinde ilgili alt grupların yoksulluğunun nasıl ölçüleceği önemli olmuştur.
#80
SORU:
Milenyum Deklerasyonu nedir?
CEVAP:
Yoksullukla mücadele, uluslararası platformda insanlığın sosyal, ekonomik, politik ve ahlaki sorumluluğu olarak tanımlanmaktadır. Yoksulluğun küresel bir sorun hâline gelmeye başlaması ve dünyanın bir bölgesinde yaşanan yoksulluk sorununun aslında tüm dünyanın geleceğini tehdit eden ve ilgilendiren bir sorun hâline gelmesi bütün dünya ülkelerinin yoksullukla mücadelede birlikte hareket etme ve ortak çözümler arama zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bu amaçla, 2000 yılının Kasım ayında 189 ülkenin hükûmet başkanları Milenyum Deklerasyonu imzalamışlar ve bu deklerasyonla 2015 yılına kadar belirlenen Milenyum Kalkınma Hedefleri’nin (MDGs) gerçekleştirilmesini taahhüt etmişlerdir.
#81
SORU:
Milenyum Deklerasyonunda belirlenen başlıca hedefler nelerdir?
CEVAP:
• Aşırı yoksulluğun ve açlığın yok edilmesi,
• Evrensel bir temel eğitimin sağlanması,
• Cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi ve kadınların güçlendirilmesi,
• Çocuk ölümlerinin azaltılması,
• Anne sağlığının geliştirilmesi,
• Aids, sıtma ve benzeri hastalıklarla mücadele edilmesi,
• Sürdürülebilir bir çevrenin sağlanması,
• Kalkınma için küresel ortaklığın geliştirilmesi.
#82
SORU:
Yoksullukla Mücadelede Dolaylı Yaklaşım kapsamında hangi makropolitikalar yer almaktadır?
CEVAP:
Yoksullukla mücadelede dolaylı yaklaşım kapsamında, ekonomik büyüme, emek piyasası politikaları, fiyat istikrarını sağlayıcı politikalar ve eğitim politikaları gibi makropolitikalar yer almaktadır.
#83
SORU:
Ekonomik büyümenin yoksullukla mücadeleye katkısı nedir?
CEVAP:
Ekonomik büyümenin yoksullukla mücadelede iki temel eksende katkı sağladığı söylenebilir. Bunlardan ilki; istihdam artışı ve işsizliğin azalmasıyla hanehalklarının gelirlerini arttırıp aynı zamanda, eğitim, sağlık ve altyapı olanaklarının da gelişmesini sağlamasıdır. Bunun, yoksulluğun azaltılmasına dolaylı katkı sağlayacağı ve “insani yoksulluk” göstergelerini olumlu yönde etkileyeceği söylenebilir. İkincisi ise yoksulluğun azaltılmasına yönelik olarak uygulanacak gelirin yeniden dağıtımı politikalarının genişleyen bir ekonomide daha kolay uygulanabilir olmasıdır. Bunun sonucunda, gerçekleştirilen büyümeden kaynaklanan kazanımların adil bölüşümünün yoksulluğun azaltılmasına önemli bir etkisi olacaktır.
#84
SORU:
“PGI Üçgeni” nedir?
CEVAP:
Dünya Bankası ekonomistlerinden François Bourguignon büyüme, yoksulluk ve eşitsizlik arasındaki ilişkiyi “Yoksulluk-Büyüme-Eşitsizlik (PGI) Üçgeni” olarak adlandırmaktadır. Bourguignon, “PGI Üçgeni”ni şöyle açıklar: Yoksulluk gelir arttırılarak (büyüme) veya daha iyi bir gelir dağılımı ile azaltılabilir. Yoksulluk oranında yüzde birlik bir düşüş, belirli bir büyüme oranı ya da eşitsizlikteki belirli bir azalmayla gerçekleştirilebilir. Daha önemlisi, gelirde bir artışın eşitsizlikte bir azalmayla çatışması gerekmez.
#85
SORU:
“Yoksul yanlısı büyüme” (pro-poor growth) nedir?
CEVAP:
Son yıllarda, büyümenin yoksulluğun azaltılmasında tek başına yeterli olmadığı düşüncesini benimseyen kalkınma düşünürleri yeni bir kavram olan “yoksul yanlısı büyüme” (pro-poor growth) üzerinde durmaktadırlar. Ancak, yoksul yanlısı büyümenin ne olduğu, nasıl ölçüleceği ve daha da önemlisi bunun etkili siyaset yapma süreçlerine nasıl aktarılacağı gibi konular hâlâ hararetli bir biçimde tartışılmaktadır. Yoksul yanlısı büyüme geniş anlamda, “yoksullukta önemli bir azalma sağlayan büyüme” ya da “yoksullar için iyi olan büyüme” olarak tanımlanmaktadır. Ancak bunun tam olarak neyi ifade ettiği anlaşılamamaktadır.
#86
SORU:
Ravallion, yoksul yanlısı büyümeyi nasıl tanımlar?
CEVAP:
Ravallion, yoksul yanlısı büyümeyi, gayrisafi yurt içi hasılada, yoksulluğu azaltıcı bir artış olarak tanımlamaktadır (Ravallion, 2004). Böyle bir tanımlama oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır.
#87
SORU:
Kakwani yoksul yanlısı büyümeyi nasıl tanımlar?
CEVAP:
Kakwani yoksul olan kesimin, yoksul olmayan kesime göre oransal olarak daha fazla faydalandığı durumda, gelir dağılımını iyileştiren büyümenin yoksul yanlısı büyüme olduğunu ileri sürmektedir.
#88
SORU:
Kraay’a göre yoksul yanlısı büyümenin kaynağı nedir?
CEVAP:
Kraay’a göre yoksul yanlısı büyümenin üç potansiyel kaynağı vardır: Ortalama gelirlerin yüksek oranda büyümesi, ortalama gelirlerde yüksek bir yoksulluk-büyüme duyarlılığı ve nispi gelirlerde yoksulluğu azaltıcı bir büyüme modeli.
#89
SORU:
Osmani yoksul yanlısı büyümeyi nasıl açıklar?
CEVAP:
Osmani, Ravallion ve Kakwani’nin yoksul yanlısı büyüme tanımlarına katılmamakla birlikte, birbirlerine yönelttikleri eleştirileri onayladığını söylemekte ve her ikisinin tanımlarını da problemli bulmaktadır. Ona göre, Ravallion’un tanımlaması, yoksulluğu azaltan herhangi bir büyüme sürecinin yoksul yanlısı olduğu görüşüne dayanan yoksulluğu azaltıcı büyüme kavramı ile benzerdir. “Yoksulluğu basitçe azaltmak ‘yoksul yanlısı’ büyüme için yeterli bir koşul olamaz. Bundan daha fazlası olmalıdır; büyüme özellikle yoksulları destekleyici bir süreç olarak kendini göstermelidir. Kakwani ise yoksulların oransal olarak zenginlerden daha fazla büyümeden yararlanabildiği durumda, büyüme sürecinin yoksul yanlısı olduğunu belirtmekteydi.
#90
SORU:
Yoksul yanlısı büyüme politikaları neden eleştirilir?
CEVAP:
Yoksul yanlısı büyüme politikalarını eleştirenler, bu politikaların ekonomiyi bozacağını, bunun da toplumsal refahı düşüreceğini iddia etmektedirler. Aslında bu düşünce, “eşitlik” ve “etkinlik” arasında ters yönlü bir ilişki bulunduğunu ileri süren eski bir argümana dayanmaktadır. Yoksul yanlısı büyüme politikaları etkin olmayan sonuçlar yaratır mı? Bunun uygulanan spesifik politikalara bağlı olduğu söylenebilir. Eğer bu doğru ise zengin yanlısı büyüme politikalarının da birçok olumsuzluk yarattığı ileri sürülebilir. Bu ters yönlü ilişki konusu sosyal refah seçeneği ile yakından ilişkilidir. Eğer ilgilenilen, daha çok yoksulların refahı ise gelir dağılımında en altta bulunan en üsttekinden daha fazla ağırlık verilmelidir. Böyle bir durumda, etkinliğin sosyal refaha katkısı az olacaktır.
#91
SORU:
Yoksullukla Mücadelede Doğrudan (Dolaysız) Yaklaşım ne demektir?
CEVAP:
Yoksullukla doğrudan mücadele yaklaşımında, yoksulluk sorununun dolaysız çözümüne yönelik politikaların ve programların uygulanması söz konusudur. Bu yaklaşım da kamu; vergi, sosyal güvenlik, sosyal yardım, sağlık ve eğitim politikaları gibi temel araçlarla gelirin ikincil dağılımına etkin bir biçimde müdahil olmaktadır. Bu politik araçlarla birlikte, kamunun öncülük ettiği özel olarak dizayn edilmiş yoksullukla mücadele programları da bu yaklaşımın temel enstrümanları arasında yer almaktadır.
#92
SORU:
Yoksullukla mücadelede uygulanabilecek doğrudan önlemler nelerdir?
CEVAP:
Yoksullukla mücadelede uygulanabilecek doğrudan önlemler yoksul bireylerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacıyla sosyal koruma sistemi kapsamındaki kamu harcamalarıdır. Bu önlemler arasında ağırlıkla yoksulların kullandığı mal ve hizmetlere sübvansiyon verilmesi, asgari ücret, istihdamı arttırmaya yönelik çeşitli proje ve önlemler, yoksullara yönelik kredi programları ve çeşitli çocuk eğitim ve beslenme programları ön plana çıkmaktadır.
#93
SORU:
Gelirin yeniden dağıtımını sağlayan maliye politikalarına ve kamu transfer ödemelerine liberal iktisatçıların bakış açısı nasıldır?
CEVAP:
Gelirin yeniden dağıtımını sağlayan maliye politikalarına ve kamu transfer ödemelerine liberal iktisatçılardan bazı itirazlar yükselmektedir. Liberallere göre, “yoksullukla mücadelede sosyal refah devletinin sonuçları; hizmetlerde kalitesizlik, israf, savurganlık, verimsizlik, ağır vergi yükü dolayısıyla düşük yatırım ve işsizlik vesaire sorunlardır. Gelirin yeniden dağıtımı amacıyla konan vergiler, vergi mükelleflerinin yeni yatırım faaliyetlerine girişmelerini engelleyebilir. Ekonomide yatırımların azalması ise işsizliği ve yoksulluğu artırır. Transfer ödemeleri, insanların çalışma yerine tembelliği tercih etmelerine neden olabilir. Bireyler, çalışmadan bir gelir elde ettiklerini gördüklerinde üretim faaliyetinde bulunarak bir gelir elde etmeye daha az çaba sarf ederler. Bu sebeple de toplum olabileceğinden daha yoksul hâle gelir.”
#94
SORU:
Yoksulluğun boyutlarını ölçmeye yönelik çalışma ne zaman yapılmıştır?
CEVAP:
Yoksulluğun boyutlarını ölçmeye yönelik çalışmaların son yıllara dayandığı ülkemizde, bu alandaki en önemli çalışmanın, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan “Yoksulluk Araştırması” olduğu söylenebilir. 2002 Yoksulluk Araştırması”, Türkiye’de resmî yoksulluk sınırını tespit etmeye yönelik, kapsamlı ve güncel verilere dayalı ilk çalışmaydı.
#95
SORU:
Türkiye' de yoksullukla ilgili en yeni çalışma ne zaman yapılmıştır?
CEVAP:
En yeni çalışma sonuçları Mart 2012’de yayımlanan Yoksulluk Çalışması 2015’tir. Bu çalışmada satın alma gücü paritesine göre kişi başı 2,15 ve 4,3 dolar sınırlarına göre yoksulluk oranları verilmektedir. Kişi başı günlük harcaması, satınalma gücü paritesine göre 2,15 doların altında kalan fert oranı 2009 yılında %0,22 iken, bu oran 2015 yılında %0,06 olarak tahmin edilmiştir. 4,3 dolar sınırına göre ise 2009 yılında %4,35 olan yoksulluk oranı 2015 yılında %3,66’ya düşmüştür. Satınalma gücü paritesine göre 4,3 dolar sınırı esas alındığında, kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanlarda 2009 yılında %11,92 olan yoksulluk oranı, 2010 yılında %9,61’e düşerken kentsel yerlerde yaşayanların yoksulluk oranı %0,96’dan %0,97’ye yükselmiştir.
#96
SORU:
Türkiye’de Yoksullukla Mücadelede kurumsal anlamda devletin sorumluluğu nedir?
CEVAP:
Kurumsal anlamda devletin sorumluluğu, devletçe bakım ve geçici yardımlar biçiminde sürdürülmüş olup yoksullukla mücadele, yoksullara belirli zamanlarda yardım yapma biçiminde Kızılay Derneği ve Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu gibi bazı kurumların yan işlevleri arasında yer almıştır. Konu, 1980’lerin ikinci yarısından sonra kurumsal bazda ele alınmış ve politikalar geliştirilmeye başlanmıştır (Gül, 2002: 212). Özellikle 1990’lı yıllarda yaşanan ekonomik krizler ve 1999 yılında yaşanan büyük depremin ortaya çıkardığı olumsuz koşullar, gerek akademik alanda ve gerekse de kamu yönetimi ve sivil toplum örgütleri düzeyinde yoksulluk konusuna karşı ilginin artmasına neden olmuştur.
#97
SORU:
Türkiye’de yoksulluk sorununun çözümünde son yıllara kadar hangi yaklaşım benimsenmiştir?
CEVAP:
Türkiye’de yoksulluk sorununun çözümünde son yıllara kadar dolaylı yaklaşım ağırlıklı olarak benimsenmiş, işsizlik sorunuyla mücadelede olduğu gibi, yoksullukla mücadele de ekonomik büyümeye havale edilmiş ve beş yıllık kalkınma planlarında hızlı ekonomik büyümenin işsizlik ve yoksulluk gibi sorunları kendiliğinden çözeceği gibi iyimser bir yaklaşım benimsenmiştir.
#98
SORU:
Türkiye’de, yoksullukla mücadelede büyümenin yanında doğrudan mücadele yöntemlerinin de uygulanması, zorunluluğu nasıl ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
Dolaylı yaklaşım tarzının işsizlik sorununu çözemediği ve nasıl ki bu sorunun çözülebilmesi için özel politikaların, yani istihdam politikalarının gerekliliği gerçeği ortaya çıkmışsa aynı şekilde, mülkiyetin ve üretim araçlarının bu denli eşitsiz dağılımının bulunduğu ülkemizde, büyümenin kendiliğinden yoksulluk sorununu çözemeyeceği geç de olsa anlaşılmış ve böylece dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer alan Türkiye’de, yoksullukla mücadelede büyümenin yanında doğrudan mücadele yöntemlerinin de uygulanması, bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.
#99
SORU:
Ülkemizde bugün için, yeterli düzeyde olmasa da doğrudan yoksullukla mücadeleye yönelmiş önemli bazı uygulamalardan söz edilebilir. Bu uygulamalar nelerdir?
CEVAP:
Bunlardan belki de en önemlisi, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’dur (SYDTF). “Yoksulluk içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlara yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici önlemler alarak gelir dağılımının iyileştirilmesine katkı sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek” amacıyla 3294 sayılı yasa ile kurulmuştur. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kurulmasıyla bu bakanlığa bağlanan Fon.
#100
SORU:
Fon kurulu nasıl çalışmaktadır?
CEVAP:
Fon Kurulu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başkanlığında ayda bir kez olağan toplanmaktadır. Bunun dışında, Fon Kurulu, Cumhurbaşkanı’nın talebi üzerine her zaman olağanüstü toplanabilir. Salt çoğunlukla toplanan Fon Kurulunda kararlar oy çokluğu ile alınarak, Cumhurbaşkanı’nın onayı ile yürürlüğe girmektedir. Fon Kurulunun sekretarya hizmetleri Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünce yerine getirilmekte olup, sekretarya hizmetlerinin yürütülmesi için Genel Müdürlük personeli arasından görevlendirilen kişilerden bir “Fon Kurulu Sekretaryası” oluşturulmuştur. Alınan kararlar, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından ülke genelindeki il ve ilçelerde yer alan 973 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığıyla uygulanmaktadır.
#101
SORU:
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonunun (SYDTF) başlıca görevleri nelerdir?
CEVAP:
• Fonda toplanan kaynakların, Bakanlıkça ve il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından yürütülecek sosyal yardım proje ve programları ile yatırım programları çerçevesinde dağıtım önceliklerini belirlemek ve dağıtımına karar vermek, • İl ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında çalıştırılacak personelin nitelikleri ile özlük hakları ve diğer hususlarla ilgili belirlenecek kriterleri görüşmek ve karara bağlamak, • İl ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları ile diğer kurum ve kuruluşlardan gelen sosyal yardım amaçlı talep ve teklifleri değerlendirmek, • Toplumda dayanışma ve paylaşma bilincini geliştirmek ve desteklemek üzere bilimsel, sosyal ve kültürel programlar ve projeler önermek, hazırlanan projelere destek sağlamaktır.
#102
SORU:
SYDTF’nin gelirleri nelerdir?
CEVAP:
• Kanun ve kararnamelerle kurulu bulunan veya kurulacak olan fonlardan Cumhurbaşkanı kararıyla %10’a kadar aktarılacak miktarlar, • Gelir ve kurumlar vergisi tahsilat toplamının %2,8’i, • Trafik para cezalarının %50’si, • RTÜK gelirlerinin %15’i, • Bütçeye konulacak ödenekler, • Her nevi bağış ve yardımlar ve diğer gelirler.
#103
SORU:
Türkiye’de yoksullukla mücadelede doğrudan yaklaşım kapsamında değerlendirilebilecek başka uygulamalar nelerdir?
CEVAP:
Bangladeş’teki Grameen Bank tecrübelerinden yararlanılarak 2003 yılında Diyarbakır’da pilot uygulaması başlatılan Mikro Kredi Projesi bunlardan birisidir. Bu proje, daha çok toplumun “yoksulun yoksulu” denebilecek kesimlerine yönelik bir uygulamadır. Mikro kredi uygulaması konusunda olumsuz bazı değerlendirmeler yapılsa da Diyarbakır’daki pilot projenin gözle görülür bir başarı sağladığı söylenebilir. “Bu uygulama kapsamında bugüne kadar 2,6 milyon dolar kredi açılmış ve 3 yılı aşkın sürede dağıtılan kredilerin geri dönüş oranı ise %100 olarak gerçekleşmiştir”. Mikro kredinin yaygınlık kazanması ve gerek kamu kurumları gerekse STK’lar tarafından uygulamaya başlaması bu alanın yasal olarak düzenlenmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Bu çerçevede “Mikro Finans Kuruluşları Hakkında Kanun Teklifi” hazırlanmış; ancak taslak olmanın ötesine gidilememiştir.
#104
SORU:
Türkiye’nin son 20 yılında yoksullukla mücadele konusundaki uygulamalara bakıldığında, bu konuda neden önemli başarılar elde edilememiştir?
CEVAP:
Ülkemizdeki yoksullukla mücadele programlarına yönelik temel eleştirilerden birisi, bu programların uzun vadeli ekonomik ve sosyal politikaların bir parçası olarak ele alınmaması, bunun yerine dezavantajlı konumda olduğuna karar verilen kişilere yönelik sosyal yardımlarla sınırlı kalmasıdır. Uygulamalara ilişkin değerlendirme ve gözlemler bu yardımların yoksulluk profili ekseninde oluşturulmuş ayrıntılı bir programa göre değil, belirli toplumsal ve kişisel ilişkiler üzerinden belirlenen günübirlik kararlar çerçevesinde yapıldığı izlenimi yaratmaktadır.
#105
SORU:
Önder ve Şenses’e göre ülkemizdeki yoksullukla mücadele politikaları neden başarısız olmuştur?
CEVAP:
“Türkiye’de yoksullukla mücadelede başarılı olunamamasının belki de en önemli nedeni, bu mücadelenin sosyal politikanın dar alanına terk edilmiş olmasıdır. Üretim araçları mülkiyetinin yapısına, ekonomik sistemin işleyiş prensiplerine ve bunların ötesinde toplumsal güç ilişkilerine bağlı olarak ortaya çıkan yoksulluk sorunu, bu unsurlar tümüyle veri kabul edilerek çözülmeye çalışılmaktadır. Bu çerçevede, yoksulların kent merkezlerinden koparılıp gecekondulara yığılması gibi yoksulluk sorunu da gelir dağılımı ve istihdam gibi iktisadi alanlardan koparılıp sosyal yardım alanlarına hapsedilmek istenmektedir. Kamu harcamalarının vergi gelirlerinin yeniden dağıtım rolü göz ardı edilirken bu araçların etkisiyle perçinlenen adaletsiz gelir dağılımının kısmen dengelenmesi işi sosyal yardımlara havale edilmektedir. Uygulanan neoliberal politikalar ve bunun sonucunda ağırlaşan istihdam ve işsizlik olgularından da bağımsız olarak tartışılmak istenen yoksulluk sorununun çözümü böylece kendi nedenlerinden farklı yerlerde aranmaktadır” (Önder ve Şenses, 2006: 16-17).