GENEL DİLBİLİM I Dersi Sözdizimde Temel Kavramlar soru cevapları:
Toplam 21 Soru & Cevap#1
SORU:
Sözdizim nedir?
CEVAP:
Sözdizim ;Tümcenin içindeki sözcüklerin öbek ve öbeklerin tümce oluşturmak için hangi kurallar çerçevesinde işlediğini ve bunların dizilimlerini inceleyen dilbilimin alt dalıdır.
#2
SORU:
Edinç nedir?
CEVAP:
Anadili konuşucuları hiç duymadıkları tümceleri anladıklarına ve üretebildiklerine göre bu sözdizim kuralları insan bilişinde bir biçimde yer almaktadır. Anadili Türkçe olan kişiler Türkçede pek çok tümceyi, örneğin edilgen yapıyı sorunsuzca kullanabilirler. Ancak, bu kişilere edilgen yapının kurallarını sorduğunuzda bu kuralları açık bir biçimde bir formül şeklinde dile getiremeyebilirler. Öyleyse, konuşucunun anadilindeki tümce ve öbek kurallarına ilişkin bilgisi, bilinçli ve dile dökülebilen bir bilgi değil, sezgiseldir. Yani, konuşucular açık ve kesin biçimde
bu kuralları formülleştiremezler. Her konuşucunun tümcelerin düzgün veya bozuk olduğuna yönelik sezgilerini de içeren zihninde bulunan bu soyut ve farkındalığın altındaki kurallar zincirine Amerikalı dilbilimci Chomsky, edinç (ya da dil yetisi) adını vermiştir.
#3
SORU:
Chomsky edinç ve edim kavramlarını nasıl kıyaslamıştır?
CEVAP:
Chomsky, edinç kavramını edim kavramı ile kıyaslamıştır. Edinç soyut bilişsel dilbilgisi; edim konuşucunun ürettiği yazılı ve sözlü dildir. Edinç saf, pürüzsüz, hatasız; edim ise hata dolu olabilir. Konuşucular, çok yorgun, hasta ve
uykusuz olabilirler; bu yüzden kekeleyebilir, yanlış başlangıç yapabilir, tümcelerine yeniden başlayabilirler. Bellek kısıtlılıkları nedeniyle tümcenin sonuna
geldiklerinde tümcenin başını unutabilirler; kullanacakları sözcükleri unutabilir; tümceyi yeniden kurmayı deneyebilirler. Dolayısıyla, edim hata ve eksikler içerebilir. Edim somuttur: Bir konuşma kaydedilebilir, bir yazı kâğıda dökülür. Edinç ise edimdeki hatalardan arınmış, soyut bilişsel kurallar zinciridir.
#4
SORU:
Kuralcı dilbilgisi nedir?
CEVAP:
Kuralcı dilbilgisi bize kullandığımız dilin doğru ya da yanlış olduğunu ve belli bir ses, yapı ve anlamı ne şekilde kullanmamız gerektiğini reçete halinde söyler.
#5
SORU:
Kuralcı dilbilgisinin eğitimdeki işlevi ve olumsuz yönü nedir?
CEVAP:
Kuralcı dilbilgisinin eğitsel değeri vardır çünkü iyi eğitimli insanların belirli bir biçimde konuşmasını sağlayarak dilde ileri düzeyde ayrışmalara engel olabilir. Ancak kural koyucu yaklaşım yargılayıcıdır, yargılama bilimsel bir yaklaşım değildir. Bilimsel yaklaşım mümkün olduğunca nesnel ve var olanı betimlemeye yöneliktir.
#6
SORU:
Betimleyici dilbilgisi nedir?
CEVAP:
Betimleyici dilbilgisi, bir kişi ya da grubun soyut ve ülküsel biçimde olması gerektiğini savundukları yargılayıcı dil kurallarını değil; dili kullanıldığı durumuyla incelemeyi hedefleyen yaklaşımdır.
#7
SORU:
Betimleyici dilbilgisinde kurallı ve kuralsız yapı ayrımının nedeni nedir?
CEVAP:
Betimleyici dilbilgisinde yargılama ve doğru ya da yanlış tümce anlayışı söz konusu olmadığını belirtmiştik. Ancak kurallı ve kuralsız yapı ayrımı vardır. Bu ayrımın nedeni de şudur: Dilbilimde ancak kurallı yapıları üretecek genellemeler ve bu genellemelerin kurallarının yazılması istenir. Bu doğrultuda önerilen sözdizimsel çözümlemenin ancak kurallı yapılar üretmesi beklenir ve çözümlemenin kuralsız yapıyı kapsam dışında bırakıp bırakmadığını sınamak amacıyla kuralsız yapılara da bakılır. İnsan bilişinde dilbilgisidışı tümcelerin neden üretilemeyeceği de sorgulanabilir, kuralların ve kuramların kısıtlılıkları sınanır. Öyleyse betimleyici dilbilgisinde dilbilbilgisel ve dilbilgisidışı yani kuralsız yapı ayrımı vardır ama bu yargılayıcı değildir.
#8
SORU:
Chomsky’ye (1965) göre dilbilgisi yapılarının genellenmesi için hangi ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır?
CEVAP:
Chomsky’ye (1965) göre dilbilgisi yapılarının genellenmesi için şu ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır:
• Gözlemsel yeterlilik: Sözdizimsel çözümleme bir dilde hangi tümcelerin kurallı ve hangilerinin kural dışı olduğunu doğru biçimde göstermelidir. Gözlemsel yeterlilik, sadece tümcelerin yapısal kurallarını çözümlemeye ilişkindir.
• Betimsel Yeterlilik: Gözlemsel yeterlik vardır ve bu anadili konuşucularının dillerinin yapısı hakkındaki sezgilerini açıklamaya yeterli olmalıdır. Tümcelerin kurallarının ana dilini konuşan insanların tümceler hakkındaki sezgilerini de açıklaması gereklidir.
• Açıklayıcı yeterlilik: Gözlemsel ve betimsel yeterliliği de içeren bu ölçütte dilbilimsel çözümleme, bir kuram çerçevesinde bu kuralların ana dili konuşucusunun zihninde nasıl ortaya çıktığını açıklar. Tümcenin yapısal kurallarının kuramın öngörüleri çerçevesinde açıklanmasıdır.
#9
SORU:
Betimleyici dilbilgisi nasıl bir bilimsel yöntem takip eder?
CEVAP:
Betimleyici dilbilgisinin bilimsel bir yaklaşım olduğundan söz ettik. Bilimsel yöntemde öncelikle veri incelenir. Dilbilimde çeşitli yöntemlerle toplanmış dil örnekleri veriyi oluşturur. Sözdizim çalışan araştırmacılar ilgili dil verisine yani belli bir tümce yapısı örneklerini inceleyerek veride bulunan yapısal örüntülere ilişkin genellemeler yaparlar. Daha sonra bir hipotez geliştirirler ya da ilgili
kuramda var olan hipotez kapsamında inceledikleri veriyi ve genellemelerini değerlendirirler. Eğer hipotez, gözlemlenen genellemeyi açıklamıyorsa,
geliştirilmesi için öneriler sunarlar. Hipotezler, incelenen yapı hakkında öngörücü nitelikte olmak zorundadır. Bunun yanı sıra, hipotez her şeyi değil, açıkladığı veri hakkındaki öngörüleri ortaya koymalıdır. Bu nedenle, dilbilgisel ve dilbilgisidışı yapıları ayırt edici nitelikte olmak zorundadır. Başka verilerin de önerilen hipotez doğrultusunda sınanması ve hipotezin doğrulanabilir / yanlışlanabilir olması gereklidir. Yanlışlanamayan nitelikte bir hipotez, hipotez değildir.
#10
SORU:
Üretici dilbilgisi nedir?
CEVAP:
Üretici Dilbilgisi: Alanındaki çalışmalar, bir dilin yapılarını belirleyen kuralları ortaya çıkarmayı ve bu kuralların diğer insan dillerindeki yapı kurallarıyla ne ölçüde benzeştiğini ya da ayrıştığını açıklamayı amaçlarlar.
#11
SORU:
Üretici dilbilgisinin yanıtlamayı hedeflediği sorular nelerdir?
CEVAP:
Üretici dilbilgisinin yanıtlamayı hedeflediği sorular şunlardır:
• İnsanlar anadillerini nasıl öğrenirler?
• Anadilleri hakkındaki soyut bilgilerinin yani edinçlerinin kapsamı ve sınırlılıkları nedir?
• Bu soyut dil bilgisi nasıl kullanılır?
#12
SORU:
Eflatun bilginin kaynağı konusunda ne düşünür?
CEVAP:
Eflatun bildiklerimizin yaşayarak deneyimlerimizle öğrendiklerimizden çok daha fazla olduğuna işaret etmiş ve bu bilginin nereden geldiğini sormuştur. Eflatun’a göre eğer bilgimiz yalnızca deneyimlerimizden gelmiyorsa, bu bilgi ancak doğuştan gelmelidir.
#13
SORU:
Dil Edinim Düzeneği nedir?
CEVAP:
Dil Edinim Düzeneği: Chomsky’ye göre dile özgü ve doğuştan gelen varsayımsal dil edinimi yetisidir. Bu düzenek, Evrensel Dilbilgisi kurallarıyla etkileşerek dile maruz kaldığımızda dil edinimini tetikler.
#14
SORU:
Chomsky dil edinimi ve dil yetisi alanlarında doğuştancı bir yaklaşımı savunmuştur. Bu yaklaşımı açıklayınız.
CEVAP:
Chomsky, usçu felsefeden etkilenerek dil edinimi ve dil yetisi alanlarında doğuştancı bir yaklaşımı savunmuştur; ona göre insan zihni boş bir levha değil ama bir takım bilgileri doğduğu andan itibaren içeren düzenek olarak hazırdır.
Örneğin, dil edinimi sürecindeki çocuğun doğuştan getirdiği dil düzeneğinde evrensel olarak bir insan dilinin ortak yapısal özellikleri Evrensel Dilbilgisi kuralları mevcuttur. Buna kanıt olarak Chomsky Eflatun’un bildiklerimizin
deneylediklerimizden fazla olduğu savına benzer bir görüşle çocukların duydukları dil verisinden çok daha fazlasını kısa zamanda öğrendiklerini göstermiştir. Bu, dil edinimi alanında uyaran yetersizliği olarak bilinir. Burada “uyaran” dil edinen çocuğun duyduğu dil verisidir. Chomsky’ye göre bu veri eksik ve yetersizdir; çocuk duyduklarından çok daha fazlasını üretir, üstelik çocuk genellemeler yaparak duymadıklarını bile üretebilir. Anadili edinimi sırasında hiç kimse çocuğa dil eğitimi vermez; hata yaptığı zaman dilbilgisi konusunda yetkin bir yetişkin tarafından yanlışı düzeltilmez. Her şeye rağmen çok karmaşık dizgesi olan insan dili kısa bir zaman içinde edinir. Oysa benzer karmaşıklıkta olan bir geometri problemini, bilişsel yetkinlik kazanmayan ve gerekli eğitim almayan bir çocuk çözemez. Çocuk dil dışında bu kadar karmaşık bir dizgeyi, örneğin matematiği, bu kadar kısa sürede öğrenemez. Chomsky’ye göre bunun nedeni, dili öğrenmek için doğuştan var olan varsayımsal bir dil edinim modülünün uyaranla etkileştirilmesiyken, diğer karmaşık olguları öğrenmek için genel bilişsel yetilerin kullanılmasıdır. Dili edinmek için insanın gereksinim duyduğu şey doğal olarak doğuştan getirdiği bilişsel, modüler dil düzeneğidir. Dil modülü diğer bilişsel süreçlerden ve zekâ becerilerinden tümüyle bağımsızdır çünkü başka zihinsel işlemleri yapamayacak kadar zekâ problemi olan insanlar bile dil öğrenebilirler.
#15
SORU:
İşlevselci yaklaşımı kısaca açıklayınız.
CEVAP:
Öte yandan işlevselci yaklaşımda deneyimin önemi büyüktür. Dil edinimi ve dil kullanımı yetisinin bilişsel işlem olarak kabul edilmekle birlikte dil yetisi diğer bilişsel süreçlerden ayrı değildir. İşlevselci yaklaşımlarda dil yetisi, dünya bilgisi ve diğer bilişsel işlemler birlikte ilerler. Dil ediniminde uyaran yetersiz değildir. Çocuklar en sık duydukları yapıyı daha kolay öğrenirler.
#16
SORU:
Evrensel dilbilgisi nedir?
CEVAP:
Dil, insan bilişinin bir ürünü ise dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanların ırk, cins, kültür ve gelenek / görenek farklılıklarına bakmaksızın ortak özellikler paylaşmalıdır. Dillerde ortak olan bu eşdeğerliklere Evrensel Dilbilgisi (ED) denir.
#17
SORU:
Chomsky'ci dilbilimde Evrensel dilbilgisi hangi anlamlara gelir?
CEVAP:
Chomsky’ci dilbilimde Evrensel Dilbilgisi iki farklı anlama gelir:
• İnsan bilişindeki varsayımsal Dil Edinim Düzeneği ile evrensel dil kurallarının etkileşimi sonucu dil edinmemizi sağlayan ve genel öğrenme yetilerinden tamamen ayrı olarak dili öğrenme ve kullanmamızı sağlayan unsurlar,
• İnsan dillerinin yapısal eşdeğerlilikleri ve aynılıkları
#18
SORU:
Chomsky’nin 1995’te önerdiği Minimalist (Yetinmeci) Program yaklaşımını kısaca açıklayınız.
CEVAP:
Chomsky’nin 1995’te önerdiği Minimalist (Yetinmeci) Program yaklaşımına göre
bütün dillerdeki sözdizimsel dizge soyut düzlemde tamamen aynıdır ve farklılıklar sadece farklı dillerdeki sözcüklerin özelliklerden kaynaklanır.
#19
SORU:
Evrensel dilbilgisindeki İlkeler ve Değişkenler kavramlarını açıklayınız.
CEVAP:
ED’de iki önemli kavram vardır: İlkeler ve Değiştirgenler. İlkeler her dilde olan aynılıklardır ve bunlar insan dilinin tüm ortak özellikleridir. Öte yandan değiştirgenler diller arası farklılıklardır.
#20
SORU:
Evrensel dilbilgisinin ilkeleri nelerdir?
CEVAP:
Bütün dillerde bulunan evrenceler olan bazı ED ilkeleri şunlardır:
Kural güdümlü yapı ilkesi: Her insan dilindeki yapılar mutlaka belli kurallar çerçevesinde kullanılır ve işlemlenir. Kuralsız yapı oluşturan bir dil yoktur.
Özyineleme İlkesi: Bir yapının içinde aynı yapının yer alması
#21
SORU:
Evrensel dilbilim değiştirgenleri hakkında kısaca bilgi veriniz.
CEVAP:
Adıl-düşürme değiştirgeni: Türkçe, Arapça, İspanyolca gibi bazı diller gizli özne kullanımına izin verirler. Oysa İngilizce, Fransızca gibi bazı dillerde gizli özne bulunamaz. Bu, ED’de diller arası farklılık gösteren bir özelliktir. Türkçede ve diğer dillerde gizli ya da açık öznenin kullanılma koşulları vardır. Bu koşullar tümce ötesi edimbilim ve metin dilbilim kurallarıdır. Yine de gizli ve açık özne kullanımı kural temellidir. Aynı kişiden söz edeceksek, arka arkaya o kişinin adını tekrarlamak Türkçede uygun değildir, gizli özne kullanılır.
Söz dizilimi değiştirgeni: Her dilde tümceler belli bir sıralanışa göre oluşturulur.