GENEL VERGİ HUKUKU Dersi Vergi Kanunlarının Uygulanması soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Kanunların mülkiliği ilkesi ve kanunların şahsiliği nedir?


CEVAP:

Kanunların mülkiliği ilkesine göre, her devletin kanunları o devletin ülkesinde, kural olarak, vatandaş ya da yabancı herkese ve bütün hukuki işlemlere uygulanmaktadır.

Kanunların şahsiliği ilkesine göre, kişi nereye giderse gitsin, tâbiiyetinde(uyruğunda) bulunduğu devletin kanunlarına bağlıdır.


#2

SORU:

Vergi kanunlarının uygulama alanının belirlenmesindeki ilkeler nelerdir?


CEVAP:

Vergi kanunlarının uygulama alanının belirlenmesinde iki ilke esas alınmaktadır. Bunlardan birincisi, egemenlik alanı (mülkîlik) ilkesi; ikincisi ise, şahsîlik (tâbiiyet-ikametgâh) ilkesidir. Birinci ilke, genel olan ilkedir; uygulanması daha eski ve yaygındır. Buna göre, devletin egemenlik alanında oluşan bütün vergiyi doğuran olaylar ve konular o ülkenin kanunlarına göre vergiye tâbi tutulur. Buna karşılık, ikinci ilke, vergi kanunlarının uygulama alanını, ilişkileri kuran gerçek ya da tüzel kişinin tâbiiyet veya ikametgâh ülkesinin yasaları tarafından belirlenmesidir. 


#3

SORU:

Kaynak ilkesi nedir?


CEVAP:

Vergi kanunlarının yer bakımından uygulanmasında genel ilke, diğer kanunlarda olduğu gibi, bir devletin kanunlarının o devletin ülkesinde uygulanabilmesidir. kaynağı Türk ekonomisi olan bütün vergi konularının, Türk kanunlar›na göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Mali hukukta buna kaynak ilkesi, uluslararası hukukta ise kanunların mülkîliği ilkesi denilmektedir.


#4

SORU:

Şahsilik ilkesi nedir?


CEVAP:

Bu ilkeye göre, bir vatandaşın hem kendi ülkesinde hem de yabancı ülkelerde gerçekleştirdiği tüm işlemlerden ve yaptığı tüm faaliyetlerden vatandaşı olduğu devletin kanunlarına göre vergi ödemesi gerekmektedir. Bu ilkeye, kanunların şahsiliği ilkesi denilmektedir. Ancak, vergi kanunlarında şahsilik ilkesi daha yaygın bir biçimde tâbiiyete de¤il, ikametgâha(yerleşme yerine) göre uygulanmaktadır.


#5

SORU:

Vergi kanunlarının yer bakımından uygulanmasında benimsenen ilkelerin uygulanma alanlarını açıklayınız.


CEVAP:

Kaynak ilkesi, özellikle harçlar ve damga vergilerinde uygulanmaktadır. Ayrıca, gayrimenkul vergileri ile harcama vergileri de kaynak ilkesine dayanmaktadır.

Dolaysız vergiler/şahsî vergiler ve veraset ve intikal vergileri alanında ise şahsîlik ilkesi geniş bir uygulama alanı bulmaktadır.

Birçok ülkenin vergi sisteminde kaynak ve ikametgâha dayalı şahsîlik ilkeleri değişen ağırlıklarda birlikte uygulanabilmektedir.


#6

SORU:

Gelir Vergisi Kanununun yer bakımından uygulanmasında hangi ilke esas alınmıştır?


CEVAP:

Bu itibarla, Gelir Vergisi Kanunu’nun 3’üncü maddesi, tam mükellefiyette ikametgâh esası ile tâbiiyet esas›na dayalı şahsîlik ilkesini benimsemektedir. Buna karşılık, Gelir Vergisi Kanunu’nun 7 ve 8’inci maddeleri, Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişileri, “dar mükellef” olarak nitelendirmekte ve bunların yalnız Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratları üzerinden vergilendirilmesini kabul etmektedir. Bu anlamda Gelir Vergisi Kanunu, dar mükellefiyette kaynak ilkesini benimsemektedir.


#7

SORU:

Kurumlar Vergisi Kanununun yer bakımından uygulanmasına egemen ilkeleri açıklayınız.


CEVAP:

Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, kanuni veya iş merkezinden biri Türkiye’de bulunan kurumlar tam mükelleftir. Tam yükümlü kurumlar, Türkiye’de elde ettikleri kazançlarla birlikte Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tümü üzerinden vergilendirilmektedir (KVK.m.3/(1)). Bu itibarla, Kurumlar Vergisi Kanunu tam mükellefiyette, kanuni merkez veya iş merkezi esasına dayalı şahsîlik ilkesini benimsemektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3’üncü maddesinin (2)’nci fıkrasına göre, kanuni ve iş merkezinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayan kurumlar “dar mükellef” durumundadır. Dar mükellefiyette, dar mükellef kurumların sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları vergilendirilmektedir. Bu itibarla, Kurumlar Vergisi Kanunu dar mükellefiyette kaynak ilkesini benimsemektedir.


#8

SORU:

Damga Vergisi Kanununun yer bakımından uygulanmasına egemen ilkeyi açıklayınız.


CEVAP:

Damga Vergisi Kanunu, kural olarak, Türkiye’de düzenlenen ya da yabancı ülkelerde düzenlenerek Türkiye’de resmî dairelere ibraz edilen veya hükümlerinden yararlanılan kağıtları vergilendirerek mülkîlik (kaynak) ilkesini benimsemektedir.


#9

SORU:

Emlak Vergisi Kanununun yer bakımından uygulanmasına egemen ilkeyi açıklayınız.


CEVAP:

Emlâk Vergisi Kanunu, Türkiye’de bulunan binalar ile arazi ve arsaları vergilendirmektedir. Bu itibarla, Emlâk Vergisi Kanunu en belirgin biçimiyle mülkîlik (kaynak) ilkesini benimsemektedir.


#10

SORU:

Mükerrer vergilendirme nedir?


CEVAP:

Zaman bakımından bir vergi kanununun aynı zamanda (ayn› dönemde) aynı konuya birden fazla kereler uygulanmasına iç hukuk bakımından mükerrer (çifte) vergileme denilmektedir.


#11

SORU:

Geçmişi kapsamama (makable adem-i şümûl) ilkesini açıklayınız.


CEVAP:

Vergi kanunlarının zaman bakımından uygulanmasında diğer kanunların uygulanmasında olduğu gibi, yürürlük tarihinden önceki dönemler için geçerli olmama, geçmişi kapsamama (makable adem-i şümûl) ilkesi benimsenmektedir. Vergi hukuku alanında, kural olarak, kanunların geçmişe yürümesi mümkün değildir. Vergiyi doğuran olaya, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan hükümler uygulanmaktadır. 


#12

SORU:

Kanunların yürürlüğe girme tarihi nasıl belirlenir?


CEVAP:

Kanunların yayımı onların yürürlüğe girmeleri için gerekli bir şart olduğu hâlde, yeterli değildir. Çünkü, yürürlük tarihinin belirlenmesi/bilinmesi gerekmektedir. Kanunlar, genellikle ne zaman yürürlüğe girecekleri konusunda açık bir hükme yer vermektedir. Bu durumda kanun, o tarihte yürürlüğe girmektedir. 

Bazı hâllerde, kanunun yürürlük tarihi olarak yayımı tarihinden başka bir tarih de kararlaştırılabilmektedir. Bu tarih, genellikle gelecekteki bir tarih olmaktadır.

Bir (vergi) kanun(un)da yürürlük tarihine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmaması hâlinde, Resmî Gazete’de yayımını izleyen günden başlayarak kırkbeş gün sonra yürürlüğe girmektedir


#13

SORU:

Vergi kanunlarının yürürlükten kaldırma yoluyla yürürlükten kalkmasını açıklayınız.


CEVAP:

Bir kanunun yürürlükten kalkması çeşitli yollarla olabilmektedir. Bunlardan en do¤al olanı ve en sık rastlanılanı, bir kanunu diğer bir kanunun yürürlükten kaldırmasıdır. Kanunlar belirli ihtiyaçları karşılamak amacıyla çıkarılmakta ve bu ihtiyaçları karşılayabildikleri sürece yürürlükte kalmaktadır.

Yürürlükten kaldırma açık (sarih) olabileceği gibi üstü kapalı (zımnî) da olabilmektedir. Bir kanun, Kaldırılan Hükümler başlığı altında getirdiği hükümlerle bir kanunu ya da bir kanunun bazı hükümlerini açık bir biçimde yürürlükten kaldırabilmektedir. Ancak, kanunlarda her zaman bu şekilde açık ifadelere yer verilmemektedir.


#14

SORU:

Vergi kanunlarının Anayasa Mahkemesinin kararıyla yürürlükten kaldırılmasını açıklayınız.


CEVAP:

Anayasa Mahkemesinin bir kanunun ve/ya da kanun hükmünün anayasaya aykırı olduğu yönünde vermiş olduğu karar ile kanun ve/ya kanun hükmü yürürlükten kalkmaktadır. Yürürlükten kalkma tarihi ise Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girdiği tarihtir.

Anayasa Mahkemesi’nin bir hükmün anayasaya aykırılığına ilişkin verdiği (iptal) karar(ı), kaldırma kararıdır. Başka bir deyişle, Anayasa Mahkemesinin yaptığı, bir hükmün anayasaya aykırılığı gerekçesiyle iptal edilmesinden çok, yürürlüğüne son verme/yürürlükten kaldırmadır.


#15

SORU:

Vergi kanunlarının sürenin sona ermesi yoluyla yürürlükten kalkmasını açıklayınız.


CEVAP:

Kanunların yürürlükten kalkmasının seyrek rastlanılan bir yolu, süreli olarak çıkarılan bir kanunun süresinin dolması nedeniyle kendiliğinden yürürlükten kalkmasıdır. Bütçe Kanunları süreli kanunlardır. Deprem, ağır iktisadî bunalım dönemlerinde getirilen geçici malî yükümlere ilişkin düzenlemeler çoğu zaman süreli kanunlarla yapılmaktadır. Belli bir kanunun sürekli olmasına karşılık, içindeki bir ya da birkaç hükmün belirli bir süre yürürlükte kalmak üzere düzenlenmesi, bu sürenin sona ermesiyle ilgili hükümlerin geçerliliğini yitirmesi/yürürlükten kalkması da mümkündür. Vergi kanunlarının özellikle teşvik amaçlı muaflık ve istisna hükümlerinde böyle düzenlemelerle zaman zaman karşılaşılabilmektedir.


#16

SORU:

Kanunların geçmişe yürümemesi ne demektir? Bu durumun istisnalarına örnek veriniz.


CEVAP:

Kanunlar kural olarak, yürürlüğe girmeleri ile yürürlükten kalkmaları arasında geçen süre içinde uygulanmaktadır. Kanunların yürürlüğe girmeden önceki olay ya da işlemlere uygulan(a)mamasına kanunların geçmişe yürümemesi ilkesi denilmektedir. Kanunların geçmişe yürümemesi (makable adem-i şumûlü), hukukta genellikle benimsenen bir ilkedir.

Kanunların geçmişe yürümemesi ilkesi, özel hukukta olduğu gibi kamu hukukunda da geçerlidir. Ancak, bu konuda getirilen istisnalar özel hukuka göre daha fazladır. Anayasa’da kanunların geçmişe yürümemesine ilişkin genel bir hüküm bulunmamakla birlikte, suç ve cezalara ilişkin olmak üzere bu ilkeye yer verilmektedir (Any. m. 38). Ceza hukukunda yeni kanunun suç saymadığı fiillere ceza verilemeyeceği gibi, eski kanunda bir suça daha az ceza kabul ediliyorsa o kanun uygulanacaktır.


#17

SORU:

Gerçek geçmişe yürüme nedir?


CEVAP:

Gerçek geçmişe yürüme, tamamlanmış, hukuki sonuçlarını doğurmuş (kazanılmış hak gerçekleşmiş) bir hukuki işlem ya da olaya daha sonra kabul edilmiş bir kanunun uygulanması demektir. Anayasa Mahkemesi bu gibi durumlarda bazen başka gerekçelerle birlikte iptal/kaldırma kararı vermektedir.


#18

SORU:

Gerçek olmayan geçmişe yürüme nedir?


CEVAP:

Gerçek olmayan geçmişe yürüme kanunun geçmişe yürütülen hükümlerinin henüz sonuçları doğmamış olan işlem ya da olaylara uygulanmasıdır. Zamanaşımı süresi tamamlanmadan zamanaşımı süresinin uzatıldığına ilişkin bir kanun hükmünün geçmişe yürütülmesi gerçek olmayan geçmişe yürümedir. Kural olarak gerçek olmayan geçmişe yürüyen hükümler hukuki güvenlik ilkesine, dolayısıyla Anayasaya aykırı sayılmamaktadır.


#19

SORU:

Kanunların geleceğe yürümemesi ilkesini açıklayınız. İlkenin istisnalarına örnek veriniz.


CEVAP:

Kanunların geleceğe yürümemesi ilkesine göre, kanunlar, yürürlükten kalktıktan sonraki olay ve işlemlere uygulan(a)maz. Bu, yeni kanunun eskisinden daha iyi olduğu düşüncesinin mantıkî sonucudur. Bu kuralın istisnaları da vardır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu yürürlüğe girerken getirdiği bazı geçici hükümlerde eski kanuna atıf yapmak suretiyle götürü usul, ücretler, en az geçim indirimi gibi bir kısım konularda eski kanunun uygulanmasını bir süre daha devam ettirmiştir.


#20

SORU:

Vergi kanunlarının anlam bakımından uygulanması ne demektir? Açıklayınız.


CEVAP:

Soyut kanun hükümlerinin somut olaylara uygulanabilmesi için üzerinde durulması gereken hususlardan biri hukuk kurallarının anlam bakımından uygulanmasının, yani hukuk kurallarının yorumlanmasının ne anlama geldiğinin belirlenmesi/bilinmesidir. Hukuka uygun bir uygulamanın yapılabilmesi, hukuk kurallarının isabetli bir biçimde yorumlanmasına bağlıdır. Başka bir deyişle, hâkimin bir soyut hukuk kuralını somut bir olaya uygulayabilmesi, o kuralın yorumlanmasını gerektirmektedir. Yorum yapılırken uygulanacak yöntem, varılacak sonucu büyük ölçüde etkilemektedir. Bu konuda Vergi Usul Kanunu, “Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder” (VUK. m.3/A, II) kuralına yer vermekte ve Anayasa da temel haklar konusunda yasama organı tarafından çıkarılacak kanunların Anayasanın “sözüne ve ruhuna uygun” olması gerektiğini belirtmektedir.