GÖÇMEN VE SIĞINMACILARLA SOSYAL HİZMET Dersi Türkiye’de Göçmen ve Sığınmacılara Yönelik Yasal Düzenlemeler soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Cumhuriyet döneminin en önemli ve ilk göç hareketi nedir?


CEVAP:

Cumhuriyet döneminin en önemli ve ilk göç hareketi, 1923 yılında esasları belirlenen ve karşılıklı bir göç niteliğindeki Türk – Yunan mübadelesi ile gerçekleşmiştir.


#2

SORU:

Türk hukukunda 2006 tarihli Kanun’a göre göçmen nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

2006 tarihli Kanun’a göre  “Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olup, yerleşmek amacıyla tek başına veya toplu hâlde Türkiye’ye gelip bu Kanun gereğince kabul olunanlar” göçmendir.


#3

SORU:

5543 sayılı Kanun çerçevesinde kaç göçmen kategorisi belirlenmiştir?


CEVAP:

5543 sayılı Kanun çerçevesinde iki göçmen kategorisi belirlenmiştir: Serbest göçmen ve iskânlı göçmen. 


#4

SORU:

5543 sayılı Kanun çerçevesinde belirlenen serbest göçmen nedir?


CEVAP:

Serbest göçmen “Devlet eliyle iskân edilmelerini istememek şartıyla yurda kabul edilenlerdir”.


#5

SORU:

5543 sayılı Kanun çerçevesinde belirlenen iskanlı göçmen nedir?


CEVAP:

İskânlı göçmen, “Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olup özel kanunlarla yurt dışından getirilen ve bu kanun hükümlerine göre taşınmaz mal verilerek iskânları sağlananlardır.”


#6

SORU:

5543 sayılı Kanun’a göre kimler göçmen olarak kabul edilemezler?


CEVAP:

5543 sayılı Kanun’a göre, “Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olmayan yabancılar ile Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı bulunup da sınır dışı edilenler ve güvenlik bakımından Türkiye’ye gelmeleri uygun görülmeyenler göçmen olarak kabul edilmezler”.


#7

SORU:

5543 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre, yurda kabul edilen göçmenler, hangi işlemler süresince misafir olarak kabul edilirler?


CEVAP:

5543 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre, yurda kabul edilen göçmenler, “sınırlarımızdan girdikten sonra giriş noktalarındaki göçmen kabul merkezlerinde sağlık, gümrük, idari ve nakil işlemleri tamamlanıncaya kadar misafir edilirler. Bu süre içinde bakım, beslenme ve barınma ihtiyaçları Kızılay Derneğinin de yardımlarıyla Bakanlıkça karşılıksız sağlanır”.


#8

SORU:

Mülteciler Yüksek Komiserliği hangi amaçla kurulmuştur?


CEVAP:

Mültecilerin gerek hedef ülkeye ulaşmaları sürecinde, gerekse ulaştıkları devlette yaşadıkları dram uluslararası bir sorun olarak görülmüş ve Birleşmiş Milletler bünyesinde 14 Aralık 1950 yılında, küresel ölçekte mültecilerle ilgili çalışmalar yapmak üzere Mülteciler Yüksek Komiserliği kurulmuştur.


#9

SORU:

Uluslararası mülteci hukukunun en önemli metni hangisidir?


CEVAP:

Uluslararası mülteci hukukunun en önemli metni, 1951 Mülteci Sözleşmesi ve bu Sözleşme’ye dair 1967 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Protokol‘dür (Bundan sonra 1967 Protokolü). 22 Mart 2012 itibarıyla 1951 Mülteci Sözleşmesi’ne 145, 1967 Protokolü’ne 146 taraf devlet bulunmaktadır. Birleşmiş Milletlere üye devlet sayısının 193 olduğu düşünülecek olursa söz konusu belgelerin önemi açıkça ortaya çıkmaktadır.


#10

SORU:

‘Mülteci’, 1951 Mülteci Sözleşmesi'nde nasıl tanımlanmıştır?


CEVAP:

‘Mülteci’, 1951 Mülteci Sözleşmesi'nde“ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen” kişi olarak tanımlanmıştır.


#11

SORU:

Mültecilik, 1951 Mülteci Sözleşmesi'ne göre koruma sağlayan bir statü müdür?


CEVAP:

1951 Mülteci Sözleşmesi’nin tanımından anlaşılabileceği üzere, mültecilik, koruma sağlayan devletin verdiği bir statü değildir. Mülteci, maddede yer alan unsurların gerçekleşmesi nedeniyle kendiliğinden mülteci hâline gelmiştir; devletler ise kendi iç hukuklarında belirledikleri usullerle bu durumu tespit etmekte ve durumun tespit edilmesiyle Sözleşme’nin öngördüğü korumayı sağlama yükümlülüğü altına girmektedirler.


#12

SORU:

1951 Mülteci Sözleşmesi 1A(2) maddesinin yaptığı tanım çerçevesinde, mültecilik statüsünün varlığından bahsedebilmek için hangi koşullar bulunmalıdır?


CEVAP:

1. Zulme uğramaktan haklı nedenlerle korkma.
2. Zulme uğrama korkusunun ırk, din, tabiiyet (milliyet), belirli bir toplumsal gruba mensup olma veya siyasi düşüncelerden kaynaklanması.
3. Ülkesi dışında bulunma.
4. Kendi ülkesinin korumasından yoksun bulunma, yararlanmak istememe veya ülkesine geri dönememe, dönmek istememe.


#13

SORU:

1951 Mülteci Sözleşmesi md. 33(1), geri göndermeme ilkesi neyi ifade eder?


CEVAP:

1951 Mülteci Sözleşmesi md. 33(1), geri göndermeme ilkesini/geri gönderme yasağını ifade eder:

“Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehlike altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir.”.


#14

SORU:

Kitlesel sığınma talepleri genellikle hangi durumlarda oluşur?


CEVAP:

Kitlesel sığınma talepleri, özellikle iç savaş, iç savaş korkusu yahut baskıcı hükümetlerin askeri yöntemlere başvurması veya tehdidinde bulunması durumunda komşu devletlere yönelen geniş insan topluluklarından gelmektedir.


#15

SORU:

Kitlesel sığınma olaylarında gözlemlenen sorunların çözümü için belirlenen iki önemli kavram nedir?


CEVAP:
  • Külfet paylaşımı
  • Geçici koruma

#16

SORU:

Kitlesel sığınma olaylarında sorunların çözümü için geliştirilen külfet paylaşım nasıl olmalıdır?


CEVAP:

Buna göre kitlesel sığınma olaylarında uluslararası topluluk, kitlesel sığınmanın getirdiği külfeti paylaşmalıdır.


#17

SORU:

Kitlesel sığınma olaylarında sorunların çözümü için geliştirilen geçici koruma ne anlama gelir?


CEVAP:

Geçici koruma, devletlerin kitlesel sığınma taleplerini ilk aşamada olumlu karşılamasını, ancak sonrasında 1951 Mülteci Sözleşmesi’nin getirdiği yükümlülüklerle (yani mültecilik statüsü tanıma ve bu statünün gereklerinden yararlandırmayla) bağlı olmayarak farklı bir kalıcı çözüm bulma olanağına sahip olması anlamına gelir.


#18

SORU:

Türkiye için 1951 Mülteci Sözleşmesi bağlayıcı bir hükümde midir?


CEVAP:

Türkiye Sözleşmeyi 29.08.1951 tarihinde imzalamış, 29.08.1961 tarihli ve 359 sayılı Kanun ile Sözleşmeye taraf olmuştur. Dolayısıyla 1951 Mülteci Sözleşmesi, Anayasanın 90. maddesi uyarınca kanun hükmündedir, yani iç hukuk açısından da bağlayıcıdır.


#19

SORU:

1951 Mülteci Sözleşmesi’nin eksik kaldığı noktalarda hangi kaynağa başvurulur?


CEVAP:

Uluslararası insan hakları hukuku da mültecilerin haklarının belirlenmesinde 1951 Mülteci Sözleşmesi’nin yanında diğer ana kaynak olarak yer alır. Böylece 1951 Mülteci Sözleşmesi’nin eksik kaldığı noktalarda mülteciler açısından tamamlayıcı bir koruma oluşturulmuş olur.


#20

SORU:

1951 Mülteci Sözleşmesi’nde eğitim hakkı nasıl yer almaktadır?


CEVAP:

Eğitim hakkı, statüleri belirsizlik taşımakta olsa bile, ülkede bulunan mültecilerin sahip olduğu haklardandır. 1951 Mülteci Sözleşmesi’nin 22(1) maddesine göre;

“Taraf Devletler, mültecilere, temel eğitim konusunda, vatandaşlarına uyguladıkları muamelenin aynısını uygulayacaklardır”.