HASTA ÇOCUKLARIN GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ Dersi GELİŞİMSEL DÖNEMLER AÇISINDAN HASTA ÇOCUKLAR VE HASTANE ORTAMININ DÜZENLENMESİ soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Reflekslerin yenidoğan bebeklerde fonksiyonları nelerdir? 


CEVAP:

Bebekler, refleks adı verilen ve çeşitli beden bölümlerini hareket ettirmelerini sağlayan bir dizi tepki doğarlar. Yaşamın sürdürülmesi açısından reflekslerin hayati önemi vardır. Refleksler genellikle yeni doğanın beslenmesini emniyete alma ve koruma gibi çift fonksiyonludurlar. Bir başka deyişle yaşamı sürdürmeye katkıda bulunurlar.


#2

SORU:

Nesne devamlılığı nedir? 


CEVAP:

Nesnelerin uzayda yer tutan varlıklar olduğuna, algı alanı dışında olduklarında dahi var olmayı sürdürdüklerine ilişkin bilgi nesne devamlılığı olarak adlandırılmaktadır. Bu kavram, on sekiz-yirmi dört ayda kadar çeşitli aşamalarla kazanılır. 


#3

SORU:

Bebeklerde temel güven duygusu nasıl gelişir? 


CEVAP:

Temel güven duygusunun oluşması için bebek ve anne arasında yeterli ve tutarlı bir ilişkinin kurulması gerekir. Güven duygusunun oluşması için bebek anne ilişkisinin devamlılığı esastır.


#4

SORU:

Bebeklikte geçiş nesnesinin işlevi nedir? 


CEVAP:

Yaşamın ilk aylarında bebeklerin çoğu, herkese olumlu tepkiler vermekte ikinci altı ayda kendilerine bakım veren temel kişiye yakın olmayı tercih etmekte ve yabancı kişilerle karşılaştıklarında yabancı kaygısı belirtileri göstermektedirler. İkinci yıl süresince, bebekler ve bakım veren kişiler bir şekilde uzlaşarak yavaş yavaş aralarındaki yoğun ve oldukça kişisel bağlanma ilişkilerinden ayrışmaktadırlar. Pek çok çocuk için özel bir battaniye ya da oyuncak gibi bir geçiş nesnesi, ayrılmanın getirdiği zorlukla baş edebilmesini kolaylaştırıcı yaşamsal bir sembol olma görevi taşımaktadır.


#5

SORU:

Ototoksik ilaçlar ne tür zararlara yol açabilmektedirler?


CEVAP:

Ototoksik ilaçlar, iç kulağa zarar vererek çınlama ve işitme kaybına yol açabilen ilaçlardır.


#6

SORU:

Canlandırmacılık (animizm) çocuklukta hangi dönemlerde görülür? 


CEVAP:

Çocuklar gerçekle hayal arasındaki farkı beş-altı yaşlarında kavramaya başlamaktadırlar. Beş yaşından önce çocuklar, sıra dışı ve hatta büyü gibi doğaüstü olayların gerçekleşmesindeki olanaksızlığı düşünmezler. Küçük çocuklar için büyü, öğrenilen bir durum değil, bireyin doğuştan getirdiği ya da başka birinden aldığı özel bir güçtür. Beş yaşından sonra çocuklar büyünün aldatmaca olduğunu kavramaya başlarlar. Bu yaşlardaki çocukların hayali arkadaşları da olabilir. Bunların yanı sıra, bu dönemdeki çocukların zihinleri canlandırmacılık (animizm) ile sınırlandırılmıştır. Canlandırmacılık cansız nesnelere canlılara özgü özellikler yüklemedir.


#7

SORU:

Okul öncesi dönemde hastaneye tekrarlı ve uzayan yatış süreçleri çocuklarda hangi duygusal ve davranışsal sorunların artmasına yol açabilir? 


CEVAP:

Tekrarlayan, uzamış hastane yatışı süreci duygusal ve davranışsal sorunların artmasına neden olabilmektedir. Parmak emme, enürezis (altını ıslatma) ve/veya enkoprezis (kaka kaçırma), uyku ve yeme problemleri, artmış bağımlılık, paylaşma davranışının azalması vb. durumlar bu davranış sorunlarından bazılarıdır.


#8

SORU:

Enteral beslenme nasıl gerçekleştirilir? 


CEVAP:

Enteral beslenme, işlevsel sindirim sistemine sahip olduğu halde günlük alması gereken besin miktarını ağız yoluyla alamayan çocuk ya da yetişkinlerde alternatif beslenme çeşidi ile besinlerin bir tüp aracılığıyla mideye veya ince bağırsağa verilmesidir. 


#9

SORU:

Hastaneye yatış sürecinde çocukların duygularını ifade edebilmeleri için fırsat oluşturmak için neler yapılabilir? 


CEVAP:

Çocuk, oyun aracılığıyla hastanede yaşadığı zorlayıcı durumları yineleyerek gerçeğin üstesinden gelmeye çalışır. İşlemler sırasında yaşadığı ikilemleri, göstermek isteyip gösteremediği tepkileri ya da açıklayamadığı kaygılarını oyunlar sırasında farklı yollarla ifade edebilir. Planlanan girişimler doğrultusunda, çocuğun çaresiz, pasif duygularını, aktif hâkimiyet duygularına çevirmesini sağlayan terapötik oyun (örneğin, çocuğun oyuncak bebeğe enjeksiyon yapmasına izin vermek gibi) yöntemi kullanılabilir. Küçük çocukların duygu ve düşünceyle ilgili kavramları konuşma diline dönüştürme yetenekleri gelişmemiştir. Bu nedenle duygularını kelimelere dökerek ifade edemeyebilirler, ancak davranış, oyun veya çizdiği resimlerle duygularını açığa vurabilirler. Bu nedenle çocukların dışavurumunu sağlayacak her türlü yöntem çocuklara sunulmaya çalışılmalıdır. Çocuklara çeşitli boyama malzemeleri ile çeşitli yaratıcı materyallerin sağlanması önemlidir. 


#10

SORU:

Prefrontal korteks nedir?


CEVAP:

Prefrontal korteks, beynin ön kısmında, alnın gerisine düşen bir bölgedir. Hafıza, dikkati sürdürme, planlama, düzenleme, problem çözme, öğrenme, başkalarının duygularını anlayabilme, soyut düşünme gibi bilişsel işlevlerinden sorumludur.


#11

SORU:

Çocuklarda perspektif kazanma becerileri hangi dönemde artış göstermektedir?


CEVAP:

Başkalarının bakış açılarını kavrama ve onların duygu ve düşüncelerini anlama kabiliyeti anlamına gelen perspektif kazanma becerilerinde okul döneminde artış görülür. Altı ile sekiz yaşında çocuklar, başkalarının farklı bir perspektife sahip olduğunu anlamaya başlarlar.


#12

SORU:

Akran zorbalığı nedir? 


CEVAP:

Akran zorbalığı, aralarında fiziksel ya da psikolojik açıdan güç eşitsizliği olan çocuklardan güçlünün, karşı tarafa bilerek, isteyerek ve sistemli bir biçimde belli zaman aralıkları ile uyguladığı fiziksel, sözel, psikolojik saldırı şeklinde tanımlanmaktadır. Zorbalığa maruz kalan öğrenciye korku, endişe veya zarar vermeyi amaçlar. Mağdur çocuk kendisini koruyamayacak durumdadır.


#13

SORU:

Hipotetik düşünme becerisi neyi ifade eder? 


CEVAP:

Ergenler çocuklardan farklı olarak, gözlemlerinin ötesinde, çeşitli olasılıklar hakkında da düşünebilirler. Ergen, bir problemin çözümü üzerinde plan yapmaya başlar. Neden ve sonuçlara ilişkin denenceler geliştirir, test eder ve çözüme ulaşmayı başarır. Ergenin olasılıklar üzerinde düşünebilme becerisinin artması ile tümdengelimsel (bütünden parçaya) akıl yürütme becerisi arasında bir ilişki bulunmaktadır. Bu düşünce biçimine hipotetik düşünme adı verilir. 


#14

SORU:

Soyut işlemler döneminde ergenlerde görülen evreler hangileridir? 


CEVAP:

Soyut işlemler dönemindeki bireyde, ergen benmerkezciliği görülür. Ergenlerde “hayali seyirci” ve “kişisel masal” evrelerinin görüldüğü belirtilmektedir. Elkind’e göre, ergenler kendilerini daima “sahnede” hisseder veya hayali seyirciler için bir oyun sahneye koyarlar. Bu duyguları yüzünden herkesin onları izlediğini düşünürler. Ergenlikte hayali seyircilerin etkisinin ergenliğin ilk evrelerinde üst düzeyde görüldüğü ve bilişsel becerileri geliştikçe azaldığı ifade edilir. Elkind ayrıca, ergen benmerkezciliğinin, “kişisel masal” ismini verdiği, kişinin eşsizliği ve incinmezliği ile ilgili inanca yol açtığını ileri sürer. Bu durum, tehlikeli durumlara aldırmayan şekilde hareket ettiklerinde ve kötü şeylerin sadece başkalarına olabileceğine inandıklarında (Örneğin, “Tren buraya gelmeden raylardan kaçabilirim” düşüncesi gibi) ergenlerin tehlikeli deneyimler yaşamalarına neden olur. 


#15

SORU:

Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası aşamasının özellikleri nelerdir? 


CEVAP:

Bu aşamada çocuk, önemli bir görevle yüzleşir, kimliğini ve üstlenmesi gereken rolleri yeniden değerlendirir. Kendisine “ben kimim?” sorusunu sorar ve bu soruya yanıt arar. Erikson’a göre bu evrede, cinsel kimlik ve meslek kimliği olmak üzere iki kimlik oluşur. Ergenlik dönemindeki çocuk, bu evreyi benlik duygusu, ne yapmak ve nasıl biri olmak istediğine dair görüşleri ve uygun cinsel rolü bütünleşmiş olarak geride bırakır.


#16

SORU:

Ergenlik döneminde çocuklar hastaneye yatış döneminde hangi duygusal tepkileri verebilirler? 


CEVAP:

Hastaneye yatış sürecinde kendilerini çevrelerinden koparılmış, yalnız ve yaşadığı engellenme nedeniyle öfkeli hissedebilirler. Akranları ile ilişki kurma ve bir akran grubuna dahil olma ihtiyacı duyarlar.  Diğer yandan, zaman zaman başkalarından uzaklaşma isteği de duyabilirler. Anne ve babalarının beraber olma isteğini reddedip içe dönebilirler. Genellikle çabuk heyecanlanır, heyecan verici durumlar karşısında kolayca kızarabilirler. Bu durum, aciz ve korkak olarak algılanma kaygısına yol açabilir. 


#17

SORU:

Ergenler hastanede iki üç haftadan daha fazla süre kalacak ise eğitimlerinin aksamaması için neler yapılmalıdır? 


CEVAP:

Ergenler hastanede iki üç haftadan daha fazla süre kalacak ise hastane ortamında eğitimlerini sürdürebilecekleri bir hastane okulunun, hastane sınıfının ya da eğitimleri ile ilgilenecek bir öğretmenin bulunması gerekir. Yorucu ve yoğun olmamak şartıyla, hastane ortamında yapılacak günlük bir kaç saatlik ders, hastalık nedeniyle yoğun endişe yaşayan ergenin hem dikkatinin dağılmasına, hem de hastane ortamında daha rahat vakit geçirmesine yardımcı olacaktır. Mümkün olduğunca normal yaşamlarına devam edebilmelerinin sağlanması, ergenlerin hastalığı kabullenmeleri, tedavi sürecine uyum sağlamaları, daha iş birlikçi davranmaları ve personelle daha iyi ilişkiler kurabilmelerine yardımcı olacaktır.


#18

SORU:

Ergenlik dönemindeki hastaların hastane odalarının dekorasyonu nasıl gerçekleştirilmelidir? 


CEVAP:

Hastane dekorasyonu da ergenler için önemlidir. Donuk ve mat renkler hastalık sürecindeki ergen için kasvetli ve sıkıcıdır. Parlak ve canlı renkler, hastaneye yatışın kabullenilmesine yardımcı olur. Özellikle gece yaşanan gürültü, ergenlerin yaşadığı stresi arttırabilir. Sıcaklığı kontrol edilebilen, kişisel alan düzenlemesi yapmaya elverişli, gürültüden uzak, küçük bir oda ergenlerin kendilerini rahat hissetmelerini sağlayacaktır. Odalarında, koşullar elverdiğince, müzik dinleyebilecekleri ya da futbol vb. ilgi alanları ile ilgili televizyon programlarını izleyebilecekleri düzenlemeler yapılmalıdır. 


#19

SORU:

Ergenlerle kurulacak iletişim hangi özelliklere sahip olmalıdır?


CEVAP:

Ergenlerle en iyi iletişim yolu, kırıcı olmadan ve verilen dönütlere karşı oldukça hassas olduklarını unutmadan, mizah ve şakalaşmadır.


#20

SORU:

Erinlik ve ergenlik arasındaki fark nedir?


CEVAP:

 Erinlik, yani buluğ ya da ön ergenlik dönemi, cinsel organların olgunlaştığı, üreme yeteneğinin kazanıldığı, nispeten kısa süren, fizyolojik değişimlerin yaşandığı dönemdir.  Ergenlik ise on bir-on sekiz yaşlarını kapsayan çocukluktan yetişkinliğe geçiş evresi olarak ifade edilir.