HAVA HUKUKU Dersi Diğer Uluslararası Havacılık Sözleşmeleri soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
ICAO Konseyi tarafından oluşturulan Havacılık Savaş Riskleri Sigortası Özel Grubu ne gibi bir projedir?
CEVAP:
ICAO Konseyi tarafından oluşturulan Havacılık Savaş Riskleri Sigortası Özel Grubu, hava taşımacılık faaliyetinin makul şartlarda devamını sağlamak, hava savaş riskleri, bu kapsamda, sabotaj, uçak kaçırma ve diğer hukuk dışı müdahaleleri içeren riskleri, katılan devletler arasında paylaştırmak ve kısa/ orta vadede yeterli bir sigorta miktarı belirlemek amacıyla oluşturulmuş projedir.
#2
SORU:
Genel riskler ve terör faaliyetine ilişkin risklerin bir arada düzenlendiği ve daha sonra Mayıs 2009 tarihinde yapılan ICAO Uluslararası Hava Hukuku Konferansı’nda risk gruplarının ikiye ayrıldığı sözleşmeler nelerdir?
CEVAP:
Birincisi, Genel Riskler Sözleşmesi (General Risks Convention) ya da daha uzun adıyla Hava Araçları Tarafından Üçüncü Kişilere Verilen Zararların Tazmini Sözleşmesi (The Convention on Compensation for Damage Caused by Aircraft to Third Parties) bir diğeri ise Hukuk Dışı Müdahale Sözleşmesi (Unlawful Interference Convention) ya da daha uzun adıyla Hava Aracındaki Hukuk Dışı Müdahale Eylemleri Sonucunda 3. Kişilerin Zararlarının Tazmini Sözleşmesidir ( The Convention on Compensation on Liability for Third Parties Resulting from Acts of Unlawful Interference Involving Aircraft). Söz konusu ikinci Sözleşme terör faaliyetine ilişkin riskleri içermektedir.
#3
SORU:
1952 Tarihli Roma Sözleşmesi’nin Kapsamı nedir?
CEVAP:
1952 Tarihli Roma Sözleşmesi’nin 23. maddesine göre Sözleşme, diğer bir âkit devlete tescil edilmiş bir hava aracı tarafından başka bir âkit devlette yeryüzünde bulunan 3. kişilere verilen zararları kapsamaktadır. Dolayısıyla, hava aracının tescil edildiği ülke ile zararın meydana geldiği ülke aynı ülke ise bu durumda Sözleşme uygulanmayacaktır. Yeryüzünde zarara uğrayan 3. kişinin bu zararı işleten ile arasındaki bir akde-iş akdi de dahil- dayanıyorsa bu Sözleşme’nin kapsamı dışında kalacaktır.
#4
SORU:
Roma Sözleşmesi’nin kapsamının genişletildiği 1978 Tarihli Montreal Protokolü Sözleşme’nin kapsamı nedir?
CEVAP:
Üçüncü kişiyi zarara uğratan hava aracının tescil edildiği devlet hangi âkit devlet olursa olsun, işletenin esas işletme merkezi yahut böyle bir yeri yoksa daimî oturma yerinin bulunduğu yerin bir âkit devlet olması hâlinde de Sözleşme’nin kapsamı altında olacağını düzenlemiştir. Böyle bir genişletme, mağdur olanlara karşı daha iyi bir koruma sağlayacaktır.
#5
SORU:
Uçuş sırasında tabiri ile ne kastedilmektedir?
CEVAP:
“Uçuş sırasında (in flight)” tabiri ile kalkış faaliyetini takiben hava aracının dış kapılarının kapanmasından iniş faaliyetini takiben kapılarının açılmasına kadar geçen süre kastedilmektedir.
#6
SORU:
Uluslararası Sivil Havacılık Tazminat Fonu hangi amaçla kurulmuştur?
CEVAP:
Uluslararası Sivil Havacılık Tazminat Fonu, Taraf Devletlerin ve Direktör başkanlığında Sekretaryanın katıldığı Taraf Konferansından (Conference of Parties/COP) oluşmaktadır (M.8/1). Bu fon, uluslararası tüzel kişiliği haizdir (m.18/3). Fon, Taraf Devletin ülkesinde 3. Kişilerin uğradıkları zararların tazmini ve işletenin esas işyerinin; yoksa mutad meskeninin bir Taraf Devletin ülkesinde bulunması durumunda taraf olmayan devletin ülkesinde işlenen zarardan (m.28) da işletene finansal destek olunması için kurulmuştur
#7
SORU:
Haksız fiil nedir?
CEVAP:
Haksız fiil, bir kimsenin kusurlu, hukuka aykırı kabul edilen bir davranışı ile bir başka kişiyi zarara uğratmasına dar anlamda haksız fiil denir.
#8
SORU:
Olası kast nedir?
CEVAP:
Olası kast, failin zararın oluşacağını öngörmesine rağmen fiili işlemesi durumudur.
#9
SORU:
Roma Sözleşmesi’nin 11. maddesinde işletenin sorumluluğunun sınırları içerisinde bahsi geçen ağırlık ile kastedilen nedir?
CEVAP:
Ağırlık, “Ağırlık”ın tanımı Sözleşme’nin 11/(3). maddesinde verilmiştir. Buna göre, “ağırlık”tan maksat, hava aracının uçuşa elverişlilik sertifikasında kalkışa müsaade edilen azamî ağırlıktır. Olması hâlinde, bu ağırlığa şişirme gazının etkisi dahil değildir.
#10
SORU:
Roma Sözleşmesi’nin 12. maddesinde düzenlenen sınırsız sorumluluk tanımı nedir?
CEVAP:
Sınırsız sorumluluk Roma Sözleşmesi’nin 12. maddesinde düzenlenmiştir. Sözleşme’nin 12/(1). maddesine göre, zararın işleten veya adamlarının icraî veya ihmali bir davranışı kasten işlemeleri hâlinde ortaya çıkması hâlinde işletenin sorumluluğu sınırsız olacaktır. Bununla birlikte, işletenin adamlarının yapmış olduğu kasdî davranışlardan sorumlu olabilmesi için zarara uğrayana bir ispat yükü yüklenmiştir. Zarara uğrayan, işletenin adamlarının söz konusu davranışta bulunurken, işletenin vermiş olduğu vazifesini icra ettiğini ve işletenin adamlarının yetkisi dahilinde hareket ettiğini ispat etmekle mükelleftir. Dolayısıyla, “işleten” adamlarının görevi dışındaki kasdî davranışlarından dolayı sınırsız sorumlu değildir.
#11
SORU:
Roma Sözleşmesi’nin 12/(2). maddesinde yer alan sınırsız sorumluluk kapsamı nedir?
CEVAP:
Sınırsız sorumluluğu düzenleyen bir başka hâl de Roma Sözleşmesi’nin 12/(2). maddesinde yer almaktadır. Buna göre, bir şahsın, hava aracını kullanma hakkına sahip olan kişinin rızası olmaksızın o hava aracını haksız bir şekilde ele geçirmesi ve kullanması hâlinde sınırsız sorumluluk söz konusu olmaktadır.
#12
SORU:
Roma Sözleşmesine göre dava açma hakkına kimler sahiptir?
CEVAP:
Davanın kimler tarafından açılacağı Sözleşme’de yer almamaktadır. Dava açma hakkına kimlerin sahip olduğu her ülkenin iç hukuku uyarınca belirlenecektir. Bununla birlikte, zarara uğrayan kişinin yoksa haleflerinin dava açma hakkına sahip oldukları kabul edilir
#13
SORU:
Roma Sözleşmesi gereği hangi mahkemeler yetkili kılınmıştır?
CEVAP:
Roma Anlaşması’nın 20/(1). maddesi uyarınca, zararın meydana geldiği âkit devletlerin mahkemesi yetkili kılınmıştır. Yine aynı maddenin devamında taraflar arasında yetki anlaşmasının yapılabileceğini lâkin bu anlaşma ile münhasır yetkinin doğmayacağını, zarar görenlerin zararın meydana geldiği âkit devlette de dava açabileceği hüküm altına alınmıştır. Yine aynı şekilde, taraflara, tahkim yerinin herhangi bir âkit devlet olması koşuluyla, uyuşmazlığı tahkime götürme imkânı da verilmiştir.
#14
SORU:
Roma Sözleşmesi’ne göre kural olarak zarar görenin dava açma süresi nedir?
CEVAP:
Roma Anlaşması’nın 21. maddesine göre dava açma süresi zararı doğuran olayın oluştuğu tarihten itibaren iki yıldır. Bununla birlikte davaya bakan mahkeme söz konusu sürenin hangi hâllerde duracağını yahut kesileceğini kendi hukukuna göre tayin edecektir. Her hâlde, dava açma süresi zarara yol açan olayın vuku bulduğu tarihten itibaren 3 yıl içinde sona erecektir
#15
SORU:
Roma Sözleşmesi bir tenfiz sistemi içermektedir. Burada bahsi geçen tenfiz nedir?
CEVAP:
Roma Sözleşmesi bir tenfiz sistemi içermektedir. Buna göre, tazminat davası sonucunda alınan kararın kesinleşmesiyle birlikte zarar gören, bu kararın diğer âkit devletlerde icra edilmesi amacıyla tenfiz talebinde bulunacaktır. Roma Sözleşmesi’ne göre, bu talebin kararın kesinleşmesinden itibaren beş yıl içinde diğer âkit devlet mahkemelerinde yapılması gerekmektedir. Montreal Protokolü ile bu süre iki yıla inmiştir (m.20/(12)).
Tenfiz ise yabancı bir mahkeme kararının sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin diğer bir ülke tarafından kabulünü ve kararın içerisinde yer alan “eda” hükmünün ifa edilmesi için gerekli icra işlemlerinin başlatılmasını sağlayacak mahkeme kararlarına denir.
#16
SORU:
Tenfizin, üye ülke mahkemelerince hangi hâllerde reddedileceği Roma Sözleşmesi hükümlerinde yer almaktadır. Bu hükümlere göre red sebepleri nelerdir?
CEVAP:
- Tazminat kararının gıyapta verilmiş olması ve davalının cevap hakkını davadan zamanında haberdar olamadığı için kullanamaması
- Davalının kendisini savunması için yeterli ve âdil bir fırsata sahip olamaması
- Tenfiz talebinde bulunulan devlet mahkemelerinden veya hakem heyetinden daha önceden verilmiş konusu ve tarafları aynı olan kesinleşmiş bir kararın söz konusu olması
- Tenfiz talebinde bulunulan devlet mahkemeleri önünde kararın taraflarca hile yapılarak alındığının ispat edilmesi
- Tenfiz talebinde bulunan kişinin hukuki yararının olmaması
- Tenfiz talebinde bulunulan devletin mahkemelerinin kararın bağlı olduğu Devletin kamu düzenini bozacak olmasını tespit etmesi
#17
SORU:
Türk Sivil Havacılık Kanunu’na göre üçüncü kişilere karşı verilen zararlardan kimler sorumludur?
CEVAP:
Sivil hava aracının üçüncü kişilere verdiği zarardan, sivil hava aracının işleteni sorumludur (TSHK m.134). Sorumluluğun doğması için kusur aranmaz, bu bakımdan kanunda objektif sorumluluk esası kabul edilmiştir. İşletenin tazmin borcu altına girmesi için zarara sivil hava aracının sebep olması yeterlidir
#18
SORU:
Türk sivil havacılık kanununu göre sivil hava aracının üçüncü kişilere verdiği zarardan doğan müteselsil sorumluluk ne şekilde düzenlenmektedir?
CEVAP:
Sivil hava aracının, işletenin rızası dışında kullanılması hâlinde, işleten bunda bir kusuru bulunmadığını ispat edemediği takdirde, doğacak zarardan kullanan ile birlikte müteselsilen sorumlu olur (TSHK m.135). İşleten sadece aracın rızası dışında kullanılmasında kendi kusuru bulunmadığını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İki veya daha fazla sivil hava aracının birlikte sebebiyet verdikleri zararlarda, her hava aracının işleteni, müteselsilen sorumlu olur (TSHK m.136).
#19
SORU:
Uçaklarda İşlenen Suçlar ve Diğer Bazı Eylemlere İlişkin Sözleşme (1963 Tarihli Tokyo Sözleşmesi) ile neler düzenlenmektedir?
CEVAP:
Tokyo Sözleşmesi’nin yapılmasını sağlayan en önemli ihtiyaç özellikle hiçbir devlete ait olmayan bir hava sahasında uçan uçaklarda işlenen suçlarda yargı yetkisinin hangi devlete ait olduğunun belirlenmesidir. Diğer yandan sözleşme ceza kanunlarında düzenlenen suçların yanı sıra suç teşkil etmese dahi uçağın veya içindeki çalışanların veya malların güvenliğini tehlikeye düşürebilecek veya düşüren, uçak içindeki düzen ve disiplini bozan fiillere uygulanmak üzere hazırlanmıştır
#20
SORU:
1970 Lahey Sözleşmesi'nde Uçak Kaçırma Fiili nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP:
Sözleşmenin ilk maddesinde uçak kaçırma fiilinin unsurları ortaya konulmaktadır. Buna göre, uçuş hâlindeki bir uçakta bulunan herhangi bir şahıs; kanun dışı olarak, zorla veya tehditle veya diğer herhangi bir korkutma yolu ile uçağa el koyar veya uçağın kontrolünü ele geçirirse veya böyle bir harekete teşebbüs ederse veya böyle bir hareketi yapan veya buna teşebbüs eden bir şahısla suç ortağı olursa suç işlemiş sayılır. Bu tanım uyarınca bir fiilin uçak kaçırma veya buna teşebbüs sayılması için gerekli olan unsurlar şöyle sıralanabilir:
a. Fiil kanuna (hukuka) aykırı olmalıdır.
b. Zorlama, tehdit veya herhangi bir korkutma kullanılmalıdır.
c. Uçağa el konulmalı veya uçağın kontrolü ele geçirilmeli veya buna teşebbüs edilmelidir