HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI II Dersi Anayasa Hukukunun Esasları soru cevapları:
Toplam 66 Soru & Cevap#1
SORU:
Devlet kavramını açıklayınız?
CEVAP:
Devlet, belli bir coğrafî alan içinde yaşayan insan
topluluğunca kurulmuş, üstün buyurma gücü bulunan,
sürekli ve örgütlü hukukî kişilik olarak tanımlanabilir.
#2
SORU:
Devlet tanımında ortaya çıkan öğeler nelerdir?
CEVAP:
Devlet tanımında ön plana çıkan öğeler ülke,
insan topluluğu, kişilik ve egemenlik unsurlarıdır.
#3
SORU:
Devlet örgütlenmesinin oluşturulabilmesi için ne
gerekmektedir?
CEVAP:
Devlet örgütlenmesinin oluşturulabilmesi için
üzerinde sürekli biçimde yaşanabilecek yeterlilikte bir
toprak parçasının varlığı gerekmektedir.
#4
SORU:
Devletin kişiliğinin «devamlılık» ve «hukuken korunacak
çıkarlarının varlığının» mevcut sonuçları nelerdir?
CEVAP:
• Devlet yalnızca belli bir dönemde yaşayan insan
topluluğunun örgütü değildir. Dolayısıyla sonraki
kuşakları da ilgilendiren bir boyutu vardır. Bu
yüzdendir ki, yapılan devlet işlemleri işlemi
gerçekleştiren gerçek kişiler değişse hatta
yaşamlarını yitirseler bile devlet adına yapıldığı
için geçerliliklerini koruyacaklardır. Siyasal
sistem yahut hükûmetlerin farklılaşması, daha
önce yapılan uluslararası antlaşmaları, mevcut
hukuku ve alınmış olan borçları kendiliğinden
ortadan kaldırmayacak ya da değiştirmeyecektir.
• Devamlılık dışındaki ikinci önemli sonuç,
devletin aynı zamanda bir kişilik olması
sebebiyle çeşitli haklara ve borçlara sahip
olabilmesi kudretidir. Bunun yapılabilmesi için
devletin de hak ve fiil ehliyetine sahip olması
gerekmektedir. Bu sayede devlet de bazı hukukî
işlemler yapabilmekte, alacaklı ve borçlu olarak
mahkemelerde davacı ve davalı olabilmektedir.
#5
SORU:
Bodin’in egemenlik kuramının özünde ne
bulunmaktadır?
CEVAP:
Papalık ve feodaliteye karşı kraliyeti
güçlendirmek bulunmaktadır. Buna göre, kralın
egemenliği sınırlanamaz, başkasıyla paylaşılamaz,
devredilemez bir niteliğe sahiptir.
#6
SORU:
Hukukî anlamda Jhering ve Jellinek’in savunusunu
yaptığı «kendi kendini sınırlama» (oto-limitasyon) görüşü
nedir?
CEVAP:
Devletin kendi işlemleri ile kendisini sınırladığı
ve bunların başında da anayasanın kendisinin geldiğini
belirtmektedir. Jellinek, devlet iktidarının anayasal hâle
gelmesi yoluyla hukukileştiğini ve böylece sınırlandığının
altını çizmektedir. Öyle ki, kuralı koyan o kuralları
değiştirse bile bunu yine kendi koyduğu kurallara uyarak
yapacağından o sınırlılık içinde kalacaktır.
#7
SORU:
Anlamsal olarak «iç» ve «dış» egemenlik kavramlarını
açıklayınız.
CEVAP:
İç egemenlik, devletin kendi ülkesi içindeki üstün
buyurma gücünü ifade edilir. Bağımsız olarak da
nitelendirilen dış egemenlik, devletin diğer devletler
karşısındaki konumunu ifade etmektedir.
#8
SORU:
Dış egemenliğin sonuçları nelerdir?
CEVAP:
İlki, her devletin egemenlik yetkisi bakımından
eşit olmasıdır. İkincisi, devletlerin birbirlerinin iç işlerine
karışmaması ilkesidir.
#9
SORU:
Siyasi iktidar hangi sorunla ilgilenir?
CEVAP:
Egemenlik gücünü elinde bulunduran ve onu
kullananları ifade eden siyasî iktidar, aslında devlet içinde
karar verme kudretinin kime ait olduğu sorunuyla ilgilidir.
#10
SORU:
Siyasî iktidar kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Yöneten–yönetilen ilişkisinde ilkinin ikincisini
etkileyebilme ve yönlendirebilme gücü olarak
tanımlanabilmektedir.
#11
SORU:
Siyasî iktidarı diğer iktidar türlerinden ayıran
farklılıklar nelerdir?
CEVAP:
• Siyasî iktidar kapsam itibarıyla diğer toplumsal
iktidar türlerinden farklıdır ve onları da
kapsayacak biçimde bütün ülke üzerinde söz
konusudur.
• Siyasî iktidar ile toplumdaki diğer iktidar türleri
arasında bir eşitlik ilişkisi yoktur. Aksine, bu
ilişki hiyerarşik olup, siyasî iktidar diğerlerine
göre daha üstündür.
• Siyasî iktidar en önemli karakteristik özelliği
onun zor kullanma yeteneğidir. Buna göre fizikî
zorlama gücünü tekelinde tutan siyasî iktidar bu
sayede toplumsal düzeni sağlamaktadır.
• Siyasî iktidarın ayırıcı bir diğer önemli özelliği
ise rıza ve itaat unsurudur. Çünkü iktidarın
süreklilik kazanması bu manevî boyutun var
olmasına bağlıdır. Bu anlamda iktidar, kuvvet ve
rızanın bir toplamı ya da birleşimi olarak
özetlenebilmektedir.
#12
SORU:
12.“Aslî” ve “Talî” kurucu iktidar kavramlarını
açıklayınız.
CEVAP:
Aslî kurucu iktidar, herhangi bir güçlük ya da
sınırlama ile karşılaşmaksızın yeni ilkelere, dünya
görüşüne veya siyasî sisteme dayanan bir anayasayı
meydana getiren iktidarı ifade etmektedir. Talî kurucu
iktidar ise bir anayasayı yine o anayasada öngörülmüş
usûllerle değiştirme iktidarı olarak tanımlanmaktadır.
#13
SORU:
Aslî kurucu iktidar ile tali kurucu iktidar
karşılaştırıldığında ne gibi sonuç ortaya çıkmaktadır?
CEVAP:
Kurucu iktidarın bu iki türünü birbiriyle
karşılaştırdığımızda şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır:
aslî kurucu iktidar, hukuk dışı, sınırsız, fiilen en güçlü
olan, anayasayı yaparken kullanacağı biçim ve usûller
önceden belli olmayan ve bir hukukî boşlukta ortaya çıkan
bir iktidarı ifade ederken; talî kurucu iktidar ise hukukî ve
sınırlı nitelikte olan, sahibi hukuken belirlenebilen ve
anayasayı yine o anayasanın öngördüğü usûller
çerçevesinde değiştiren iktidardır.
#14
SORU:
Kurulu iktidar kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Yasama, yürütme ve yargı erklerini yaşama
geçiren ve faaliyet sınırları, yetki ve görevleri anayasa
tarafından belirlenen devlet organlarının bütünüdür.
#15
SORU:
Anayasacılıkta ortaya çıkan görüşleri açıklayınız.
CEVAP:
Anayasacılıkta iki ana görüş ortaya çıkmış olup
bunlardan ilki, kişinin manevî bütünlüğünü önemseyen ve
bunu ahlakî kayıtlarla korumak isteyen anlayıştır.
İkinci görüş ise kuvvetin kuvvetle önlenebileceğini
savunan ve çeşitli güvence kurumlarına dayanan bir
anayasacılık hareketini öngörmüştür.
#16
SORU:
Carl J. Friedrich’e göre anayasacılık hareketini
açıklayınız.
CEVAP:
Carl J. Friedrich’e göre anayasacılık hareketi
modern dünyanın bir ürünüdür ve liberalizm, akılcılık ile
bireycilik akımları bu süreçte çok önemli bir yere sahiptir.
Özellikle erkler ayrılığı ilkesi, anayasacılığın
vazgeçilmez bir unsurudur. Çünkü bu ilke sayesinde
devlet faaliyeti üzerinde etkili bir sınırlama sistemi
kurulabilmiştir.
#17
SORU:
Ayrıntılı anayasa kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Anayasanın hazırlanma sürecinde anayasa
koyucunun genel ilkelerle yetinmeksizin önemli bulduğu
her konuyu ayrıntılı biçimde düzenlediği anayasalardır.
#18
SORU:
Çerçeve anayasa kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Anayasa koyucunun anayasayı meydana
getirirken karşılaşılan her soruna ilişkin bir düzenleme
sevk etmeden, genel ilkelerle yetindiği ve oluşturulan
kuralların ayrıntılandırılmasının kanunlara bırakıldığı
anayasalardır.
#19
SORU:
Çerçeve anayasa ve Ayrıntılı anayasa tipine örnek
ülkeler veriniz.
CEVAP:
ABD Anayasası, Çerçeve anayasasının tipik
örneklerinden birisini oluşturmaktadır. İsviçre, Polonya,
Hindistan, Türkiye ve birçok ülkenin anayasası Ayrıntılı
anayasa tipine örnek gösterilebilir.
#20
SORU:
Anayasa hakkında ne gibi ayrımlar söz konusudur?
CEVAP:
a) Anayasanın hazırlanma yöntemi ve kapsamına
ilişkin olan ayrıntılı ve çerçeve anayasa
ayrımıdır.
b) Anayasanın yazılılık özelliğine binaen yapılan
yazılı ve yazılı olmayan anayasa ayrımıdır.
c) Anayasanın değiştirilme usûlüne göre
gerçekleştirilen sert (=katı) ve yumuşak (=esnek)
anayasa ayrımıdır.
#21
SORU:
Yazılı anayasalar ile Yazısız anayasalar kavramlarını
açıklayınız.
CEVAP:
Yazılı anayasalar bir anayasa içinde olması
düşünülen kuralların yetkili bir organ tarafından belirli bir
belge içinde toplanmasını ifade eder. Teamülî ya da
geleneksel anayasalar olarak da adlandırılan yazısız
anayasalar, toplumun içinde uzunca bir süre kesintisiz
biçimde yinelenen ve bağlayıcı olduğuna inanılan
uygulamalar bütünüdür.
#22
SORU:
Üniter devlet kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Tek ya da basit devlet olarak da adlandırılan
üniter devlet, ülke, millet ve egemenlik unsurları ile
yasama, yürütme ve yargı organları bakımından teklik
özelliği gösteren devlet biçimini ifade etmektedir.
#23
SORU:
Arend Lijphart’ın vurguladığı federal devlette bir
arada olması gereken olmazsa olmaz ölçütler nelerdir?
CEVAP:
• Federal devletin mutlaka bir anayasayla
oluşturulması gerekliliği
• Federal devletin yasama organının mutlaka çift
meclisten oluşması zorunluluğu
• Federal devlette mutlaka yerinden yönetim
ilkesinin hayata geçilmiş olmasıdır.
#24
SORU:
Robert Dahl’a göre siyasal sistemle birey arasındaki
ilişki kaç aşamadan oluşmaktadır?
CEVAP:
Bu safhalar; ilgi, önemseme, bilgilenme ve eylem
olarak ele alınmaktadır.
#25
SORU:
Plüralizm olarak siyasî çoğulculuk ne ifade
etmektedir?
CEVAP:
Birbiri yerine geçebilen kamusal siyasetlerin tek
bir merkezden (örneğin devletten) üretilmediği, çeşitli
seçeneklerin, farklı düşüncelerin ve siyasetlerin ya da
tercihlerin toplumun değişik merkezlerince üretilip
rahatlıkla savunulabildiği siyasal ortamı ifade etmektedir.
#26
SORU:
Ampirik demokrasi teorisine göre, demokratik
sistemlerin sahip olması gereken koşullar nelerdir?
CEVAP:
• Etkin siyasal konumların seçimle işbaşına
gelmesi
• Düzenli aralıklarla serbest seçimlerin yapılması
• Çok partili bir siyasal yaşamın oluşturulması
• Muhalefet partilerinin de bu sistem içinde iktidar
olabilme olanağının bulunması
• Temel kamu haklarının tanınması ve güvence
altına alınması olarak özetlemek mümkündür.
#27
SORU:
Temsilî vekâlet kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Temsilî demokrasi, egemenliğin sahibi olan
milletin bunun kullanılmasını kendi seçtiği temsilciler ve
bu temsilcilerin oluşturduğu organlar eliyle kullanması
esasına dayanmaktadır. Bu anlamda millî egemenlik
anlayışına dayanan temsilî demokraside temsilciler
kendilerini seçenleri değil, aksine bütün milleti temsil
etmektedirler. Bu duruma temsilî vekâlet denmektedir.
#28
SORU:
Halkoylaması kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Belli bir siyasetin ya da çıkarılan bir kanunun,
alınan bir kararın veya akdedilen uluslararası bir
sözleşmenin kabulü ve/veya yürürlüğe girmesi kararının
halkın iradesine bırakılmasını ifade etmektedir.
#29
SORU:
Halk vetosu işletilebilmesi için hangi koşullar
aranmaktadır?
CEVAP:
1. Yasama organınca kabul edilmiş ve fakat henüz
yürürlüğe girmemiş bir kanunun varlığı
olmalıdır.
2. Söz konusu kanunun kabulü ile yürürlük tarihi
arasında belli sayıdaki seçmenin imzaladıkları bir
dilekçe ile ilgili kanun hakkında halkoylaması
yapılmasını talep etmesi koşuludur.
#30
SORU:
Siyasî partilerin işlevleri nelerdir?
CEVAP:
• Toplumdaki dağınık düşünce, görüş ve eğilimlere
açıklık kazandırarak benzer görüşleri birbiriyle
kaynaştırmak
• Seçimlerde aday göstermek yoluyla iktidarı
kullanacak ve sorumluluk yüklenecek kadroların
seçmenlere tanıtılmasına yardımcı olmak
• Seçim yarışı sonucunda çoğunluğu elde edenleri
iktidara taşımak ve aynı zamanda azınlıkta
kalanları da sistem içinde muhalefet olarak
konumlandırmak
• Geleceğin yönetici kadrolarını yetiştirecek
eğitimi vermek.
#31
SORU:
Seçim sistemlerini dar ve geniş anlamlarıyla
tanımlayınız.
CEVAP:
Dar anlamıyla seçim sistemi, kullanılan geçerli
oyların yasama meclisinde sandalyelere nasıl
dönüştürüleceğini gösteren teknik usûl ve kurallar bütünü
iken; geniş anlamıyla seçim sistemi seçime ilişkin bütün
kuralların meydana getirdiği anlamlı bütünü ifade
etmektedir.
#32
SORU:
Tek İsimli Tek Turlu Çoğunluk Sistemi kavramını
açıklayınız.
CEVAP:
Bu sistemde seçim çevresinde kullanılan geçerli
oyların basit çoğunluğunu elde eden aday seçimi kazanmış
olmaktadır. Bu seçim sistemi bir partinin yasama organı
içinde çoğunluk sağlamasını oluşturmaktadır. Seçmenler
oyların boşa gitmemesi kaygısıyla iki büyük partiden
birine oylarını atmak suretiyle iki partili bir siyasal
yapının oluşumuna yol açmaktadırlar.
#33
SORU:
Tek İsimli İki Turlu Çoğunluk Sistemi kavramını
açıklayınız.
CEVAP:
Çoğunluk esasının geçerli olduğu bu sistemde ise
ilk turda sonuca gidilememesi durumunda bir ikinci turun
yapılması söz konusudur. Tek isimli tek turlu seçim
sisteminden farklı olarak daha fazla partinin sistem içinde
var olmasını sağlayan bu seçim sistemi, ikinci turun
yapılması sırasında bu tura kalamayan partilerin
kendilerine en yakın parti ya da aday lehine seçim
yarışından çekilmelerine yol açmaktadır. Böylece parti
disiplininin daha gevşediği ve serbestleştiği bir durum
ortaya çıkmaktadır.
#34
SORU:
Listeli Çoğunluk Sistemi kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Bu sisteme göre, partilerin seçmenlere sundukları
listelerdeki aday sayısı, o seçim çevresinden seçilecek
temsilci sayısına eşittir. Seçmen oy pusulasının tümünü
oylamak yoluyla tercih ettiği listedeki bütün adaylara oy
vermiş olmaktadır. Çoğunluk oyu elde eden partinin listesi
seçimi kazanacağından o seçim çevresindeki bütün
temsilcilikleri o parti tarafından kazanılmış olacaktır. Bu
özellik çoğunluk esasındaki adaletsizliği had safhaya
ulaştırmaktadır.
#35
SORU:
Hükümet sistemleri kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Hükûmet sistemleri, siyasî iktidarın içine
yerleştiği yasama ve yürütme erklerinin karşılıklı
ilişkilerinin belirginleştirdiği yönetim örüntülerinin bir
bütünü olarak tanımlanabilir.
#36
SORU:
Parlamenter sistemin temel özellikleri nelerdir?
CEVAP:
• Parlamenter sistemde yürütme iki başlı olup,
birinci kısmı devlet başkanı, ikinci kısmı ise
hükûmet oluşturmaktadır.
• Parlamenter sistemde yasamaya karşı siyasal
sorumluluk hükûmete ait olup, devlet başkanı
siyasal olarak sorumsuzdur. Bu sorumsuzluğun
hukukî sonucu olarak karşı–imza kurumu ortaya
çıkmıştır. Karşı–imza, devlet başkanının bazı
işlemleri, başbakanın ve ilgili bakanın da
katılımıyla gerçekleştirmesi ve fakat bu işlemden
dolayı sadece başbakan ve ilgili bakanın sorumlu
olmasını gerektirmektedir.
• Parlamenter sistemde asıl icra organı bakanlar
kurulu olup, devlet başkanının anayasal yetkileri
törensel ve semboliktir. Yetkilerin bu biçimde
dağıtılması sorumluluk ile yakından ilgilidir. Bir
diğer ifadeyle kim sorumluysa o yetkili olacaktır.
• Parlamenter sistemde yasamanın güvenoyunu
dengelemek üzere hukukî bir araç olarak
yürütmenin yasamayı feshedebilmesi
öngörülmüştür.
#37
SORU:
Epstein’e göre, parlamenter sistem kavramını
tanımlayınız.
CEVAP:
Yürütme organının yasama organının içinden
kaynaklandığı ve onun güvenoyuna dayandığı demokratik
bir hükûmet modelidir.
#38
SORU:
Parlamenter sistemi ile yönetilen ülkelere örnek
veriniz.
CEVAP:
İtalya, Almanya, İngiltere, Hollanda, İspanya gibi
demokratik birçok ülke bazı küçük yapısal farklılıklar
dışında özünde parlamenter sistem ile yönetilen başarılı
uygulamalardır.
#39
SORU:
Bir ülkede yarı–başkanlık sisteminin kurgulanabilmesi
için ne gibi ölçütler gerekmektedir?
CEVAP:
• Halk tarafından doğrudan seçilen bir devlet
başkanlığının bulunması
• Devlet başkanının anayasaca tanınmış güçlü
yetkilere sahip olması
• Yürütmenin ikinci ayağı olarak yasama organının
güvenine dayanan bir hükûmetin var olması
gerekmektedir.
#40
SORU:
Yarı-başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelere örnek
veriniz.
CEVAP:
Avusturya, Polonya, İzlanda, İrlanda, Portekiz,
Bulgaristan, Litvanya ve Romanya en azından kurumların
yapılanışı itibarıyla bu sistemin uygulandığı ülkeler olarak
kabul edilmektedir.
#41
SORU:
En yalın ifadesiyle millet ne şekilde tanımlanabilmektedir?
CEVAP:
En yalın ifadesiyle millet, geçmişten beri bir arada yaşayan, hâli hazırda bir arada bulunan ve gelecekte de birlikte yaşama niyetinde ve isteğindeki insan topluluğu olarak tanımlanabilmektedir.
#42
SORU:
Devletin kişiliğinin "devamlılık" ve "hukuken korunacak çıkarlarının varlığı" olmak üzere iki başlıkta toplanabilecek sonuçları mevcuttur. Buna göre devleti açıklayınız?
CEVAP:
Devletin kişiliğinin "devamlılık" ve "hukuken korunacak çıkarlarının varlığı" olmak üzere iki başlıkta toplanabilecek sonuçları mevcuttur. Buna göre;
• Devlet yalnızca belli bir dönemde yaşayan insan topluluğunun örgütü değildir. Dolayısıyla sonraki kuşakları da ilgilendiren bir boyutu vardır. Bu yüzdendir ki, yapılan devlet işlemleri işlemi gerçekleştiren gerçek kişiler değişse hatta yaşamlarını yitirseler bile devlet adına yapıldığı için geçerliliklerini koruyacaklardır. Siyasal sistem yahut hükûmetlerin farklılaşması, daha önce yapılan uluslararası antlaşmaları, mevcut hukuku ve alınmış olan borçları kendiliğinden ortadan kaldırmayacak ya da değiştirmeyecektir.
• Devamlılık dışındaki ikinci önemli sonuç, devletin aynı zamanda bir kişilik olması sebebiyle çeşitli haklara ve borçlara sahip olabilmesi kudretidir. Bunun yapılabilmesi için devletin de hak ve fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Bu sayede devlet de bazı hukukî işlemler yapabilmekte, alacaklı ve borçlu olarak mahkemelerde davacı ve davalı olabilmektedir.
#43
SORU:
Devlet tanımı içerisindeki belirleyici öğelerden birini oluşturan egemenlik kavramı ne olarak nitelendirilmektedir ve Jean Bodin bu kavramı tanımlayıp sistemleştirmeye çalışırken nasıl açıklamaktadır?
CEVAP:
Devlet tanımı içerisindeki belirleyici öğelerden birini oluşturan egemenlik kavramı "üstün buyurma gücü" olarak nitelendirilmektedir. Kavramı tanımlayıp sistemleştirmeye çalışan Jean Bodin "Devletin Altı Kitabı" adlı eseriyle bu üstün buyurma gücünün merkezileşerek monarkın elinde bulunması gerektiğini savunmuştur. Bodin’in egemenlik kuramının özünde, Papalık ve feodaliteye karşı kraliyeti güçlendirmek bulunmaktadır. Buna göre, kralın egemenliği sınırlanamaz, başkasıyla paylaşılamaz, devredilemez bir niteliğe sahiptir.
#44
SORU:
Hukuki anlamda Jhering ve Jellinek’in savunusunu yaptığı "kendi kendini sınırlama" (oto-limitasyon) görüşünü açıklayınız?
CEVAP:
Hukuki anlamda Jhering ve Jellinek’in savunusunu yaptığı "kendi kendini sınırlama" (oto-limitasyon) görüşü, devletin kendi işlemleri ile kendisini sınırladığı ve bunların başında da anayasanın kendisinin geldiğini belirtmektedir. Jellinek, devlet iktidarının anayasal hale gelmesi yoluyla hukukileştiğini ve böylece sınırlandığının altını çizmektedir. Öyle ki, kuralı koyan o kuralları değiştirse bile bunu yine kendi koyduğu kurallara uyarak yapacağından o sınırlılık içinde kalacaktır.
#45
SORU:
Anlamsal olarak "iç" ve "dış" olmak üzere egemenlik kavramının iki boyutu açıklayınız?
CEVAP:
Anlamsal olarak "iç" ve "dış" olmak üzere egemenlik kavramının iki boyutu bulunmaktadır. İç egemenlik, devletin kendi ülkesi içindeki üstün buyurma gücünü ifade ederken; bağımsızlık olarak da nitelendirilen dış egemenlik, devletin diğer devletler karşısındaki konumunu ifade etmektedir. Dış egemenliğin iki sonucu bulunmaktadır. Bunlardan ilki, her devletin egemenlik yetkisi bakımından eşit olması iken; ikincisi devletlerin birbirlerinin içişlerine karışmaması ilkesidir.
#46
SORU:
Başkalarının davranışlarını etkileyebilme, yönlendirebilme ve denetleyebilme olanağını anlatan salt iktidar kavramının bir yönünü meydana getiren siyasi iktidar kavramı, yöneten–yönetilen ilişkisinde ilkinin ikincisini etkileyebilme ve yönlendirebilme gücü olarak tanımlanabilmektedir. Bu çerçevede siyasi iktidarı diğer iktidar türlerinden ayıran kaç farklılık bulunmaktadır ve bunlar nelerdir?
CEVAP:
Başkalarının davranışlarını etkileyebilme, yönlendirebilme ve denetleyebilme olanağını anlatan salt iktidar kavramının bir yönünü meydana getiren siyasi iktidar kavramı, yöneten–yönetilen ilişkisinde ilkinin ikincisini etkileyebilme ve yönlendirebilme gücü olarak tanımlanabilmektedir. Bu çerçevede siyasi iktidarı diğer iktidar türlerinden ayıran dört farklılık bulunmaktadır. Buna göre;
- Siyasi iktidar kapsam itibarıyla diğer toplumsal iktidar türlerinden farklıdır ve onları da kapsayacak biçimde bütün ülke üzerinde söz konusudur.
- Siyasi iktidar ile toplumdaki diğer iktidar türleri arasında bir eşitlik ilişkisi yoktur. Aksine, bu ilişki hiyerarşik olup, siyasi iktidar diğerlerine göre daha üstündür.
- Siyasi iktidar en önemli karakteristik özelliği onun zor kullanma yeteneğidir. Buna göre fiziki zorlama gücünü tekelinde tutan siyasi iktidar bu sayede toplumsal düzeni sağlamaktadır.
- Siyasi iktidarın ayırıcı bir diğer önemli özelliği ise rıza ve itaat unsurudur. Çünkü iktidarın süreklilik kazanması bu manevi boyutun var olmasına bağlıdır. Bu anlamda iktidar, kuvvet ve rızanın bir toplamı ya da birleşimi olarak özetlenebilmektedir.
#47
SORU:
Kurucu iktidar ne şekilde açıklanabilir?
CEVAP:
Kurucu iktidar, devletin temel hukuk düzenini kuran, siyasî iktidarın hangi organlar eliyle, nasıl ve hangi sınırlar içinde kullanılacağını belirleyen, herkes için bağlayıcı üstün anayasa normlarını koyan iktidardır.
#48
SORU:
“Asli” ve “Tali” kurucu iktidarı açıklayınız?
CEVAP:
Asli kurucu iktidar, herhangi bir güçlük ya da sınırlama ile karşılaşmaksızın yeni ilkelere, dünya görüşüne veya siyasi sisteme dayanan bir anayasayı meydana getiren iktidarı ifade etmektedir. Asli kurucu iktidar bu şekilde anayasayı oluştururken; iradesini kısıtlayacak ya da kayıtlayacak yazılı ve üstün bir normlar bütünüyle bağlı değildir. Bu iktidarın üstünde başka herhangi bir iktidar mevcut değildir. Tali kurucu iktidar ise bir anayasayı yine o anayasada öngörülmüş usullerle değiştirme iktidarı olarak olarak tanımlanmaktadır.
#49
SORU:
Kurucu iktidarın asli ve tali olarak iki türü birbiriyle karşılaştırıldığında nasıl bir sonuç ortaya çıkmaktadır?
CEVAP:
Kurucu iktidarın asli ve tali olarak iki türü birbiriyle karşılaştırıldığında şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır: asli kurucu iktidar, hukuk dışı, sınırsız, fiilen en güçlü olan, anayasayı yaparken kullanacağı biçim ve usuller önceden belli olmayan ve bir hukuki boşlukta ortaya çıkan bir iktidarı ifade ederken; tali kurucu iktidar ise hukuki ve sınırlı nitelikte olan, sahibi hukuken belirlenebilen ve anayasayı yine o anayasanın öngördüğü usuller çerçevesinde değiştiren iktidardır.
#50
SORU:
Diğer toplumsal iktidar türlerinden daha üstün olup, kişiler için olduğu kadar toplumsal gruplar için de uyulması zorunlu kararlar alma yetkisine sahip olan iktidar hangisidir?
CEVAP:
Kurulu iktidar, diğer toplumsal iktidar türlerinden daha üstündür ve kişiler için olduğu kadar toplumsal gruplar için de uyulması zorunlu kararlar alma yetkisine sahiptir.
#51
SORU:
Anayasacılıkta ortaya çıkan iki ana görüşü belirtiniz?
CEVAP:
Anayasacılıkta iki ana görüş ortaya çıkmış olup bunlardan ilki, kişinin manevi bütünlüğünü önemseyen ve bunu ahlaki kayıtlarla korumak isteyen anlayıştır. İkinci görüş ise kuvvetin kuvvetle önlenebileceğini savunan ve çeşitli güvence kurumlarına dayanan bir anayasacılık hareketini öngörmüştür.
#52
SORU:
Carl J. Friedrich’e göre anayasacılık hareketini açıklayınız?
CEVAP:
Carl J. Friedrich’e göre anayasacılık hareketi modern dünyanın bir ürünüdür ve liberalizm, akılcılık ile bireycilik akımları bu süreçte çok önemli bir yere sahiptir. Özellikle erkler ayrılığı ilkesi, anayasacılığın vazgeçilmez bir unsurudur. Çünkü bu ilke sayesinde devlet faaliyeti üzerinde etkili bir sınırlama sistemi kurulabilmiştir.
#53
SORU:
Hangi yüzyıl devletin yönetim düzenini, birey hak ve özgürlüklerini yazılı belgelere bağlamak amacını taşıyan anayasaların ortaya çıkmaya başladığı bir dönem olması nedeniyle anayasacılık bakımından bir dönüm noktası olmuştur?
CEVAP:
18. yüzyıl devletin yönetim düzenini, birey hak ve özgürlüklerini yazılı belgelere bağlamak amacını taşıyan anayasaların ortaya çıkmaya başladığı bir dönem olması nedeniyle anayasacılık bakımından bir dönüm noktası olmuştur.
#54
SORU:
Bir devletin temel yapısını, kuruluşunu, temel organların yetki ve görevlerini, iktidarın devrini ve devlet iktidarı karşısında bireylerin hak ve özgürlüklerini düzenleyen temel metin olarak tanımlanabilecek anayasalar hakkındaki söz konusu ayrımlar hangileridir?
CEVAP:
Bir devletin temel yapısını, kuruluşunu, temel organların yetki ve görevlerini, iktidarın devrini ve devlet iktidarı karşısında bireylerin hak ve özgürlüklerini düzenleyen temel metin olarak tanımlanabilecek anayasalar hakkında çeşitli ayrımlar söz konusudur. Bunlardan ilki, anayasanın hazırlanma yöntemi ve kapsamına ilişkin olan ayrıntılı ve çerçeve anayasa ayrımıdır. Bir diğeri anayasanın yazılılık özelliğine binaen yapılan yazılı ve yazılı olmayan anayasa ayrımı iken; sonuncusu da anayasanın değiştirilme usulüne göre gerçekleştirilen sert (=katı) ve yumuşak (=esnek) anayasa ayrımıdır.
#55
SORU:
Çerçeve anayasasının ne olduğunu ve bunun tipik bir örneği olarak gösterilebilecek anayasayı belirtiniz?
CEVAP:
Çerçeve anayasa, anayasa koyucunun anayasayı meydana getirirken karşılaşılan her soruna ilişkin bir düzenleme sevk etmeden, genel ilkelerle yetindiği ve oluşturulan kuralların ayrıntılandırılmasının kanunlara bırakıldığı anayasalardır. ABD Anayasası bunun tipik örneklerinden birisini oluşturmaktadır.
#56
SORU:
Yazılı ve yazısız anayasaların ne olduğunu açıklayınız?
CEVAP:
Yazılı anayasalar bir anayasa içinde olması düşünülen kuralların yetkili bir organ tarafından belirli bir belge içinde toplanmasını ifade ederken; teamüli ya da geleneksel anayasalar olarak da adlandırılan yazısız anayasalar, toplumun içinde uzunca bir süre kesintisiz biçimde yinelenen ve bağlayıcı olduğuna inanılan uygulamalar bütünüdür.
#57
SORU:
Tek ya da basit devlet olarak da adlandırılan, ülke, millet ve egemenlik unsurları ile yasama, yürütme ve yargı organları bakımından teklik özelliği gösteren devlet biçimi hangisidir?
CEVAP:
Tek ya da basit devlet olarak da adlandırılan üniter devlet, ülke, millet ve egemenlik unsurları ile yasama, yürütme ve yargı organları bakımından teklik özelliği gösteren devlet biçimini ifade etmektedir.
#58
SORU:
Bileşik devletlerin ilk kategorisini oluşturan devlet birlikleri hangileridir ve bunları açıklayınız?
CEVAP:
Bileşik devletlerin ilk kategorisini oluşturan devlet birlikleri kendi içinde hakiki birlik ve şahsi birlik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hakiki birlik, iki devletin başkanının tek bir monark olduğu ve dış ilişkilerde ortak organların bulunduğu ve şahsi birlikten daha ileri bir aşamayı ifade etmektedir. Devletlerin bütünleşme gösterdiği bu birliklerde, iç işlerde bağımsızlık korunurken; dış ilişkilerde ortaklaşma söz konusudur. Şahsi birlikler ise iki devletin uluslararası ilişkilerdeki yetkilerini koruyarak, tek bir monarkın ortak başkanlığını kabul etmeleri ile oluşmuşlardır. Özellikle evlenme veya veraset yoluyla iki ülke hükümdarlığının aynı kişide birleşmesidir. Bu geçici birlik hükümdarın ölümü ile son bulmaktadır. Bu birliklerde her iki devlet de iç ve dış ilişkilerde bağımsızdır.
#59
SORU:
Arend Lijphart'in federal devlette olmazsa olmaz ve bir arada olması gereken olarak belirttiği üç ölçütü açıklayınız?
CEVAP:
Arend Lijphart federal devlette olmazsa olmaz üç ölçütün bir arada olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu ölçütler;
- Federal devletin mutlaka bir anayasayla oluşturulması gerekliliği,
- Federal devletin yasama organının mutlaka çift meclisten oluşması zorunluluğu,
- Federal devlette mutlaka yerinden yönetim ilkesinin hayata geçilmiş olmasıdır.
#60
SORU:
Ampirik ya da bir diğer deyişle uygulamaya dayanan demokrasi teorisine göre, bir ülkedeki insan topluluğunun çoğunun gereksinimlerini ve isteklerini karşılayabilen demokratik sistemlerin olmazsa olmaz hangi koşullara sahip olması gerekmektedir?
CEVAP:
Ampirik ya da bir diğer deyişle uygulamaya dayanan demokrasi teorisine göre, bir ülkedeki insan topluluğunun çoğunun gereksinimlerini ve isteklerini karşılayabilen demokratik sistemlerin olmazsa olmaz bazı koşullara sahip olması gerekmektedir. Bu koşulları;
- Etkin siyasal konumların seçimle işbaşına gelmesi,
- Düzenli aralıklarla serbest seçimlerin yapılması,
- Çok partili bir siyasal yaşamın oluşturulması,
- Muhalefet partilerinin de bu sistem içinde iktidar olabilme olanağının bulunması,
- Temel kamu haklarının tanınması ve güvence altına alınması olarak özetlemek mümkündür.
#61
SORU:
Demokratik devletlerin yönetim anlayışları bakımından belli ölçülerde birbirinden ayrılan dört tarzının neler olduğunu belirtiniz?
CEVAP:
Demokratik devletlerin yönetim anlayışları bakımından belli ölçülerde birbirinden ayrılan dört tarzı bulunmaktadır. Bunlardan üçü bir biçimde yöneten-yönetilen ilişkisi üzerine kurulu olan temsili demokrasi, yarı–temsili demokrasi ve yarı doğrudan demokrasi iken; dördüncüsü yöneten–yönetilen kurgusunu teorik olarak tamamen ortadan kaldıran doğrudan demokrasidir.
#62
SORU:
Merkezi ve yerel düzeyde kurulmuş, siyasi iktidarı elde ederek kullanmayı amaçlayan, bunun için de halkın desteğini sağlamaya çalışan, sürekli ve örgütlü yapı olarak tanımlanabilecek siyasi partilerin dört ana işlevini açıklayınız?
CEVAP:
Merkezi ve yerel düzeyde kurulmuş, siyasi iktidarı elde ederek kullanmayı amaçlayan, bunun için de halkın desteğini sağlamaya çalışan, sürekli ve örgütlü yapı olarak tanımlanabilecek siyasi partilerin dört ana işlevi bulunmaktadır. Bunları şu başlıklar altında özetlenebilir;
- Toplumdaki dağınık düşünce, görüş ve eğilimlere açıklık kazandırarak benzer görüşleri
birbiriyle kaynaştırmak, - Seçimlerde aday göstermek yoluyla iktidarı kullanacak ve sorumluluk yüklenecek kadroların
seçmenlere tanıtılmasına yardımcı olmak, - Seçim yarışı sonucunda çoğunluğu elde edenleri iktidara taşımak ve aynı zamanda azınlıkta
kalanları da sistem içinde muhalefet olarak konumlandırmak, - Geleceğin yönetici kadrolarını yetiştirecek eğitimi vermek.
#63
SORU:
Çok partili sistemler hangileridir ve bunları açıklayınız?
CEVAP:
Çok partili sistemler, ılımlı ve aşırı çok partili sistemler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ilımlı çok partili sistemin bulunduğu ülkelerde, mevcut partiler arasında çok derin ideolojik ayrılıklar bulunmamakta ve partiler siyasî sistemin sorunları bakımından birbirleriyle uyuşabilecek ortak noktalara sahiptirler. Hollanda, İsveç, Norveç, Danimarka ılımlı çok parti sistemine örnek gösterilen ülkelerdir. Aşırı çok partili sistemlerde ise ülkenin temel sorunları üzerinde görüş bakımından çok farklı ve uzlaşmaz tavır ve yaklaşımlara sahip partiler bulunmaktadır. Bu sistemlerde partilerin belli konulara ilişkin olarak oydaşma olanakları ya hiç yoktur ya da çok zayıftır. Geçmişte Weimar Almanyası, III. ve IV. Cumhuriyet Fransası ve günümüzde de İtalya aşırı çok partili sisteme örnek gösterilebilir.
#64
SORU:
Tek İsimli Tek Turlu Çoğunluk Sistemini açıklayınız?
CEVAP:
Tek İsimli Tek Turlu Çoğunluk Sistemi: Bu sistemde seçim çevresinde kullanılan geçerli oyların basit çoğunluğunu elde eden aday seçimi kazanmış olmaktadır. Bu seçim sistemi bir partinin yasama organı içinde çoğunluk sağlamasını oluşturmaktadır. Seçmenler oyların boşa gitmemesi kaygısıyla iki büyük partiden birine oylarını atmak suretiyle iki partili bir siyasal yapının oluşumuna yol açmaktadırlar.
#65
SORU:
Listeli Çoğunluk Sistemini açıklayınız?
CEVAP:
Listeli Çoğunluk Sistemi: Bu sisteme göre, partilerin seçmenlere sundukları listelerdeki aday sayısı, o seçim çevresinden seçilecek temsilci sayısına eşittir. Seçmen oy pusulasının tümünü oylamak yoluyla tercih ettiği listedeki bütün adaylara oy vermiş olmaktadır. Çoğunluk oyu elde eden partinin listesi seçimi kazanacağından o seçim çevresindeki bütün temsilcilikleri o parti tarafından kazanılmış olacaktır. Bu özellik çoğunluk esasındaki adaletsizliği had safhaya ulaştırmaktadır.
#66
SORU:
Yasama organının koyduğu kuralları yürütmek, idari örgütlenmeyi sağlamak, iç ve dış siyaseti belirleyerek bunu hayata geçirmek ve kanun tasarısı sunmak yoluyla yasama sürecine katılmak gibi işlevleri yerine getiren yürütme organı kaç türlü biçimsel yapıya sahip olabildiğini açıklayınız?
CEVAP:
Yasama organının koyduğu kuralları yürütmek, idari örgütlenmeyi sağlamak, iç ve dış siyaseti belirleyerek bunu hayata geçirmek ve kanun tasarısı sunmak yoluyla yasama sürecine katılmak gibi işlevleri yerine getiren yürütme organı, “tek yapılı”, “iki başlı” ve “ortaklaşa” yürütme olarak adlandırabileceğimiz üç türlü biçimsel yapıya sahip olabilmektedir.